İçeriğe geç

Mecalis-i Seb’a Mevlana’nın Yedi Vaazı Kitap Alıntıları – Mevlana Celaleddin-i Rumi

Mevlana Celaleddin-i Rumi kitaplarından Mecalis-i Seb’a Mevlana’nın Yedi Vaazı kitap alıntıları sizlerle…

Mecalis-i Seb’a Mevlana’nın Yedi Vaazı Kitap Alıntıları

Bilgin kısının varlık gemisi şaşılacak şeydir;
Gözü gören kişinin kuyuya düşmesi şaşılacak bir şeydir
Yakutları vakitler vererek satın alabilirsin, ama vakitleri yakutlar vererek satın alamazsın
Bilen kişinin varlık gemisi şaşırtıcıdır.
Gören kişinin kuyuya düşmesi şaşırtıcıdır.
Gönül sedefimizi yok edip gidiş eline verme..
Sen, aldanış yurdunda, Temmuz ayında, Nişabur’ da kar satan kişiye benziyorsun. O adam, Temmuz ayında karcağızını önüne koymuştu; kendisi de yok-yoksul biriydi. Sıcaktan kar eriyor, adam da dertle yanan bir yürekle soğuk ahlar çekerek Şu sözü söylüyor, gözyaşları yağdırıyordu: Malımız pek kalmadı, kimse de satın almadı.
Can, senin konağını aradı, diledi,,
A beden o yola gidecek ayağın yok Senin; ne diye koşarsın?
A gönül, o güzelin yerini-yurdunu bilmezsin; ne ararsın?
Ayrı, aykırı yollara giden şu yolculardan sana ne çare var?
Sense tutmuşsun, laf edecek yer diye dört yol ağzında durmuşsun.
Takdir edilmiş olanlardan, takdir edene ulaşır o kul.
Hangi adalet terazisi? Ve gerçekten de insan ancak çalıştığını elde eder terazisi; söz budur ancak, elde ettiğin ecir, didindiğin, yorulduğun kadardır terazisi;
Herkes aşk pazarına gelemez; gelebilseydi;
Her taşın dibinde binlerce kervan görünürdü.
Neden kaçmıyorsun dedik. Dedi ki: Kime kaçayım? Bedenimdeki can onun içindi; yaşayış, onun için gerekti bana.
Sen, yolumda ateşlerle dolu yetmiş hendeksin; atlayıp geçebileceğimi nasıl umayım?
Senin hüküm sürdüğün ülkede, devletinin sayesinde perperişan olmak.
Fayda etmese bile ziyan da etmez.
..;Işık, ışığın bulunduğu yere gider.

Işık, yüz binlerce şey görse de,
Kendi aslından olmayan yerde karar etmez.

1. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2. Şevkat ve merhamette güneş gibi ol.
3. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol..
6. Hosgörülükte deniz gibi ol..
7. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol..
Bu kadar uzun gurbeti, Bilinmeyeni sevdim hükmü yüzünden diledim; peki, değil mi ki define de biziz, bilen-anlayan da biziz; Bilinmeyeni sevdim hükmü kime?
Dayancım onadır ve o yeter bana.
ALLAH daha iyi bilir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ey Katre, uyan; bu bağa, bu yakınlığa aldanma ki bir çok katreler bu bağa aldandılar da denizi aramaktan vazgeçtiler.

#Katre: Damla

Zemane, insanı aldatan bir oyundur, bir oyuncaktır; İyice bakarsan görürsün ki adam yiyen bir yamyamdır o.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bayezit gibi, Kendimi noksan sıfatlardan tenzih ederim; ne de büyük zuhurum var.
Sevgilinin kabrini aşıktan gizlemek istediler;
Fakat kabrin güzelim kokusu, kabre delil oldu.
Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zati acı,,,
Dünyada dönüp dolaşan güneş
Yarasanın hatırı için gizlenir mi hiç?
Aşk davasında bulunmak kolay;
Ama ona delil gerek, burhan gerek.

#Burhan: Kanıt

ALLAH yüreklerinizde bir hayırlı niyet bulunduğunu bilirse, sizden alınandan daha hayırlısını verir.
Bari yük eşeğin kirasına değseydi;
Bari dost, gönlümün gamına değseydi.
Meydan geniş fakat meydanda dolaşacak er yok;
Âlemin ahval-i bildiğin gibi değil.
Görünüşte erenler’e benzerler ama
Özlerinde Müslümanlığın kokusu bile yok.
Bir kul suç işler; o suç onu cennete sokar . Nasıl olur ey Allah’ın elçisi dediler. Buyurdu ki: O suç kulun gözünün önünde durur her nefeste pişman olur, özür diler o kul. Bu pişmanlık, bu özür dileyiş sonunda onu cennete sokar.
Ne zamana kadar gömlek derdine düşeceksin?
Belki de o gömlek kefen olacaktır sana.
Ölüm, ölüm değildir; bir yerden başka bir yere göçmektir.
Yemek yenen yerden kalkıp yatağa girmektir.
Yataktan kalkıp padişahın meclisine varmaktır.
Gönüle söyle, afiyete Allahaısmarladık desin; bedene söyle; esenliğe düşman kesilsin. Çünkü deniz kıyısına ev kuran, çok dalgalar görür; sevgi davasına girişen, belâ ve eziyet yutar.
Ey kulluk süslerine muhtaç olmayan,
Bizim de özür boncuğumuzu kabul et.
Ey şehvet ateşinde yanıp yakılanlar,
Ey tehlikeler ummanında batıp gidenler,
Nereye kadar bu hırs, nereye kadar bu şehvet;
Nereye kadar bu kötülük, nereye kadar bu suç işleyiş?
Allah’ın, zalimlerin yaptıklarından gafil olduğunu sanma
Arı duru, tatlı sudan haberi olmayan kuş,
Bütün yıl acı suya gagasını daldırır durur.
Âlemden maksat insandır;
İnsandan maksat da o nefistir.
Bir kul suç işler; o suç onu cennete sokar . Nasıl olur ey Allah’ın elçisi dediler. Buyurdu ki: O suç kulun gözünün önünde durur her nefeste pişman olur, özür diler o kul. Bu pişmanlık, bu özür dileyiş sonunda onu cennete sokar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir