James Dashner kitaplarından Labirent: Ölüm Emri kitap alıntıları sizlerle…
Labirent: Ölüm Emri Kitap Alıntıları
Biz Yaşayacağız.
Sanki ondan önceki herşey büyükanneyle parkta piknik yapmak kadar iyiymiş gibi.
Sence o ne tür bir virüs?
Dünyanın başına gelen onca felaketten sonra insan birine neden böyle bir şey yapardı ki?
Peki bir virüs nasıl yayılır? Yani bizim de yakalanmış olma ihtimalimiz var mı? Bunu anlar mıydık?
Belirsizlik hoşuma gitmiyordu. Sence o ne tür bir virüs?
Belirsizlik hoşuma gitmiyordu. Sence o ne tür bir virüs?
Ve bazıları için ölünüz, dirinizden daha değerlidir.’’
Hayatta kalmaktan yoruldum artık.
Dünya çok farklı şeytan türleriyle dolu.
Sadece Unutmamız gerekiyor!”
Olan olmuştu ve ne olacaksa olacaktı.
Hayatta kaldık, önemli olan da bu. Bir şekilde geçmişi
arkanda bırakman gerekiyor
arkanda bırakman gerekiyor
Korktun demek. Bu iyi. İyi bir asker her zaman korkar. Bu, normal olduğunu gösterir. Seni batıran ya da çıkaransa ona nasıl tepki verdiğindir.
Bazen ya harekete geçersin ya da ölürsün.
Belirsizlik hoşuna gitmiyordu.
Rüyalar akın etti. Anılar. Her zamankinden daha canlıydı. Sanki yorgunluğunun derinliği onlar için mükemmel tuvali yaratmış gibi.
Başka bir seçenek yok, öyle değil mi? Bazen ya harekete geçersin ya da ölürsün.
Sadece bir gün geçmişi hatırlamadan yaşayabilsek keşke. Unutabilsek bu yerde gayet mutlu yaşayabilirdim. İşler düzeliyor. Sadece unutmamız gerekiyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Hayatın; zengin ve vaatlerle dolu olduğu, dünyadaki her şeye kolayca ulaşılabildiği ve her şeyin alınmaya hazır olduğu günlerdi. Üstelik o zaman bunun farkında bile değildi. “
Sadece bir gün geçmişi hatırlamadan yaşayabilsek keşke. Unutabilsek
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Anılar. Asla peşini bırakmayacaklardı.
Bugün mükemmel, mükemmel bir gün olacak.
Okumayı herkesten çok seviyordu.
Haydi sarılıp barışalım mı?
Doğru şeyi yapıyoruz. Diğer tarafta görüşürüz
Her şey neyse oydu; olan olmuştu ve ne olacaksa olacaktı.
Sakinlik, içindeki bir ilaç gibiydi.
Ne olursa olsun geçmişde yaşanan olumsuzlukları bir kenara itip iyi bir gün geçirmeye karar verdi. Ne olursa olsun.
Acıma, üzüntü ya da keşkelere ayıracak vakit yoktu. Her şey neyse oydu;olan olmuştu ve ne olacaksa . olacaktı.
Bazen ya harekete geçersin ya da ölürsün.
Ölmem gerek ama boş yere ölmek istemiyorum.
Çok yakında o kaçtığımız deliler gibi olabiliriz.
Göğsünde filizlenen korku o kadar güçlüydü ki nefes almakta zorlanıyordu.
Önemli olan tek şeyin hayatta kalmak olduğunu sanıyordum ama yanılmışım.
Aklını ne kadar kaybetmiş de olsa herkes ateşten korkar.
Korktun demek. Bu iyi. İyi bir asker her zaman korkar. Bu, normal olduğunu gösterir. Seni batıran ya da çıkaransa ona nasıl tepki verdiğindir.
Dağın taşı ve toprağı gibi hayatları da birbirine bağlıydı.
Korkmaktan korkuyordu.
Kafamın içinde yaşayan şeyler var.
Düşündükçe, buna şaşırmadı. Dünya herkesi yeterince cezalandırmıştı; neden daha fazla risk alsınlardı ki?
Peki bir virüs nasıl yayılır? Yani bizim de yakalanmış olma ihtimalimiz var mı? Bunu anlar mıydık? Belirsizlik hoşuma gitmiyordu. Sence o ne tür bir virüs?
“Buraya gelmeden önce adım Deedeey’di.”
Cevabımın olmadığı sorular sormayı çok seviyorsun .
Rüyalar akın etti. Anılar. Her zamankinden daha canlıydı. Sanki yorgunluğunun derinliği onlar için mükemmel tuvali yaratmış gibi.
Korktun demek. Bu iyi. İyi bir asker her zaman korkar. Bu normal olduğu olduğunu gösterir. Seni batıran ya da çıkaransa ona nasıl tepki verdiğindir.
Mark ona yakalanmıştı. İçgüdüleri bunu söylüyordu. Başının bu kadar ağrımasına şaşmamak gerekirdi.
Işıl’a yakalanmıştı.
Işıl’a yakalanmıştı.
Bakın kendi yarattığımız salgınla uğraştığımızı inkâr edemeyiz.
İnsanlar dünyanın sonunun geldiğini sandıklarında çirkinleşebilirler.
Dünyanın başına gelen onca felaketten sonra insan birine neden böyle bir şey yapardı ki?
Düşünmeyeceğim. Eğer düşünmeye başlarsam, kendimi düşünmeyi kesene kadar düşünmemek hakkında düşünmeye odaklayacağım.
Kız, okumayı herkeste çok seviyordu ve kitapların çok az olduğu, gerçek anlamda canları pahasına koşarak geçirdikleri ayları telafi ediyordu.
Sakinlik içindeki bir ilaç gibiydi.
Rüyalar akın ettiler. Anılar. Her zamankinden daha canlıydı. Sanki yorgunluğunun derinliği onlar için mükemmel tuvali yaratmış gibi.
Korktun demek. Bu iyi. İyi bir asker her zaman korkar. Bu normal olduğu olduğunu gösterir. Seni batıran ya da çıkaransa ona nasıl tepki verdiğindir.