İçeriğe geç

Masumiyet Çağı Kitap Alıntıları – Edith Wharton

Edith Wharton kitaplarından Masumiyet Çağı kitap alıntıları sizlerle…

Masumiyet Çağı Kitap Alıntıları

Haz alacağı bir şey üzerine düşünürken aldığı haz, o şey gerçekleşiyorken duyduğu hazdan daha fazlaydı.
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Yanlış düşünülebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin; ama yanlış hissedemezsin.
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Aslında hepsi, gerçek şeylerin asla söylenmediği, yapılmadığı ve hatta düşünülmediği; sadece birtakım gelişigüzel sembollerle temsil edildiği bir dünyada yaşıyorlardı.
Evliliği diğer evliliklerin çoğu gibi, bir yanda cehalet, diğer yanda ikiyüzlülükle ilerleyen, maddi ve toplumsal çıkarlar uğruna bozulmayan yavan bir birliktelik olacaktı.
Bir kez daha evliliğin kendine öğretilenin aksine güvenli bir liman değil, keşfedilmemiş denizlere yapılan bir yolculuk olduğunu düşündü.
-Birlikte yaşamak mı? Peki, neden olmasın? Yaşamına onun dışında kim karışabilir ki? Kocası fahişelerle yaşarken genç bir kadını diri diri toprağa gömen bu ikiyüzlü zihniyetten nefret ediyorum. – Kadınlar özgür olmalı. En az bizim kadar.
Onun kalbi de hiç şüphesiz, canla başla atıyordur, ama ritmi farklıdır, diye düşündü. Farklılık, bu genç insanların istedikleri her şeyi elde edebileceklerine kesin gözüyle bakmalarından, bizim ise istediklerimizi öyle her zaman elde edemeyeceğimizi kabul etmemizden kaynaklanıyor. Sadece merak ediyorum, elde edileceği kesin olarak önceden belli olan bir şey için, insanın kalbi öyle çılgınca çarpabilir mi?
Siz, terk edilmiş bir evin duvarlarında asılı kalan ‘Bir beyefendinin portresi’ isimli resimler gibisiniz. Kollarınızı sıvayıp çamura bulanana dek hiçbir şeye yeteri kadar sahip olamayacaksınız, hiçbiriniz!
Hiçbir şey dünyanın şu ana kadar kat ettiği mesafeyi anlatmak kadar zor olamaz.
İşte, orada, yan yana ve güvenli bir şekilde odadaydılar. Ama kendi kaderlerine öylesine zincirlenmişlerdi ki dünyanın iki ayrı ucunda gibiydiler.
Peki sen benden ne yarattığının farkında mısın?
Senden mi? diye kekeledi solmuş bir yüz ifadesiyle.
Evet. Ben, senin benim olduğundan daha çok senin eserinim. Ben bir kadınla, başka bir kadın dedi diye evlenmiş bir adamım.
Gerçek yalnızlık, insanın taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
İşte orada, yan yana ve güvenli bir şekilde odadaydılar. Ama kendi kaderlerine öylesine zincirlenmişlerdi ki dünyanın iki ayrı ucunda gibiydiler.
Perhaps she too had kept her memory of him as something apart; but if she had, it must have been like a relic in a small dim chapel, where there was not time to pray every day.
A lie by day, a lie by night, a lie in every touch and every look; a lie in every caress and every quarrel; a lie in every word and in every silence.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Do you know—I hardly remembered you?”
“Hardly remembered me?”
“I mean: how shall I explain? I—it’s always so. Each time you happen to me all over again.”
Yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir ve ya yanlış yapabilirsin; ama yanlış hissedemzsin.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Gerçek insanların, gerçek şeyler yaşadığı yerlerin olduğuna hep inanmışımdır.
-Romanlardaki karakterler gibi davranamayız ki, değil mi?
– Neden olmasın, neden olmasın, neden olmasın?
Eğer kendi dünyam küçükse, onlarıki de küçük. İki dünyayı büyütmenin yolu doğallıkla kaynaşacak zeminler geliştirmek.
Eğer iki insan birbirini gerçekten seviyorsa kamuoyunun aksine hareket etmelerini haklı kılacak durumlar olabilir, bunu anlarım.
Genç kadın hayali yaralarını cesur gülümsemesinin arkasına saklamasını öngören bir terbiyeyle yetiştirilmişti.
Augusta tanrı aşkına son düşlerimi de yıkma.
İnsanın takdirlerin kölesi haline gelmeyip, kendi entelektüel özgürlüğünü korunması ve sürdürmesi her şey değer.
Gerçek insanların, gerçek şeyler yaşadığı yerlerin olduğuna hep inanmışımdır.
Je me suis évadée.
Peki ya özgürlüğüm? Hiç mi bir şey ifade etmiyor?
Bilhassa evlilik ve boşanmayla alakalı görüşlerimiz eski kafalıdır. Yasalarımız boşanmayı destekliyor, ama geleneklerimiz değil.
Archer’ın tanıdığı tüm yaşlı kadınlar, körü körüne seven kadınları ahlaksız ve kurnaz, adamları da onların pençelerine düşmüş saf ve aciz kimseler olarak tanımlıyorlardı.
Hepimiz katlanmış kâğıt bebekler kadar birbirimize benziyoruz. Duvara çizilen şablon desenler gibiyiz. Sen ve ben, kendimiz için yeni bir yol çizemez miyiz?
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Daima böyle olurdu.
Sadece merak ediyorum, ulaşılacağı önceden kesin olan bir şey için insanın kalbi böylesine coşkuyla çarpar mı?
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Senden vazgeçmeden seni sevemem.
Ama ben ihtiyatsız biriyim.Mutlu olduğumda anı yaşarım.
Benden olabildiğince uzağa kaçmak için mi?
Sessizce tekrar etti genç kadın: Senden olabildiğince uzağa kaçmak için.
Senden vazgeçmeden seni sevemem.
Ama ben ihtiyatsız biriyim. Mutlu olduğumda anı yaşarım.
Bir kez daha evliliğin kendine öğretilenin aksine güvenli bir liman değil,keşfedilmemiş denizlere yapılan bir yolculuk olduğunu düşündü.
Nihayetinde hepimiz riyakâr değil miyiz?
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Yaşamına onun dışında kim karışabilir ki? Kocası fahişelerle yaşarken genç bir kadını diri diri toprağa gömen bu ikiyüzlü zihniyetten nefret ediyorum.
Hepimizin sevdiği sıradan insanlar vardır,
Aslında hepsi, gerçek şeylerin asla söylenmediği, yapılmadığı ve hatta düşünülmediği; sadece birtakım gelişigüzel sembollerle temsil edildiği bir dünyada yaşıyorlardı.
Yanlış düşünülebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin; ama yanlış hissedemezsin.
Seni tekrar görene kadar değişmemiştim.
Bence tekdüze olan sadece ölümdür.
Gerçek yalnızlık, insanın yalnızca taklit yapmasını isteyen bütün bu insanların arasında yaşamasıdır.
Aslında hepsi, gerçek şeylerin asla söylenmediği, yapılmadığı ve hatta düşünülmediği; sadece birtakım gelişigüzel sembollerle temsil edildiği bir dünyada yaşıyorlardı.
Anlayacağınız efendim, insanın takdirlerin kölesi haline gelmeyip, kendi entelektüel özgürlüğünü koruması ve sürdürmesi her şeye değer.
Eğer benim dünyam küçükse, onların ki de küçük. İki dünyayı büyütmenin yolu doğallıkla kaynaşacak zeminler geliştirmek.
Durdu ve öfkeli bir şekilde purosunu yaktı.
Kadınlar özgür olmalı. En az bizim kadar
Bir süre sonra birbirimizin köşelerini törpülemiş olacağız.
Senden vazgeçmeden seni sevemem.
Her gün aynı insanları görmek belki de hatadır.
Nihayetinde hepimiz riyakar değil miyiz ?
Eğer kendi dünyam küçükse, onlarınki de küçük.
Cennette ağlamaya gerek yoktur diye düşünüyorum.
Burada kimse ağlamıyor da, öyle değil mi ?
Yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir ve ya yanlış yapabilirsin; ama yanlış hissedemzsin.
Sanki kalbini elinde, azıcık kımıldasa dökülecek olan bir fincan çaymış gibi taşıyordu.
Kendisini ne zaman şiir kitabı okurken görse sesli okumasını istediğinden, akşamları tarih kitabı okumaya başlamıştı. Kendi sesini beğenemediğinden değil, yorumlarını önceden hep tahmin etmesindendi.
O an zeki yalancıların detay verdiğini, en zekilerinin ise hiç vermediklerini nerede okuduğunu düşündü.
Her şey etiketlenebilir ama herkes değil.
Sanki sözcükleri nadir bir kelebekti ve en ufak bir hareketle ürkek kanatlarıyla uçup gidecek; rahatsız edilmediğinde ise çevresine o kelebeklerden toplanacaktı.
İnsanın takdirlerin kölesi haline gelmeyip, kendi entelektüel özgürlüğünü koruması ve sürdürmesi her şeye değer.
Kalbinin durduğu andan bu yana çok zaman geçmişti. Gözlerini açtı ve kalbinin olağan görevine geri döndüğünü hissetti.
Kadınlar özgür olmalı. En az bizim kadar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir