İçeriğe geç

Meyve Risalesi Kitap Alıntıları – Bediüzzaman Said Nursî

Bediüzzaman Said Nursî kitaplarından Meyve Risalesi kitap alıntıları sizlerle…

Meyve Risalesi Kitap Alıntıları

&“&”

Evet şu perîşan dünyada, âvâre nev’-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta, sâhibsiz hâmîsiz bir sûrette, âciz miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder.
İki cihanın ve iki hayatın medâr-ı saadeti yalnız îmândır.
Kâinatta adem âlemleri hesabına çalışan şerirlerden ve insî ve cinnî şeytanlardan kendinizi muhafaza ediniz."
&‘Kadere îman eden, gamlardan kurtulur…’
&‘İnsanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur…’
&‘Nasıl ki îman, ölüm vaktinde insanı îdam-ı ebedîden kurtarıyor; öyle de herkesin hususî dünyasını dahi îdamdan ve hiçlik karanlıklarından kurtarıyor…’
&‘Cenâb-ı Hakk’ın kudreti ve ilmi herşeyin fevkinde büyüktür, hiçbir şey dâire-i ilminden çıkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz. Ve korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür…’
&‘İnsan, şu kâinât ağacının en son ve en cemiyetli meyvesi…’
&‘Ömür sermayesi pek azdır, lüzumlu işler pek çoktur…’
&‘İman hakikatı öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse, bir cennet-i hususiye ondan çıkar; o çekirdeğin şecere-i tûbâsı olur.’
Hakiki ve elemsiz lezzet, yalnız imanda ve iman ile olabilir.
Geçmiş zamanın 50 sene evvelki hadisatı sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gb,gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa,ehl-i dalalet ve sefahetin elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilse idi, şimdiki gördüklerine ve gayr-i meşru keyiflerine nefretler ve teellümle ağlayacaklardı
Cenab-ı Hakk’ın kudreti ve ilmi herşeyin fevkinde büyüktür.
mevcudatın tahakkuku misillü, haşir haktır ve muhakkaktır.
Ömür sermayesi pek azdır lüzumlu işler pek çoktur.
Kadere îman eden, gamlardan kurtulur."
اگر اللّهى بولدك ايسه ، بتون اشيا سنڭدر…
Nasılki hayır, lezzet, ışık, güzellik, imân gibi şeyler cennete akar öyle de, şer, elem, karanlık, kinlik, küfür gibi zararlı maddeler cehenneme yağar.
Evet, bu kâinatta hayır-şer, lezzet-elem, ziyâ-zulmet, harâret-bürudet, güzellik-çirkinlik, hidayet-delâlet birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir.
Çünkü şer olmazsa, hayır bilinmez. Elem olmazsa, lezzet anlaşılmaz.
Iki cihanın ve iki hayatın medâr-ı saadeti yalnız îmândır.
İnsan şu kâinât ağacının en son ve en cemiyeti meyvesi..
Her dertlinin âhını, her muhtarın duasını işiten ve dinleyen bir Semî ve Mücîb perde arkasında var, bakar ki; en küçük bir zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli âhını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder.
Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata- istikamet dairesinde sarfetse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semâvî fermânlar müjde veriyorlar .
Demek hakikî ve elemsiz lezzet, yalnız îmânda ve îman ile olabilir.
Madem lezzet ve zevk i in ölümü hatıra getirmeyip dalâletin hükmüyle bütün geçmiş zaman-ı mâzi ölmüş ve mâdumdur. Ve içinde cenazeleri çürümüş bir vahşeti mezaristandır.
Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır.
Ölüm o kadar kat’î ve zâhirdir ki; bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmedi gibi ölüm başımıza gelecek.
O muannid döndü dedi: Hiç olmazsa hayvan gibi hayatımızı keyif ve lezzetle geçirmek için sefahet ve eğlencelerle bu ince şeyleri düşünmeyerek yaşayacağız."
Cevaben dedim: "Hayvan gibi olamazsın. Çünki hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar. Hâlıkına şükreder. Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister, fakat o his dahi gider. O elemden de kurtulur…
Risaletü’n-Nur bu asırda, bu tarihte bir urvetü’l-vüska"dır. Yani çok muhkem, kopmaz bir zincir ve bir "hablullah"tır. Ona elini atan, yapışan necat bulur diye mana-yı remziyle haber verir.
Meyve Risalesi – 159
Kâinatta adem âlemleri hesabına çalışan şerirlerden ve insî ve cinnî şeytanlardan kendinizi muhafaza ediniz."
Meyve Risalesi – 147
İnsanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur.
Meyve Risalesi – 131
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Kimin için Allah var, ona herşey var ve kimin için yoksa, herşey ona yoktur, hiçtir."
Meyve Risalesi – 124
Zemin ve göklerin haşmet-i hilkatinde kalbin dahi hatıratını bilir, idare eder."
Meyve Risalesi – 112
Bir tek âyet iken yüz ondört defa tekerrür eden Bismillahirrahmanirrahîm" cümlesi, Risale-i Nur’un Ondördüncü Lem’asında beyan edildiği gibi; arşı ferşle bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan öyle bir hakikattır ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var. Değil yalnız ekmek gibi her gün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır.
Meyve Risalesi – 106
Cehennem’siz Cennet’in pek çok lezzetleri gizli kalır.
Meyve Risalesi – 81
iki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız imandır.
Meyve Risalesi – 71
Ben başıboş değilim ve vazifedar bir yolcuyum. Ben de onlar gibi ihtiyar ve zaîf olacağım.
Meyve Risalesi – 66
Eski zaman peygamberleri ümmetlerine Kur’an gibi izahat vermediklerinin sebebi, o devirler beşerin bedeviyet ve tufuliyet devri olmasıdır. İbtidaî derslerde izah az olur.
Meyve Risalesi – 58
Evet ya Rabbenâ! İstediğini ver, biz de onun istediğini istiyoruz."
Meyve Risalesi – 40
Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.
Meyve Risalesi – 34
Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarfetmek lâzım ve elzemdir.
Meyve Risalesi – 26
Gençlik keyifleri ve lezzetleri, âhiret mes’uliyetinden ve kabir azabından ve zevalinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübe ile tasdik eder.
Meyve Risalesi – 25
Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur.
Meyve Risalesi – 21
Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler; senin cüz’î lezzetini hiçe indirir.
Meyve Risalesi – 18
İman hakikatı öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse, bir cennet-i hususiye ondan çıkar; o çekirdeğin şecere-i tûbâsı olur
Meyve Risalesi – 18
Hapishaneyi terbiyehane gösterip vatanımıza ve milletimize birer terbiyeli, emniyetli, menfaatli adam olmağa çalışmalıyız.
Meyve Risalesi – 13
Ölüm o kadar kat’î ve zahirdir ki; bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek.
Meyve Risalesi – 8
Her dertlinin âhını, her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semî-i Mücîb perde arkasında var, bakar ki en küçük bir canlının en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder.
Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahil olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahtır…
Ben başıboş değilim ve vazifedar bir yolcuyum.
İNSAN, şu kainat ağacının en son ve en cem’iyetli meyvesi , ve kainat sarayının en mükerrem misafiri…
Hiçbir saltanat yoktur ki o saltanata itaat edenlere mükafatı ve isyan edenlere mücazatı(ceza) bulunmasın.
Eğer istikamet dairesinde gitse gençlik gayet şirin ve güzel bir nimet-i İlahiye ve tatlı ve kuvvetli bir vasıta-i hayrat olarak ahirette gayet parlak ve baki bir gençlik netice vereceğini , başta Kur’an olarak çok kat’i ayatıyla bütün semavi kitaplar ve fermanlar haber verip müjde ediyorlar.
Madem hakikat budur. Ya aklını çıkar at, hayvan ol kurtul!.. Veya aklını îmânla başına al. Kur’an’ı dinle… Yüz derece hayvandan ziyade bu fâni dünyada dahi sâfi lezzetleri kazan!..
Îmân hakikati öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse, bir cennet-i hususiye ondan çıkar; o çekirdeğin şecere-i tûbâsı olur.
Demek hakîkî ve elemsiz lezzet yalnız îmanda ve îmân ile olabilir.
Nasılki bu yaz ve güzün âhiri kıştır.
Öyle de;
Gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır.
..git hastanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor. Elbette, ekseriyetle gençlerin gençliğinin suistimalinden ve taşkınlıklarından
gayr-ı meşru keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteyeceksin.."
Mesela, nasıl ki mükemmel bir eczahane ki her kavanozunda hârika ve hassas mizanlarla alınmış hayattar macunlar ve tiryaklar var. Şüphesiz gayet maharetli ve kimyager ve hakîm bir eczacıyı gösterir.
Öyle de küre-i arz eczahanesinde bulunan dört yüz bin çeşit nebatat ve hayvanat kavanozlarındaki zîhayat macunlar ve tiryaklar cihetiyle, bu çarşıdaki eczahaneden ne derece
ziyade mükemmel ve büyük olması nisbetinde, okuduğunuz fenn-i tıp mikyasıyla küre-i arz eczahane-i kübrasının eczacısı olan Hakîm-i Zülcelal’i hattâ kör gözlere de gösterir, tanıttırır.
Ya aklını çıkar at, hayvan ol kurtul..
Veya aklını iman ile başına al, Kur’an’ı dinle..
Yüz derece hayvandan ziyade bu fani dünyada dahi safi lezzetleri kazan!
İki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız imandır.
Öyle de gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. 
Kimin için Allah var, ona her şey var. Ve kimin için yoksa, her şey ona yoktur, hiçtir.”
Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.."
Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir