İçeriğe geç

Mavi Bilet Kitap Alıntıları – Sophie Mackintosh

Sophie Mackintosh kitaplarından Mavi Bilet kitap alıntıları sizlerle…

Mavi Bilet Kitap Alıntıları

Hayatım başarısız bir deney gibi geliyordu bazen. Tüm talimatları takip etmiştim ama olmam gereken insan olamamıştım sonunda.
Mutsuzluk döngüseldir, dedi. Kalbinin kayıtsızlaşmasına izin verme. Ona karşı asla bağışıklık kazanamayacaksın. Kimse yapamaz bunu.
Mutsuzluk döngüseldir.
Seçim yapmak bir yanılsamadır.
Hayatınızın yönü böyle belirlenir, yazılmış ve değiştirilemez bir şeye dönüşür. Bana ait olmayan bir nesne gibiydi hayatım, başka türlü olmasını dilemek en iyi olasılıkla bir yanılgıydı, en kötü olasılıkla hainlik.
Ona bakıyordum ve o da bana bakıyordu, ama aslında bakmıyordu, görmüyordu.
Birileri benim için mutlu olsun istiyordum. Benim için mutlu olacak bir kişi bile yoktu.
Güzel olan her şey çirkinleştirilebilirdi, kaçınılmazdı bu.
Çünkü hayatta kalmanın ilk kuralı bir şeylere inanmaktır.
Annelik emirle durdurulabilen, keşfedince içinizden söküp alabilecekleri bir şey miydi?
Onun evreninin değişmez bir parçası olmayacağımı zaten hissediyordum ve bu durumla barışmıştım.
Yakınlığa benzemek üzere tasarlanmış etkileşimler arasında gerçek bir yakınlık anı. Zaafımın bu olduğunu biliyordu ,beni kendi dünyasına aldığı zaman hem tiksiniyordum hem de gururum okşanıyordu. Buna karşı koyamıyordum.
Mutsuzluk döngüseldir ,kalbinin kayıtsızlaşmasına izin verme. Ona karşı asla bağışıklık kazanamayacaksın. Kimse yapamaz bunu.
Hayatınızın yönü böyle belirlenir, yazılmış ve deģistirilemez bir şeye dönüşür. Bana ait olmayan bir nesne gibiydi hayatım ,başka türlü olmasını dilemek en iyi olasılıkla bir yanılgıydı, en kötü olasılıkla hainlik.
On bir yaşındayken babam bana fırça tüylü ,gri bir köpek aldı, kalbim için. Daha hızlı koş! diye seslenirdim ona, bana yetişemediği zaman. Sevgiydi bu.
Hayatım başarısız bir deney gibi geliyordu bazen. Tüm talimatları takip etmiştim ama olmam gereken insan olamamıştım sonunda.
hayatım boyunca içimde bir şey büyütüp bu dünyaya getirmediğim sürece eksik kalacağım söylendi bana. Oysa sizler olduğunuz halinizle kusursuz ve tamsınız.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Mutsuzluğum uzun zaman önce geride kaldı, dedim. Mutsuzluğum döktüğüm bir deri.
Şansın pay edilmesiyle başladı her şey, bedenlerimiz tilt makinesinin içindeki toplar gibiydi.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Birileri benim için mutlu olsun istiyordum. Benim için mutlu olacak bir kişi bile yoktu.
Hayatım başarısız bir deney gibi geliyordu bazen. Tüm talimatları takip etmiştim ama olmam gereken insan olamamıştım sonunda.
Ne istediğine dikkat et.
Tüm yakınlıklar üretilmiştir.
Şansın pay edilmesiyle başladı her şey
Yaptığımız her hareketi izliyorlar ve ne durumda olduğumuzu takip ediyorlar. Bunu sakın unutma. Kanıtlamamız gereken çok şey var.
Korkudan, umutsuzluktan başka bir şey hissetmek, başka duyguların da hala mümkün olduğunu anlamak eğlenceliydi.
Kader orada, dışarıda bir yerdeydi.
Çünkü hayatta kalmanın ilk kuralı bir şeylere inanmaktır.
Mutsuzluk döngüseldir, dedi. Kalbinin kayıtsızlaşmasına izin verme. Ona karşı asla bağışıklık kazanamayacaksın. Kimse yapamaz bunu.
İsteğimin nedenini yüksek sesle ifade edemezdim; onu dünyaya salıp yaralanmasını, bir tartışma konusuymuş gibi yerden yere vurulmasını görmeye dayanamazdım. Teorik bir şey değildi, hassas ve sözcüksüz bir parçamdı benim, onu anlatacak dilden yoksundum.
Bana ait olmayan bir nesne gibiydi hayatım, başka türlü olmasını dilemek en iyi olasılıkla bir yanılgıydı, en kötü olasılıkla hainlik.
“Bir insanın bazı özelliklerini dışarıdan görmenin mümkün olmadığını, hatalar yapılabileceğini, bir anneyi gerçek bir anne yapan şeyin ölçülemeyeceğini söyledim.”
“çünkü hayatta kalmanın ilk kuralı bir şeylere inanmaktır.”
“Bir babayı baba yapan neydi? Peki bir anneyi anne yapan?”
“Birileri benim için mutlu olsun istiyordum. Benim için mutlu olan bir kişi bile yoktu.”
Tüm yakınlıklar üretilmiştir, yazdım.
Kendini daha iyi koru, yazdım arkasından. Cesur ol ve hazır ol.
Lütfen pek çok hata yapıldığını ve bazılarının gerekli olduğunu anlayın.
Güzel olan her şey çirkinleştirilebilirdi, kaçınılmazdı bu.
Gidilmeyen yol, daha doğrusu bana kapalı olan yol hep aklımdaydı. Görebildiğim tek yol bana kesinlikle yasak olandı.
Fakat istiyordum, istiyordum, istiyordum onu.
Bazen gidemeyeceğim bir yer olduğunun farkına varır gibi oluyordum. Ve oraya gitmek istiyordum. Kim istemezdi, mümkün olmadığı söylendiğinde?
Wanting is a powerful magic, Doctor A said. Try wanting something else and see how quickly your desires recalibrate once you get it.
Zamanım bana aitti, hayatım yalnızca benimdi.
Bir yerlerde bir hata yapıldığını, yanlış hayata başlamak zorunda kaldığı düşünüyordum. Gidilmeyen yol, daha doğrusu bana kapalı olan yol aklımdaydı.
Mutsuzluk döngüseldir.Kalbinin kayıtsızlaşmasına izin verme. Ona karşı asla bağışıklık kazanamayacaksın. Kimse yapamaz bunu.
Birini sevmekti onun da mahvolmasına yol açan; düşüşüne neden olan buydu, bu düşüncede rahatlatıcı bir şeyler de olmalıydı, olmaması mümkün müydü?
Hayatta kalmak da başka bir ülke sayılır, önce oraya ulaşmamız gerekiyor.
Güzel olan her şey çirkinleştirilebilirdi, kaçınılmazdı bu.
Kızlarımıza karşı öyle özensizdik ki. Kendini savunmayı zamanla öğreniyordu insan. Ben öğrenmiştim. Şimdi başkasına öğretiyordum.
Bir şeyleri sevmek aptallıktı.
İstemek güçlü bir sihirdir. Başka bir şey istemeyi dene de ona sahip olduğun zaman arzularının nasıl hemen yeni hedeflere yöneldiğini gör.
Bazen gidemeyeceğim bir yer olduğunun farkına varır gibi oluyordum. Ve oraya gitmek istiyordum. Kim istemezdi, mümkün olmadığı söylendiğinde? Sevmek ve sevilmek anlamına da gelen annelik son sapkınlıktı. Bana yasak olan bir tek oydu.
Bana ait olmayan bir nesne gibiydi hayatım, başka türlü olmasını dilemek en iyi olasılıkla bir yanılgıydı, en kötü olasılıkla hainlik.
Ne kadar uzağa kaçarsam kaçayım kendimi aynı yerlerde bulmak kaderimdi belki.
Kızlarımıza karşı öyle özensizdik ki. Kendimi savunmayı zamanla öğreniyordu insan.
Ya daha iyisini yapamazsam? Ya bunu başaracak yeteneğim yoksa? Yapabileceklerimin en iyisi buysa, yapabileceklerimin sınırına ulaştıysam, hem de bu kadar erken, gidecek onca yol varken.
İnsanların yanında nasıl davranılacağını çoktan unutmuştum, hem çok kolaydı hem de çok çabuk unutuluyordu. Başka bir bedenin yakınlığıyla rahatlamak istiyordum ama kendimi göstermeye korkuyordum.
Hayatım başarısız bir deney gibi geliyor bazen. Tüm talimatları takip etmiştim ama olmam gereken insan olamamıştım sonunda.
Lütfen pek çok hata yapıldığını ve bazılarının gerekli olduğunu anlayın.
Kırılganlık ve sertlik . Kaybettiğim şey ve bulduğum şey .
Onu ömrümün geri kalanı boyunca her kavşakta , her süpermarkette görecektim . Ödemem gereken bedel buydu .
Anneliğin bana bu kadar çekici gelmesinin nedeni asla bırakamayacağınız türde bir mazoşistlik olması mıydı ?
Birşeyleri sevmek aptallıktı .
Süpermarkette kendimi güvende hissederdim. Çocukken bile bolluk bereket dolu bir yerde başıma kötü bir şey gelemeyeceğine inanırdım. Klimanın verdiği ferahlık hissini, ışıkların altındaki hipergerçek renkleri severdim. Süpermarket bana kalbimin henüz büzülüp kurumamış olduğunu anımsatırdı.
Kızlarımıza karşı öyle özensizdik ki. Kendini savunmayı zamanla öğreniyordu insan.
Ona bakıyordum ve o da bana bakıyordu, ama aslında bakmıyordu, görmüyordu.
İnancımız yoksa hiçbir şeyimiz yoktu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir