İçeriğe geç

La Fontaine’den Masallar Kitap Alıntıları – Jean de La Fontaine

Jean de La Fontaine kitaplarından La Fontaine’den Masallar kitap alıntıları sizlerle…

La Fontaine’den Masallar Kitap Alıntıları

Başı dertte olanlara hiç gülmemeli;
Neden derseniz, kim bilir
Yarın kendi başına neler geleceğini?
Bir deli bir akıllıya
Taş atıyormuş yolda
Akıllı dönmüş geriye
– Aferin dostum, demiş deliye
Al benden sana bir altın;
Bir hayli uğraştın yoruldun
Bedava çalışacak değilsin ya.
İnsan biraz da hor görmeli
Gözünü korkutmak isteyeni.
Fazla baktın mı düşmana,
Alıklaşır, düşersin ağzına.
Altmışına gelmiş insanlar
Çocuklar gibi hırlaşır dururlar
Tanrı herkesi bir örnek yaratmıyor ki
Kimini horozca yaşatıyor
Kimini keklikçe
Ya aslandan yana olun,
Ya da bırakmayın aslan olsun!
Haksız çıkmak insanın işine gelir mi?
Hiçbir varlığı ayıramazsın bahtından.
Aklı olan deliden akıl beklememeli.
Benden sana söylemesi:
Para harcanınca derde devadır,
Harcanmadı mı başımıza beladır.
İnsanoğlu bir nutuk çekmiş yılana:
-Sen, demiş, nankörlüğün ta kendisisin.
Kötülere iyilik etmek budalalıktır.
Geber ki öfken ve zehirli dişlerin
Kimsenin canına kıyamaz olsun.
Yılan savunmak istemiş kendini
Dilinin döndüğü kadar:
-Öldürmek gerekseydi, demiş;
Dünyadaki bütün nankörleri,
Kimler sağ kalırdı acaba?
Kendi ağzınla kendini suçluyorsun;
Doğruysa bütün söylediklerin
Çevir gözlerini kendine bak biraz da:
Canim elinde: Asarsın da kesersin de,
Adalet dediğin nedir?
Senin çıkarın, keyfin, esintin değil mi?
Bu yasana dayanıp öldür beni;
Ama ölürken bırak da hiç olmazsa
Ben de şunu söyleyeyim sana:

İnsandır, insan, yılan değil.
Nankörlüğün ta kendisi, bunu böylece bil.

Dertli ölmeyen cimri yok gibidir,
Parasından en az yararlanan kendisidir.
Çoklarını gördük böyle,
Tehlike karşısında bayrak değiştiren,
Aklını yitirmeyen, adamına göre,
Yaşasın kral der kimi zaman,
Kimi zaman da: Yaşasın krala kumpas kuran!
Aramızda böyle adam çok var,
Her işe burnunu sokar,
Dırdırı bitmez, kovarsın gitmez,
İşi sen yaparsın, parsayı o toplar.
Küçük düşman çokluk büyüğünden beterdir.
Kötülere ne verse pişman olur insan.
Ah, böyledir işte bu dünya:
Hep küçükler yanar
Büyükler azıtınca!
El alemi aldatanlar,
Bu masal size:
Bir gün sizi de sokarlar
Kurduğunuz kafase.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben ne oturumlar gördüm böylesi,
Boşuna toplar, konuştururlar herkesi.
Sıçanlar değil, papazlar, başpapazlar,
Toplanır, toplanır, hiçbir iş yapmazlar.
Konuşmaya geldi mi,
Sarayda akıl öğreten bol;
İş yapmaya geldi mi,
Tek kişi ara da bul.
Ölüm gelir siler bütün dertleri;
Siler ama, bize uğramasın daha iyi.
Hep böyle kendi bildiğimizi okuruz yalnız
Bela başımıza gelmedikçe inanmayız.
Kendimize her kusuru bağışlar
Başkasına pireyi deve yaparız.
Yüksek işler iyilik getirmez her zaman.
Vazgeç bu sevdadan canım.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Şu sözümü hiç unutma,
Kaptırdığın peynire değer:
Her dalkavuk çıkarı için över,
Yüzüne güler, peynirini yer.
Karganın aklı gelmiş başına
İş işten geçtikten sonra.
Gerçeğe böylesine sırt çevirme
Hepimizin beslediği bir hastalıktır.
Ruhumuz, bu kendine aşık adam,
Aynalar, hep başkalarının sersemlikleri,
Aynalar, bizim kendi kusurlarımızı
Olduğu gibi gösteren ressamlardır.
Hep böyle kendi bildiğimizi okuruz yalnız
Bela başımıza gelmedikçe inanmayız.
Hepimizin omzuna, doğuştan,
Çift gözlü bir heybe koymuş sanki Yaradan.
İnsanın oldum olası taşıdığı bu heybenin
Arka gözü kendi kusurlarımız içindir,
Ön gözüyse başkalarını kusurları için.
Kendimizde her kusuru bağışlar, pireyi deve yaparız.
En güçlü kimse en haklı odur.
Yüksek işler iyilik getirmez her zaman
Her dalkavuk çıkarı için över.
İnsandır eğittiğim hayvanlar yoluyla.
Kaderinden kaçmak için yol değiştiren
Çok kez o kaçtığı yerde rastlar kaderine.
Zaman, o hırsızların en belalısı,
Çalmış güzelin nesi var nesi yoksa.
Bir ev yıkıldı mı yapılır:
Yıkılan yüz yapılabilir mi yeniden?
Kader haklı; ama hep böyleyiz:
Bir türlü halimizi beğenmeyiz.
En kötü kader hep bizimkidir.
Tanrıya dilekçe üstüne dilekçe:
Bütün dileklerimizi yerine getirse,
Ardından yenileri gelir.
Faydalıyı küçümser, taparız güzele;
Güzelse çok kez başımızı yer.
Aynalar bizim kendi kusurlarımızı
Olduğu gibi gösteren ressamlardır.
Eldeki sağlam bir metelik, Daha iyidir beş metelik umudundan.
Ah aşk, aşk, sana bir kapıldı mı insan, Aklı gitti gider başından.
Biliyormuş güvensizliğin, Anası olduğunu güvenin.
“İşlerini gördürmek için başkalarından yardım dilenen kimseler, sonunda o kimsenin esiri olurlar.”
“Tek bir emin yolu seçmek daha iyidir, yüz türlü yolu olup da karar verememekten.”
Kader haklı; ama hep böyleyiz:
Bir türlü halimizi beğenmeyiz.
En kötü kader hep bizimkidir.
Tanrıya dilekçe üstüne dilekçe:
Bütün dileklerimizi yerine getirse,
Ardından yenileri gelir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir