İçeriğe geç

Kuşatma ve Fırtına Kitap Alıntıları – Leigh Bardugo

Leigh Bardugo kitaplarından Kuşatma ve Fırtına kitap alıntıları sizlerle…

Kuşatma ve Fırtına Kitap Alıntıları

&“&”

Bu dünyanın kurallarını bir bedel ödemeden çiğneyemezsin."
Tarlayı süren öküz, boyunduruğun ağırlığını hisseder, peki kuş, kanatlarının ağırlığını hisseder mi?
Korku güçlü bir müttefiktir." dedi. "Hem de sadıktır."
Tarlayı süren öküz boyunduruğun ağırlığını hisseder, peki kuş kanatlarının ağırlığını hisseder mi?
Fabrikatörlerle konuşun. Onlar ne yapacaklarını bilirler." Başparmağımı avucumdaki yara izinde gezdirdim. "Ama dört dörtlük yapmalarına izin vermeyin." diye ekledim. Yaralar insanlara nasıl davranmaları gerektiğini iyi gösterirdi.
Kahramanların ve azizlerin sorunu ne biliyor musun, Nikolai?" diye sordum, atlasın kapağını kapatıp kapıya doğru giderken. "Sonunda hep ölüyorlar."
Aramızda belki sadece birkaç adım vardı ama ruhen birbirimize kilometrelerce uzaktaydık.
“Ben bir korsanım, Alina,” dedi sakince “Ben alabileceğim her şeyi alırım.”
Beni birinin aşağıya seslendiği, ama kendi sesinin yankısından başka bir şey duymadığı bir kuyuya düşmüş gibi yalnız bıraktı.
Bu dünyanın kurallarını bir bedel ödemeden çiğneyemezsin.
“Sorun, ona doğru teşvikle yaklaşmakta. İster prens olsun ister fakir biri, her insanın bir bedeli vardır.”
Özgürlük bir yüktür ama taşımayı öğreneceksin.
Beni birinin aşağıya seslendiği, ama kendi sesinin yankısından başka bir şey duymadığı bir kuyuya düşmüş gibi yalnız bıraktı.
Korkusuzluğun eşanlamlısı aptallıktır.
Dünya kurtarılacağını düşünebileceğin kadar iyi bir yer mi?
Benden uzaklaştığını hissediyorum ve buna nasıl engel olacağımı bilmiyorum.
Her insan kendi sebeplerinin doğru olduğuna inanır.
Buarda, birini kızdırmanın en kolay yolu ona sakin olmasını söylemektir.
Korkusuzluğun eş anlamlısı aptallıktır.
Dünya kurtarılacağını düşünebileceğin kadar iyi bir yer mi?
Yaralar insanlara nasıl davranmaları gerektiğini iyi gösterirdi.
“Ne olduğun önemli değil. Mühim olan ne yapabildiğin.”
Derin bir nefes aldım. “Majesteleri…”
“Nikolai,” diye düzeltti. “Ama sen ‘hayatım’ ya da ‘canım’ desen de olur.”
“İnsanlar imkânsız dediğinde genelde ihtimal dışı demek isterler.”
Ayrıca bizi kırmızılar giyinip köpeği gibi kullanmıyor," diyen Tolya, boynuna asılı olan anahtarla sandığı açtı.
"Senden hüzünlü bir köpek olurdu.” Tamar güldü.
“Kendini bir şey sanan, karalar giyinmiş bir ahmaktan emir almaktan her türlü iyidir,” diye söylendi Tolya.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Her insan kendi sebeplerinin doğru olduğuna inanır.
Taştan bir şeyleri inşa edebilecekken tuğlaların olmasını isteme. Önünde ne ya da kim varsa onu kullan.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Zayıflık iyi bir kılıftır.
”Elbette emin değil,” dedi Sturmhond. Yapılmaya değer her şey hep kötü bir fikirle başlar.”
“Arkadaşın için üzüldüm,”
“Neden?” diye sorarken çizmemin ucuyla tahta zeminde bir daire çizdim.
“Kardeşim sarhoş bir ayı gibi horlar.”
Kahkaha attım. “Malyen de horlar.”
“O zaman düet yaparlar.”
“Sen hiçbir şeyi ciddiye almaz mısın?”
“Elimden gelmiyor, ne yapayım? Hayat böyle daha güzel.”
“Karanlıklar Efendisi’ni sırtından bıçakladın, şimdi de yeni müşterine mi ihanet edeceksin?
“Öyle değil,” dedi Sturmhond samimiyetle. “Müşterim bana sizi Ravka’ya götürmem için ödeme yaptı, sizi orada tutmam için değil. Bu da ekstraya girer.”
Malyen’e baktım. Omzunu kaldırdı, “Adam yalancı, muhtemelen de deli ama aynı zamanda da haklı. Çok fazla seçeneğimiz yok.”
“Ayrıca güçlü düşmanlarımın olması hoşuma gidiyor. Kendimi önemli bir gibi hissediyorum.”
Malyen kollarını göğsünün önünde kenetleyerek kaptana bakıp durdu. “Deli misin, aptal mısın karar veremiyorum.”
“O kadar güzel özelliklerim var ki doğru sözü seçmek zor olabilir,” dedi Sturmhond.
… birini kızdırmanın en kolay yolu ona sakin olmasını söylemektir.
Sırtında tüfekleri olan Birinci Ordu’nun askerleri etrafa konuşlanmışlardı. Kararlı Cellatlara, Rüzgarın ve Ateşin Hakimleri’ne karşı pek bir şansları olduğunu sanmıyordum ama verdikleri mesaj netti;
Grishalara güven olmaz."
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Onlara umut veriyoruz. Bu hiçbir şey yapmamaktan iyidir.
İnsanlar imkansız dediğinde genelde ihtimal dışı demek isterler.
Yapılmaya değer her şey hep kötü bir fikirle başlar.
Karamsarlık ruhuna işlemiş senin.
Tarlayı süren öküz boyunduruğun ağırlığını hisseder, peki kuş kanatlarının ağırlığını hisseder mi?
Böyle konuşmandan nefret ediyorum ,bazen tıpkı karanlıklar efendisi gibi davranıyorsun…"
"İkimizi ayırt etmekte zorlanırsan sana işkence yapmayan ,Malyeni öldürmeye çalışmayan kişiyi bulmaya çalış bu arada o kişi benim"
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Kahramanların ve azizlerin sorunu ne biliyor musun, Nikolai?"diye sordum, atlasın kapağını kapatıp kapıya doğru giderken. "Genellikle sonunda hep ölüyorlar."
Zayıflık iyi bir kılıftır. Senin insan olduğunu bilmeleri gerektiğinde öyle davran ama asla öyle hissetme. "
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Yaralar insanlara nasıl davranmaları gerektiğini iyi gösterirdi."
İnsanlar imkansız dediğinde genelde ihtimal dışı demek isterler."
“Ben annemin karnından çıktığımdan beri hiç güvende olmadım zaten.”
“Ben bir korsanım, Alina,” dedi sakince. “Ben alabileceğim her şeyi alırım.”
“Kendini kötü hissetme, izci.” dedi Karanlıklar Efendisi. “Her erkek aptal yerine koyulabilir.”
Gitmek istediğini sanmıştım."
"Benden kalmamı istemeni bekledim."
“Yapılmaya de­ğer her şey hep kötü bir fikirle başlar.”
Yaralar insanlara nasıl davranma­ları gerektiğini iyi gösterirdi.
“Bu yozlaşmış ülkeye ne olacağını neden umursaya­yım? Dünya kurtarılacağını düşünebileceğin kadar iyi bir yer mi?”
“Bu dünyanın kurallarını bir bedel ödemeden çiğneyemezsin.
Tarlayı süren öküz, boyunduruğun ağırlığını hisseder, peki kuş, kanatlarının ağırlığını hisseder mi?
“Bu yozlaşmış ülkeye ne olacağını neden umursayayım? Dünya kurtarılacağını düşünebileceğin kadar iyi bir yer mi?”
“Birini kızdırmanın en kolay yolu ona sakin olmasını söylemektir.”
“Majesteleri…”
“Nikolai,” diye düzeltti. “Ama sen ‘hayatım’ ya da ‘canım’ desen de olur.”
Birini kızdırmanın en kolay yolu ona sakin olmasını söylemektir.
“Sen hiçbir şeyi ciddiye almaz mısın?”
“Elimden gelmiyor ne yapayım. Hayat böyle daha güzel.”
“Annem bir istiridyeydi, ben de inciyim.”
“Yapılmaya değer her şey hep kötü bir fikirle başlar.”
“Hep aynı kapanı kuruyorum.” dedi kız usulca. “Sen sohbet etmeyi arzuluyordun. Ayının gülmek için içi gidiyordu. Gri kurt müziğe hasretti. Yaban domuzuysa dertleşmek istiyordu. Bunun adı yalnızlık kapanı, bundan hiçbirimiz kaçamayız. Ben bile.”
“Eşit şartlarda savaşmaktan nefret ediyorum.”
Nazikçe beni öptü. Her ne kadar aldırış etmemeye çalışsam da dudaklarında üzüntüsünü hissettim.
Karanlıklar Efendisi omuz silkti. Korku güçlü bir müttefiktir." dedi. "Hem de sadıktır."
O sadece ona verilen emirlere uymuş, kalbimin kırılmasına sesini çıkarmamaştı.Bunun ne demek olduğunu bilmesem de arkadaşlık olmadığını biliyordum.
Bunun adı yalnızlık kapanı, bundan hiçbirimiz kaçamayız. Ben bile."
Bir kapandan kurtulmuş olman bir sonrakinden de kurtulacağın anlamına gelmez."
Hayatım aşk yerine sadakati, arkadaşlık yerine dürüstlüğü barındıracaktı."
Tarlayı süren öküz, boyunduruğun ağırlığını hisseder, peki kuş, kanatlarının ağırlığını hisseder mi?"
Dünya kurtarılacağını düşünebileceğin kadar iyi bir yer mi?"
Ben katil olmak istemiyorum. Fakat merhamet, Güneşin Elçisi’nin sonuçlarını karşılayamayacağı bir erdemdi.
Sonsuza kadar birbirini seveceğine inanan iki kişiye göre birbirinize olan güvensizliğiniz üzüntü verici,"
Tarlayı süren öküz, boyunduruğun ağırlığını hisseder peki kuş, kanatlarının ağırlığını hisseder mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir