İçeriğe geç

Klon Kitap Alıntıları – Geoffrey Girard

Geoffrey Girard kitaplarından Klon kitap alıntıları sizlerle…

Klon Kitap Alıntıları

Kimse beni gözyaşları içinde otururken görmesin, sonsuza kadar yas tutsam ne fayda.
Kendi kendine mi, yoksa bu bozuk düzenle mi konuştuğundan emin değildi.
Çoğu insan besbelli zırcahildi.
Kim bilebilirdi ki? Gerçek hikayeyi hiçbir zaman anlatamayacaktı. Hikayeleri kazananlar anlatır.
İnsanoğlunun tecrübeleri gösteriyor ki biz alışık olduğumuz kalıpları yıkıp kendimizi korumaktansa acı çekmeye daha yatkınız.
Burası sanki hiçliğin orta yeri gibi…
Bilim adına yapılan işkenceler ve infazlar….İnsanoğlunun gelişmesinin bedeli on beş bin ceset. Bu işten ne kadar ceset çıkacak? Feinberg bunu merak ediyordu?
Kabus yine yok oldu, fakat bazı zamanlar olduğu gibi acı gitmedi.
Çünkü insanın en canlı olduğu an son nefesini verdiği andır.
Kendimi ondan nefret etmeye zorladıkça ona benzedim.
Savaş insanların ulaşabileceği en kötü sonuçtur.
Aklındaki her şeyi boşaltmak istiyordu. Ama böyle bir şey mümkün değildi. Hayaller mi, korku mu, yorgunluk mu, yoksa delilik mi? Belki de hepsi…
Gerçeklik, korku filmleri için bile fazla korkunçtu.
Bu lanet adamlar için bir düzine ya da birkaç yüz çocuğun bir önemi olduğunu mu sanıyorsun?
1995 yılına kadar hiç birimiz dört yüz Amerikalıya sırf ne olacağını görmek için plütonyum enjekte edildiğini bilmiyorduk. Bunun için sonradan özür de dilendi. Ne zaman dilemediler ki… ABD Hükümeti Pedro Campo üzerinde yapılan deneyler için 1994’te özür diledi. LSD testleri için 1995’te, Tuskegee için 1997’de ve Guatemala için 2010’da özür diledi. Sence bize yaptıkları için ne zaman özür dileyecekler?
Bunlarla ilgili gerçekleri ancak yıllar sonra gizliliği kaldırıldığında öğrenebileceğiz. Birileri susturulmaktan korkmayacak kadar yaşlanıp, artık konuşmaya karar verdiğinde. Bunların artık haber değeri kalmadığında. DÜŞÜNÜLECEK DAHA KÖTÜ ŞEYLER OLDUĞUNDA!!!
Körfez savaşı sendromu mu? O da kimsenin umrunda değil. Üzerinden yirmi yıl geçti bile, boşver gitsin. Peki ya bizim üzerimizde denedikleri şeyler…
Çalışması oldukça fakir olan Porto Rikolular üzerineydi. Bu insanlar kimin umrunda olur ki değil mi?
Yabancılar başka yabancıları, birinin canını alma heyecanını tatmak için öldürüyordu…
Doğru veya yanlış yargısı olmadan istediklerini almak için insanları kullanırlar. İnsanları hedef, fırsat olarak görürler ve amaca giden yolda her aracı mübah sayarlar. Neredeyse her kelimeleri yalandır…. Sebep oldukları yıkımdan habersizdirler, pişmanlık duyguları yoktur. Onlara göre en güçlü, en bilge kendileridir ve her dilekleri yerine gelmelidir.
Kronik insomniası savaşılması gereken bir illetten çok mesleki bir avantaj halini almıştı.
Bir anda çocuğu her şeyin iyi olacağına inandırmak istemişti; fakat aklına gelen güzel lafların hepsi koca birer yalandı…
Birçok insan Sam Amca’ya silah tasarlamak ve üretmek için maaş alıyordu….Beş yüz milyar dolar. Denetlenmiyor, izlenmiyor, önüne geçilemiyor… 1994’te Ohio’daki bir hava araştırma labaratuvarı düşman askerlerini eşcinselleştirecek sentetik feromon ve afrodizyaklarla dolu bombalar üzerinde gizli çalışmalar yaptığını kabul etti. Birbirleriyle ilgilenmekten savaşmaya zaman bulamayacaklardı. Amerikan ordusu eşcinsellere uygulanan “ sorma, söyleme” politikasına farklı bir bakış açısı getirmiş olacaktı. Aynı labaratuvar dev arılar üretmek için çalışmalar yaptı. Donanma, yarasalara patlayıcı taşıtmak için yirmi milyon dolar harcadı. Elli yıl boyunca tam da bu binada bulunan adamlar görünmezlikten ve zamanda yolculuktan hayaletlere, ZİHİN KONTROLÜNE, yunusları konuşturmaya ve telekineziye kadar varan her tür bilimsel çalışmayı desteklediler. HER BİRİNİ SİLAH OLARAK KULLANMANIN YOLLARINI BULMAYA ÇALIŞTILAR…
Doğru bildiği her şeyin yanlış olduğunu öğrenmişti.
Çocukların hislerini gizlemeye çalışmaması inanılmazdı.
Bana doğruları anlattığını düşünüyorum. Bugünlerde bu bulunması zor bir şey.
Canavarlarla savaşırken, canavara dönüşmemeli…
Çocuklar dayak yiyorlardı ve daha kötüleri de vardı. Jacobson ‘ın günlüklerinden ve kaydettiklerinden bu çocuklara farklı türlerde istismarın BİLİM ADINA uygulandığı anlaşılıyordu…
Kimi zaman bilim kimi zaman da milli savunma adı altında yapılan eziyetler…
Sol göğsümün altında acılara dayanan kalbimle, ben de dayanacağım. Çünkü daha önce dalgaların ve savaşların içinde boşa çabalamış ve yorulmuşum.
Bu devasa aptallığın getirdiği sorumluluğun altındalar ve hallerine bakılırsa tek istedikleri başlarını kuma gömerek rahatlamak…
İnsanlar aksini düşünse de birkaç eyalet dışında Birleşik Devletler’de insan klonlanmak tamamen yasal. Amerikalı bilim insanları, devletin parasını alenen harcamadıkları sürece istediklerini yapmakta özgürdürler. Ayrıca insan klonlamak yirmi ülkede daha yasal. Koyun Dolly’yi klonlayan grubun başındaki isim Sör İan Wilmut’a insan klonlamanın mümkün olup olmadığı sorulduğunda verdiği cevap basitti: “ Bunun engelleneceğini düşünmek saflık olur” Wilmut haklıydı!!!
Çünkü hepimiz Kabil’iz ve aynı zamanda hepimiz Habil’iz (İçimizde iki karakter de yer alıyor. Sadece ortam ve şartlar ya da duygu durumu herhangi birini ortaya çıkarıyor.)
. Ben gelecekte ne olur bilmiyorum ve olanları da henüz anlayabilmiş değilim. Fakat tek bir şey biliyorum ve bunu kanıtlamak için genetikçilere ve onların aptal testlerine ihtiyacım yok. Dünyada iyiler ve kötüler var. Bildiğim bu
Herkes gerçekte kim olduğunu bilmeli.
çünkü insanın en canlı olduğu an son nefesini verdiği andır.
Canavarlarla savaşırken canavara dönüşmemeli.
Bir seri katil için anne ve sevgi kelimeleri,normal insanların kalem ve kano kelimelerini bulduğu kadar anlamsızdı.
Canavarlarla savaşırken canavara dönüşmemeli.
Sol göğsümün altında acılara dayanan kalbimle,bende dayanacağım.
Hikayeleri kazananlar anlatır.
Canavarlar bile biraz da olsa karanlıktan korkar.
Hepimiz büyük düşmanımızın ellerindeki tarifsiz acılara ve baştan çıkarmalara karşı direniyoruz.
Canavarların uykusunu bölmek iyi olmazdı.
Şiddet bize kimliğimizi unutturur.
..
Şiddet, bize kim olduğumuzu hatırlatıyor.
Bilimin kutsal tapınağına tüccar kafasıyla yaklaşamayız.
Eğer bilmek istemiyorsan öğrenmeye çalışma.
Sahtelik, daima bir bahara sahiptir.
Sert adam numarası, numara olduğu anlaşılıncaya kadar eğlenceliydir.
Her şey bezelyelerle başladı.
Rüyalar sadece gecelerde kalmalıdır. Gün ışığında, arazimize dalan yabancılar gibiler.
Davranışlar doğuştan mı geliyordu yoksa sonradan mı edindirilmişti?
Sol göğsümün altında acılara dayanan kalbimle, ben de dayanacağım .Çünkü daha önce dalgaların ve savaşların içinde boşa çabalamış ve yorulmuşum.
Sol göğsümün altında acılara dayanan kalbimle, ben de dayanacağım.
Ben ölmeyi hak ediyorum.
‘Biz seri katiller sizin oğullarınız ve kocalarınızız. Biz her yerdeyiz. Yarın geldiğinde çocuklarınızın daha fazlası ölmüş olacak.’ Ted Bundy
İçimizdeki şeytan, onu tamir veya imha edemeyiz.
Çünkü hepimiz Kabil’iz.
Ve aynı zamanda hepimiz Habil’iz.
“Kötülük, katlanılabilir bir şeydir; ancak insanoğlunun tecrübeleri gösteriyor ki biz alışık olduğumuz kalıpları yıkıp kendimizi korumaktansa acı çekmeye daha yatkınız.”
Gerçek hikâyeyi hiçbir zaman anlatamayacaktı. Hikâyeleri kazananlar anlatır.
”Sol göğsümün altında acılara dayanan kalbimle, ben de dayanacağım. Çünkü daha önce dalgaların ve savaşların içinde boşa çabalamış ve yorulmuşum. Bu da eklensin, sözlerime. ”
çünkü insanın en canlı olduğu an son nefesini verdiği andır.
çünkü insanın en canlı olduğu an son nefesini verdiği andır.
Her başarı bedel ödetir.
Erkekler her kültürdeki, her ülkedeki ve her yaştaki kan ve şiddetin sorumlusudur.
Bir şey olursa rastlantı, iki kere olursa tesadüftür, ama ON kere olduysa kaçma zamanı gelmiş demektir.
Karmakarışık sayısız düşünceden geriye sadece bir tanesi kalmıştı.
Tek bir düşünce
Kanlı bıçağa baktı. Gülümsedi.
Bu pisliklerin beni bıçaklayıp durmasından bıktım artık
Neden, gözlem, deney: Bilimin kutsal üçgeni
Ben İnsanlara zarar vermek istemiyorum. İnsanlara zarar vermek aklımdan dahi geçmiyor. Damarlarımda kimin kanı dolaştığı umrumda bile değil. Babamın bütün bunları yapması bu yüzdendi. Şimdi anlıyorum. Kendi kafasındaki korkunç düşünceleri, başka seçeneği olmadığını açıklamak istedi. Bu yüzden mümkün olan en korkunç insanı alıp onu normal bir çocuk gibi yetiştirdiğinde ne olacağını görmek istedi. Genlerin, kanın ve doğumdan gelen özelliklerin galip geleceğini görmek istedi. Ama bu benim aklımdan bile geçmiyor Ben iğrenç bir canavar değilim.
Kanımızı oluşturan şey gerçekten kromozomlar ve enzimlerden mi ibaret?
En başta senin onların arasındaki en kötüsü olduğunu söyledi. Ve senin içindeki bu şeytanın neredeyse fırlamak üzere olduğunu.
Ben çok dertler taşırım, ama sanılmasın ki ağlanıp sızlanırım, başkasının yanına sığınırım. Bütün bir ömrü hüzünle geçirmek kime yakışır?
Bir şey bir kere olursa rastlantı, iki kere olursa tesadüftür, ama ON kere olduysa kaçma zamanı gelmiş demektir.
5 Haziran – Bir insan kendisini bir başka insanı öldürmeye iterse ne olur? ERKEKLER her kültürdeki, her ülkedeki ve her yaştaki kan ve şiddetin sorumlusudur. Seri katillik ise bu cinsiyetin verdiği üstün olma ve kararları uygulama tutkusunun doruğudur. Felsefe, matematik, müzik ve benzeri şeylerin günlük hayattaki halidir. Mesela, kadın Mozart olamadığı gibi kadın tecavüzcü de yoktur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir