İçeriğe geç

Kızıl ve Kara 1. Kitap Kitap Alıntıları – Stendhal

Stendhal kitaplarından Kızıl ve Kara 1. Kitap kitap alıntıları sizlerle…

Kızıl ve Kara 1. Kitap Kitap Alıntıları

Bir budala, başkalarına karşı öfke duyar yalnızca.
Ruhu, bilinmeyen ülkelere gidiyordu. Bir gün önce, hiç tatmadığı bir mutluluğı tatmıştı, şimdiyse, korkunç bir mutsuzluğun içine gömülmüştü.
Jansenist Pirard’ın değişmez ilkesi şuydu: Bir insanın gözünüzde değeri olup olmadığını anlamak için, arzuladığı, giriştiği her işin önüne engel çıkarın.

Gerçekten değerli biriyse, bu engelleri aşmayı ya da çevresinden dolanmayı bilecektir.

Onun sakin ve kudretli hareketlerine hayran hayran bakıyoru, kuvvetine, yalnızlığına gıpta ediyordu.
Bir savaştan galip geldim, açtığım bir savaşta galip geldim! dedi.
Kalbe dokunmasını biliyorlar ama kırarak
Evet doğru, seni incittim; ama bana duyduğun öfke hiç dinmeyecek mi?
İnsan bilgin olabilir, becerikli olabilir, ama ya yürek! Yüreklilik öğrenilmez.
Ben canlı bir cenazeyim dostum, artık benden bir şey beklemeyin.
Yüreğe, kırmadan dokunmayı bilmezler.
Bedenimi yorarak yüreğimi öldürmeliyim.
Ama dehanın temel niteliklerinden biri, bayağı insanların açtığı yolda sürüklenip gitmeye boyun eğmemektir.
Julien, kendi kendine, Hayatın bayağı hallerinde dine inandığı yok, diyordu, dini ancak, sınıfının çıkarlarına yaradığı için sever.
Düşüncelerde beklenmedik bir şey görülse, hemen bin türlü alay, nükte hazır; olaylarda beklenmedik bir şey olsa, korkumuz ona karşı her alçaklığı göze alıyor. Bize korkumuzun ettirdiği delilik ne olursa olsun, ayıplanmıyor; soysuzlaşmış, iç sıkıcı çağ.
Yaradılışı yüksek bir adam gibi gözüküyor, ama kim bilir, belki hiç de öyle değildir.
İçinde julien’i sevdiği duygusu doğunca, Mathilde de bir daha iç sıkıntısı çekmedi. Bir büyük aşk tutkusu edinmeye karar verdiği için her gün artan bir sevinç duyuyordu.
Burada gördüğü her şey, belleğini donduruyordu.
Kəpənək isti bir yay günü, səhər saat doqquzda dünyaya gəlir, axşamüstü saat beşdə, günbatan çağı ölürsə, o gecə sözünün mənasını hardan bilə bilər? Ona beşcə saat da ömür verin, o, gecəni görüb, onun nə olduğunu başa düşəcək.
Hüquq ancaq bir və ya başqa şeyi qadağan eləyən, cəzayla qorxudan qanun meydana çıxanda yaranır.
Həbsxanada ən ağır dərd qapını içəridən bağlaya bilməməkdir.
Düzünü desəm, mən tək qalanda daha xoşbəxt oluram, nəinki bu gözəl tənhalığımı bölüşməyə cəhd edəndə.
Mən indi ona görə müdrikəm ki, vaxtında çılğın olmağı bacarmışam. Bir anın sərhədlərindən o yana heç nə görməyən filosof, sən necə də az şey görə bilirsən! Sənin gözlərin görünməyən insan ehtiraslarının müqəddəs işini görməyə qadir deyil.
-Höte
Herkes, ölümü kendince karşılar; ben de ölümü kendi tarzımla düşünmek istiyorum.
Aslında ölüm kendi başına hiç ürkütücü değildi.
İtibarın ve küçük kibirlerin sağlayacağı hazların hiç önemi yok benim için.
Söz, insana düşündüğünü saklayabilsin diye verilmiştir
Yaşadığımı sanıyordum, oysa kendimi yalnızca yaşamaya hazırlıyormuşum.
O güne dek hep kaplumbağa hızıyla yürümüş olan yaşam şimdi artık uçuyordu.
İşte uygarlığımızın güzelim mucizesi! Aşkı en sıradan iş haline getirdiniz.
Az konuşup, kendini biraz geriye çekmek. İşte biricik kurtuluş yolum bu.
İnsan, duygularına göre davranırsa her zaman bir saçmalık yapar.
Seni seviyor gibi gözükseler bile inanma, sana sevgi göstermeleri de sana daha çok kötülük edebilmek için olacaktır.
Ancak uyursa mutlu olacaktı.
Keder, insanın aklını başından alır.
Ama bir dehanın başlıca özelliklerinden biri, sıradan düşüncelerin peşinden gitmemektir.
Dini, ancak ait olduğu sınıfın çıkarları için sever.
Büyük bir tasarının kafada canlandırılmasıyla uygulamaya konması arasındaki zaman ne acımasızdır!
Kişiliksizlikten nefret ederdi.
Bu aralar yuxudan oyanmaq onun üçün günün ən ağrılı vaxtı idi – gözlərini açar-açmaz Jülyen öz bədbəxtliyini xatırlayırdı.
O doğrudanmı boynuna düşən rolu oynamağa məcbur olan ikiüzlü qadındımı və başqalarına əzab verməyinin səbəbi özünün bədbəxt olmasıdırmı?
Əgər mən bu həzzi belə,düşünərək və ehtiyatla yaşayacağamsa,o daha həzz olmayacaq.
-Lope de Veqa
Girişildiği sırada aşırı görünmeyen büyük eylem var mıdır? Böyle bir eylem ancak tamamlandığı zaman insanların çoğuna olası görünür.
Sevme mutluluğuna erdim.
Amaca varmak isteyen, araçlara katlanır.
En acımasız işler, acıma göstermeden yapılıyor.
İyi bir ailede doğmuşsanız, çok da servetiniz varsa, deha gülünç olmaktan çıkar ve insana büyük bir ayrıcalık kazandırır!
Can sıkıntılarını gidermek için insanları aşağılamaya çok alıştıklarından gerçek dostlara kavuşmayı akıllarına bile getiremiyorlardı.
Devlet gemisinde herkes dümene geçmek isteyecektir; çünkü alınacak maaş çok yüksek. Peki, bu gemide sıradan yolcu için şöyle küçük bir yer olmayacak mı hiç?
Demek ki ayrılık insanın duygularını yok ediyordu!
Artık yalnız ayaktakımı gidiyor askere. Parası olanlar evinde oturuyor.
Sevgili dost, tutkuların, yaşamda birer kaza olduğunu kabul etmek gerekir, ama bu kazalara yalnızca üstün ruhlarda rastlanır
Aşk ve şehvetten başa dönerken onunla konuşmamak için kendini tuttu.
Kendine bu kadar hakim olan kişi çok yükselir
İşte uygarlığınızın güzelim mucizesi!
Aşkı en sıradan iş haline getirdiniz
Kederli bir yüz ifadesi insana yakışmaz; canı sıkkın görünmek gerekir.
Kederliyseniz bir eksiğiniz, başaramadığınız bir şey var demektir.
Kederli durmak, kendini herkesten aşağı görmektir. Buna karşılık canı sıkkın mı duruyorsunuz sizinle konuşmaya kalkan biri küçük düşer
XIX. yüzyılın sıradan uygulaması, duygusal ve yürekli birine rastlayan güçlü ve soylu bir adamın onu hemen gebertmesini, sürgüne göndermesini, kendi kendine küt diye ölmesine yol açacak kadar küçük düşürmesini ya da zindana tıkmasını gerektiriyordu.
Din adamları para konusunda hiç şakaya gelmezdi.
Zavallı insanların acısını yavaş yavaş artırarak servet sahibi olmak hiç de adil değil!
Söz, insana düşüncesini gizlemek için verildi.
Gerçek tutkular bencildir.
Yaşamı, cennetle cehennem arasında gidip gelmeye başladı.
Yaşamı, cennetle cehennem arasında gidip gelmeye başladı.
Düşünmek acı verir.
Ona doğru düşünmeyi, boş laflara kanmamayı öğrettikten sonra, henüz saygın bir yere gelmemiş bir kişi için bu alışkanlığın büyük bir suç olduğunu söylemeyi unutmuştu; çünkü her doğru akıl yürütme insanlara hakaret gibi gelirdi.
İnsan eşit olmadan sevemez.
Yirmi yaşında, dünya ve orada yaratılacak etki hakkındaki fikirler her şeyden önemlidir.
Yüreğini saran şu öldürücü kaygı yerine her türlü tehlikeyi yeğlerdi.
Yaşadıklarıyla bitkin düşen ruhunda tutkulara ayrılacak duyarlılık kalmamıştı.
Servet edinebilirsiniz ama bunun için yoksullara zarar vermeniz, hatırlı kişilere, kaymakama, belediye başkanına dalkavukluk yapmanız, tutkularına hizmet etmeniz gerekir.
Böyledir işte, varlıklı insanlar seni küçük düşürür, ardından birkaç hokkabazlıkla her şeyi onaracaklarını sanırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir