Ender Haluk Derince kitaplarından Mevlana ve Şems’ten Yüreğinizi Isıtan Sözler kitap alıntıları sizlerle…
Mevlana ve Şems’ten Yüreğinizi Isıtan Sözler Kitap Alıntıları
Altın olsam; değerimi herkes bilir. Ben basit bir demir olayım Değerimi sadece anlayan bilsin!
Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet; çünkü hayat çok kısa
Üzdüğün kadar üzülürsün.
Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme!
Gelişim davetsizdi, gidişim de elvedasız olsun istedim.
Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Sakın kendi doğrularını putlaştırma!
Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz. Aşırılıktan uzak dur.
Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.
Hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil.
Allah dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
Çalma – çırpma padişahlık; cansız, gönülsüz ve gözsüzdür. Sana padişahlığı halk verdiyse borç alır gibi yine senden alır!
Padişahların huyu halka da tesir eder.
Sadece dış güzelliğe dayanan aşklar, gerçek aşk değildir; hevesten ibarettir.
Kader, ceza vermede kılı kırk yarar.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Onu affet de Allah da seni affetsin, suçlarını bağışlasın. Sen de gafletle az testiler kırmamışsındır.
Ben cana bakıyorum, sen renge bakıyorsun.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Testide ne varsa, dışına o sızar.
Sevgilisinin derdine düşen bir aşık, dışarıda olsa da sandığa girmiştir. Ömrünü üzüntüyle sandıkta geçirir.
Gözün varsa kendi gözünle bak. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir ahmağın gözüyle bakma.
Ey zulümler eden! Nasıl oluyor da gönlün hoş?
Ey suçsuzların kafasına vuran! Bunun cezasını kendi kafanda görmüyor musun?
Söz dinleyene göre söylenir.
Açgözlülük, huyu fitne ve fesat olan bir hırsızdır.
Ey yağlı ballı yemekleri gören, yiyen, onların artığını git de helada izle. O pisliğe, Nerede senin güzelliğin? diye sor.
Ejderhanın gücü vardır ama hilesi yoktur.
Kendine gel, kendine!
Yalnızlık, kimsesizlik, adam olmayan kişilerin işvesinden iyidir.
Allah’ın süslediği, güzel yarattığı kadından nasıl kaçılır?
Ey zulümle kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.
Erkeğin güzelliği dilinde gizlidir.
Ey Firavun, ululanıp durma!
Kuşku yoktur ki Rabbim şımaranları sevmez.
Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz.
Eğer senin duada etkili bir soluğun yoksa, git de özü sözü doğru din kardeşlerinden dua iste.
Ey halkın kanını emen zalim! Bu işten vazgeç.
Ne halde olursan ol, dengeli ol, orta yolu tut.
Ahmağın dostluğu eziyettir, sapıklıktır.
Ne mutlu o cana ki kendi ayıbını görür.
Kendi cinsinden olmayanla konuşup görüşmek, mezara girmek gibidir.
Nice dualar vardır ki zararın, yok olmanın ta kendisidir. Pak ve kutsal olan Allah, kereminden, merhametinden dolayı onları kabul etmez.
Erdem kılıcı, demir kılıçtan daha keskindir. Hatta yüzlerce ordudan daha büyük, daha üstündür.
Aşksız geçen bir ömür boşuna yaşanmıştır.
Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini de bir dürüst insan alır.
Yepyeni bir yaşama doğmak için, ölmeden önce ölmeliyiz.
Şu yaşamda ancak karşıtlarla ilerleyebiliriz.
Sevdiğinin nazını değil,
Kahrını çekmektir sevda
Onunla bir ömür değil,
Onun için bir ömürdür sevda
Eline el değmesini değil,
Gölgesine gölge düşmesini kıskanmaktır sevda
Yürürken dikenli yollardan darağacına,
Son dileğinde onu görebilmeyi istemektir sevda
Yani demem o ki
Herkesin harcı değildir sevda!
Kahrını çekmektir sevda
Onunla bir ömür değil,
Onun için bir ömürdür sevda
Eline el değmesini değil,
Gölgesine gölge düşmesini kıskanmaktır sevda
Yürürken dikenli yollardan darağacına,
Son dileğinde onu görebilmeyi istemektir sevda
Yani demem o ki
Herkesin harcı değildir sevda!
Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen, o da sana öyle yansıtır. Ağzından güzel bir söz çıkarsa, o güzel söz yankılanır. Kötü söz çıkarsa, gerisin geri sana kötü söz olarak döner. Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün güzel sözler söyle. Kırk günün sonunda göreceksin, her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta tutsak olsa bile yine de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
Ya aşırı değer verir ya değer bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur!
Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın kutsal düzenine saygısızlık etmektir.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi olanaksızdır.
Yıkamakla çıkmayan tek pislik, yüreklerde yağ bağlamış kıskançlık ve art niyettir.
“Kusursuzdur ya Allah, onu sevmek kolaydır. Zor olan, hatasıyla sevabıyla ölümlü insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi, ancak sevdiği ölçüde bilebilir. Demek ki gerçekten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevmeden ne hakkıyla bilebilir, ne hakkıyla sevebilirsin.
Şu dünyada, gökyüzündeki yıldızlardan daha çok sayıda sahte hacı, hoca, şeyh ve şıh var. Gerçek yol gösterici, seni kendi içine bakmaya ve benliğini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir bulmaya yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil
Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü hayal edebilmektir.
İnsan yandaşlıktan, öfke ve şehvetten şaşı olur.
Ey rüşvet alan! Sen fil yavrusu yemektesin. Düşmanın olan o fil, sonunda kökünü kazır, yok eder seni.
Akılsız dost zaten düşmandır.
Koyunun kurttan kaçmasına şaşılmaz. Şaşılacak şey, koyunun kurda gönül vermesidir.
Merhamete ulaşmak istersen, zayıflara merhamet et!
“Kim kötü bir gelenek koyarsa, ondan sonra halk cahilliğinden bu geleneğe uysa, bütün bu âdeti işleyenlerin günahı, o geleneği ilk koyana da yazılır. Çünkü o baştır, diğerleri kuyruk.
“Kaynayan yağın üstüne su dökersen, ocağı da yıkarsın tencereyi de. Söyle ama yumuşak söyle; sakın doğrudan başka da bir şey söyleme. Yumuşak sözlerle de vesveseler satmaya kalkışma!
Birisi şehadet getirdi, imanını gösteren bir şey yaptı mı, dış görünüşe önem verenler, o adamın mümin olduğuna karar verirler. Böylece nice bozguncular biçime, gösterişe sığınmışlar ve yüzlerce gerçek iman sahibinin kanını gizlice dökmüşlerdir.
Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.
Dosttan, yakınlardan gelen bir cefa, düşmanın üç yüz bin cefasına bedeldir.
Kibir kokusu, hırs kokusu, tamah kokusu, söz söylerken soğan gibi kokar.
Hiç köpeğin havlaması Ay’ın kulağına değer mi?
Aslanın boynunda zincir bile olsa, bütün zincir yapanlara beydir arslan.
Hırsızlara, kötülere, alçaklara acımak, zayıfları kırıp geçirmektir.
Gördün ya, beni gamdan başka kimse anımsamıyor; gama binlerce kez aferin!
Gönül şişesini kırarsan artık yaşamak yarar vermez.