İçeriğe geç

Küfür Sokakta Kitap Alıntıları – Emre Can Baki

Emre Can Baki kitaplarından Küfür Sokakta kitap alıntıları sizlerle…

Küfür Sokakta Kitap Alıntıları

Yazmak istediğim anlarda yazamadım.
Konuşmak istediğim anlarda dile getiremedim.
Gitmek istediğim anlarda oturdum.
Özlediğim anlarda koşup boynuna sarılamadım.
Olmadı yani!
Yaşarken alınmayan çiçekler ne diye öldükten sonra alınır anlam veremiyorum.
Rakı kadehinden önce gözler doluyorsa, bir şeyler hep eksiktir.
Ruhunun derinliklerine işlemiş mutsuzlukla zor gülünür.
Bizler asık suratlı insanlar değiliz , bizi güldürmek isteyen insanlar olmadı .hepsi bu..
Zamanla geçen tek şey zaman.
Acılar hep aynı
Gidenin gelmediğini, geri gelse bile kalanları bulamadığını, ölenlerin sadece fiziksel olarak yok olduğunu, geride kalanların da sadece fiziksel olarak yaşadığını senden öğrendim.
–Kıran sen olunca
Kırılmayı bile seviyorum.. s.23
–Kelimelere anlam yüklemeye başladığım günden sonra hayat zorlaşmaya başladı.. s.101
–Karanlığı seviyoruz, kusurlarımızı kapattığı için.. s.114
Yerinde edilen küfür şiir gibidir.
Sen hiç sanayide çay içtim mi?
Starbucksçu çocuk .
Rakı kadehinden önce gözler doluyorsa, bir şeyler hep eksiktir.
Gözüm dalıyor uzaklara,
Gözleyebileceğim bir yol bile yok şimdi.
Gelip gelmemen değil işte mesele.
Geleceğin yolu bilsem,
Çıkar ben gelirim sana.
Hiçbir şey bilmiyorum.
Hiçbir şey hissetmiyorum.
Ara sıra gözlerim doluyor,
Hepsi bu kadar
Dönsen Bekleyenin Yok,
Kalsan Fazlalıksın !
Sana bakmayan bir çift gözü gözlemek.
Bilmediğin bir kokuyu özlemek.
Sana gelmeyecek olan birini beklemek.
Ne garip ulan!
Öylece seni ilk gördüğüm yerde oturup
Yıllarca beklemek.
Harbiden dedikleri gibi alışmayı çok isterdim.
Aldığın her nefes, son nefesin olabilir.
Doyasıya çek içine dünyanın pisliğini
İnsana dinleyecek insan gerek. Ölüler her ne kadar iyi dinleyiciler de olsa insan bir süre sonra kendini şizofren gibi hissedebiliyor.
Bırak, bazı şeyler olduğu gibi güzeller, bazı kişiler olduğu gibiler. Burak toplama, dağınık kalsın bazı şeyler. Boş ver
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bazı insanların ulaşılmaz olması cazip gelir. Ulaşınca herkes gibi, her şey gibi sıradan olduğunu görürsün.
Karanlığı seviyoruz, kusurlarımızı kapattığı için.
Sürekli geleceği düşünürsen, bütün eğlenceğiyi kaçırırsın. Hayatın bütün taşlarından yoksun kalırsın.
Bizler asık suratlı insanlar değiliz, bizi güldürmek isteyen insanlar olmadı. Hepsi bu.
Keşke alışkanlıkları elde ettiğimiz gibi kolay bırakabilsek.
Ne kadar güvenli bir hayat sürersek, o kadar sıkıcı olur hayat.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Herkes iyiyim diyor ancak kimse mutlu değil.
Hayatta hep sevdiğimiz şeylere aç kaldık. Bu kural hiç değişmedi.
Ruhunun derinliklerine işlemiş mutsuzlukla zor gülünür.
Bazı insanlar su gibidir, ona hep ihtiyacınız vardır. Bazı insanlar çay gibidir, muhabbetin yanına iyi gelir.
Sırtından bıçak yediğinde, öğreniyorsun yenik düşmeyi.
Ve şunu anlamıştım ki hayalleriniz yoksa yaşıyor da sayılmazsınız.
Zaten hep zamanla anlar insan, zamanla geçen tek şeyin zaman olduğunu.
Ayağına bağlanmış bir ip misali gibidir geçmiş. Sen nereye gidersen git, peşinden gelir.
Neden bilmiyorum ama hep bir şeyler eksik hissediyorum artık. Her gelen bir şeyler aldı götürdü bizden. Kimi geldi sevgimizi aldı, kimi ruhumuzu, kimi heyecanımızı, kimi aklımızı, kimi yüreğimizi, kimi gülüşlerimizi, kimi ağlayışlarımızı aldı götürdü bizden.
Zamanla geçen tek şey zaman.
Acılar hep aynı…
Mümkünse sevdiklerinize her gün sarılın, belki ölmeden önceki son sarılışınızdır.
Buna bile alışırsın dedi orospu çoçukları.Ölüme alışmak ne lan! Ölüme alışmak ne olum! Üstüne örtü çektiğin yüz benim canım ciğerimken,alışmak ne?
Neden bilmiyorum ama
Hep bir şeyler eksik hissediyorum artık.
Her gelen bir şeyler aldı götürdü bizden.
Kimi geldi sevgimizi aldı,
Kimi ruhumuzu,
Kimi heyecanımızı,
Kimi aklımızı,
Kimi yüreğimizi,
Kimi gülüşlerimizi,
Kimi ağlayışlarımızı aldı götürdü bizden.
İşte bir tek canımız kaldı,
Onu da Azrail’e saklıyoruz.
Önceleri içkiyi bilmeyen çocuklardık,şimdilerde yatmadan önce rakı içen çocuklar olduk.Bu son olsun diye kaldırdığımız her kadeh bizim sonumuz oldu.
Sonunu kestiremediğiniz cümleleri kurmadan önce düşünün.
Egosundan, kibrinden insanları dış görünüşüne göre yargılayanlar kendilerine yalnızım demesinler. Onlarınki seçilmiş orospuluk.
Zamanla geçen tek şey zaman.. acılar hep aynı.
Hayal kurmayı da çok severdi, her gece hayallerinden bahsederdi. O bana hayallerinden bahsettikçe ben de kendimi onun hayallerinde bir yerlere yamamaya çalışırdım, meğer hayallerinin arasında ufak da olsa yerim yokmuş. Sonradan anladım. Ama buna zamanla da olsa alıştım, tıpkı ona alıştığım gibi. Keşke alışkanlıkları elde ettiğimiz gibi kolay bırakabilsek.
Sonra ikimiz de sustuk..
Sanırım hep onu bekliyor gibiydim.
Bir de ansızın gitmeleri vardır, yersiz ve zamansız.. Geceyi veya sabahı beklemeden.. Fiziki olarak zarar vermemiş olsa da karşı tarafın duygularına yüzlerce bıçak darbesi takıp gitmiştir. İşte bu, gerçekten kusursuz cinayettir. Ve bu olay dünyanın hiçbir yerinde suç olarak geçmez.
Bu boş sayfaları beni bıraktığın günün anısına dolduracağım, içimdeki o koca boşluğu buraya yansıtacağım. Bıraktığın yara izlerini göstereceğim. Öldürmeyip hayatta bıraktığın zamanki kahpe merhametinden bahsedeceğim. Yakıp kül ettiğin enkazdan bahsedeceğim. İçimde oluşturduğun felaketin aynılarını yaşamanı dileyeceğim.
İyi geceler dileklerine rağmen, iyi geçmeyen gecelere kızgınım.
Günlerce, aylarca,
Hatta yıllarca halimi hatrımı sormayıp,
Sonra gelip,
Nasılsın hayırsız, hiç arayıp sormuyorsun ,
Diyenleri de ayrı s*keyim
Orospu çocuğu ,
Sanki kendi gelip halimizi hatrımızı sormuş da
Biz s*klememişiz gibi konuşmuyor mu
Deli oluyorum
”Fay hatları mıydı evleri yerinden sallayıp yıkan,
yoksa yaşanılanlar mı..? ”
Bir yanım yangın, diğer yanım uçurum. Bir yanım umut, diğer yanım intihar.
“Evet, sıkıntımız büyük.
RUH HASTASI OLDUK.”
Bizler asık suratlı insanlar değiliz , bizi güldürmek isteyen insanlar olmadı .hepsi bu..
Zamanla geçen tek şey zaman.
Acılar hep aynı
Biz bok değiliz lan,
öylece sokağın bir ucunda kaldırıma oturmuş,
diğer çocukları izleyen yalnız çocuklarız.
Sigara gibi yararsızdım bu dünyada. Önce yaktılar, sonra söndürmeye kalktılar. Unuttukları bir şey vardı; o da kendimle beraber onları da yakacağımdı.
sen en güzel duyguların pezevengisin.
Egosundan, kibrinden insanları dış görünüşüne göre yargılayanlar kendilerine yalnızım demesinler. Onlarınki seçilmiş orospuluk.
Orospular ve çocukları yeryüzünde her zaman sevilen insanlardır.
Günlerce, aylarca,
Hatta yıllarca halimi hatırımı sormayıp,
Sonra gelip,
Nasılsın hayırsız, hiç arayıp sormuyorsun ,
Diyenleri de ayrı s*keyim
Orospu çocuğu,
Sanki kendi gelip halimizi hatırımızı sormuş da
Biz s*klememişiz gibi konuşmuyor mu
Deli oluyorum.
İşte bir tek canımız kaldı, onu da Azrail’e saklıyoruz.
sen en güzel duyguların pezevengisin.
Oruspular ve çocukları yeryüzünde her zaman sevilen insanlardır.
Paran yoksa biteceği için üzülmezsin.
Hayatın yoksa sona ereceği için endişe etmezsin.
Sonunu kestiremediğiniz cümleleri kurmadan önce düşünün.
Sonunda olacakları düşünürsen eğlenemezsin, Sürekli geleceği düşünürsen,
Bütün eğlenceyi kaçırırsın,
Hayatın bütün tatlarından yoksun kalırsın, Eğlencenin ortasında uyuya kalmış gibi hissedersin.
Biliyorsun,benim aynam sendin,
Gözlerinin içine baktığımda
Kendimi gördüğümdün.

O aynayı çok kırdım ben.
Her kırdığımda
Daha da kendimi göremez oldum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir