İçeriğe geç

Köpekler Ağladığında Kitap Alıntıları – Markus Zusak

Markus Zusak kitaplarından Köpekler Ağladığında kitap alıntıları sizlerle…

Köpekler Ağladığında Kitap Alıntıları

Başkasının sana ne yapman veya ne olman gerektiğini söylemesine izin verme. Başkalarının, kendi sefil hayatlarını kolaylaştırmak için ne istediğini önemseme. Kendin ne istiyorsan onu yap.
Bazen yanlış yere gidersin ama doğru yol gelip seni bulur.
Ara sıra nezaketin rengini düşündüğümde, gölge ve kontrastların kişinin üstünde olmadığını fark ediyorum. İçinden geliyor.
Bazen sadece hayatta kalmayı başarıyorum.
‘ Bence dünyayı kendimiz döndürüyoruz ve döndürürken ellerimizle parmaklarımız kirleniyor, çalışmaktan bileklerimiz ağrıyor. ‘
Bazen yanlış yere gidersin ama doğru yol gelip seni bulur.
Bazen yanlış yere gidersin ama doğru yol gelip seni bulur.
Şehir sokakları gerçeklerle dolu ve bazen onların arasında yürüyorum. Bazen, onlar benim içimde yürüyor.
Bazen sadece hayatta kalmayı başarıyorum
Sadece adam gibi yaşamayı umuyorum. Umarım bu kadarı yeterlidir.
Belki artık kendini kurtarmaya başlamanın zamanı gelmiştir.
Başkaldırınin, kendi sefil hayatlarını kolaylaştırmak için ne istediğini önemseme. Kendin ne istiyorsan onu yap
Zaten ölmüş olan bir köpeği yaralayamazsınız
Asla eyvallah demeyeceğim. Ne sana. Ne de başkasına
Nasılsa gidilecek başka yerler de vardı.
İstesen, o tebessümle beni öldürebilirsin.
Tek bir söz söylemesen de ne kadar iyi yürekli olduğunu biliyorum.
Aynaya baktığımda, becereksizligin ve belirsizliğin ve özlemin renklerini görüyorum
Zihnimde bir mezarlık var ve masmavi gökyüzünde, pamuktan bulutlarla öfkeli bir güneşin olduğu bir günde, kendi mezarımı görebiliyorum.
Tek umudum ruhumun derinliklerini anlayabilmesiydi.
Sözcükler cebimdeydi.
Bence dünyayı kendimiz döndürüyoruz ve döndürürken ellerimizle parmaklarımız kirleniyor,çalışmaktan bileklerimiz ağrıyor.
Ruh anlaşılmaktan çok, hissedilir.
Başka yere gitmişsin. Kendini farklı tanımladığın, hiçbir şeyin sana dokunamadığı bir yere. Başka hiçbir şey düşüncelerini yönlendiremiyor. Bir an için, kömür karası dümdüz bir gökyüzünde, sadece kendinsin.
Dünyada canını sıkmaktan başka işe yaramayan bir sürü şeyi, kaybettikten sonra özleyeceğini bilmek komik.
Dünyada canını sıkmaktan başka işe yaramayan bir sürü şeyi, kaybettikten sonra özleyeceğini bilmek komik.
İstesen, o tebessümle beni öldürebilirsin.
Görüntün ve sesin aynı ama sen artık aynı değilsin.
Bir an, gözleriyle bana gülümsedi. Öyle hissetmedikleri halde, insanların iyi olduklarını sanmanız için paylaştıkları incinmiş tebessümlerden.
Biri öldükten sonra artık anlamı yok. Birlikteyken, hala yaşarken yapmalısın.
Senden nefret ettiği ve ezik dediği halde bir şey fark etmiyor. Ne hissettiğin değişmiyor.
Zaten ölmüş olan bir köpeği yaralayamazsın
O yalnız.
Ben yalnız.
Sadece çevresinde her zaman insanlar var. Hepsi bu.
Şu an için mutluluk taş atmayı sürdürüyor.
Kendini koruyor.
Bekliyorum.
Şehir sokakları gerçeklerle dolu ve bazen onların arasında yürüyorum. Bazen onlar benim içimde yürüyor.
Ara sıra nezaketin rengini düşündüğümde, gölge ve kontrastların kişinin üstünde olmadığını fark ediyorum içinden geliyor.
Daha iyi olmayı o kadar çok istiyorsun ki acı veriyor.
Ne hissettiğin değişmiyor.
Zaten ölmüş olan bir köpeği yaralayamazsınız.
Zihnimde bir mezarlık var ve masmavi gökyüzünde, pamuktan bulutlarla öfkeli bir güneşin olduğu bir günde, kendi mezarımı görebiliyorum.
Başkalarının, kendi sefil hayatlarını kolaylaştırmak için ne istediğini önemseme. Kendin ne istiyorsan onu yap,
Eğer ki bir gün ruhu akarsa, üzerime akmasını istiyorum.
Dünyada canımı sıkmaktan başka işe yaramayan bir sürü şeyi, kaybettikten sonra özleyeceğini bilmek komik.
Düşüşünü hiçbir şey hafifletmez. Seninle yer arasına hiçbir şey girmez.
Ertesi gün uyandığımda, yırtık bir kağıt parçasının üzerine sözcükler aktardım ve bence, dünya o sabah renk değiştirdi.
İsmin her zamanki gibi. Görüntün ve sesin aynı ama sen artık aynı değilsin.
Sadece durup baktığın, kendini ondan soyutlarken dünyanın seni unutmasını seyrettiğin anlar vardır.
Taksi şoförleri ve iğrenç radyo yorumcularıyla birlikte, berberlerin de ülke yönetimi hakkında söyleyecek şeyleri olması gerekirdi.
Yalnızın dik alası bir p*çsin değil mi?
Her şey, her zaman kayıp gidermiş gibi görünüyor.
Sana doğru geliyor, biraz kalıyor ve sonra tekrar gidiyorlar.
Başıma gelen ağız dolusu tek gerçek ise, ara sıra bir bakış, kendi dağınık umutlarım ve düşlerimdi.
İşte sürekli, büyüdüğüm bir an gelecek, diye düşünsem de henüz büyümedim.
Sözcükler, gece vakti bile yatağımda beni uyandırdılar.
Sözcükler tavana kendilerini resmettiler.
Zihnimdeki hatıra sayfalarında kendilerini yaktılar.
Ertesi gün uyandığımda,yırtık bir kağıt parçasının üzerine sözcükleri aktardım ve bence,dünya o sabah renk değiştirdi.
Öte yandan Steve’in pek çok arkadaşı var, ama onların hiçbiri için canını vermez, çünkü onların kendisi için canını vereceğine güvenmez. Bu anlamda, en az benim kadar yalnız.
İçimde bir yerler acıyordu ama yürümeye devam ettim
Ve sessiz, gölge düşmüş sokaktaki ruhum. Yavaşça elimi tutup nazikçe kendi elinin üstüne koyduğunda, onu sadece seyredebildim.
İçler acısı, biliyorum ama sanırım benim hayatım buydu. İnkar edecek bir durum yok.
Gerçeği ölçüyorum; bu dünyaya kıyasla çok küçüğüm.
seslenmek istiyorum, fakat bir şekilde beni duymayacağını biliyorum.
bazen sadece hayatta kalmayı başarıyorum.
belki sadece anlardan ibaretiz.
bilmiyorum.
gerçekten.
sadece insan gibi yaşamayı umuyorum. umarım bu kadarı yeterlidir.
seslenmek istiyorum, fakat bir şekilde beni duymayacağını biliyorum.
umutla çırpınışlarım sürüyordu.
canını yakmalarına izin verecek değilim.
daha önce de kırılmıştım ve yine kırılacaktım.
hâlâ canım yanıyordu önemi yoktu.
bir sürü şeyi kaybettikten sonra özleyeceğini bilmek komik.
sanırım boğuluyorum. boğuluyorum.
onu duymak ve tanımak isterim.
anlamak isterim.
tek bir söz söylemesen de ne kadar iyi yürekli olduğunu biliyorum.
düşünceler beni olduğum yere mıhlamış, öylece bırakmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir