İçeriğe geç

Kurt Kanunu Kitap Alıntıları – Kemal Tahir

Kemal Tahir kitaplarından Kurt Kanunu kitap alıntıları sizlerle…

Kurt Kanunu Kitap Alıntıları

#8212; Çürüdük hepimiz Çürüdüğümüzün farkına varmadan çürüdük!
Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur
Dünyada sormaktan başka ödevi var mıdır insanoğlunun? Hayır, yoktur. Çünkü bulmaktan başka ödevi yoktur. Bulamadığımızdan sorarız.
Kurtlukta düşeni yemek kanundur
Çelişmeli gibi görünen iki gerçek, kimileyin bir gerçeğin birbirini tamamlayan parçalarından başka bir şey değildir.
En küçük bir esintiyle darmadağın mı oluverecekti hemencecik?
Herkes kendine denk saydığını kıskanır
Karının sulusunu tavlamak kolaydır da deflemek zordur. Dolaşır ardın sıra. Sızlanır, asılır. Kıskandıracağım diye başını belaya sokar.
Sorumluluktan kaçan bütün insanlar, doğruluktan, çok zor söz edecek kadar bencildirler
Çocuk, yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever, yirmi beşten sonra yargılar, daha sonra da bağışlar
Yakından bilmeyince aldanırsın.
Aldanmak istersen, bildiğini bilmezden gelirsin.
Ülkemizdeki pek çok kadın gibi;
“Ancak gölgede yaşayabilen bitkiler gibi, bir erkeğin arkasına sinerek tedirginlikten kurtulur kadınlardandı.”
Doğuyor insanın içine Nerden nasıl? Sen inanmazsın ama, var akıl
ermez bişeyler Sezgi diyelim Altıncı duygu, diyelim Var Sen ister
inan, ister inanma! Madde belki Maddenin göremediğimiz, tutamadığımız
bir biçimi
Bizim mihenk taşımız: temizlik…
Bu anda yüzüme vuran darağacı gölgesi, suikast suçlusu olduğumdan değildir Emincim Büyük suçun gölgesidir bu Tarih örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
Kara Kemal Bey
“Kurtlukta düşeni yemek kanundur.”
Mert dayanır, namert kaçar.
Kumarcı kısmı yangına düştümü, karısını basar kumara.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Doğuyor insanın içine Nerden nasıl? Sen inanmazsın ama, var akıl
ermez bişeyler Sezgi diyelim Altıncı duygu, diyelim Var Sen ister
inan, ister inanma! Madde belki Maddenin göremediğimiz, tutamadığımız
bir biçimi
Sorumluluk idrakine varmış insan,sınırsız olarak hürdür. Hürlüğü arttıkça sorumluluk artar.
Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
ancak insanın insana kahpelik etmesi ortadan kalkınca kurtuluş var.
“Kaç yaşına girersek girelim, hiçbirimiz çocukluğu atamıyoruz üstümüzden… Aslında ‘aptallığımızı’
demeli…”
“Ancak gölgede yaşayabilen bitkiler gibi, bir erkeğin arkasına sinerek tedirginlikten kurtulur kadınlardandı.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Kendisi bütün ömrünce düşünmeyi başkalarına bırakmıştı.”
En önemsiz çekişmelerde anlaşamamanın sebebi, çoğu zaman aynı fikri ileri süren insanların aynı kelimeleri başka anlamlarda kullanmalarındandır.
Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
Saçmalayabildiği ölçüde aşar insanoğlu kendini
Politikanın tiryakisi oldun mu, çekilmek onur kırıcı gelir insana
Bir politikacı için en müthiş ceza, devletinin kendi elinde batmasıdır.Bunun hiçbir özrü yoktur.
Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük.Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
İnsanı bulmadan hiçbir şey bulunamaz, insan da ruhtan, yokluktan başka bir şey değildir.
Başarırım evelallah Çünkü haddimi bilirim. Hiçbir şeyi zorlamam, ancak ödevimi yaparım. İnsanlık Ödevimi!
Dünya ölümlü, insanoğlu ölecek değil mi ergeç?
Ha biraz önce, ha biraz sonra.
Mert dayanır, namert kaçar.
Bilmez misiniz, herkes kendisine denk saydığını kıskanır.
Bilmez misiniz, herkes kendisine denk saydığını kıskanır.
Doğruymuş meğerse, çokluğun bir yerden yokluğa kavuştuğu
Çürüdük hepimiz.. Çürüdüğümüzün farkına varmadan çürüdük!
Çürüdük hepimiz Çürüdüğümüzün farkına varmadan çürüdük!
Çürüdük hepimiz! Çürüdüğümüzün farkına varmadan çürüdük!
Bütün toplumsal ve kişisel alçaklıklar insanları sorumsuzluğa alıştırmakla başlar, sorumsuzlukta tutmakla sürdürülür.
Mutluluğumu yitiririm diye korkmuşum meğerse Kendi kendimizle yalnız kaldığımız zamanların mutluluğunu..
Zor yaşar kendi kendisinin gözünden düşen adam
Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
Doğruymuş meğerse, çokluğun bir yerde yokluğa kavuştuğu
Yakından bilmeyince aldanırsın Aldanmak istersen, bildiğini bilmezden gelirsin!
Hakkından gelemeyeceğim sorumluluktan korkarım ben!
Bence, iyilik edilenden çok, iyilik eden taşımalı yaptığı iyiliğin minnetini
Hiç mutluluk yok mu namuslu insana?
Bir kötülüğü uzun boylu aklımızda gezdirmemiz, işlememizle birdir…
Bana gayri iflah yoktur. Bu dert beni yer gider!
Kaç yaşına girersek girelim, hiçbirimiz çocukluğu atamıyoruz üstümüzden
Çocuk, yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever, yirmi beşten sonra yargılar, daha sonra da bağışlar
Saçmalayabildiği ölçüde aşar insanoğlu kendisini
“Sadık değildir, sadakatin kendisidir.”
Bak dinle ‘Bir diktatör bir uydurmadır, bir mevhumdur ‘

Nedir mevhum?

Evet evhamdan geliyor. Evhamımızdan ‘ Hakikat halde diktatörün kuvvet ve iktidarı, istibdatları, ahlak bozuklukları, çok sürmeden dayanılmaz hale gelen isimsiz ve sorumsuz küçük diktatörler arasında dağılmış olur ‘ Anladın mı?

Bu dünyada aç it gibi gezinmeli değil, bir hayırlı işin sapına yapışmalı
Yaşanmaz hale gelmiş memleket
Bilmez misiniz, herkes kendisine denk saydığını kıskanır.
‘Milli zenginin adı, burjuvadır. Batı’da derebeyliğin içinde yetişir bu hayvan ‘
Hovardaya alışık karı, kapısında it bulundurmaz.
Zor yaşar kendi kendisinin gözünden düşen adam
Dünya ölümlü, insanoğlu ölecek değil mi er geç..Ha biraz önce ha biraz sonra..
Kurtlukta düşeni yemek kanundur..
— Mutluluğumu yitiririm diye korkmuşum meğerse Kendi kendimizle yalnız kaldığımız zamanların mutluluğunu İnsan gerçekten mutlu olayım derse, üstüne yüklenen sorumluluğun gereğini sonuna kadar yerine getirip kurtulmalıdır. Gerçek hürlük budur bence Korkuya Hattâ ölüme karşı, gerçek direnci veren hürlük!
Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
«Yaşlandık mı, farkında olmadan?..»
— Kaçmak söz konusu değil Çünkü sorumluluktan kaçamaz insanoğlu
büsbütün Ama, zorunlu olarak yüklendiği sorumlulukların üstesinden
gelebilir.
«Çocuk, yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever, yirmi
beşten sonra yargılar, daha sonra da bağışlar »
İyilik edilenden çok, iyilik eden taşımalı yaptığı iyiliğin minnetini.
Sadık değildir, sadakatin kendisidir.
Düşünme, dayanma, hayal etme gücümüz ne kadarsa o kadar insanız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir