İçeriğe geç

Kızılgerdan Kitap Alıntıları – Jo Nesbo

Jo Nesbo kitaplarından Kızılgerdan kitap alıntıları sizlerle…

Kızılgerdan Kitap Alıntıları

Kapitalizm dediğin şey budur. Fakirler sürünürken zenginler bollukta da yoklukta da para kazanmaya devam eder.
Kapitalizmin sana yaptığına bak. Küçük
adamlar savrulup giderken; zenginler refahta da, krizde de büyümeye devam eder.
Acaba hastalarla ciddi bir konu konuşurken gözlük çıkartmak doktorlara tıp fakültelerinde öğretilen bir konu muydu, yoksa doktorların hastalarla göz teması kurmamak için geliştirdikleri bir taktik miydi?
Eskileri kurcalamak, kapanan yaraları yeniden deşmekten başka bir işe yaramaz.
Çoğu insan, doğru ve yanlış gibi sabit değerler taşır.Bu doğru değildir, doğrular ve yanlışlar zaman içinde değişir.
Çoğu insan doğruyla yanlışın değişmez ve mutlak kavramlar olduğuna inanır.halbuki ikisi de zaman içinde değişir.Bir tarihçinin birincğ vazifesitarihsel gerçekleri bulmak
aynakların ne söylediğine ve onlarıne şekilde sunduğuna tarafsız bir gözle ve duygular kapılmadan bakmaktor .Tarihçiler insanların hatalarıyla ilgili yargıda bulunuyor olsalardı yaptığımız iş gelecek nesillere fosil gibi görünğrdü ya da o zamanların hakimmdüşüncesinin kalıntısı.
Eskileri kurcalamak, kapanan yaraları
yeniden deşmekten başka bir işe yaramaz.
İnsanın ölmesi başına gelebilecek en kötü
şey değildir. En kötüsü, yaşama sevincini
yitirmektir.
Giysiler karşı tarafa ilettiğiniz en güçlü mesajlardan biridir.
unutulan bir erdem sadakat,
Çoğu insan, doğru ve yanlış gibi sabit değerler taşır. Bu doğru değildir. Doğrular ve yanlışlar da zaman içinde değişir.
Hayatta kalmak için yalanlara kanıp kendimizi küçük düşürürüz.
Hikâyeleri heyecanlıydı ve insanı eğlendiriyordu; bazılarına inanası gelmiyordu gerçi. Yine de onlara inanmak istiyordu. Çünkü değiştirilmesi imkânsız kaderler ve anlamsız ölümlerle dolu diğer hikâyelerin panzehiri gibiydiler.
En fazla bir yıllık ömrün kalmış olmalı.
Bir bahar ve bir yaz .
Dünyaya gülümsersen dünya da sana gülümser .
Karaağaç ve kavak, huş ve meşe
ölümüne solgun, kara bir perde
Delilik göreli bir kavramdır, hepimizi bir ölçüde deliyiz asıl soru toplumun istediği davranış kurallarına ne kadar uyum sağladığımız.Hiçbir eylem tek başına delilik belirtisi değildir Bu eylemlerin hangi bağlam içinde gerçekleştiğine bakmamız gerekir çoğunuzun orta beyin kısmında türdeşlerimizi öldürmemizi engelleyen bir dürtü kontrol mekanizması vardır ,kendi türümüzü korumamız için edindiğimiz evrimsel özelliklerden biri fakat kendini yeterince eğitir sen bu engelleri aşabilirsin Tıpkı askerlerin yaptığı gibi
Bazı adamlar hayatları boyunca burunlarını yerden kaldırmadan sürünürler ve artıklarla idare ederler , geri kalanlarımızı ise ayağa kalkar masaya yürür ve hak ettiğimiz koltuğa otururuz Bizler azınlığız çünkü yaşam biçimimiz bizi acımasız olmaya zorlar Bu acımasızlığı göstermek için de güçlü olmamız gerekir
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Gülümsediğimin zamanı yüz kaslarımız beynimizde bazı kimyasal tepkileri tetiklediğini Böylece çevremize karşı daha olumlu olduğumuzu ve hayattan daha çok zevk aldığımızı keşfeden psikolog Dünyaya gülümsersen dünyada sana Gülümser Der
“Olsen, önündeki kağıtları karıştırarak bulduğu tanımı okumaya başladı: Irkçılık, kalıtsal hastalık, dejenerasyon ve yok oluş arasında ezelden beri süregelen bir mücadeledir. Aynı zamanda daha iyi yaşam standartlarına sahip, daha sağlıklı bir toplum isteğidir. Irkların birbirine karıştırılması, çift taraflı bir soykırımdır. Küçük bir böceğin neslini sürdürmek adına gen bankalarının kurulduğu bir dünyada, gelişmesi asırlar süren insan ırklarının karıştırılması ve yok edilmesi genel anlamda kabul görmektedir. American Psychologist dergisinde, 1972 yılında yayımlanan bir makalede Amerikalı ve Avrupalı bilim adamlarından oluşan elli kişilik bir kurulun kalıtım teorisi üzerine sürdürülen tartışmaların bastırılmaması konusunda yaptıkları uyarılara yer verilmiştir.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Giysiler karşı tarafa ilettiğimiz en güçlü mesajlardan biridir.
Tanrı insanları sevmek için yaratmış.
Delilik göreli bir kavramdır. Hepimiz bir ölçüde deliyiz. Asıl soru toplumun istediği davranış kurallarına ne kadar uyum sağladığımız. Hiç bir eylem tek başına delilik belirtisi değildir. Bu eylemlerin hangi bağlam içinde gerçekleriğine bakmamız gerekir.
Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir değer olan sadakat, bizler gibi insanlar için yalnızca arzu edilen değil ; hayati önem taşıyan bir özelliktir.
Demokrasi tek başına bir ödüldür.
Kapitalizm dediğin şey budur. Fakirler sürünürken zenginler bollukta da yoklukta da para kazanmaya devam eder.
Kimsenin kimseyi umursamaması.
Sert bir düşüş yaşadığında ne yaparsın?

Ben mi?

Sanırım bir süre öylece yatarım. Sonra ayağa kalkarım.
Çünkü başka bir seçeneğim yoktur.


oturarak zayıflayamazsın
Neyin doğru, neyin gerçek olduğuna kim karar verecek? Ahlaka uygun ya da ahlaka aykırı olduğu kararı kimden çıkacak? Psikologlardan mı? Mahkemelerden mi? Siyasetçilerden mi?
dünyaya gülümseyerek bakarsan, dünya da sana gülümser. 🙂
Bitler, asla uyumazdı. ^_^
Alman bombacılar tepemizde geziniyor..
Kaybedenin ipi daima çekilirdi.
Baş belası aynasızlar!
Bisikletli çocuklar ortalarda yoktu.
Tüm olasılıkları değerlendiriyoruz.
Yoldan tek tük araba geçer olmuş, insanlar ise kaybolmuştu.
Her şeyi istiyorsun.
Kimse beni sevmezdi, ben bile..
Yaptığın işi seviyor musun?
kimsenin kimseyi umursamaması..
Kast ettiğiniz özel birileri mi var?
Öpüşüyorlar!
Bu kitabı bitirene kadar buradayım.
Savaşabilen asker sayısı bu kadar azalmışken, eli silah tutabilenleri hastaneye götürmek mantıklı olmazdı.
Yine de her şeyin bir ömrü vardı. Onun, ağacın ve evet, kralların bile
Daima eskiler gider, yeni yüzler gelirdi. Bazılarını hatırlardınız, bazılarıysa gittikleri gibi unutulurdu.
Tanrı’mız kuvvetli bir kaledir bizim.
Her şey olup bitmeden ne olduğu asla analaşılmazdı.
Belki de bunların hiçbiri yaşanmamıştı.
Gelecek noeli birlikte kutlayacağız sevgilim.
Hava amma soğuktu.
Merak etme bende sizden biriyim.
Olur da seni sapıklık yaparken yakalarsam, o çükünü kopartırım! Duydun mu beni? Senin gibilerden nefret ederim!
Bir insan hiç mi bir şeyden anlamazdı
Önce yakıp, sonra gömüyorlar
Öleceksin ihtiyar!
Bu büyük bir ihanet!
Kızılgerdan ender görülen bir kuştur
Bu ülkenin derdi ne..
“Kaybedenin ipi daima çekilirdi; savaşın kanunuydu bu.”
Minicik bir böceğin korunması için gen bankaları kurulmasının planlandığı bir dünyada, gelişmesi binlerce yıl süren insan ırklarını karıştırmak ve yok etmek çoğunluk tarafından normal karşılanmaktadır.
“ 1965’te mi doğdunuz? Daha yaşlı gösteriyorsunuz Müfettiş Hole. “
” Ne haber? ” dedi Harry.
Yaşlı adam cevap vermeden , önündeki bardağa baktı.
” O öldü. Mutlu değil misin , Asnes? ”
Mohikan başını kaldırdı ve Harry’ye baktı.
” Kim öldü? ” dedi. ” Kimse ölmedi. Tek bir ölü var , o da benim. ”
” Eskileri kurcalamak , kapanan yaraları yeniden deşmekten başka bir işe yaramaz. ”
Kahretsin , beynimde laktik asit oluştu.
Kahretsin , sonrası diye bir şey olmayacaktı.
Düşman , düşman. Er ya da geç , onun hakkından geleceğim.
Zaman hızla ilerliyordu. Yeni bir gün doğacak ; herkes kimin dost , kimin düşman olduğunu görecekti.
” Polis! ” diye bağırdı. ” Herkes dışarı! ”
Sanki okulun bitiş zili çalmıştı. Ama ellili yaşlarda , mavi çizgili takım elbise giyen bir adam yerinden kıpırdamadı.
” Bizler Norveçli vatandaşlarız dostum. Burası , polis ülkesi değildir. ”
Harry adamın yanına geçti ve 21. katın düğmesine bastı. Ama adam cümlesini tamamlamamıştı.
” Bana vergi ödeyen biri olarak bu asansörden inmem için tek bir neden söyle , neden sana katlanıp ”
Harry , Weber’in Smith Wesson tabancasını çıkardı.
” Bana bak , vergi ödeyen adam Elimde altı güzel neden var! Çık dışarı! ”
Çok geç , diye düşündü. Herkes ölür.
Önemli adamlar , önce kararlar alır ; sonra açıklama yapardı.
” Bu evlilikle size ihanet ettiğimi düşündüğünüzü biliyorum , ”
dedi. ” Ama üzerinden çok zaman geçti. Lütfen bu konuyu kapatalım artık. ”
Oysa üzerinden çok zaman geçmemişti. Artık hiçbir şey eskide kalmıyordu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir