Jack London kitaplarından Meksikalı kitap alıntıları sizlerle…
Meksikalı Kitap Alıntıları
Bütün günler birbirinin aynıydı. Dün, ya da geçen yıl, bin yıl gibi, ya da bir dakika gibi bir şeydi. Hiç bir şey olmuyordu. Zamanın akışını işaretleyecek hiç bir olay yoktu. Zaman yürümüyordu. Hep öyle duruyordu.
Ben geçen mevsimden kalmış kuru
bir yaprak gibiyim. Sıkı sıkı tutuyorum dalımı. Ama ilk solukta düşeceğim yere.
bir yaprak gibiyim. Sıkı sıkı tutuyorum dalımı. Ama ilk solukta düşeceğim yere.
Demek hayat buydu? Boş ve geçici bir şey
Rivera cəhənnəm əzabı çəkmişdir. Cəhənnəm əzabı çəkməmiş bir adam belə ola bilməz, çünki o çox uşaqdır.
Mən onu düşünəndə az qalıram ağlayam. Onun dostları yoxdur. Onun hamıdan zəhləsi gedir.
Onun qəlbində hər bir şey kütləşmişdir. Elə bil ki, qəlbində işıq və gülüşü odla yandırıb-yaxmışlar. O öldürür, amma bununla bərabər onda nə isə qorxunc bir həyat qüvvəsi hiss olunur.
Jüri önünde yargılanma hakkı söyle dursun, savunma hakkı bile tanınmayan sozumona bir yargılama sonucu hüküm giymiş ve buraya tıkılmistım.
Ecdadımın uğrunda canla başla savaşıp öldükleri özgürlüklerden biri de, jüri tafarından yargılanma hakkıydı. Bu hak bana atalarımdan miras kalmıştı
Makineler ilk işe başladığı günkünden daha hızlı; ama aklı daha yavaş çalışıyordu şimdi.
Hicbir çocuk gece vardiyasında çalışıp da çocuk kalamazdı.
Yaşamda dikiş tutturabilmek için dostluğun yabana atılmaz bir araç olduğunu öğrenmişti.
Devrim bir kez patlak verdi mi artık kendi kendine sürer giderdi.
Hiçbir çocuk gece vardiyasında çalışıp da çocuk kalamazdı
♧
İyilik yaparken ayrım gözetmek ahlaksızlıktır der profesyonel insanseverler
İyilik yaparken ayrım gözetmek ahlaksızlıktır der profesyonel insanseverler
♧
Gölgeler ısıtmaz insanı
Gölgeler ısıtmaz insanı
♧
Yakında öyle bir toz olacağım ki gölgeme bile rastlamayacaksınız buralarda.
Yakında öyle bir toz olacağım ki gölgeme bile rastlamayacaksınız buralarda.
İşte gelip çattı çalışmanın zamanı
Ayırmasın Tanrı beni işimden
Ölürsem eğer gece inmeden ,
Diliyorum Tanrı’dan : işim bitmiş olur.
Ayırmasın Tanrı beni işimden
Ölürsem eğer gece inmeden ,
Diliyorum Tanrı’dan : işim bitmiş olur.
aynı düşüncede olanlar çekişirse bölünme ve yıkım kaçınılmazdır.
Ya kadın havasına göre ateşle ya da kahkahayla dolan inanılmaz siyah gözleriyle görkemli, zarif ve bir panter kadar güçlü biriyse?
Kâğıda dökülen düşüncede güç vardır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Böyle ömürleri boyunca pamuklara, yünlere sarılı yaşayan insanlar son derece nazik olurlar.
Niçin bir köle, başka bir kölenin sahibi olup çıksın, sorarım size? Ve niçin bir köle dölü, bir yığın kölenin sahibi olsun?
kitaplarda, okumasını bilene ne ilginç olaylar yazıyor.
İşçiler okuma yazma öğrendiklerinde, hepsi de okuyup yazabildiğinde güçlenecekler ve bu güçleriyle zincirlerini kıracaklar. İşte o vakit ne sahip kalacak ne de köle.
İyilik yaparken ayrım gözetmek ahlaksızlıktır der profesyonel insanseverler.
Bu karışık, intikam duygusuyla coşmuş topluluğu sınırlardan içeri soksak devrim başladı demektir
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bir kere başladı mı devrim , kendi kendine devam ederdi
Ne güçlü yaratıklardı bu beyaz şeytanlar. Evet beyaz adamlar garipti, harikuladeydi ve de şeytandı
Mercan kat kat giyinir,
palmiye yaprak yaprak büyür,
oysa insanoğlu göçer gider.
palmiye yaprak yaprak büyür,
oysa insanoğlu göçer gider.
Tahiti atasözü
Bir şey gördüğünüzde, hepsini, bütününü görmelisiniz, yoksa görmenin ne anlamı kalır?
İnsan demek emek demekti
Gölgeler ısıtmaz insanı
Benim de anlatacak garip masallarım var
Değil mi ki çoğu insan gölge oluyor neden gölge de insan olmasın?
Dizleri titriyor, yorgunluktan hıçkırıyordu. İçi bulanırken nefret ettiği suratlar gözlerinin önünde sallanıyordu. Sonra onların silahlar olduğunu hatırladı. Silahlar onundu. Devrim devam edebilirdi .
Gece bastırdı; ay ışığıyla pırıl pırıl olmuş nefis bir gece
İyilik yaparken ayrım gözetmek ahlaksızlıktır der profesyonel insanseverler.
Kafaları atıp da memlekete sövüp saydıklarında, onlarla birlikte ben de basıyordum küfürü.
Bütün günler birbirine benziyordu.
Hiçbir çocuk gece vardiyasında çalışıp da çocuk kalamazdı
Ne perilere inanmıştı o, ne de Noel Baba’ya.
Kâğıda dökülen düşüncede güç vardır.
Bir şey gördüğünüzde, hepsini, bütününü görmelisiniz, yoksa görmenin ne anlamı kalır?
Değil mi ki çoğu insan gölge oluyor neden gölge de insan olmasın?
Kağıda dökülen düşüncede güç vardır.
Daha bilmediğiniz çok şey var, kardeşlerim. Bu ne acıklı bir durum yaratıyor bilseniz Pek çok şeyi bilmiyorsunuz çünkü her şeyden önce köle olduğunuzu bilmiyorsunuz.
Devletin parasını cebine indirdiğinden değil, devlet parasının gereğinden fazlasını cebine indirdiği için hapisteydi. Eh her şeyin, para aşırmanın bile fazlası haramdı
Sana bir şey söyleyeyim mi, orada saatlerce ve saatlerce oturup hiçbir şey yapmamak öyle güzeldi ki. Ömrümde bu kadar mutlu olmamıştım. Buna hiç vaktim yoktu ki. Hep hareket halindeydim. Öyle mutlu olunmaz. Artık paydos. Şimdi artık oturacağım hep. Oturup dinleneceğim, dinlenip oturacağım, sonra biraz durup biraz daha dinleneceğim.
Hangi çocuk gece vardiyasında çalışır da çocuk olarak kalır ki!
Soluğu kesen nemli sıcaklık dayanılası değildi ama gene de mutluydu bu işte Johnny. Çünkü daha küçüktü ve düşleri, umutları, hayalleri vardı. Sonu olmayan bir ırmak gibi akıp giden duman duman bez şeridinin başında ne düşler kurardı! Yaptığı iş, hiçbir hareket, hiçbir düşünce, akıl yürütme gerektirmiyordu; giderek daha az düş kurmaya başladı, aklı giderek uyuşuyor, tembelleşiyordu böylece. Ne olursa olsun, haftada iki dolar kazanıyordu ve iki dolar sürekli açlıkla, sürekli yetersiz beslenme arasındaki farkı temsil ediyordu. Yetersiz beslenmek, aç kalmaktan iyiydi kuşkusuz.
Kısacası karanlık,kuytu bir sokakta yada ıssız bir yerde insanın özünü koparacak bir adamın suratıydı Tom Kind in suratı.Ama kötü biri değildi
Bu dövüş bütün Meksika içindi.
Bir baltaya sap olsa sonu böyle olmazdı.
Uyanık kalıp bekleyeceğim seni.
Aklımın erdiği, gücümün yettiğince her şeyi yaptığıma eminim.
Niye sataşıyor, neden kendi halime bırakmıyor beni? Görmüyor mu, yorgunum işte.
Günde bir kez olsun ben söylemeden yüzünü yıkayıversen!
Gözlerinden hüzün, yüzünden yorgunluk okunan bir kadındı.
Bana baksana sen aptal herif, kendini ne sanıyorsun, hiçsin sen be.
Ne yalan söyleyeyim onun yanında kendimi bir çocuk gibi hissediyorum.
Ben devrim için çalışıyorum.
Söylemek istediğim şu ki, kardeşlerim, güzel günler gelmekte.
Kağıda dökülen düşüncede güç vardır.
Hangi çocuk gece vardiyasında çalışır da çocuk olarak kalırdı ki!
”Kağıda dökülen düşüncede güç vardır. ”
”Mercan kat kat giyinir, palmiye yaprak yaprak büyür, oysa insanoğlu göçer gider. ”
Tahiti Atasözü
Tahiti Atasözü