İçeriğe geç

Leyla Kitap Alıntıları – Alexandra Cavelius

Alexandra Cavelius kitaplarından Leyla kitap alıntıları sizlerle…

Leyla Kitap Alıntıları

&“&”

Eve dönerken neşeyle isim bulma çabasına girdik. Yansız bir isim olması gerekti. Çocuk hiçbir şekilde adı yüzünden diğerleri tarafından itilmemeliydi.
Su ana (Gözyaşı)
Sonsuz yorgundum.
Mevsimler sadece pencereden izlenebiliyordu.
Benim için sadece iyi ve kötü insan vardır.
Bir gün içinde üzerimize ateş açmaya başladılar. Neden? Adım Leyla olduğu için mi?
O, en karanlık odanın içinde bile parlayan bir ışık gibiydi.
Həyatın sənə verdiyi hər şeyi götür…
Çoxlu silah çoxlu insan ölmünə bərabərdir
Fiziki olaraq özümü pis hiss edirəm. Amma ruhum daha çox ağrıyır
…neyse ki çocuklar büyükler gibi kinci değillerdi.
Artık adalete kimse inanmıyordu. Çünkü suçlular hâlâ ellerini kollarını sallayarak dolaşıyordu. Kadınların çoğu sessizce acı çekiyordu.
Nihayet,yalnız bana ait bir şey oldu. Ama bu hiçbir zaman bir kız olmamaliydi. Yalnız bir kadının başına dünyada böyle şeyler gele bilirdi.
Artık kimse adalete inanmıyordu. Çünkü suçlular hala ellerini kollarını sallayarak dolaşıyordu. Kadınların çoğu sessizce acı çekiyordu.
Sloganım şu : Hayatın sana sunduğu bütün nimetleri al.
Kasvetli ruh haline büründüğüm zamanlarda kendimi toplum tarafından terk edilmiş hissediyorum.."
Yalnızca geceleri kendimi zayıf hissediyordum.."
Duygularım sensiz çıplak bir çöl gibi.
Yalnızca geceleri kendimi zayıf hissediyordum.."
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Sloganım şu: “Hayatın sana sunduğu bütün nimetleri al.”
Aşkın farklı bir sesi var. Aşk bir düş gibi. Aşk, bazen konuşulamayan bir kelime. Aşk yitip gitmemesi gereken bir güç.
Neden seni bir çiğ damlası gibi

Böylesine titrek, böylesine hassas görmeliyim?

Oysa yorgun kalbim üşürken.

Şimdi donuk gözlerim acıyı taşıyor.

Sen, hayran olduğum düşsel kadın.

Bir buz dağı gibi olan kalbin

Bütün insanlara acı çektirmek için mi böyle.

Yoksa sadece senin için yaşayanlara mı?

Eskiden yaşamayı yürekten severdim.

Birçokları gibi fırtınalı yaşadım

Ve şimdi benim için artık hiçbir şey önemli değil.

Çünkü hayatımı bir bardak su gibi çalkaladın.

Günlerim öyle yavaş, öyle sessiz geçiyor ki, sevgilim.

Ve sen çok uzaklardasın, bir o kadar da yakında.

Kalbimin yanında, duygularımın derinliğinde.

Seni tekrar görmeyi, sesini duymayı acı verircesine

Öyle çok istiyorum ki.

Ama hiçbir şey değişmeyecek:

Benden öyle uzaksın ki

Artık kimse adalete inanmıyordu. Çünkü suçlular hâlâ ellerini kollarını sallayarak dolaşıyordu. Kadınların çoğu sessizce acı çekiyordu. Unutulmuşlardı.
Kötü anılar yüzünden olumlu düşüncelerim de sönüp gitmişti. Aklıma güzel olan hiçbir şey gelmiyordu.
Fiziksel olarak iyi değilim, ama ruhumdaki acı çok daha kötü.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Allah’ım, sen büyüksün. Bu acılara son ver. Allah’ım, kötü insanların ruhlarını merhamet ve şefkatle doldur. Onların kalplerini yumuşat. Bütün insanların acı ve üzüntüleri bitsin. Allah’ım, benim çocuğumu ve diğer bütün çocukları felaketten kurtar.
Bütün bunlar sadece kötü bir kâbus,
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Aşkın farklı bir sesi var. Aşk bir düş gibi. Aşk, bazen konuşulamayan bir kelime. Aşk yitip gitmemesi gereken bir güç.”
..neyse ki çocuklar büyükler gibi kinci değillerdi.
Duygularım sensiz çıplak bir çöl gibi.”
..insanların başkalarının işlerine burunlarını sokmalarından nefret ediyorum.
Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna’daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın… Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi…
Unutmayacağım gibi, vazgeçemem de…
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Ve sen çok uzaklardasın, bir o kadar da yakında.
Kalbimin yanında, duygularımın derinliğinde.
“Hayatın sana sunduğu bütün nimetleri al.”
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
“Haksızlık unutulmamalı,”
Çoğu zaman pencerenin yanındaki ön sıraya ayaklarımı uzatıp parkı seyreder ve hayallere dalardım. Bu sırada kendimi amerikan dizisinde oynayan şık bir kadın yada coşkuyla alkışlanan bir pop şarkıcısı olarak görürdüm. Terapistler daha sonra Seni ölümden kurtaran hayallerin olmuş" diye iddia ettiler..
Konuşabileceğim bir dostum yoktu. Çünkü karşıma çıkan kadınlara güvenmiyordum. Erkeklerdense nefret ediyordum.
“Benim için sadece iyi ve kötü insan vardır,”
“Seni ölümden kurtaran hayallerin olmuş,”
“Duygularım sensiz çıplak bir çöl gibi.”
Ədalətin olduğuna heç kim inanmırdı.Çünki indiyə qədər cinayətkarlar azad idilər.Bir çox qurbanlar susqunluqdan əzab çəkirdilər.Onlar unudulmuşdular…
İçimdə bir boşluq vardı.Nə dəhşət qalmışdı, nə göz yaşları hər şey yox olmuşdu.Əslində mən müharibənin nə olduğunu Zərrinin ölümü ilə başa düşdüm.İnsanların dəyəri itmişdi, onlar milçək kimi ölürdülər…
Mənim üçün yalnız yaxşı və pis adamlar var.
Xoşbəxtlikdən uşaqlar böyüklər kimi amansız deyildilər..
Insanlara olan güvenimi kaybetmiştim…
Duygularım sensiz çıplak bir çöl gibi…
İlk kez o zaman dinin insanlar arasında ayrılıklar yarattığını fark etmiştim.
Neden seni bir çïğ damlasi gibi
Böylesine titrek böylesine hassas gormeliyim ?
Oysa yorgun kalbim üşürken
Şimdi dönük gözlerim acıyı taşıyor
Haksızlık unutulmamalı…"
.. leyla bir daha gelmemek üzere gitmişti
Çünki müharibənin sonunda qanunların çox vaxt yalnız kağız üzərində dəyəri vardır…
Uzun bir süre hayata dönemedim bu ktiabı okuduktan sonra.
Herkes okumalı,
hatta müfredata girmeli.
Girmeli ki bir daya yaşanamasın bu soykırım.
Unutmayacağım gibi , vazgeçemem de.
İnsanın savaşa bu kadar çabuk alışması çok garipti.
İnsanların bir değeri yoktu.Sinek gibi ölüyorlardı.
Kendime kim olduğumuzu soruyorum.İnsan ne tür bir yaratık.
… İnsanların başkalarının işlerine burunlarını sokmalarından nefret ediyorum .
Hayatımızın kırık parçalarını bir araya getirmekle meşgulüz
Benim için sadece iyi ve kötü insanlar vardır.
Susmak! İçimizde devamlı bir sessizlik hüküm sürüyordu. Böyle bir durumda söylenecek söz yoktu."
Aşkın farklı bir sesi var. Aşk bir düş gibi . Aşk , bazen konuşulmayan bir kelime . Aşk yitip gitmemesi gereken bir düş(senin gibi).
Bomba parçaları iki kadının bacak ve karınlarını parçalamıştı.Askerler sakatlananları bizim hangara atıyorlar ve onları günlerce inlemeler içinde,öylece bırakıyorlardı.
Kestikleri kafalarla futbol oynuyorlardı.
Dayak atmaktan sıkıldıklarında,eğlenmek ya da intikam istediklerinde kadınlara tecavüz ediyorlardı.
Hatta dışkı kokusu bile bana patates kızartması gibi gelmeye başlamıştı.
Askerler,biz kadınların boğazını kesmiyorlardı.Bizimle hesapları başkaydı.Tecavüze uğruyor,işkence ediliyor ve öldüresiye dövülüyorduk.
.. leyla’ya yakın dünyadan uzak
.. bu adi bir şey, kötü bir aşk bu
Haksızlık unutulmamalı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir