İçeriğe geç

Kendini Tutan Su Kitap Alıntıları – Yalçın Tosun

Yalçın Tosun kitaplarından Kendini Tutan Su kitap alıntıları sizlerle…

Kendini Tutan Su Kitap Alıntıları

hiçbir şey eskimez, evet bu evde
bir benden başka
çünkü herkes biraz hayal kırıklığıdır
ve ağlamak diyorsun,
kendin olmak – ağlamak
yol almak bu kuytuda
sınayıp sınanarak
bilirim – ve hep bildim –
zordur tutunmak kollarına
sırça bir masalın
deli ortancam, balım
susmaların en güzel dudağı
bir rüyadan uyansam
bulsam nadir gülüşünün oklarını
ortasında bağrımın
gece büyürken
ölmemişsen eğer korkudan
belki sevebilirsin
kırılmış aynadaki
bin parça bungun yüzü
içi kıymıkla dolu bir balon olmasaydım
öldürmek ister miydin
aynı iştahla beni
unutmak nedir
– nedir unutmak
yormadan affetmeyi
bir yangın başlatmaktır
her şey biraz hayal kırıklığıdır bu hayatta
içi kıymıkla dolu bir balon olmasaydım
öldürmek ister miydin
aynı iştahla beni
kadınlar bilirim uzak bekleyen
bir yerlerden ucuza bir keder bulup
şafağın dantelli karanlığında
usulca saçlarının ucuna süren
zor olan
parmağında bir iğneyi dik tutup
içi boş bir yalnızlığı
geçirmektir delikten
Akmamak için kendini tutan suyu gördüm.
Henri Michaux
seninle ben
aynı bıçak sırtı masalın
farklı sayfalarındaydık
arada düşmedik desem yalan
düştük, hatta kalkmadık
üşüdüm dün gece
en sevdiğin şarkıyı dinledim
art arda çok kere
‘vazgeçtim dünyadan’ diyormuş kadın
biz anlamadık
hiçbir şey eskimez, evet bu evde
bir benden başka
biliyor musun
-bilmek de ne zor kelime-
her şey biraz hayal kırıklığıdır bu hayatta
bilirim ve hep bildim
zordur tutunmak kollarına
sırça bir masalın
belki tam içindesin
bir nehrin, hep çoğalan
belki de o nehirsin
ne geçmiş, ne gelecek
ne yaşama korkusu
sahi, kim gerçekten bilebilir ki
bir şiirin ne zaman biteceğini
Üşüdüm dün gece
en sevdiğin şarkıyı dinledim
art arda çok kere
‘vazgeçtim dünyadan’ diyormuş kadın

biz anlamadık

üşüdüm dün gece
en sevdiğin şarkıyı dinledim
ard arda çok kere
‘vazgeçtim dünyadan’ diyormuş kadın
biz anlamadık
korkmasaydık dokunurduk belki
birbirimizin hayatlarına
sürüklenip durmazdık sürekli
sahiden inansaydık
eski bir defterin karanlığına
külle yazılmış cümlelerdir
çocukluğum, çocukluğum
tüyden bir kalbin yorgun işçisi
iç çekişin sahte nezaketiyle
bıraktı boşluğa gerçekliğini
sahi, kim gerçekten bilebilir ki
bir şiirin ne zaman biteceğini
Unutmak nedir
-nedir unutmak
yormadan affetmeyi
bir yangın başlatmaktır
“Akmamak için kendini tutan suyu gördüm.”
Henti Michaux
“ Ölüm bile eskiyor, bunu unutmayalım”
“ zor olan
parmağında bir iğneyi dik tutup
içi boş bir yalnızlığı
geçirmektir delikten ”
“ sadece uykusunda sevilmiş bir çocuğun
bir türlü akmayı öğrenememiş gözyaşındaki
öfkesinin deli bal tadını “
“ Çünkü herkes birer hayal kırıklığıdır ”
Ve ağlamak diyorsun,
kendin olmak -ağlamak
yol almak bu kuytuda
sınayıp sınanarak
Ellerinde eskimiş yalandan bir masalla
cakasını satarken,
zaman kendini vurdu
ölüm bile eskiyor, bunu unutmayalım
seninle ben
aynı bıçak sırtı masalın
farklı sayfalarındaydık
arada düşmedik desem yalan,
düştük, hatta kalkamadık
ve sonrası kederin
kabaran bir denizdir
sustukça unutulan
yeni bir yaşamayı ağzımdan taşırarak
bir anda içmeliyim
sarıldıkça üşüyoruz gibiyiz
geceye açılırken
daha fazla düşüyor gibiyiz
tutunmaya çalışırken
ölüm bile eskiyor, bunu unutmayalım
durulmayan sular varsa
eğer bulduysan
gözlerini hiç açma
ne tarafa baksan
bir yılgınlık tortusu
çocukluğum
tüyden bir kalbin yorgun işçisi
unutmak nedir
-nedir unutmak
kendini kavlatırken
zaman uyanışından
Gecede bileylenen
eski bir bıçağım ben

gülüşüm yamalanmış
yüzüme yakışmıyor
gizliyorum herkesten

yüzmez isem tehlikeli sularda
hissederim, bencileyin zararda
durmamalı ortalama, kararda
vasat ilen, karar ilen aşk olmaz
bitmemiş her sevişme
paslı bir iğne gibi
doğrudan kalbe yürür
ilkin adını sevdim, sonra resmini
yaz gecesiydin, ılığı sakin
benzer bir düş misali duruyordun sen
yarınımda bir yerde
hiç umulmadık
ah, ben bilmez miydim oysa öyle geniş omuzlu bir civan bulmayı
kafamı sokarak kumru misali koltuğunun altına
kış gecelerinde sıcacık, yaz gecelerinde serin serin
kokusunu içime çeke çeke

sonra gıcırdarken o yıllanmış ama bir türlü eskimeyen karyola
bilmediği med cezirleri içine sindirerek
bense
geceyi elimden geldiğince uzatarak

her şey biraz hayal kırıklığıdır bu hayatta
hep med cezirsizliktendir
hep med cezirsizlikten
hep

düşünmek birden yollar olmayı
sanki böyle bulunur bu masala son
deli ortancam, balım
susmaların en güzel dudağı
bir rüyadan uyansam
bulsam nadir gülüşünün oklarını
ortasında bağrımın
daha fazla düşüyor gibiyiz
tutunmaya çalışırken
öpmezsem yaram büyür
çocuklar tekinsizdir
annelerse uçurum
olur olmaz düşülür
üşüdüm dün gece
en sevdiğin şarkıyı dinledim
art arda çok kere
ilkin adını sevdim, sonra resmini
yaz gecesiydin, ılığı sakin
benzer bir düş misali duruyordun sen
hiç tanımadığım birini uzanıp öpüvermek için
ansızın içine dolan
ilk kez senin güzel yüzünün yeşerttiği o arzunun
yapışkan
ve kırılgan dokusunu
hepsini
ama hepsini
yazmalıydım
her şey biraz hayal kırıklığıdır bu hayatta
sevişmediğinden de ölür mü insan
ölür elbet
ben öldüm
çünkü herkes biraz hayal kırıklığıdır
ve yolların sonunda kimsenin çıkmaması
yalnızlığın sevdiğin kadına dönük
kuytusunu katleden küçük bir adam
kendini büyüleyen kuyuya bakar
kadınlar bilirim uzak bekleyen
bir yerlerden ucuza bir keder bulup
şafağın dantelli karanlığında
usulca saçlarının ucuna süren
başkası gelmez elinden
durup düşünmek
gülüp sevişmek gelmez
okşasınlar kapanmış yaralarımı
iç çekişten blr tüyle
teklifsiz, biraz sakin
şu karşı kaldırımda çıplak ayak koşalım
ama kalsınlar sonra
sokağın ayazına birlikte karışalım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir