İçeriğe geç

Kızıl Ölümün Maskesi Kitap Alıntıları – Edgar Allan Poe

Edgar Allan Poe kitaplarından Kızıl Ölümün Maskesi kitap alıntıları sizlerle…

Kızıl Ölümün Maskesi Kitap Alıntıları

Bir anlığına düşünmeye kalkışsak, işimiz bitti demektir, çünkü düşünmek vazgeçiştir."
Afedersiniz; Shakespeare’in 1750 sene sonra yaşayacağını unutmuşum.
İkiyüzlü davranmayın artık!
Etikte kötü iyinin bir sonucuysa, yine aynı şekilde sevinçten keder doğar.
Yıldızlardan anlayanlar gökyüzünde uğursuz bir açı bulunduğunu biliyor.
Duyularımın beni terk etmeye başladığını hissettim.
Güzellikten çirkinlik çıkartıp, sükûnetten kahırlanmayı nasıl beceriyorum.
Mantığımız uçurum kenarından şiddetle uzaklaşmamızı istediğinden, bu sebeple oraya daha istekli yaklaşırız.
Gördüklerime katlanamıyorum. Kalk! Gecede kaybolalım!
Şaşırmak ve rüyalara dalmak mutluluk getirir.
Ah, yazık ki söndü
Yaşam ışığım.
Filiz vermez bir daha yıldırım düşmüş dal!
Bir daha yükselmez göğe kanadı yaralı kartal!
Bir anlığına düşünmeye kalkışsak, işimiz bitti demektir, çünkü düşünmek vazgeçiştir, tam da bu sebeple düşünmeyiz.
“İnsanın mükemmelliğine dair hiçbir inancım yok. Bence insan, insanlık üzerinde takdire değer bir nebze bile emeğe sahip değildir.”
“Dalıp gittiğim düşünceler hiçbir zaman haz veren cinsten olmadı.”
Tek başına olmamak büyük bir talihsizliktir.
Ölüyorum, fakat yaşayacağım."
Delilikten muzdarip değilim, her anın tadını çıkarıyorum.
Kendisi, tek başına, sonsuza dek ve yapayalnız.
Geçmişten alınan derslerin yetersizliğini kanıtlayan, geleceğin anahtarını da içinde barındırmayan çözümsüz ve dahası belirsiz bir his ruhumu sardı.
Ben ikna oldum ve kimseyi ikna etmek gibi bir niyetim yok.
Ben okuyayım, sen dinle ; bu berbat geceyi birlikte gündüze çevirelim.
Zaten gerçek acılar toplumsal değil bireysel olarak yaşananlardır.
En gamsız olanların bile yüreklerinde duygusuz olmayan noktalar bulunur.
Ya geçmişteki mutlu anılar bugünün acısıdır ya da şu anki sefaletin kökeninde geçmişte yaşanmış coşkunluklar yatar.
Beni böyle perişan eden şey umuttu."
Mutsuzluğumuzun yegâne nedeni bir başına kalamamamızdır.
Bu varoluşumun kayıt defterinde korkunç bir sayfaydı.
Dört bir yanı derin bir sessizlik ve ağır bir keder yumağı bürümüştü…
En kaygısız insanların bile hassas olduğu bazı noktalar vardır. Yaşamla ve ölümle aynı derecede dalga geçebilen, tükenmiş kişilerin bile alaya alamayacağı durumlar olabilir.
Adlandıramadığım bir duygu ruhumu ele geçirdi
Bu kederle dolu dünya bazen en mantıklı bakışla bile cehennem gibi görünür.
Hiçbir salgın böylesine öldürücü, böylesine korkunç olmamıştı.: (
Yaşarken senin belandım ölürken ölümün olacağım.(Martin Luther)
Delilikten muzdarip değilim,her anın tadını çıkarıyorum.
İnsan kendisini meleklere ya da ölüme tam anlamıyla ancak güçsüz iradesinin zayıflığından teslim eder..
Burada onu mükemmel bir jartiyerimin olduğu ve gidip onunla kendimi asacağım konusunda temin ettim..
Görkemli bir hayal gücü, derin felsefe, zekice spekülasyonlar, ateşli ve öfkeliydi, üstüne tadımlık bir anlaşılmazlık da serpiştirilmiş..
Keats bir eleştiri yüzünden can verdi. The Andromache yüzünden ölen kimdi?
Doğunun en güçlü despotu Antiochus Epiphanes..
Afedersiniz; Shakespeare’in 1750 sene sonra yaşayacağını unutmuşum..
Bu Orontes, güney yönünde geniş bir ayna gibi on iki mil kadar uzanıyor ve Akdeniz’in dışında görünürdeki tek su kütlesi..
Ölüyorum ama yaşayacağım. Beni asla sevemedin ama yaşamda tiksindiğin kişiye ölünce tapacaksın!!!
Ya geçmişte kalmış mutlulukların anısı bugünün acısıdır, ya da var olan ızdıraplar kökenlerini var olmuş olabilecek esrikliklerden alırlar..
Etikte kötü iyinin bir sonucuysa, yine aynı şekilde sevinçten keder doğar..
İyilikten maraz doğarsa , neşeden de keder doğar . Ya geçmişteki mutlu anılar bugünün acısıdır ya da şu anki sefaletin kökeninde geçmişte yaşanmış coşkunluklar yatar ."
İrade asla ölmez,hep içtendir. İradenin gizemini kim bilebilir? Çünkü Tanrı, tabiatı gereği kudretiyle herşeye hakim olan iradedir. İnsan zayıf iradesi yüzünden kendini meleklere ve ölüme teslim eder.
Karanlığın,Çürüyüşün ve Kızıl ölümün hepsi üzerindeki sonsuz egemenliği başladı.
En cesur insanlara bile tesir edebilecek şeyler vardır. Hayatından tamamen bezmiş ve yaşamakla ölmek arasında tereddüt etmeyenlerin dahi endişe edebilecekleri anlar mevcuttur.
‘Bir gün olsun beni sevmedin; beni yaşarken sevmedin ama ölümümün ardından bana tapacaksın!’
Meşhur Türk atasözüdür, korku dağları bekler."
Veba kentinizi sarmışsa bundan kaçamaz, kendinizi kurtaramazsınız."
Ancak yine de nasıl unutabilirim ki?
Ölüyorum fakat yaşayacağım.
Umut bile umutsuzluğa kapılmıştı.
Mutsuzluğumuzun yegâne nedeni bir başına kalamamamızdır.
Ölüyorum, fakat yaşayacağım."
Kendisi, tek başına, sonsuza dek ve yapayalnız.
Qui n’a plus qu’un moment á vivre n’a plus rien á dissimuler.
Beni böyle perişan eden şey umuttu."
Ya geçmişteki mutlu anılar bugünün acısıdır ya da şu anki sefaletin kökeninde geçmişte yaşanmış coşkunluklar yatar."
Kehanet, daha güçlü olanın zaferi tadacağını ima ettiğinden daha güçsüz ve nüfussuz olan taraf karşısındakine diş biliyordu.
Kendisi, tek başına, sonsuza dek ve yapayalnız.

– Şölen / Platon

Dehşet ve ölüm asırlardır kol geziyor. Öyleyse anlatmam gereken öyküye niye bir tarih vereyim ki?
İnsanların kendi dertlerinden kurtulmayı en çok istediği zamanların başkalarını kurtarmaya en az gönüllü oldukları zamanlar olduğunu bir iç çekişiyle anımsadım.
Ölüm iyi biridir ve evinin kapısı hep açıktır bana.
Hayret etmek bir mutluluktur, düş görmek bir mutluluktur.
En gamsız olanların bile yüreklerinde duygusuz olmayan noktalar bulunur.
Uçuruma son bir dalış yapmadan sonsuzluk uçurumunun üzerinde sürekli gitmek için lanetlenmiş gibiyiz.
Geminin gövdesini, bir denizcinin yaşayan gövdesini büyütmesi gibi büyüten bir deniz vardır.
En gamsız olanların bile yüreklerinde duygusuz olmayan noktalar bulunur.
Zaten gerçek acılar toplumsal değil bireysel olarak yaşananlardır.
Bir dahide bulunan sıradan özelliklere sahipti; asosyal, duyarlı ve ateşli bir yapısı vardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir