George R. R. Martin kitaplarından Kılıçların Fırtınası – Kısım 1 kitap alıntıları sizlerle…
Kılıçların Fırtınası – Kısım 1 Kitap Alıntıları
Dinlenmeye ihtiyacım var, hepsi bu, dinlenmeye ve biraz uyumaya ve belki de biraz ölmeye.
Küllerin arasında kalmış bir köz bile muazzam bir ateş tutuşturabilir.
Koyunlar, nasıl kırpıldıklarının farkına bile varmadan onay dolu seslerle meliyordu.
Tek ses sana yalan söyleyebilir ama birden çok sesin içinde bulunacak bir gerçek mutlaka vardır.
Uzun zamandır açım. Ama yiyecek için değil. Lütfen söyleyin, adalet ne zaman servis edilecek?
Kurt hangi hakla aslanı yargılar? Hangi hakla?
Eğerler için çok geç, kurtarışlar için çok geç, dedi Catelyn. Kalan tek şey intikam.
Zaman zaman en cesur adamlar bile kendilerini kör ederler, görmekten korktuklarında.
“Kralın düğün ziyafetinde yetmiş yedi çeşit yemek servis edileceği söyleniyor.”
“Acıktınız mı prensim?”
“Uzun zamandır açım. Ama yiyecek işin değil. Lütfen söyleyin, adalet ne zaman servis edilecek?”
“Acıktınız mı prensim?”
“Uzun zamandır açım. Ama yiyecek işin değil. Lütfen söyleyin, adalet ne zaman servis edilecek?”
Mağlubiyet hastalıktır ve tedavisi zaferdir.
Mücadeleler Bütün mücadeleleri kazandım ama bir şekilde savaşı kaybediyorum.
Bir şövalye, atlı bir kılıçtır. Geri kalanlar; yeminler, kutsal yağlar ve leydi mendilleri, kılıcın sapına bağlanan ipek şeritlerdir. Sapından ipekler sarkan bir kılıç daha sevimli görünebilir ama o da öldürür.
En büyük aptallar, onlara gülen adamlardan daha akıllıdır genelde.
Hiçbir duvar güvende olmanı sağlayamaz. Bir duvar, onu savunan adam kadar güçlüdür ancak.
Eğer kendilerini koruyamayanları korumayacaklarsa, tanrılar neden krallar ve kraliçeler yaratır?
Dünyanın düzeni. Gerçek her yanda, görmesi kolay. Gece karanlık ve dehşet dolu; gündüz parlak, güzel ve umut dolu. Biri siyah, biri beyaz. Buz var ve ateş var. Nefret ve aşk. Acı ve tatlı. Erkek ve kadın. Izdırap ve zevk. Kış ve yaz. Kötü ve iyi. Ölüm ve yaşam. Her yerde zıtlıklar. Her yerde savaş.
Eski hikayeler eski dostlara benzer. Onları zaman zaman ziyaret etmelisin.
“Ama aşağıda karanlık var; caddelerde, meydanlarda ve dövüş çukurlarında. Ve karanlığın en kötüsü barakalarda; küçük bir çocuğun, erkekliğini kaybettiği gün sahip olduğu köpek yavrusunu yemek artıklarıyla beslediği yerde.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Ghis’in harpiyasının pençelerinde bir yıldırım vardı. Bu, Astapor’un harpiyası.”
Eğer buz yanabiliyorsa, sevgi ve nefret çiftleşebilir. Dağ ya da bataklık, hiç fark etmez. Toprak bütündür.
Rhaegar kahramanca savaştı, Rhaegar asilce savaştı, Rhaegar onuruyla savaştı. Ve Rhaegar öldü.
Her adamın içinde vahşi bir canavar vardır, o adamın eline bir kılıç ya da mızrak verip savaşa gönderdiğinizde canavar uyanır. Uyanması için sadece kan kokusu yeterlidir.
Ejderha Aegon, Batıdiyar’da karaya çıktığında; Vadi’nin, Kaya’nın ve Menzil’in kralları ona bir taç vermek için koşuşturmadı. Eğer Demir Taht’ta oturmaya niyetliyseniz, o tahtı Aegon’un yaptığı gibi kazanmalısınız, çelikle ve ejderha ateşiyle. Ve iş bitmeden önce ellerinizde kan olacağı anlamına gelir bu.
Bir adam, hem bütün hayatı boyunca bir dilencinin kasesinden yemek yiyip hem de erkek kalamaz. Ben Qarth’ta o yemeğin tadına baktım ve bu yeterliydi. Pentos’a elimde bir kaseyle dönmeyeceğim.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dünya, sadece ejderha katili ismini almak için onları memnuniyetle öldürebilecek adamlarla doluydu.
Tyrion zayıflıktan nefret ediyordu, özellikle de kendi zayıflığından. Zayıflık onu utandırıyordu ve utanç öfkelendiriyordu.
Mağlubiyet hastalıktır ve tedavisi zaferdir.
Dünya her gün biraz daha karanlık oluyor.
“Bir kraliçe herkesi dinlemeli,” diye hatırlattı Dany. “Soyluları ve alt tabakadan insanları, güçlüleri ve zayıfları, asilleri ve rüşvetçileri. Tek ses sana yalan söyleyebilir ama birden çok sesin içinde bulunacak bir gerçek mutlaka vardır.” Bunu bir kitapta okumuştu.
Tek ses sana yalan söyleyebilir ama birden çok sesin içinde bulunacak bir gerçek mutlaka vardır.
Özgür olmak tehlikelidir ama pek çok insan tadını sever.
Diyar, bir kral için kız kardeşinden önce gelmeliydi.
En büyük aptallar, onlara gülen adamlardan daha akıllıdır genelde.
Kudretli bir savaşçı bunlar güzel sözler majesteleri, lakin savaşlar güzel sözlerle kazanılmaz.
Doğruyu söylemek gerekirse bütün erkekler soytarıdır ama renkli kıyafetler giyenler taç takanlardan daha komik görünür.
Aynı yıldızlara bakıyoruz ve çok farklı şeyler görüyoruz.
Layığıyla yaptığımız her fiil bir dua olabilir.
“Bazen,” dedi Catelyn yavaşça, “yapabileceğin en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır.
“Eğer duvarlar yüzünden küçük kalıyor olsaydık, köylüler minicik ve krallar dev gibi olurdu.”
“Kiralıklar bana ihanet ediyor, dostlarım kamçılanıp aşağılanıyor ve ben burada yatıp çürüyorum.”
“Bir evlat kaybetmek tahammül edilemeyecek kadar amansız bir şey.”
Zaman zaman en cesur adamlar bile kendilerini kör ederler, görmekten korktuklarında,
Bütün mücadeleleri kazandım ama bir şekilde savaşı kaybediyorum.
Bazen herkesin cesur rolü oynadığını ama gerçekte hiçbirimizin öyle olmadığını düşünüyorum. Belki de rol yaparak cesur olunuyordur, bilmiyorum.
Savaş zamanın başladığı andan beri sürüyor ve savaş bitmeden önce bütün insanlar duracakları tarafı seçmek zorunda.
( )
Biz ya ölümü seçeceğiz ya da hayatı. Karanlığı ya da ışığı.
( )
Biz ya ölümü seçeceğiz ya da hayatı. Karanlığı ya da ışığı.
Dünyanın düzeni. Gerçek her yanda, görmesi kolay. Gece karanlık ve dehşet dolu; gündüz parlak, güzel ve umut dolu. Biri siyah, biri beyaz. Buz var ve ateş var. Nefret ve aşk. Acı ve tatlı. Erkek ve kadın. Izdırap ve zevk. Kış ve yaz. Kötü ve iyi.
Eski hikâyeler eski dostlara benzer Onları zaman zaman ziyaret etmelisin.
Bazı insanlar, sadece yapabildikleri için diğerlerini incitir,
Bazen, dedi Catelyn yavaşça, yapabileceğin en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır..
Sevginin her zaman mantıklı olmadığını öğrendim. Sevgi bize çok aptalca şeyler yaptırabilir ama biz yine de onun peşinden gideriz bizi nereye götürürse oraya
Ya aşk?
Güneş battığında, onun yerini alacak mum yoktur.
Güneş battığında, onun yerini alacak mum yoktur.
Anlamadığın şeyi yargılamaya kalkma
Benim gördüğüm, dünyada hiçbir adam iyilik sayesinde zengin olmaz.
Tek ses sana yalan söyleyebilir ama birden çok sesin içinde bulunacak bir gerçek mutlaka vardır.
Özgür olmak tehlikelidir ama pek çok insan tadını sever.
Sonunda hepimiz için gece çöküyor, bazılarımız için daha erken.
Ben boş bir kabuğum, ölü bir yengeç gibi, içimde hiçbir şey kalmadı.
Bütün bu krallar kılıçlarını bir kenara bırakıp annelerini dinleseler çok daha iyi işler yaparlar.
Zaman zaman en cesur adamlar bile görmekten korktuklarında kendilerini kör ederler.
Mağlubiyet hastalıktır ve tedavisi zaferdir.
Bazen herkesin cesur rolü oynadığını ama gerçekte hiçbirimizin öyle olmadığını düşünüyorum. Belki de rol yaparak cesur olunuyordur.
Bazı insanlar, sadece yapabildikleri için diğerlerini incitir.
Bir adam, hem bütün hayatı boyunca bir dilencinin kasesinden yemek yiyip hem de erkek kalamaz.
“Hiçbir kılıcın kazanamayacağı savaşlar vardır.”
“Hiç istemeden öldürdüğün bir adam da isteyerek öldürdüğün adam kadar ölüdür.”
Eski hikâyeler eski dostlara benzer, onları zaman zaman ziyaret etmelisin.
“En büyük aptallar, onlara gülen adamlardan daha akıllıdır genelde.”
Aynı yıldızlara bakıyoruz ve çok farklı şeyler görüyoruz.
Eski hikayeler eski dostlarla benzer. Onları zaman zaman ziyaret etmelisin.
Bazı insanlar, sadece yapabildikleri için diğerlerini incitir.
Barış güvenden geçer.
Dünya her gün biraz daha karanlık oluyor.
Aslında hiçbir şey bilmiyoruz.