İçeriğe geç

Kumandan Kitap Alıntıları – Okay Tiryakioğlu

Okay Tiryakioğlu kitaplarından Kumandan kitap alıntıları sizlerle…

Kumandan Kitap Alıntıları

Gözleri kör eden bir ışık Zaten karanlığı büyüten de bu ışığın parlaklığıydı
Demek istediğim şu ki güzel kızım; insanları yargılamak kolay, ama onları anlamaya çalışmak zordur. İşte bunu yapabildiğin an gerçek insan olursun.
Bazen sıradan bir durum içimizde büyür, dağlar gibi olur kızım; fakat gerçekte önemsizdir de bir o kadar. Beklentilerle doluyuz, ancak hayatlarımızı, varlığımızı ispat ettirecek bir cinsten başarılarla doldurmamız çok zaman alıyor. O yüzden, bir yarım kalmışlık duygusu taşıyoruz daima
Bir sorunun varlığını kabul ettiğimiz sürece o sorun oradadır, ama ya yokmuş gibi davransak? Bir gün, o kendi isteğiyle yüzeye çıkana kadar, unutuşun gül rengi kanatlarında uzaklaşıp, varlık düzleminden, yokluğun sonsuzluğuna yakın dursak?
Her insanın kendine ait bir zamanı vardır Osman. Kendi zamanını, yine kendi hayalleri içinde korurken, tanıştığı, yaklaştığı, sevdiği ya da nefret ettiği insanlara da o zamanı bulaştırır.
İyi bak, dumanlar içindeki harp alanının üzerinde gezinen şu leş kargalarını görmüyor musun? İşte, tüm savaşların tek galibi onlar.
Ancak çalışan, üreten, yeniliklere açık aydın zihinlerle şekillenen ve daima okuyan toplumlarındır gelecek
Ruhlara vurulmaya çalışılan prangalar, sonunda her yerde bağımsızlık ve özgürlük ateşini körükler.
Susmayı öğrenmenin yaşı olur muydu? Bu yaştayken, suskunluğun da etkili bir cevap olabildiğinin, ‘olabileceğinin’ kavranmasından öte; ruhu, ince, kırılgan bir çizgiye öteleyen bu çaresizlik duygusuyla sonuna kadar savaşmak mümkün müydü?
Onları küçümseyerek içten içe kınayanların seslerini çıkaramamalarının asıl sebebi, bir an sonra kendilerinin de aynı durumda olabileceklerine dair duydukları şüphedir. Sıradan bir zamanda olsa atıp tutmaya bayılacakları bu tür durumlarda, şimdi hiç düşünmeden, ama bir o kadar da akıllıca sessiz kalmayı yeğliyorlar.
Ne çırası ne lambası vardı o karanlık yollarda ellerinde, daha da kötüsü kördü ve bunun farkında da değildi. Dizginleyemediği ihtirasının kor ateşlerinde yanarken, bir yandan da sırılsıklam bir aptal olduğunu duyumsamıyordu bile
Dağlar gibi heybeti, bulutlar dolusu kederiyle dolaşan küçük ve sessiz bir çocuktu.
Demek istediğim şu ki güzel kızım; insanları yargılamak kolay, ama onları anlamaya çalışmak zordur. İşte bunu yapabildiğin an gerçek insan olursun.
Zaten karanlığı büyüten de ışığın parlaklığıydı
Bazen sıradan bir durum içimizde büyür, dağlar gibi olur kızım; fakat gerçekte önemsizdir de bir o kadar. Beklentilerle doluyuz, ancak hayatlarımızı, varlığımızı ispat ettirecek bir cinsten başarılarla doldurmamız çok zaman alıyor. O yüzden, bir yarım kalmışlık duygusu taşıyoruz daima
Bu belirsizlik bir tür illet, ağır bir hastalık demek ki diye karar veriyor, hızla yayılıp bünyeyi kemiren bir tür veba bu
Başka şeyleri düşünmeye çalıştıkça o şeyi düşünüyor. Kalabalık sokaklara sapmak istemedikçe yalnızlaşıyor; yalnızlaştıkça, artan kalabalıkta olma isteğine gem vurmaya çalışıyor. Bu anlamsız mücadelenin yorgun düştüğü ruhunun derinliklerinde bir odaya sığınıp, uyumak, günlerce hiç uyanmadan kendini yitirmek istiyor.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Korku adamı küçültür, mücadele ve cesaret büyütür, Korkma
Her insanın kendine ait bir zamanı vardır Osman. Kendi zamanını, yine kendi hayalleri içinde korurken, tanıştığı, yaklaştığı, sevdiği ya da nefret ettiği insanlara da o zamanı bulaştırır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Şafak vakti, durgun bir denize çiseleyen yağmurlar gibidir bir generalin varlığı. O denizi ne kabartır, ne de tadını dsğiştirir; ona verdiği yalnızca tatlı bir dinginlik ve derinliklerin soğuğunu unutturan ılık yüzey tabakasıdır. O yüzden YAĞMUR gibi ol.
Ayrıntıları deşmekten çekinmeyin, çünkü irdelenecek küçük bir nokta dahi zafere götüren yolu açabilir.
Çünkü çürümeyi irdeledikçe, çürümenin kokusu insanın kendi üzerinde de beliriveriyor.
Varoluş sebeplerini yitirmiş insanların sonu gelmez şaşkınlığı ve umutsuzluğuyla oradan oraya savrulan bu zavallıları tekrar toplayıp bir araya getirecek o demirden irade, ne yazık ki kimsede mevcut değildi
Eğer aşk denen o tutku ateşi gerçekten yürekten gelseydi; yürek, yüreği bu denli çabuk kaybetmezdi.
Bir gün, tüm gerçekleri anlatacak birileri çıkacak, disiplinli hiçbir Ordu’nun savaşmadan vazgeçmeyeceğini anlayacaklar Sebeplerini değerlendirmeden kimseyi yargılamamayı da öğrenecekler. Birgün ülkenin Şafağı tekrar ağaracak.
Vatan birkaç dosttan ibaret.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ancak çalışan, üreten, yeniliklere açık aydın zihinlerle şekillenen ve daima okuyan toplumlarındır gelecek, böyle milletler, sıkıntılara isyan etmeden katlanmasını daha iyi bilirler. Çünkü geleceğe güvenle bakabilecek bir kültür birikimine sahiptirler. Cahilin ve feveranı çok olur dostlar, okuyanın ise sabrı vardır.
İçinde, sebebi ve devası müphem bir kırgınlık
Çaresiz birine silah doğrultmak, insanda bir daha asla iyileşmeyecek yaralara yol açar.
Savaşta galibiyet, bir vehimden ötesi değildir diye düşünüyorum.
İfade gücü yüksek nesiller; daha dikkatli, gördüğünü yorumlayabilen, nasıl bakacağını kavramış, tarz sahibi sistemli düşünebilen kuşaklar yetiştirdi.
İnsanların tabiatında, büyük bir hedef uğruna ölüme yürüme kabiliyeti bir değildir kardeşlerim.
insan mutluluğunun peşinde koştukça eline geçenin azına çoğuna bakmamalıydı.
Cahilin feveranı çok olur dostlar, okuyanın ise sabrı vardır.
İyi bak, dumanlar içindeki harp alanının üzerinde gezinen şu leş kargalarını görmüyor musun? İşte, tüm savaşların tek galibi onlar.
Bazen sıradan bir durum içimizde büyür dağlar gibi olur kizim :fakat gercekte önemsizdir de bir o kadar.beklentilerle doluyuz ancak hayatlarımızı ,varlığımızı ispat ettirecek bir cinsten başarılarla doldurmamiz çok zaman alıyor.O yüzden bir yarım kalmışlık duygusu taşıyoruz daima .O zamanda şu soru büyüyor bize farkettirmeden aklımızda,varlığımı oluşturan öz gücümle elde edebildiklerim mi ?yoksa varlığım öylece boşlukta sallanan gök cisimler gibi anlamını yalnızca var olmakta mi buluyor?
iyi niyet yalnızca unutulmuş ,hayali bir mevhum olarak ,hiçbir geçerliliği olmayan bir kimlik kartı hükmündeydi artık.
Sen ,varlığının ispatı ne zor servetsin öyle .
-yalnız olmak düşüncesi iyi değil baba . yalnızlık iyi bir şey degil çok ürkütücü.
-Hayatta alışman gereken şeylerin başında gelir bu. Ayaklarının üzerinde durmana yardımcı olacak tek düşünce yalnız oldugundur.sana kimse yardım etmeyecek dostları na da öyle ;kimse kimseye yardım etmeyecek insan yalnız yaşar ve yalnız ölür bunu bil ve ona göre yasa .Bir gün bende öleceğim annende ölecek.Yildizlara baktığında gördüğün bu boşluk ürkütmesin seni.
Ağır adımlarla şehre doğru ilerlerken Sanki bunlar benim başıma gelmiyor diye düşündü ya ben bir başkasıyım yada bir başkası çoktan ben olmuş.Birbirinden ayırmak ne de güç.Bu halin üzerimde yoğunlaşmasından korkuyorum .Okuyorum ama yine yeterince okumuş saymıyorum kendimi .Düşünüyorum halbuki daima eksik bir şeyler kalıyor.Odaklaniyorum fakat biteviye o kadar çok ıskaladığım oluyor ki bu defa benden ayrı bir benin dışarıdan beni izlediğini görmeye başlıyor şaşırıyorum.
Ben artık katlanabildigim sürece kendime bile fazlayim kardeş.
Gelme.
Vatan birkaç dosttan ibaret.
-ölüm- öylesine uzaklardan, her an gelmesi beklenen sevgili bir dosta dönüşüyor ki insan hayret ediyor.
Masanın başında sürekli okuyan ve düşünen bir kültür insanı ve kılıcı gerektiği anda kınından sıyırıp düşmanın üzerine tek başına da olsa yürüyecek yüreğe sahip gerçek bir general.
Savaşların kazanan bir tarafı yoktur.
Ne çırası, ne lambası vardı o karanlık yollarda ellerinde, daha da kötüsü kördü ve bunun farkında da değildi.
kimi şeyleri ancak deliler ve çocuklar dillendirebilir; aklı başında yetişkinler için susmak en iyisidir.
.. İnsanları yargılamak kolay, ama onları anlamaya çalışmak zordur.
Harp tarihi yalnızca cesaret, yerinde verilmiş dahice kararlar ve güçten ibaret değildir; onun içindeki kanı, çamuru, utanç ve ıstırap lekelerini, dolayısıyla gözyaşını tetkik etmeyenler kısa sürede bozguna uğrarlar.
Hayat, umutsuzluğun öbür yanında başlar.
J.P. Sartre (SİNEKLER)
Mutluluk bir kuş olsaydı..
İlk aşkın ne derece unutulmaz olduğunu da bilirler.
Nefes alamamak iyi değil, nefes almalıyım, ne olursa olsun nefes almalıyım!..
Viranelerle kaplı sokaklarda çocuk olmuş erkeklere ve erkek olmuş çocuklara rastlarsın..
Bu kederin kokusu.
Bu kadar gam haramdır, adamı anbean bitirir.
Bir ölümün değil, bin ölümün deneyimini birden aynı anda yaşıyordu.
Umutlarını öyle bir kırın ki, yarının, ancak bugüne bağlı olduğuna inansınlar.
Hayat, umutsuzluğun öbür yanında başlar.

J.P. Sartre (Sinekler)

Güneş yine doğmadı.
Ancak adam, her nasılsa hayvanlarla kısa sürede dostluk kurmayı başarmıştı.
Evet, sayıca azdılar gerçi, ama bir önemi var mıydı?..
Annemi bu kadar sevmemin sebebi, belki de o harika kokusu..
İyilik keşke daima anlaşılacak kadar büyük olsa, büyüklük de hep makul.
Söz büyülüdür
Ancak şurası bir gerçek ki, tarihi ancak kazananlar yazar
Uyuyorum
Uyuyorsun
Olmaz böyle uyanmalıyım
Uyanmalısın
Yalnız olmak düşüncesi iyi değil baba. Yalnızlık iyi bir şey değil. Çok ürkütücü
Bir sorunun varlığını kabul ettiğimiz sürece o sorun oradadır, ama ya yokmuş gibi davranırsak?
Zamanın başını ve sonunu yakalayamıyorum ben komutanım.
Gözlerini kıstığında, altın ve yakut renkli ışık filizleri yükseliyordu beyninin gri kıvrımlarının gerisinden.
Ayrıntıları deşmekten çekinmeyin, çünkü irdelenecek küçük bir nokta dahi zafere götüren yolu açabilir.
Ve beklemek Hiç durmadan, dinlenmeden sabretmek
İyi bak, dumanlar içindeki harp alanının üzerinde gezinen şu leş kargalarını görmüyor musun? İşte, tüm savaşların tek galibi onlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir