İçeriğe geç

Kraliçe Kitap Alıntıları – A.G. Howard

A.G. Howard kitaplarından Kraliçe kitap alıntıları sizlerle…

Kraliçe Kitap Alıntıları

”Fotoğraflar bir öyküyü anlatır, ama insanlar satır aralarını okumayı unuturlar. ”
Herkesin, hayatıma ne olacağına karar vermesinden sıkılmıştım. Ölümsüz bir kukla olmaktansa ölmeyi tercih ederdim.
Morpheus eşikte durup oyalandı, arkası dönük, başı eğikti. Seni kollarıma almak için tüm güçlerimden vazgeçerim. Senin aşkın, ihtiyacım olan tek büyü.
Şah mat seni bok böceği, dedim, parmaklarım boş cebe dalmadan iki saniye önce.
El çabukluğu, çiçeğim. Aslında aramak istersen pantolonumun cebinde.
O benim!
Ve zamanı geldiğinde de geri alacaksın. Gözlerimi alamadığım dudakları, nefret ettiğim alaylı gülümsemesiyle kıvrıldı. Otur. Az önce öpüşmenin ne demek olduğunu keşfettin. Nefesinin kesildiğine şüphem yok.
Biri çay takımlarıyla dolu bir masada oturuyor ve yakasına bir peçete takmış bekliyorsa ona çay için mi bekliyorsun diye sormak çok zekice değildir.
Normallik görecelidir. Asla başka birinin sana normal olmadığını söylemesine izin verme.
Bende saygınlık adı verilen bir karakter bozukluğu var.
Bazen yeni filizlerin oluşması için, bir kıvılcımın bir ormanı yakıp kül etmesi gerekir.
Yemin ettin! Beni tekrar incinmiş ve kalbi kırılmış bırakmayacaktın!
Neden deli gömleği dendiğini erken yaşlarda öğrenmiştim. Hareket etmeyi önlüyordu. Kanın dirseklerde birikmesine ve ellerin hissizleşmesine neden olacak kadar sıkıydı. Hasta ne kadar yüksek sesle bağırırsa bağırsın, hiçbir şekilde kaçamayacağı kadar sıkı. Giyenin sevdiklerinin kalplerini boğacak kadar sıkı.
Harikalar Diyar’ında olan Harikalar Diyar’ında kalır, değil mi?
Fotoğraflar bir öykü anlatır, Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Kırılmış camlar tenden fazlasını keser. Senin kişiliğini de bölecektir.
Hey! Arkasında uçan kelebeğe baktı. Bu senin araba kokunun üstündeki böcek değil mi? dedi Jeb. Onu senin için yakalamamı ister misin? diye sordu ben cevap vermeyince.

Hayır. Umarım bir arabanın ön camına çarpar.

???????, diye fısıldadı zihnime Morpheus ılık rüzgarda uzaklaşırken.

Çocuk senin için kanadı. Hatta tüm vücudunu verecek kadar. Bundan daha büyük bir aşk yok. O sadece sana ait. Morpheus avcumdaki yara izlerine dokundu. Ama senin de benim için kanadığını unutmayalım. Yani, sen kime aitsin Alyssa?

Çoktan ölümlülerin dünyasını seçtim.

Soruyu çarptırıyorsun.

Ustasından öğrendim.

Kalbine doğru boğuk bir fısıltıyla,
Senden nefret ediyorum.
dedim gerçek olmasını dileyerek.
Ben de seni seviyorum. diye yanıtladı.
Sana şapka giydireceklerini sanmıştım, diye dalga geçtim.
Hayır. Onlar kanatlı solucanlar için ayrıldı.
Belki de benim ilk yanlışım arkadaşım olarak seçtiklerim oldu. Ya da onların beni seçmesi mi? Gülümseyen kedi ve nargile içen tırtıl ah, çok güzel dolaplar çevirdiler!
Omzumun üstünden, ağzındaki dumanı öksürerek çıkarıp ardından utangaç bir şekilde sırıtan Morpheus’a baktım.
Sen gerçek misin? diye fısıldadım.
?????? ???? ℎ???????????? ?????? diye fısıldadığında sıcak nefesi ensemdeydi.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Arkadaşlar senin hayatını yönetmeye kalkmaz. Bunun için zaten babalar var.
Bende saygınlık adı verilen bir karakter bozukluğu var.
Jeb başıyla onayladı. Onun sessiz anlayışı, diğer insanların teselli verici kelimelerinden daha rahatlatıcı geliyordu.
“Daha önce hiç kimse benim için kanamamıştı. Bir çocuğun diğerine sadakati ölçülemez. Sen bana inandın, benimle yeni deneyimler yaşadın, benimle birlikte büyüdün. Bu da sana benim en içten bağlılığımı kazandırdı.”
“Seni yeniden görmek çok güzel, küçük aşkım. Seni çok özlemiştim.”
Fotoğraflar bir öykü anlatır, diye mırıldandı Alison. Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Fotoğraflar bir öykü anlatır ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
“Mantıksızlığın altındaki mantığı anlıyorsun Alyssa. Çılgınlığın ortasında huzuru bulmak doğanda var. Ve burada yaptığımız da tam olarak bu. Yemeğimize dövüşme şansı veriyoruz.”
Bu sefer beni geri döndü­recek hiçbir şey yoktu.

Ne anne ne baba ve kesinlikle ne de Jeb. Artık beni gülüm­semesi bile kurtaramazdı.

Fotoğraflar bir öykü anlatır, diye mırıldandı Alison. Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Yani birkaç hata yapmama izin yok?
Seni incitebilecek hatalara yok.
Bir zamanlar Alice adında bir çocuk varmış, dedi Morpheus sakinleştirici bir sesle. Onu hala göremiyordum. Masumiyet ve tatlılıkmış, mutluluk ve ışık. Belki de tek kusuru çok
Meraklı olmasıymış, diye tamamladım onun yerine.
Bir çocuğun diğerine olan sadakati ölçülemez. Sen bana inandın, benimle yeni deneyimler yaşadın, benimle birlikte büyüdün. Bu da sana benim en içten bağlılığımı kazandırdı.
Morpheus uzanarak parmak ucuyla bir gözyaşımı yakaladı. Yukarı kaldırarak üstümüzde uçan birkaç perinin solgun ışığına tuttu. Dudaklarında meraklı bir gülüş belirdi. Onun için ağlıyorsun ama benim için kanamıştın.
Ölüm Fısıltısı: Ölenlerin dili. Biri bunu sadece, ölümcül kaderine sebep olana fısıldayabilir. Bu son bir hesaplaşmadır. Diğerine ya yerine getireceği ya da onun yerine öleceği bir görev verir.
Neden Harikalar Diyarı’nda çok fazla mutsuz ruh var? diye sordum.
“Bazıları bitmemiş bir işi olduğundan ya da sevdiklerini kay bettiklerinden. Ama en mutsuz olanlar isimlerinin söylenmesi lanetiyle hapsolanlar.
“Ama ben Morpheus’un ismini defalarca söyledim.
Güldüğünde sesi şakıyan kuşlar gibiydi. “Morpheus onun gerçek adı değil. O ihtişam ve reddediş, gün ışığı ve gölge. Bir akrebin hızla yürümesi ve bülbülün melodisi; denizin nefesi ve fırtınanın şiddeti. Bir kuşun şarkısını tekrar edebilir misin ya da rüzgârın sesini ya da bir yaratığın kumun üstünde hızla kaçışını? Yeraltı yaratıkları gerçek isimlerini onları tanımlayan yaşam güçlerinden alırlar. Tüm bunları dilinle söyleyebilir misin?”
“Onu kollarına alabilmek için herkesi tehlikeye atabilirsin.”
“Kesinlikle yaparım.”
“Senden nefret ediyorum.”
“Sadece sana hissettirdiklerim yüzünden.”
“Şeftali rengi ve kırmızı küçük çiçek, güzel yüzüyle erkekleri tuzağa düşürecek; alay et ve oyna, cilveli ve zeki ol, onun kalbini kıracağın bir gün gelecek.
“Kıyafetleri bulaşıkhane hizmetçilerininki gibi,” dedi Bürümcük beni onaylamayan gözlerle süzerek. “Belki de bunu eve gönderip başka bir tane beklemelisiniz. Daha uygun birini.”
“Çıplak biri görünüşü yargılayamaz,” dedi o tanıdık ses. “Sen de iyi bilirsin ki kıyafetler birini leydi yapmaz.”
“Kırılmış camlar tenden fazlasını keser. Senin kişiliğini de bölecektir.”
“Fotoğraflar bir öykü anlatır,” diye mırıldandı Alison “Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.”
Bazen yeni filizlerin oluşması için,bir kıvılcımın bir ormanı yakıp kül etmesi gerekir.
Sebep,her zaman suçu meşru kılar.
Geç anlamak, kaybedenler içindi..
Fotoğraflar bir öykü anlatır.Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Geç anlamak, kaybedenler içindir.
Sebep, her zaman suçu meşru kılar.
Bir sanatçı yalnızca eseri kadar iyi olabilir.
Davet edilmeden içeri giremezsin.”
Alison’ın hasat zamanı başak tarlasını çektiği fotoğrafın çerçevesine omzunu dayayarak yaslandı. “Öyle mi?” Botuyla arkasındaki kapıyı itti, fırtınayı ve yağmur kokusunu dışarda bıraktı. “Son kontrol ettiğimde vampir değildim.”
Kırılmış camlar tenden fazlasını keser. Senin kişiliğini de bölecektir.
Fotoğraflar bir öykü anlatır, Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Arkadaşım olduğunu düşündüğüm biriydi. İnsanın arkadaşı o kanarken ve kalbi kırılmışken onu bırakıp uçup gider miydi?
“Seni kollarıma almak için tüm güçlerimden vazgeçerim. Senin aşkın, ihtiyacım olan tek büyü.”
“Mantıksızlığın altındaki mantığı anlıyorsun Alyssa. Çılgınlığın ortasında huzuru bulmak doğanda var. Ve burada yaptığımız da tam olarak bu. Yemeğimize dövüşme şansı veriyoruz”
“Harikalar Diyarı’nda olanlar Harikalar Diyarı’nda kalır,değil mi?”
Dudaklarında meraklı bir gülüş belirdi.
“Onun için ağlıyorsun ama benim için kanamıştın.”
“Normallik görecelidir. Asla başka birinin sana normal olmadığını söylemesine izin verme.”
Fotoğraflar bir öykü anlatır. diye mırıldandı Alison. Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Kırılmış camlar tenden fazlasını keser. Senin kişiliğini de bölecektir.
fotoğraflar bir öykü anlatır, Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
“Fotoğraflar bir öykü anlatır. Ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.”
Fotoğraflar bir öykü anlatır ama insanlar satır aralarını okumayı unutuyor.
Bir sanatçı yalnızca eseri kadar iyi olabilir.
Bir sanatçı yalnızca eseri kadar iyi olabilir.
Allysa, “Deli olduğu mu düşünüyorsun, değil mi?”
Suratını astı. “Etrafına baktın mı hiç? Sen deliysen ben de senin hemen yanında muzdan bir trene binmiş gidiyorum.”
“Davet edilmeden içeri giremezsin.”
Alison’ın hasat zamanı başak tarlasını çektiği fotoğrafın çerçevesine omzunu dayayarak yaslandı. “Öyle mi?” Botuyla arkasındaki kapıyı itti, fırtınayı ve yağmur kokusunu dışarda bıraktı. “Son kontrol ettiğimde vampir değildim.”
Ben kimdim ki itiraz edecektim? Son altı yıldır uçan karıncalarla ve karahinbağlarla sohbet eden bendim. Büyünün gerçek olması şizofren olmaktan iyiydi.
Ne olursa olsun, birbirimizi tekrar bulacağız. Sen benim cankurtaran halatımsın. Her zaman öyle olacaksın.
Parmak uçlarıma değen gözyaşları sıcak ve gerçekti. Peki, içten miydi?
.“Kafanı keseceğim” diye bağırmıştı ve gece kelebeğinin konduğu tüm çiçekleri gövdelerinden ayırmaya başlamıştı.
Yağmur bizi sırılsıklam ederken ve tepemizde şimşekler çakarken enerjisinden hipnotize olmuş şekilde onu izlemiştim. Dans ettiğini düşünüp arkasından kollarımı havada savurmaya başlamıştım. Ama sonra takılıp düştüm. Beyaz yapraklar yerde kanıyordu. Babam koşarak evden çıkmıştı. Ona nergisler için yara bandına ihtiyacımız olduğunu söylemiştim. Nefes nefeseydi. Çiçeklerin kanayamayacağını bilemeyecek kadar küçüktüm.
Bazen yeni filizlerin oluşması oluşması için, bir kıvılcımın bir ormanı yakıp kül etmesi gerekir.
Yemin ettin! Beni tekrar incinmiş ve kalbi kırılmış bırakmayacaktın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir