İçeriğe geç

Koryalanus Faciası Kitap Alıntıları – William Shakespeare

William Shakespeare kitaplarından Koryalanus Faciası kitap alıntıları sizlerle…

Koryalanus Faciası Kitap Alıntıları

Ben hep savaş olsun, diyorum; gündüz geceden ne kadar üstünse, savaş da barıştan o kadar üstündür. Savaş hareketli, sesli ve enerji harcamak için birçok çıkışı olan bir şeydir. Oysa barış, felçli, uyuşuk, sıkıicı, sağır, uykucu ve duygusuzdur. Barışın peydahladığı piçler, savaşın öldürdüğü insanlardan daha çoktur.
Doğası gereği, değişmeyeceği besbelli,
Düzeltilemeyecek bir şeyi mazur görmeli.
Taşlar üzerine diz çok bu kadar eğildikten sonra,
Çünkü bu gibi işlerde tavır, etkili bir ifadedir;
Cahillerin gözleri, daha iyi algılar kulaklarından
Bu kadar kısa zamanın bir insanı
Bu kadar değiştirmesi mümkün mü!
İmkânsızlık ölsün, olmaz denen olsun
Ama hayır, sevgi, çık içimden!
Hiçti sanki, isimsizdi
Değiştirilemeyecek olanı kabullenmek zorundayım.
Ben de artık yaşamaktan bıktım
Ah, dünya, ne kaypaktır dönüşlerin!
Bu yarayı kendi kendine iyileştiremezsin.
Göründüğünüz gibi olun
Hakkımda iyi düşünmeleri mi? Gebersinler!
Bir an olsun soluk almadı, durup dinlenmedi.
Sen hâlâ hayatta mısın?
Bazı yaralarım var,
Kendilerinin hatırlatıldığını duyunca sızlıyor.
Arkadaşlar, yürüyün. Zafer kazanın,
Bu zafer hepimizin zaferi olacak.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sanki yeryüzü sıtmaya tutulmuş da nöbet geçirirmiş gibi
Genellikle darbelere karşı koyar,
Kelimelerden kaçarım. Siz beni övmediniz,
Öyleyse incitmediniz.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Siz beni övmediniz ,
öyleyse incitmediniz.
temsil ettiğiniz halka gelince,
Onları layık oldukları kadar severim.
Bazı yaralarım var,
Kendilerinin hatırlatıldığını duyunca sızlıyor.
Bizi ezen yoksulluk, sefaletimizin manzarası, onların ne kadar zengin olduğunun delilidir.
Bazı yaralarım var,
Kendilerinin hatırlatıldığını duyunca sızlıyor.
Eyvah! Bu insanları şeytana kim sattı?
MENENIUS:
Kibirden, gururdan söz ediyorsunuz: keşke kendi kusurlarınızı görebilseniz. Şöyle kendi iç yüzünüzü gözden geçirebilseniz. Keşke bunu yapabilseniz.

BRUTUS:
O zaman ne olurdu?

MENENIUS:
O zaman ne mi olurdu! Iste o zaman ne kadar değersiz, kibirli, hoyrat, huysuz bir çift yargıç, Roma’da bulunan herhangi iki budaladan farksız olduğunuzu anlardınız.

Bu halk naif, iyi niyetli, her şeye kanan, kendi başına düşünce üretemeyen, yeme, içme ve üremeden başka bir amacı olmayan bir güruhtur.
Bizleri yoksul, patrisyenleri varlıklı kabul ediyorlar. Güçlülerin artıkları sıkıntılarımızı giderebilir. Eğer çürümeden verselerdi bu artıkları, bizlere insanca davrandıklarını düşünebilirdik; ama onlar bizlerin pahalıya patladığımızı düşünüyorlar. Bizi ezen Yoksulluk, sefaletimizin manzarası, onların ne kadar zengin olduğunun delilidir. Bizim çektiklerimiz onların Kazancı oluyor.
Düşündüğümü söylerim, nefes tüketirken içim temizlenir.
Bazı yaralarım var,
Kendilerinin hatırlatıldığını duyunca sızlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir