İçeriğe geç

Mahşer Kitap Alıntıları – Stephen King

Stephen King kitaplarından Mahşer kitap alıntıları sizlerle…

Mahşer Kitap Alıntıları

Hepsi iyi insanlardı ama içlerinde yeterince sevgi yoktu. Çünkü korkmakla fazlasıyla meşgullerdi. Sırf korkunun olduğu yerde sevginin var olup gelişmesi pek mümkün değildi. Tıpkı bitkilerin karanlıkta yeşeremeyeceği gibi.
Gerçek sevgi bazen kör olduğu kadar dilsiz de,
.
Bence rüyalar, insan psikolojisinin ara sıra başvurduğu boşaltım araçlarıdır. Rüya görmeyen insanlar veya uyandıklarında hatırlamayanlar duygusal anlamda kabızlık yaşıyor. Ne de olsa bir kâbusun tek tesellisi, uyanıp hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu anlamak

.

Seçenek mi? Daima vardır.Bu Tanrı’nın yolu, seçenekler her zaman var. Hür iradeye sahipsiniz. Kendi seçiminizi yaşayacaksınız. Ayaklarınızda prangalar yok. Ama Tanrı’nın sizden istediği bu.
Zor zamanlarda insanlar insanlıklarını daha çabuk unutur.
Zor zamanlarda insanlar insanlıklarını daha çabuk unutur.
Karanlıktan bir adım öncesinin yumuşak ışığı, içinde pek çok güzellik barındırıyordu.
Larry’de, insanda tebeşirin tahtaya sürtülmesiyle oluşan hisse benzer bir his uyandıran birşey vardı. Derinlerde, en dipte sadece kendisi vardı. Kalbine girmesine izin verdiği tek kişi, kendisiydi.
Nasıl bir yaz yağmuru, üzerine döküldüğü kayanın şeklini değiştiremezse, bu gözyaşları da Larry’nin sertliğini değiştiremezdi.
Tanrı’ya hayırlı olanı bahşetmesi için alçak gönüllüce yalvarmak yerine huysuzca Tanrı’dan kendisini kurtarmasını talep ediyordu işini bitirebilmek için Tanrı’nın aklından geçenleri biliyormuş ve O’nun gücünü kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilirmiş gibi.
.. Her neyse, zaten grip olmus bir sivrisinek fikri, uzerinde dusunulmeyecek kadar sacma. Hicbir sey mantikli gelmiyor. Sartlar olaganustu.
Zor zamanlarda insanlar insanlıklarını daha çabuk unutur.
ölmek istemiyordu, ölmekten korkuyordu ama bu ihtimali olabildiğince kabullenmişti
Zor zamanlarda insanlar insanlıklarını daha çabuk unutur.
Kapitalizm hakkında bir şey bilmiyor olabilirim ancak bu bin dolarlık saat hakkında bildiğim bir şey var, o da hiçbir işe yaramadığı.
Fran sabahları ona çok uzaktaymış gibi geliyordu, anısı bir madalyondaki fotoğraf gibi netti ama uzaktı. Ama geceleri, karanlık çöküp ay ışığı dünyayı aydınlatmaya başladığında çok yakın geliyordu
kötülükten korkum yok
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
ve anlıyordu ki değişim bir kez gerçekleşince eskiye dönüş olmuyordu
O ukalaca tavrı ve küçümseyen sözlerinin gerisinde özgüveni eksik, küçük bir çocuk var.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsan incindiğini fark etmiyorsa belki de acı çekmiyordur, diye düşündüm. Yanılmışım. Daha önce de yanıldığım oldu, ama hiçbiri bu kadar büyük bir yanılgı değildi.
Asıl bencil olan sensin. Bir başkasını umursamanın çok acı verici olabileceğini keşfettin ve kendi halinde yaşamaya karar verdin. Ve bunu yapmak için de hep buraya geldin. Bu odaya. Kendini ailenin ölü mensuplarını tespit etmeye adadın ve hala hayatta olanları unuttun.
İncinmek değişmek için geçerli bir sebep olabilir, ama dünyadaki bütün acılar bir araya gelse bile gerçekler değişmez. Bencillik ettin.
Bu kasvet, yagmur, bacaklarindaki yorgunluk ve basindaki zonklamayla New York, ona ancak ölü bir fahise kadar cekici geliyordu.
” Zor zamanlarda insanlar, insanlıklarını daha çabuk unutuyor ”
Sessiz insanlar en gürültülü zihinlere sahiptir.
Tanrı aptalları seviyor olabilir ama ben sevmem
Diri diri mezara gömülmüş gibi değil, ölümden tekrar hayata dönmüş gibiydi
Ama doğru olanı yapmaya çalışanlar, hep çılgın sıfatıyla yaftalamamıştır
Ters gitme olasılığı olan birşey, muhakkak ters gider
Sence sence insanlar yaşananlardan ders alacak mı ?.
Düşündüğün tek şey delilik
Insan falan değilsin sen ! Bir tür
şeytansın!
Bir hiçmişsin!
Çok uzun bir süre uyuyacağımı sanmıyorum .
Rüya yok .
GEBER! diye kükredi ve tetiği çekti.
TANRI APTALLARI SEVİYOR OLABİLİR AMA BEN SEVMEM.
Pallas’ın büstüne tünemiş bir kuzgun ..
sırıttığında kuşlar tünedikleri tellerden düşüyor ..
Sadece odun.
Yüz sekiz yaşındayım
Tatlı diliyle yılanı deliğinden çıkarabilir, kuşları dallardan indirebilirdi.
Yaşlı ,bilge,zeki. .
Yani bence rüyalar, insan psikolojisinin ara sıra başvurduğu boşaltım araçlardır. Rüya görmeyen insanlar veya uyandıklarında hatırlamayanlar duygusal anlamda kabızlık yaşıyor
Unutma Kojak, yukarıdakilerin aşağıdakilerden tek farkı, kontroldür.
Keder, refleks değildir.
Bana dağınık bir odaymışım gibi davranırıdı.
Annemler in ölümlerinin beni delirteceğini düşünüyordum ya da en azından bir sene boyunca kendimi bilmez bir halde olacaktım İçimdeki güneş Sanki Sonra annem öldü Ve Amy Sonra babam Ve ben kendi kendime, ‘O kadar da kötü değildi,’ dedim. Ben Onlar Yumruğunu masaya indirerek Fran’i korkuttu. Neden aklımdan geçenleri ifade edemiyorum? diye bağırdı Harold. Düşündüklerimi daima ifade edebilmişimdir! Dili oymak, kemiğe yaklaşana kadar yontmak bir yazarın işidir. Öyleyse neden hissettiklerimi anlatamıyorum?
Annesi gözlerinin önünde ölmüştü. Rita şimdi karşısına geçmiş daha hassas bir durumda olduğunu mu iddia ediyordu? O annesini kaybetmişti, Rita ise ona Mercedes’ini alan adamı; ama her nasılsa onun kaybı Larry’ninkinden daha büyüktü, öyle mi?
Delilerle olmak ölülerle olmaktan daha iyiydi.
Paniği engellemenin tek yolu düşünmemekti.
ama artık koşullar değişti. Daha az insan, daha çok petrol anlamına gelir.
Çok güzel bir gündü ve babası ölmüştü. Aleni, göz yaşartıcı olan dışında bir bağlantı var mıydı?
-Bilmiyorum ama o bize benzemiyor. Durmadan sırıtıyor Bence içinde kurtlar var onun. Bu yüzden gülümsüyor. İri beyaz kurtlar beynini kemiriyor.
«Dikkat et, düzelecek’demiyorum. İnsan ırkı düzelmez. gt;
Özür dilenince işler düzelirdi. Dünyada işler böyle yürürdü.
“İnsan incindiğini fark etmiyorsa belki de acı çekmiyordur ‘ diye düşündüm . Yanılmışım … Daha önce de yanıldığım oldu , ama hiçbiri bu kadar büyük bir yanılgı değildi.”
“Kırmak tamir etmekten kolaydır.”
“Hayatın sonu daima nahoştur.”
İnsan, Tanrı’mn yer­ yüzündeki yansmıası olabilir, ama insan toplumu, şeytanın yansımasıdır ve daima eve dönmeye çalışır.
Elbiseyi giydirdikten sonra kadını kucağına alarak cenaze evine taşıdı. Danteller içindeki gelinini ‘sonsuz’ bir eşikten geçiren çiçeği burnunda bir damat gibiydi.
Olumlu tarafından bakmak gerekiyordu. İşin anahtarı buydu. Hayat başka bir şey yapmak için fazla kısaydı.
Hayatlarımızı seviyoruz ve yarının arayışı sürerken bize rehberlik edecek ışığı bulmaya çalışıyoruz.
Daha bir satır bile yazamamıştı. Fırtına denizin üzerinden yaklaşırken yazmak nasıl mümkün olabilirdi?
Hayat çok güzeldir Nick, ama anlıyorum ki insan ihtiyarlayınca önyargılarının bedelini oldukça yüksek ödüyor.”
“Zor zamanlarda insanlar insanlıklarını daha çabuk unutuyor Nick.
İnsanın en büyük iki günahının kibir ve nefret olduğu söylenir. Öyle mi sahiden? Bana göre bunlar en büyük iki erdem. Kibir ve nefretten vazgeçmek, dünyanın iyiliği için çaba göstermek anlamına gelir. Oysa onları beslemek daha asil bir davranıştır; siz dünyanın iyiliği için değil, dünya sizin iyiliğiniz için çabalayacak demektir.
İncinmek değişmek için geçerli bir sebep olabilir, ama dünyadaki bütün acılar bir araya gelse bile gerçekler değişmez.
Sizi suçlayamam Frannie. İnsan altmış dördüne gelince yirmi bir yaşın nasıl olduğunu unutuyor.
Nasıl bir yaz yağmuru, üzerine döküldüğü kayanın şeklini değiştiremezse, bu gözyaşları da Larry’nin sertliğini değiştiremezdi.
Annesi, ona hiçbir şey söylemeden bakınca korku, eski yuvasına dönen korkunç bir kuş gibi yüreğini kapladı.
Okyanusun gözyaşları gibi tuzlu olan kokusunu alabiliyordu.
“Bir yerin incindi mi?”
“Sadece gururum” dedi Fran, onun yardımıyla yerden kalkarak.
Neden çekinmişti? Çünkü çekingenlik bir yaşam tarzı olabiliyordu.
Bu dünya akıllanmayı gerektiriyor koca adam. Ya akıllanacaksın ya öleceksin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir