Meyhane Kitap Alıntıları – Emile Zola

Eğer bir Tanrı varsa , bu yaptığı işler , hiçte adil değil..

Doğrusunu isterseniz ben birisini sevince onun başkaları tarafından görülmesine dayanamıyorum.

Evlendikten sonra umduğunuzu bulamazsanız,bunun için kimseye diyecek bir sözünüz olmaz.
Zaten evlenmelerin yüzde kaçı mutlulukla bitiyor ki?

Emeli, namuslu insanlar arasında yaşamaktı; çünkü kötü bir toplum insanı balyoz darbesi gibi ezer, kadını ise yamyassı ederdi.

Yabannıllar gibi yaşamak istemiyorsak,birbirimizin kusurlarını hoşgörüp bagışlamalıyız,değil mi ya?/

Çalışan ve kazanan insan,esir olmaz. Çalışmayan ve kazanmayan bir insan ise, başkalarının sırtından geçinen ve onların haklarını çalan bir hırsızdır.

Yaşamın kederli geçen günleri arasına, seyrek de olsa bazen , neşeli günler serpiştirilmiştir. Birbirini sevmeyen , hatta birbirlerinden nefret eden insanlar , böyle günlerde birbirlerine yakın görünürler.

Mevsim kışsa karnın açsa,kemerini istediğin kadar sık,karnın doymaz yine de.

İşin kötü yanı şu ki ,insan her şeye alışır,ama aç oturmaya alışamaz.

Dinle bak…İnsan birkere öldü mü bir daha dirilmez artık.

Bir erkeğin dostluğu,bir kadının aşkından daha sağlamdır.

Eğer bir Tanrı varsa,bu yaptığı işler, hiçte de adil değil.

İnsan her şeye alışıyor.

Vahşiler gibi yaşamak istemiyorsak, affetmesini bilmeliyiz… Öyle değil mi?

“Ama kocaları tarafından öldürülen kadınlarla uğraşacak vakti mi var adaletin? İnsan her gün bir tekme yiyorsa, bir gün bir tane eksik bir tane fazla yemiş, ne çıkar, değil mi?”
Dünya Kasikleri Edebiyat
Emile Zola
Meyhane,

En büyük hayali namuslu bir çevre içinde yaşatmaktı; zira söylediğine bakılırsa kötü toplum insanın başını ezer, hele bir kadını yok ederdi.

Parayı bir tarafa atıp biriktirmek için kazanmıyorlardı; onun güzelliği, harcanabilmesindeydi.

Gün gelir insan dünyadan çekilip gitmekten memnun olur.

tutkuları başka yöne kaymış olan gençler içkiden anlamazlar.

Yorgun ve halsiz görünmek zengin kadınlara özgüdür. Fakir insanların yatakta geçirecek zamanları yoktur.

Emeli, namuslu insanlar arasında yaşamaktı; çünkü kötü bir toplum insanı balyoz darbesi gibi ezer, kadını ise yamyassı ederdi.

Parayı bir tarafa atıp biriktirmek için kazanmıyorlardı; onun güzelliği, harcanabilmesindeydi.