İçeriğe geç

Marifetler Kitap Alıntıları – Ursula K. Le Guin

Ursula K. Le Guin kitaplarından Marifetler kitap alıntıları sizlerle…

Marifetler Kitap Alıntıları

Belirli bir nedene ihtiyacı olduğundan değil; birbirimize başımızdan geçen her şeyi anlatırdık zaten, düşündüğümüz her şeyi de anlatırdık.
Ben bunu yapamam, diye düşündüm; içimdeki bütün sıcaklık çekildi, huzurum kaçtı. Niye yapmak zorundaymışım? Niye bir şeyi öldürmek, zarar vermek, mahvetmek zorundaymışım? Benim marifetim neden bu? Yapmayacağım, yapmayacağım!
Herkesin onun hakkında konuşuyor olduğunu bilmekten hiç hoşlanmazdı. Görünmeden yaşamak isterdi, kara söğütlerdeki kuş gibi.
Kitabı elimden bırakamadım.
Dünyası, derinliği ölçülemeyecek kadar karmaşıktı. Kendi fikirlerini savunmazdı, çünkü hemen her konuda birbiriyle çelişen fikirleri vardı. Yine de onu fikrinden caydıramazdınız.
Ölüm, hikayeleri bitirdiğini zanneder. Hikayelerin onunla birlikte değil onun içinde bittiğini bir türlü anlayamaz.
“Eğer savaşmazsan ele geçirilirsin, soyun sona erer. Marifetler bu işe yarar, verdiği güçler sayesinde insan arazisini koruyabilir, soyunu temiz tutabilir. Eğer kendini koruyamazsan, marifetini kaybedersin. Başka soylar bize baskın çıkar, sıradan insanlar, hatta kalluklar bile ”
Nedeni ne olursa olsun, o sorular sorup arkasına yaslanarak bizi, genellikle de beni dinlemeyi tercih ediyordu. Dinleyen birini bulduğum zaman konuşmayı hep sevmişimdir zaten.
Korkutmayan bir korkuluk ne işe yarar?
Böylece sessizce gönlünde geri aldı yeminini.
Eğer insan evine bir hırsız alırsa, bir şeyleri kaybedebileceğini bilir. Ne kazanacağın belli değildir.
Hatıralar kör bir adamın gözüdür.
Tam içinde yaşarken, hayatınızın bir hikaye olduğunu fark etmeniz, onu hakkıyla yaşamanıza yardımcı olabilir. Gerçi hayatınızın nasıl sürececeğini bildiğinizi düşünmeniz akıllıca olmaz. Bu ancak bittiğinde öğrenilebilecek bir şeydir.
Senin tercihine bağlı değil bu. Güce sahip olmak demek, güce hizmet etmek demektir.
Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz, ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan da anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.
Yoksun kalıncaya dek gözlerimiz sayesinde hayatımıza ne kadar çok haz ve anlam girdiğinin pek farkında olmuyoruz.
Ama eğer güç gösterilirse, bir bedel sunmak gerekir. Bu önemlidir.
Eğer savaşmazsan ele geçirilirsin, soyun sona erer. ( ) Marifetler bu işe yarar, verdiği güçler sayesinde İnsan arazisini koruyabilir, soyunu temiz tutabilir. Eğer kendini koruyamazsan, marifetini kaybedersin.
TAM İÇİNDE YAŞARKEN, hayatınızlll bir hikaye olduğunu fark et meniz, onu hakkıyla yaşamamza yardımcı olabilir. Gerçi, haya tınızın nasıl süreceğini veya nasıl biteceğini bildiğİnizi düşünme niz akıllıca olmaz. Bu ancak bittiğinde öğrenilebilecek bir şeydir. Bitmiş bile olsa, bir başkasının hayatı bile olsa, hikayesini yüz kere duyduğum yüz yıl önce yaşamış birinin hayatı bile ol sa, hikayeyi dinlerken, aslında nasıl biteceğini bilmiyormuşum gibi umuda ve korkuya kapılırım; böylece hikayeyi ben yaşarım, o da benim içimde yaşar. Bu ölümü kandırmamn benim bildiğim en iyi yolu. Ö]üm, hikayeleri bitirdiğini zanneder. Hikayelerin onunla birlikte değil onun içinde bittiğini bir türlü anlayamaz. Diğer insanların hikayeleri, insanın kendi hikayesinin bir parçası haline gelebilir, kendi hikayesinin temelini, üzerinde yük seldiği zemini oluşturabilir.
İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.
Üzülmek de, kör olmak gibi garip bir iş; nasıl yapılacağını öğrenmesi gerekiyor insanın. Yas tutarken insanlar birbirlerine destek oluyor, ama o ilk ağlama krizlerinden, yapılan konuşmalardan, hatırlanan güzel günlerden, yakılan ağıtlardan ve mezar kapandıktan sonra insan hüznünü paylaşamıyor. Bu tek başına taşınan bir yük. Nasıl taşıdığın da sana kalmış.
Yoksun kalıncaya dek gözlerimiz sayesinde hayatımıza ne kadar çok haz ve anlam girdiğinin pek farkında olmuyoruz.
İnsan hüznünü paylaşamıyor. Bu tek başına taşınan bir yük. Nasıl taşıdığın da sana kalmış .
Bunu kendi kendime o kadar çok anlatmıştım ki, eskittim ve sonra anlatacak bir şeyim kalmadı.
hikâyeyi ben yaşarım, o da benim içimde yaşar. Bu ölümü kandırmanın bildiğim en iyi yolu. Ölüm, hikâyeleri bitirdiğini zanneder. Hikâyelerin onunla birlikte değil onun içinde bittiğini bir türlü anlayamaz.
Hatıralar kör bir adamın gözüdür,
“Eğer insan evine bir hırsız alırsa, bir şeyleri kaybedeceğini bilir. Ne kazanacağın belli değildir.”
“Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz, ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.”
Kötü günler kavgaları da beraberinde getirir.
Eğer savaşmazsan ele geçirilirsin, soyun sona erer. Marifetler bu işe yarar, verdiği güçler sayesinde.. insan arazisini koruyabilir, soyunu temiz tutabilir. Eğer kendini koruyamazsan, marifetini kaybedersin. Başka soylar bize baskın çıkar, sıradan insanlar..
Sözlerle aşamadığım bir boşluk
Tam içinde yaşarken, hayatınızın bir hikaye olduğunu fark etmeniz, onu hakkıyla yaşamanıza yardımcı olabilir.
Kör halimle onun sesi bende hep ağacın yaprakları arasında hareket eden hafif bir esinti hissi yaratıyordu.
yine de bu yolunu yitirmiş adam, bu kaçak adam nihayetinde bize rehber oldu.
Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz, ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.
Çocuklar kendilerine anlatılan şeyleri görebilirler.
“Üzülmek de kör olmak gibi garip bir iş; nasıl yapılacağını öğrenmesi gerekiyor insanın. Yas tutarken insanlar birbirlerine destek oluyor ama o ilk ağlama krizlerinden, yapılan konuşmalardan, hatırlanan güzel günlerden, yakılan ağıtlardan ve mezar kapandıktan sonra insan hüznünü paylaşamıyor. Bu tek başına taşınan bir yük. Nasıl taşıdığın da sana kalmış.”
“Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.”
“Ölüm, hikâyeleri bitirdiğini zanneder. Hikâyelerin onunla birlikte değil onun içinde bittiğini bir türlü anlayamaz.”
Güce sahip olmak demek, güce hizmet etmek demektir.
Ölüm, hikâyeleri bitirdiğini zanneder. Hikâyelerin onunla birlikte değil onun içinde bittiğini bir türlü anlayamaz.
Yoksun kalıncaya dek gözlerimiz sayesinde hayatımıza ne kadar çok haz ve anlam girdiğinin pek farkında olmuyoruz.
İnsan karşısında konuşanı görmeyince, yaşanan sessizlik bir
sır oluyor.
Üzülmek de, kör olmak gibi garip bir iş; nasıl yapılacağını öğrenmesi gerekiyor insanın. Yas tutarken insanlar birbirlerine destek oluyor, ama o ilk ağlama krizlerinden, yapılan konuşmalardan, hatırlanan güzel günlerden, yakılan ağıtlardan ve mezar kapandıktan sonra .İnsan hüznünü paylaşamıyor. Bu tek başına taşınan bir yük. Nasıl taşıdığın da sana kalmış.
Benimle tartışmazdı, kendi görüşünü savunmaz, değiştirmezdi. Ben kelimelerin peşindeydim. O sessizliğin.
Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz; ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar; bir kıvılcım, bir ateş gibidir.
Tam içinde yaşarken, hayatınızın bir hikaye olduğunu fark etmeniz, onu hakkıyla yaşamanıza yardımcı olabilir.
Orada neyin bittiğini bilmiyorum ama ertesi sabah farklı bir dünyaya uyandım
Yarışı ben kazandım ama bunu yapayım derken her iki dizimin de derisini sıyırdım.
İnsan bir masala ağlar mı?
Dinleyen birini bulduğum zaman konuşmayı hep sevmişimdir zaten.
Yaptığım tek işe yarar şey, bir şey yapmamaktı
Yoksun kalıncaya dek gözlerimiz sayesinde hayatımıza ne kadar çok haz ve anlam girdiğinin pek farkında olmuyoruz
Annesi, ‘İradesi bir çocuk iradesiyken hepimiz için tehlikeli sayılır, benim için bile,’ demiş
Kötü günler kavgaları da beraberinde getirir
Ama o zamanlar çocuktuk .
Her yanımda insanlar vardı, görünmeyen, bilinmedik insanların kalabalığı
Çocuk gibi sanırım, aklı yani. Küçük bir çocuk. Daha fazla büyüyebileceğini zannetmiyorum
Hiçbir şeyin bir biçimi yok .
Sen kendi kafanı kullan. Kafanda, kullanmaman dışında bir anormallik yok zaten. Tıpkı gözlerin gibi! ..
Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz; ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar.
İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar; bir kıvılcım, bir ateş gibidir .
Gerçi ona daha bir şey anlatmamıştım. Şimdi söyleme zamanı gelip çatınca, söylemek zor gelmişti .
Belki de kendi hikayesini anlatmakla benim hikayemi, benim zaferimi anlatmamı sağlamak istiyordu. Ama ben anlatamazdım..
Eğer insan evine bir hırsız alırsa, bir şeyleri kaybedeceğini bilir .
Tam içinde yaşarken, hayatınızın bir hikaye olduğu fark etmeniz, onu hakkıyla yaşamanıza yardımcı olabilir. Gerçi, hayatınızın nasıl süreceğini veya nasıl biteceğini bildiğinizi düşünmeniz akıllıca olmaz. Bu ancak bittiğinde öğrenilebilecek bir şeydir
Geldiğinde yolunu kaybetmişti ve yukarıdaki topraklara gitmek için bizden ayrıldığında da muhakkak yolunu kaybetmiştir, ama yine de bu yolunu yitirmiş adam, bu kaçak adam nihayetinde bize rehber oldu
Eğer gönlünde kötülük varsa, gözlerine bağladığın bir çaputun seni kötülükten koruyabileceğine inanıyor musun?
Ölüm, hikâyeleri bitirdiğini zanneder.
Hikâyelerin onunla birlikte değil onun içinde bittiğini bir türlü anlayamaz.
GELDİĞİNDE yolunu kaybetmişti ve yukarıdaki topraklara gitmek için bizden ayrıldığında da muhakkak yolunu kaybetmiştir, ama yine de bu yolunu yitirmiş adam, bu kaçak adam nihayetinde bize rehber oldu.
Eğer insan evine bir hırsız alırsa, bir şeyleri kaybedeceğini bilir.
Tam içinde yaşarken, hayatınızın bir hikaye olduğu fark etmeniz, onu hakkıyla yaşamanıza yardımcı olabilir. Gerçi, hayatınızın nasıl süreceğini veya nasıl biteceğini bildiğinizi düşünmeniz akıllıca olmaz. Bu ancak bittiğinde öğrenilebilecek bir şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir