İçeriğe geç

Konuşmalar Kitap Alıntıları – Aliya İzzetbegoviç

Aliya İzzetbegoviç kitaplarından Konuşmalar kitap alıntıları sizlerle…

Konuşmalar Kitap Alıntıları

Bir başarı hikâyesi adeta
Savrulur dinmez feraset
Bir görkem raftası
Umut olur nice makama
Odur ki Aliya

Okuduğum şanlı ve görkemli bir eser.
Sayın okurlara tavsiye ederim ki , bu eserin bir yaşam serüvenin kalkışından daha fazlası olduğu kesindir.

Biri erkeklere diğeri kadınlara mahsus iki ahlak anlayışı yoktur.
Aliya İzzetbegoviç
” Eğer önünüzde iki yol varsa, siz zor olanını tercih ediniz, bu her zaman iyidir.. ”
“İnsan tabiatının özü potansiyel olarak iyilikten çok, kötülüğe meyyaldir. İnsanları hoşgörülü olmaya ikna etmek, düşmanı vahşice katletmeye ikna etmekten çok daha zordur. Hoşgörü sulanması gereken bir fidandır. İnsanları hoşgörüye duyarlı hale getirmek gerekir. Bu esasında tabii bir durum değildir. Tabii olan hoşgörüsüzlüktür. Hoşgörü çok zor gelişen bir davranış biçimidir. Hoşgörüyü öğrenmek ve bir caminin yanında bir sinagogu veya bir sinagogun yakınında Katolik kilisesinin bulunmasını kabullenmek yüzyıllarımızı aldı. Oysa bir mabedi yıkmak, yapmaktan daha kolaydır. Hoşgörü tabii bir davranış değil, bir kültür işidir..”
“Eğer bir kimse dürüstçe mücadele veriyorsa, iyi biridir..”
“Zaten insanların çoğu kendileri hakkında çok fazla şey bilmezler..”
”Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır ”
Ve herşey bittiğinde hatırlayacağımız şey
Düşmanlarımızın sözleri değil;
Dostlarımızın SESSİZLİĞİ olacaktır.
Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.
Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır;
Bugünkü refahı devam edegelen sömürgeciliği;
Döktüğü kan,akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur .
Kötülük doğrudan yapılabileceği gibi, yapmanız gerekeni yapmamakla, vaat ettiğiniz veya üzerinize aldığınız görevi yerine getirmemekle de yapılabilir.
Çocuklar bizim hazinemizdir.
Her nesilden insanlar, gelecek nesle sıkıntılar bırakmamak için elinden geleni yapmalı.
Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.
Halkım kurtuluş ve özgürlük için savaşıyor. Bunun için savaşmak zordur, ancak kaybetmek çok daha zordur.
Darbe vururken de, alırken de onurumuzu korumak zorundayız
Oysa biz, sahip olduğumuz yüce hasletlere kıyasla kendimize çok az değer veriyoruz.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bizim tüm meselemiz içimizdedir.
Ben kadınlara tüm kapıların açılması görüşündeyim.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Biz, oldukça fazla sayıda insanını yitirmiş bir milletiz. Kısacası, çok sayıda şehit ailemiz, çok sayıda malul gazimiz ve sakat insanımız var. Biz sakat haline getirilmiş bir milletiz.
Medeni halkların anıları vardır. Önemli şeyleri hatırlayan halklar, tarih dediğimiz şeye sahip olurlar.
Tüm savaşlar kirlidir.
Bosna’yı dize getirebilmek için en az beş milyon bomba atıldı. Fakat Bosna cefa çekti, tahammül etti ve acıya katlandı. Allah’a şükür.
Sırplar, toplumların ortak hafızalarında ebedi olarak soykırımlarla, katliamlarla, kadınlara tecavüzlerle, kültürel müesseseleri yerle bir etmeleriyle kalacaktır.
İnsan tabiatının özü potansiyel olarak iyilikten çok, kötülüğe meyillidir. İnsanları hoşgörülü olmaya ikna etmek, düşmanı vahşice katletmeye ikna etmekten çok daha zordur.
Allah’ın izniyle yemin ediyoruz,
Asla teslim olmayacağız.
Hepimiz eşittik. Ancak Orwell’in deyişiyle ”Bazıları diğerlerinden daha eşitti ”
İnsanlardan şüphelenmek yerine onlara inanın. Herkesin bir kusuru olabilir.
İnsanlar felsefeden fazla hoşlanmazlar. Akıl yürütme biçimleri oldukça basittir.
Hiç korkmadıklarını söyleyen insanlar yalan söylüyorlar. Eğer biri korkmuyorsa, bu, onun normal olmadığına işaret eder.
Şehir, o günlerde, patlamalardan dolayı tam bir sarsıntı yaşıyordu. Havan mermisi patlamaları her yerden görülebiliyordu. Yerde yatan bir kadın aniden haykırdı: ” Başkanım, korkmuyor musunuz? ” dedi.
”Elbette korkuyorum. Ben de normal bir insanım ve bende korkuyorum ” dedim.
”Hasta olmama rağmen, bu gün sizlerle tanışmaya geldim. Bunu neden gizleyeyim? İnsan neden iyiymiş gibi davranmalı anlamıyorum? ”
Zaten insanların çoğu kendileri hakkında çok fazla şey bilmezler.
Boşnak halkının sembolü ve bu halkın tarihindeki ilk büyük siyasi lider oldunuz
Sayın Aliya sizden sonra ne olacak?
Aliya : Herşeyden önce abarttığınızı düşünüyorum.Ben sadece hür seçimlerde başkan seçildim ve bunun da ne anlama geldiğini Biliyorum Savunma için ve Boşnak halkının var olma mücadelesi için, benim o derece önemli olduğuma ilişkin düşüncenize katılamıyorum.Öyle olsaydı kötü olurdu ama Allah’a şükür öyle değil.Binlerce insan mücadele ediyor, onlarla birlikte olmaktan kendimi ne derece iyi hissediyorsam, onlar da benimle kendilerini daha emin hissediyorlar.Ancak onlar ben olmadan da savaşırdı ve ben gittikten sonra da mücadele ve çabayı sürdüreceklerdir.
Kundera : Ülkem, bir 300 yıl daha özgürlüğünü yitirdi.Gördüğünüz gibi o, komünistlerin Çek ülkesini üç yüzyıl daha yöneteceğini düşünmüştü. Oysa komünistler, bundan sonraki üç yıl bile Çek ülkesine hükmedemediler.Kundera dehası olan bir yazardır ve deha yanılmıştır.Tarihin bizim öngöremeyeceğimiz bir seyri vardır.Tarih karşısındaki durumumuz, balığın suyun içindeki durumu gibidir.Balık suya hükmedemez.Bizler tarih tarafından teslim alınmışız.Tarih içinde elimizden geleni yapmak zorundayız,ancak tarihin seyri bize bağlı değildir. Ve aslında bu gerçekten iyi bir şeydir
Yürümek için nedenlerim var. Bu, uzun ve önceden hazırlanmış bir yolculuktur.
“Ben düşmanı lanetlerim, ama sıra tarafsıza gelince, onlar yüzlerine tükürülmeye layıktır!”
Kutsal bir kitap bizi uyarıyor : Çocuklar, bu dünyanın en büyük servetleri ve süsleridir.
Bize, elimizden geleni yapmak düşüyor. Şükürler olsun ki, tarihe Allah hükmediyor.
İnsan olmak ve insan kalmak, Allah’ a ve kendimize karşı sorumluluğumuzdur.
Ölmeye hazır olan insanlar,
Ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.
Bedir’de,Talas’ta,Malazgirt’te, Çanakkale’de ve Bosna’da olduğu gibi.
Ve herşey bittiğinde hatırlayacağımız şey
Düşmanlarımızın sözleri değil;
Dostlarımızın SESSİZLİĞİ olacaktır.
Tarih, daima aynı hikayeyi tekrarlar: Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.
Dünya muktedir ve güçlü düşmanlar yanında, zayıf ve narin dostlarla doludur.
#8212; Hepimizin önünde nasıl bir gelecek var?
#8212; Kim bilir? Herhalde nasıl hak ediyorsak öyle.
Biliyor musun, ben ‘düşman’ı lanetlerim ama sıra ‘tarafsız’a gelince, onlar tükürülmeye layıktır!
Gerçeklerin aptal ve dik kafalı olduğu söylenir. Her halükârda onlar, haklarında ne düşündüğümüz konusuna duyarsızdırlar. Bu yüzden, kızmaksızın ve de duygusallığa kapılmaksızın onları incelemeliyiz.
Hatırlama; gelişmiş ve medeni halklarla, geri kalmış ve ilkel halkları birbirinden ayıran bir şeydir. Medeni halkların anıları vardır. Önemli şeyleri hatırlayan halklar, tarih dediğimiz şeye sahip olurlar.
Eğer dürüst olan ile kabiliyetli olan arasında bir tercih yapmak durumunda kalırsanız dürüst olanı seçiniz; hata yapmayacaksınız.
Onlar mı dünyayı aldatmayı becerdiler yoksa dünya mı aldatılmak istedi?
Batı hem bizi korumuyor, hem de kendi kendimizi savunmamızı yasaklıyor. Pasiflik ve duyarsızlık Batı’yı çok iyi karakterize ediyor.
Bosna, Doğu’dan Batı’dan Doğu’ya son geçit. Güzel bir ülke ve burada iyi insanlar yaşıyor. Fatih Sultan Mehmet 15. yy’da buraya gelip Bosnalılarla tanıstığında şöyle demiş; İnsanlar arasındaki tüm güzelliklerin kaynağı burasıdır.
Çünkü kötülük dogrudan yapılabileceği gibi, yapman gerekeni yapmamakla, vaat ettiğiniz veya üzerinize aldığınız görevi yerine getirmemekle de yapılabilir.
19. yüzyılın sonlarında Üsküdar’da Osmanlı ordusunda askerlik yaparken Sıdıka isimli bir kızla tanışıp evlendi. Oğullarından birisi olan rahmetli Mustafa benim babamdır.
Okumayı seviyordum, Okuduğum kitaplar arasında ateist düşünceyi içeren kitaplarda vardı fakat bu durum uzun sürmedi 17 yaşında İslama kesin dönüş yaptım ve bugüne kadar bu yoldan ayrılmadım. Dönüşümdeki en önemli unsur komunizme ve Faşizme duyduğum derin nefretti, bugün de her iki ideolojiden de nefret ediyorum !
Bir şeyler söylemeden önce duvarlarda resimlerimin olduğunu ve resimlerimin oraya benim onayım olmaksızın asıldığını zikretmek istiyorum ve verilecek ilk arada, duvarlardan kaldırılmalarını rica ediyorum. Bu, bir sahte tevazu sorunu değil. Basitçe söylemek gerekirse, bu bizim adet imiz değil. Umarım benimle aynı fikirdesinizdir.
Bizim insanlarımız ve kendimize ait ahlâkımız vardır. Onların ise teknikleri ve maddi üstünlükleri vardır. Burada gerçekten ruh ve madde mukayesesi söz konusudur ve bu savaşta ruh galip olacaktır.
Suçlar affedilse bile asla unutulmayacaktır.
Batı buraya geldi, elimizi kolumuzu bağladı ve çekip gitti. Batı’nın müdahalesi askeri ambargo koymak oldu. Hem benim ülkem işgal ediliyor hem de hiçbir şey yapmayalım diye elimiz kolumuz bağlanıyor.
Medya, gerçeği tüm çıplaklığıyla yansıtmıyor; daha çok kendisine ait bir gerçeklik yaratıyor.
Bu durumda , bekar olan elçilerle , örneğin üç çocuğu olan elçilerin maaşları farklı olmalı.
Onlarla birlikte olabilirim ,bazen onlara bağırırım , bazen de onlar bana bağırır. Görüyorsunuz , bir başkan olarak insanların bana bağırdıklarını söylemekten çekinmiyorum.
Tarih genelde kurgudan ibarettir. Tarihi kazananlar yazar ve bunu da kendi tarzlarında yaparlar.
Büyük acılar çektik. Ancak onların yaptıkları düşünüldüğünde yine de onların çekmemizi istediği kadar acı çekmedik.
İnsanlar en büyük hazinemiz.
Cesaret, hemen hemen herkeste olduğu gibi hiç korkmadığımız anlamına gelmez. Cesaret, güdülerinizi korkularınızdan daha kuvvetli hale getiren şeydir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir