İçeriğe geç

Kurucunun Kızı Kitap Alıntıları – Amy Engel

Amy Engel kitaplarından Kurucunun Kızı kitap alıntıları sizlerle…

Kurucunun Kızı Kitap Alıntıları

&“&”

Kime aşık olacağımızı seçemezdik. Aşk bizi seçerdi. Aşkın kendi planları vardı ve tek yapabileceğimiz yolundan çekilmekti..
Tüm hayatım boyunca içimde bir boşluk hissetmiştim; ne kadar denersem deneyeyim asla yeri doldurulamaz bir alan..
carsaflar arasinda, birbirine sarilan bir kiz ve bir oglan.
her zaman dusundugunden daha az vaktin vardir.
elimi tutan ve konusmama izin veren ve bir kere bile beni susturmamis bir cocuk. ellerinde kan olan ben olacaktim ve bunu hic yikayabilecek miydim, bilmiyordum.
yalan soylemek istemeyen bir cocuk, asla dogruyu soyleyemeyen bir kizla evlendi.
Karakter sahibiyseniz, düşman sahibi de olursunuz."
Karakter sahibiyseniz, düşman sahibi de olursunuz."
Kime âşık olacağımızı seçemezdik. Aşk bizi seçerdi. Aşk uygunluğu ya da kolaylığı ya da tasarıları umursamıyordu. Aşkın kendi planları vardı ve tek yapabileceğimiz yolundan çekilmekti."
Acı bazı insanların anladıkları tek dildir."
Savaşta ölen herkes suçlu değildir. Bazen sadece yanlış taraftadırlar."
Yalan söylemek istemeyen bir çocuk asla doğruyu söyleyemeyen bir kızla evlendi. Eğer Tanrı gerçekse hastalıklı bir espri anlayışı vardı.
Ama onların aksine ben barışın ne kadar da narin olduğunu, nasıl şimdi bile kopma tehlikesinde olan birkaç ince ip telinde asılı olduğunu biliyordum.
Acısına kayıtsızlık en iğrenç acımasızlık biçimiydi.
… masmavi gökyüzünde güneş tepedeydi, beyaz bulut çizgileriyle boyanmıştı. Böyle günlerde çok uzak geçmişte olmayan dünyayı neredeyse mahvettiğimize inanmak zordu.
Acı bazı insanların anladıkları tek dildir.
Eğer kullanıldığının farkındaysan ve yine de buna izin veriyorsan, gerçekten kullanılıyor olur muydun?
Gülmek güzeldi, o kadar komik olmayan bir şeye bile olsa.
Göz alıcı kap yüzünden dikkatimizin dağılacağını, kutunun boş olduğuna dikkat etmeyeceğimizi umuyorlardı.
Kaderin önceden çizilmişse, pamuklarla sarmalanmış olmanın pek bir yararı olmazdı.
Kime aşık olacağımızı seçemezdik. Aşk bizi seçerdi. Aşk uygunluğu ya da kolaylığı ya da tasarıları umursamıyordu. Aşkın kendi planları vardı ve tek yapabileceğimiz yolundan çekilmekti.
Çünkü herkesin güvenecek birine ihtiyacı vardır.
Sık sık, bir kitabı alabildiğimde geri vermeden önce on kere okurdum, başka birinin hikayesinde kaybolmak için debeleniyordum.
Kaderin önceden çizilmişse, pamuklarla sarmalanmış olmanın pek bir yararı olmazdı.
Acı bazı insanların anladıkları tek dildir.
Yalan söylemek istemeyen bir çocuk asla doğruyu söyleyemeyen bir kızla evlendi.
Değiştiremediğin bir şeye kızmak işe yaramıyor.
Pes ettim, kaybettiğim her şey için ağlamama izin verdim, başıma geleceklerin korkusu için. Eskiden olduğum evlat, hiç olmak istemediğim eş, olmadığım katil, rolünü yaptığım hain için yas tuttum.
…kime âşık olacağımızı seçemezdik. Aşk bizi seçerdi. Aşk uygunluğu ya da kolaylığı ya da tasarıları umursamıyordu. Aşkın kendi planları vardı ve tek yapabileceğimiz yolundan çekilmekti.
Hikâyemiz uzun zaman önce yazılmıştı ve mutlu bir sonu yoktu.
Eğer Tanrı gerçekse hastalıklı bir espri anlayışına sahipti.
Ben çevremdeki tüm kızlardan farklıydım çünkü Bishop Lattimer’la evlenmek benim kaderim değildi. Görevim onu mutlu etmek, çocuklarını taşımak ve karısı olmak değildi.
Görevim onu öldürmekti."
Acı hiç bir zaman hafiflemez.Sadece onunla yaşamayı öğrenirsin.
Yaşlar yanaklarımdan aktı, tuz dudaklarımı yaktı. Pes ettim, kaybettiğim her şey için ağlamama izin verdim.
Ben çevremdeki tüm kızlardan farklıydım çünkü Bishop Lattimer’la evlenmek benim kaderim değildi. Görevim onu mutlu etmek, çocuklarını taşımak ve karısı değildi.
Görevim onu öldürmekti.
Hayat birbiri ardına iğrenç şakalardan ibaretti, bunu keşfetmiştim.
Bu bir çocuk için cehennem, anlıyor musun? Sürekli öylece sahip olmak yerine sevgiyi kazanmaya çalışıyorsun.
Üzgünüm," dedim. "Adil değil."
(…)
"Hayır, değil. Ama bu günlerde az şey öyle."
Aşk kanunlaştırabileceğin bir şey değildi. Aşk tablolardan, grafiklerden ve eşleşme oranlarından daha fazlasıydı. Aşk karışık ve karman çormandı ve rastlantısal büyüsünden onu yoksun bırakmak bir hataydı.
Bazen kendi kendimin yıkımını yaratma yeteneğim beni bile şaşırtıyordu.
Mutlu musun, Ivy?"
(…)
"Üzerinde çalışıyorum,"
Gülmek güzeldi, o kadar komik olmayan bir şeye bile olsa.
Sevgimin nefretimden daha büyük, merhametimin intikamımdan daha güçlü olmasını istiyordum.
Aşk kanunlaştırabileceğin birşey değildi. Aşk tablolardan, grafiklerden ve eşleşme oranlarından daha fazlasıydı. Aşk karışık ve karman çormandı ve rastlantısal büyüsünden onu yoksun bırakmak bir hataydı."
Ancak bir dava uğruna verilecek kurbanlar soyut olduğunda, gerçekler hakkında konuşmak kolaydı…
Yatmadan önce masal niyetine Anna Karenina‘yı okuyan herkes zor kelimeleri aşinadır.
Bize söyledikleri her şeye güvenmeden ailelerimizi sevebiliriz. Savundukları her şeyi müdafaa etmeden. Bazen işler babalarımızın bizim inanmamızı istediği kadar basit değil diye düşünüyorum.
İnsanların çok fazla seçimi olduğunda, sık sık yanlış kararlar veriyorlar.
Bir amacın yoksa günlerin uzun geldiğini biliyorum.
Eğer bir şey sana aitse, ona istediğin gibi davranmaya iznin olduğunu düşünürsün.
Sık sık, bir kitabı alabildiğimde geri vermeden önce on kere okurdum, başka birinin hikayesinde kaybolmak için debeleniyordum.
Öfkenin ya da ağzının sana hükmetmesine izin verme.
Tüm gün evde oturup duvarlara bakamayacağımı biliyordum, delirirdim.
Bu normallik bana ne kadar da yalnız olduğumu hatırlattı.
Gerçek söylenebildiğinde, her zaman yalandan daha etkiliydi.
Başkan Lattimer’in babası barışın sadece mutsuz tarafın hala kaybedecek bir şeyi kaldığında sürdüğünü bilecek kadar akıllıydı.
Sevgimin nefretimden daha büyük, merhametimin intikamımdan daha güçlü olmasını istiyordum.
Yalan söylemek istemeyen bir çocuk asla doğruyu söyleyemeyen bir kızla evlendi. Eğer Tanrı gerçekse hastalıklı bir espri anlayışı vardı.
Acı hiçbir zaman hafiflemez. Sadece onunla yaşamayı öğrenirsin.
İnsanlar.. ve birbirimize yaptığımız acımasız şeyler.
Elde edilmeye değer…bir şey için savaşmak… zordur.
Sevgimin nefretimden daha büyük, merhametimin intikamımdan
daha güçlü olmasını istiyordum.
Elde edilmeye değer… bir şey için
savaşmak… zordur. Her zaman savaş kayıpları olacak."
Savaşta ölen herkes suçlu değildir. Bazen sadece yanlış taraftadırlar." Elini çekmeden önce çenemi hafifçe okşadı. "Anlıyor musun?"
Buna ne dersin?" dedi Bishop. İnce siyah ciltli bir kitap tutuyordu, kapaktaki isim dikildiğim yerden okumam için çok ufaktı. "Romeo ve Juliet." Kitabı bana doğru salladı.
"Düşman aileler. Talihsiz genç âşıklar."
Yüzü ifadesizdi, ancak gözleri gülüyordu.
"Çok komik."
"Bana deli diyebilirsin," dedi.
"Ama kulağa ilgi çekici geliyor."
Ondan korkman gerekmiyor," dedi Bishop, bir adım yaklaştı.
"O bir canavar değil." Belki değil ama canavarlara yakışır şeyler yaptı…
Hiçbir şey yapmadan çok oturursam, aklımda düşünceler dolanmaya başlardı; Callie’nin dediğine göre bu durum da ancak belaya yol açardı. Hep gülümseyerek derdi bunu ama bir kez olsun şaka yaptığını
düşünmemiştim."
…sanki bana söylediği sözler, içinde bir
yerlerde bulunan bir mağaradan geliyordu ve ağzından çıkmak için bir aceleleri yoktu."
…adımdan dolayı herkes bana hak etmediğim şeyler mi verecekti? Bishop’ın hayatı böyle miydi? Ve insanın tüm bunları hak ettiğini, her şeyin kendisine ait olduğunu düşünmesi ne kadar sürüyordu?"
…tanıdığım tek bir yüz bile yoktu. Kimse bana kaba davranmıyordu ama attığım her adımda buraya ait olmadığımı
hissediyordum."
Eğer kaçmak için sabırsızmışım gibi davranmaya devam edersem
benimle hiç konuşmayacaktı, bana güvenmeyecekti. Ona kendimi öylece
teslim etmek ile tamamen kapatmak arasında çok fazla mesafe vardı. Sadece
o boşlukta yaşamanın bir yolunu bulmak zorundaydım."
Ama babası hakkında duyduğum öfkeli sözlerden ve ailesininbenimkine ve inandığımız her şeye karşı zar zor gizlediği küçümsemeden sonra kapalı kapılar ardında Bishop’m daha acımasız olacağını düşünmüştüm.Kontrollü tavrı beni şaşırtmıştı. Sabırlı olacağını düşünmemiştim. Belki ben
de onun umduğu gibi değildim."
Babam gözlerimi yakaladı.
Planı hatırla’" dedi, sesi neredeyse fısıltıydı.
"Ve seni sevdiğimi hatırla."
Bana bunu söylediği seferleri bir elimle sayabilirdim. Sevgisinden şüphe
etmiyordum ama acı çeken, öfkeli, o sevginin neye bağlı olduğunu
sorgulayan parçamı susturmak için çok çabaladım; boyun eğişim mi, iş
birliğim mi, başarım mı? Başarısız olursam gene de beni sevecek miydi?
Kafamla onayladım, dudaklarım birbirine kenetlenmişti çünkü ağzımı
açsam neler çıkacağından emin değildim.
"

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir