İçeriğe geç

Limon Kütüphanesi Kitap Alıntıları – Jo Cotterill

Jo Cotterill kitaplarından Limon Kütüphanesi kitap alıntıları sizlerle…

Limon Kütüphanesi Kitap Alıntıları

&“&”

O kadar yalnız hissediyordum ki içimden ağlamak geliyordu.
Kitaplar size hikâyelerden fazlasını verir. Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir
Ağlamak kötü bir şey değil.
Belki bazen üzgün olmak için insan kendine izin vermeli.
Bazı şeylerin farklı olmasını istemek onları değiştirmiyor.
Normal, kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun"
"Yani alışıla gelen normal oluyor. Yani insanların çoğunun gözü mavi ise kahverengi gözler normal olmaz."
"Kahverengi gözler de yaygındır. Bu sadece tek bir normal var anlamına gelmez."

Peki ya normal diye bir şey aslında yoksa?

Kitaplar sizi gerçek hayatta hiç gidemeyeceğiniz yerlere götürüp hiç tanışamayacağınız insanlarla tanıştırır.
Oradaki herkes anne babasına bakıyordu ve bazen de kardeşlerine. Aslında anne babaların çocuklara bakması gerekir. Bizim dünyamızda sanki çocuklar yetişkin olmak zorunda.
Bir uçurumun kenarında duruyormuşum gibi hissediyorum, düşmemek için elimden tutan bir şey yoktu.
Bir yanım kızgın, bir yanım üzgün, bir yanım gülmek istiyor, bir yanım korkmuş.
Bazı insanlar başkalarına kötü şeyler söyleyerek kendilerini daha iyi hissedebiliyorlar. Ben bunu oldum olası anlamadım. Başka insanları yermek seni daha iyi yapmaz. Seni utandırmalı.
Herkesi memnun edemezsin.
Ben artık mutsuz olmak istemiyorum.
Gülmeyi çok seviyorum.
Annemi geri almak için kütüphanemden ve oyun evinden vazgeçerdim.
Hikâyeleri sevmeyen biriyle nasıl konuşulur ki?
Kıyafetlerini annenin dikiyor olması biraz utanç verici. Ben bir mağazadan alınmış şeyleri tercih ederim. Sence de öyle değil mi?"
Hayır, bence öyle değil, ama bunu ona söylemedim mağazalardan şeyler hep aynı. Dünyada başka kimsede olmayan eşsiz bir şeye sahip olma fikrini seviyorum. Tıpkı başka kimsenin yazamayacağı bir hikaye yazmak ya da kimsenin yapamayacağı bir tablo yapmak gibi.
Hayatı hikayelerden ibaret olan bir ben varım sanıyordum. Hayali dünyayı gerçek dünyaya tercih eden tek kişiymişim gibi…
Kitaplar size hikâyelerden fazlasını verir. Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir.
Belki bazen üzgün olmak için insan kendisine izin vermeli," dedim. "Depoyu doldurmayı bırakmalı."
Belki, üzüntünü çok uzun süre kilit altında tutunca daha beter artıyordur. Bir deponun dolması gibi. Sonra bir gün depo çatlar ve sen normalden daha çok üzüntüye boğulursun çünkü hepsini içinde biriktirmişsindir."
Peki, her şey böyle değişirse, ben de değişecek miyim?
Bazı insanlar başkalarına kötü şeyler söyleyerek kendilerini daha iyi hissedebiliyor. Ben bunu oldum olası anlamadım. Başka insanları yermek seni daha iyi yapmaz. Seni utandırmalı."
Hayatı hikâyelerden ibaret olan bir ben varım sanıyordum. Hayali dünyayı gerçek dünyaya tercih eden tek kişiymişim gibi…
Diğer insanlara ihtiyaç duymayanları anlamıyorlar. Birilerine bağlı olmamanın yalnızlık çekmek olduğunu sanıyorlar. Kimse bunlara manevi gücün ne olduğunu öğretmemiş."
Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın."
Bu söz, yalnız ve kendinle baş başa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.
Bazen biriyle diyalog kurmanın kuralları bana çözülemeyecek kadar zor geliyor. Sessiz kalmak ya da yalnız olmak daha kolay.
Gerçi ben çoğu kitabın sonunda ağlarım.
Hayaller gerçekleşmeyi beklermiş!
Bazen kütüphanemde kitaplarla ve onları yazmış kişilerle otururken ben de gizlice bir yazar olmayı hayal ediyorum.
Bazen kitaplardaki karakterlerin raf kapaklarının ardında parmak uçlarında gezindiklerini hayal ediyorum.
Mesela https://1000kitap.com/kitap/yesilin-kizi-anne-1–230687’deki Anne bana daha yakın bir karakter. Ya da https://1000kitap.com/kitap/gokyuzu-cocuklari–55699 &‘ndaki Sophie veya Havada Yürüyen Kız’daki Louie. Hepsinde hayal gücü var ve macera peşindeler. Zamanlarını bir şeylerden memnun" olarak harcamıyorlar.
Birini çok sevdiğiniz zaman onları kaybetmek canınızı öyle çok yakar ki keşke onları hiç sevmeseydim diye düşünürsünüz.
Kitaplar size hikâyelerden fazlasını verir. Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir.
Babam her zaman “Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın,” der. Henüz küçükken bu sözün ne demek olduğunu anlayamıyordum. Ama şimdi anlıyorum. Bu söz, yalnız ve kendinle baş başa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.
Duyguları bir şişeye doldurup saklayabilmek isterdim, böylece ihtiyacınız olduğu başka bir anda onları yeniden hissedebilirdiniz."
Yalnız ve kendinle başbaşa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.
Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın."
İyi ki kitaplarım var…
Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir.
Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir."✧
Ve güneş parlıyor, dilimlenmiş limonlar güneş ışığında parıldıyor.Her şey çok güzel olacak.
“Okumak her şey içindir. Gerçek hayatta gidemeyeceğin yerlere gidebilirsin. Olamayacağın Kişiler olabilirsin. Yapmaya izninin olmadığı şeyleri yapabilirsin.”
Ve birini çok sevdiğiniz zaman onları kaybetmek canınızı öyle çok yakar ki keşke onları hiç sevmeseydim diye düşünürsünüz.
“Babam her zaman ‘Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın.’
der. Henüz küçükken bu sözün ne demek olduğunu anlayamıyordum. Ama şimdi anlıyorum. Bu söz, yalnız kendinle baş başa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.”
insanları sevmiyor değilim yani ama dürüst olmam gerekirse kitapların dostluğun tercih ederim kafamın içinde yarattıkları sessiz dünyayı seviyorum o dünya sihirle adalarla ya da gizemle doldurulabilir…
“Ben küçükken güneş daha mı parlaktı bilmiyorum, ama öyleymiş gibi hissediyorum.”
“Bazen kütüphanemde kitaplarla ve onları yazmış kişilerle otururken ben de gizlice bir yazar olmayı hayal ediyorum. Bu, yüksek sesle dile getirebileceğim bir şey değil. Sanki yüksek sesle söylersem mahvolacakmış gibi geliyor, tıpkı üfleyince patlayıveren sabun köpüğü gibi.”
“…yani insanları sevmiyor değilim. Ama dürüst olmam gerekirse, kitapların dostluğunu tercih ederim. Kafamın içinde yarattıkları sessiz dünyayı seviyorum; o dünya sihirle, adalarla ya da gizemle doldurulabilir.”
“Babam her zaman ‘Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın.’
der. Henüz küçükken bu sözün ne demek olduğunu anlayamıyordum. Ama şimdi anlıyorum. Bu söz, yalnız kendinle baş başa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.”
Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın."
Ben küçükken güneş daha mı parlaktı bilmiyorum, ama öyleymiş gibi hissediyorum.
Ve birini çok sevdiğiniz zaman onları kaybetmek canınızı öyle çok yakar ki keşke onları hiç sevmeseydim diye düşünürsünüz.
Belki, üzüntünü çok uzun süre kilit altında tutunca daha beter artıyordur. Bir deponun dolması gibi. Sonra bir gün depo çatlar ve sen normalden daha çok üzüntüye boğulursun çünkü hepsini içinde biriktirmişsindir.
“Kitaplar sizi gerçek hayatta hiç gidemeyeceğiniz yerlere götürüp hiç tanışamayacağınız insanlarla tanıştırır.”
“Okumak her şey içindir. Gerçek hayatta gidemeyeceğin yerlere gidebilirsin. Olamayacağın Kişiler olabilirsin. Yapmaya izninin olmadığı şeyleri yapabilirsin.”
Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir."
Duyguları bir şişeye doldurup saklayabilmek isterdim, böylece ihtiyacınız olduğu başka bir anda onları yeniden hissedebilirdiniz."
Sabır vazgeçmek değil umudu yarına ertelemektir."
Birden sırıttı ve sanki o an güneş doğuverdi.
Ne derler bilirsin : Hayaller gerçekleşmeyi beklermiş!"
Ben küçükken güneş daha mı parlaktı bilmiyorum, ama öyleymiş gibi hissediyorum.
İnsanları sevmiyor değilim. Ama dürüst olmam gerekirse, kitapların dostluğunu tercih ederim. Kafamın içinde yarattıkları sessiz dünyayı seviyorum; o dünya sihirle, adalarla ya da gizemle doldurulabilir.
“Diğer insanlara ihtiyaç duymayanları anlamıyorlar. Birilerine bağlı olmamanın yalnızlık çekmek olduğunu sanıyorlar.”
“Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın. Bu söz, yalnız ve kendinle baş başa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.”
“Kitaplar sizi gerçek hayatta hiç gidemeyeceğiniz yerlere götürüp hiç tanışamayacağınız insanlarla tanıştırır.”
“Diğer insanlara ihtiyaç duymayanları anlamıyorlar. Birilerine bağlı olmamanın yalnızlık çekmek olduğunu sanıyorlar.”
“Kendinin en iyi arkadaşı olmalısın. Bu söz, yalnız ve kendinle baş başa olmaktan mutluluk duymalısın; yani seni mutlu etmeleri için başka insanlara ihtiyaç duymamalısın demek.”
Manevi gücün kendi içinde bulman gereken bir şey olduğunu düşünürdüm hep. Şimdi biliyorum ki en güçlü insanlar diğerlerini seven ve onların da kendilerini sevmesine izin verenler.
Uzun yolculuklar da küçük bir adımla başlamaz mı? Hem bazen oturup dinlenmek ya da ilerisi çok korkutucu olduğunda geri dönmek gerekir ya da öncesinde yapmanız gereken başka şeyler vardır. Ama yine de küçük adımlar olmadan o yolculuğa çıkamazsınız.
“Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir.”
Kitaplar size hikayelerden fazlasını verir. Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir.
Belki, üzüntünü çok uzun süre kilit altında tutunca daha beter artıyordur. Bir deponun dolması gibi. Sonra bir gün depo çatlar ve sen normalden daha çok üzüntüye boğulursun çünkü hepsini içinde biriktirmişsindir.
Kitaplar sizi gerçek hayatta hiç gidemeyeceğiniz yerlere götürüp hiç tanışamayacağınız insanlarla tanıştırır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir