İçeriğe geç

Kendini Bilen Rabb’ini Bilir Kitap Alıntıları – Uğur Koşar

Uğur Koşar kitaplarından Kendini Bilen Rabb’ini Bilir kitap alıntıları sizlerle…

Kendini Bilen Rabb’ini Bilir Kitap Alıntıları

Zihin bizi kullanırsa bir köleyiz, biz onu kullanırsak bir bilgeyiz.
Usta ışık tutmaz,usta ışığı feneri verir ve herkesin kendi yolunu aydınlatmasına vesile olur.Işığı tutacak olan kişinin kendisidir. Yoksa başkalarının ışığı ve doğrularıyla nasıl kendini keşfedebilirsin?
Herşeyi sahiplendiginde her şey yük olmaya başlar. Herşeyi bıraktığında herşey senindir.
Yaradan sevginin kendisidir onun sevgisi koşulsuzdur.
Ne bir seven ol nede sevilen sadece sevgi ol ,en derinden
Içinden en güzel müzikleri çal.Sorunlar seninle dans etmeye başlar.
Kendin olduğunda Allahtan başka kimseye ihtiyacın olmayacaktır.
Mutsuzluğu sadece kullan onun içine girmesine izin verme.
Senin mutluluğunun anlaşılması için arkada siyah bir fona ihtiyacın vardır.Ancak siyahın üzerine beyaz kalemle mutluluk yazdığında onu göreceksin.
Eğer deneyimlemedigin bir hayatı yaşıyorsan o hayatın altında eziliyorsun demektir.
Göz yüzü görür, gönül özü
Ve ölüm dediğin senin sonsuza uyanırsındır
Ben üzgünüm dediğinde ona enerjik atmış olursun onu aktif duruma getirmiş olursun .. Ve beslediğin her neyse büyümeye başlar aç beslersen aşk büyür korku beslersen korku büyür unutma beslenen herşey büyür
Aşk ihtiyaç duymak değil, yüreğini yüreğine açana sunmaktır. İki yüreğin kucaklayarak bir olmasıdır.
Mutlu olduğunuz zamanlarda bütün dünyanın çok daha güzel göründüğünü hissettiniz mi? Oysa sizin bakış açınız dışında gerçekte hiçbir şey değişmemiştir.
Her neden kendi nedenini beraberinde getirir.
Aşk senin ellerinde değil yüreğinde büyür.
Düşünceler yaşamını çalan hırsızlardır.
Yaşam herkese karşı eşittir ve onu farklı kılan insanların bakış açılarıdır.
Yaşam bir karmaşa değildir, yaşam çok kolaydır, onu zor yapan zihindir, zihnini iyi tanı.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Yaşam mutluluk değildir, o bütün duyguların toplamıdır.
Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Zaten insanlar sevap için Allah’a yaklaşmakta.
Gerçek aşık seni özgür kılar, o sevgisiyle seni boğmaz, o senden ne alabilirim değil, sana ne katabilirim düşüncesindedir. O aşkla bütünleşmiş ve aşkın kendisi olmuştur, onun baktığı her yer aşkla doludur. O seni mutlu olmak için kullanıp atmaz, o zaten mutludur ve o mutluluğunu paylaşmak için seninle birlikte gökyüzüne uçmak ister. O seni gökyüzünden indirmez,özgürlüğünü elinden almaz.
Sevgi acı değil, huzur verir.
Gerçek sevgide özgürsündür, gökyüzüne doğru kanatlanıp bulutların üzerinde dansa kalkarsın, yıldızlar senin sevgine tanıktır, gerçek sevgide sen sevgisizliği bile seversin.
Mutluluk tüm çabalarından arındığında hiç beklemediğin bir anda, tıpkı bir bambu ağacı gibi ortaya çıkacaktır.
Her ne tezahür ediyorsa onun peşinden gelecek olanı bekle bu yaşamın kuralıdır.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Çocukların henüz masumiyeti bozulmamıştır, ben onlara aydınlanmış varlıklar derim. Onlar dünyaya aydınlanmış olarak gelirler ve toplum onları karartır.
Çoğu insan aslında gerçek bir ölüdür, onlar yaşamıyorlar, onlar sadece yaşadıklarını sanıyorlar.
Gerçek sevgi sevgisizliği bile sevebilmektir. Sen tüm masumiyetinle sevmeye devam et, tüm güzellikler kapında sıralanacaktır.
Bazen dilin yetmediğini hissettiğin anlar olur; derin sevgide, yoğun öfkede, nefrette, duada. Dilin yetmediği yoğun anlar olur.
Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme; çünkü işte orası gidişatın değişeceği yer ve zamandır.
Senin bazen zor diye gördüklerin aslında dönüm noktan için en uygun zamandır.
Bırak insanlar seni sevmesin,senden nefret etsin, senden utanç duysunlar; kendin ve dürüst olarak yaşaman bir ölü gibi yaşamaktan çok daha yücedir!
Senin tüm bu özel olma çaban, kendini beğenmemekten, kendini sevmemekten, yaşamış olduğun içsel savaştan ortaya çıkmaktadır, yoksa ne diye başkası olmak isteyesin?
Sen özünde kendinle barışık değilsin.
Padişahın biri acemi bir köleyle gemiye binmişti.Köle daha önce hiç deniz görmemiş, gemi yolculuğunun zorluğunu tatmamıştı. Bağırıp çağırmaya, korkusundan titremeye başladı. Feryadını dindirmek için ne kadar çok uğraştılarsa da fayda etmedi. Kölenin bu hali padişahın da keyfini kaçırmıştı artık.
Gemide bulunanlardan hiçbiri onu sakinleştiremedi. Yolcular arasında bir bilge vardı. Padişaha dedi ki: Eğer müsaade ederseniz ben onu bir şekilde sustururum.
Padişah Lütfedersiniz deyince, bilgenin emriyle köleyi denize attılar. Köle, dalgalar arasında yuvarlanarak birkaç defa batıp çıktıktan sonra saçından tutup gemiye doğru çektiler. Gemiye çıkar çıkmaz iki eliyle dümene sarıldı, sonra da sesini kesip bir köşeye oturdu.
Padişah bu durum karşısında çok şaşırdı ve bundaki hikmeti sordu. Bilge dedi ki: Önceden boğulmak acısını tatmadığı için gemideki rahat ve huzuru bilmiyordu.
Her insanın içinde iki tane ağaç vardır, biri mutluluk açar, diğeri hüzün; hangisini sularsan onun meyvesini tadarsın.
Düşünceleri özgür bıraktığında onlar kısa bir süre sonra taşıdıkları enerjinin yoğunluğunu kaybeder ve bitkisel hayata geçerler.Onlara tutunma, onlara enerji verme ve arkasından gelen güzelliklere odaklan.Düşünceleri özgür kıldığında aslında kendini özgür bıraktığını fark edeceksin.
Karşı karşıya kaldığınız aşılması güç sorunları mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz. Çünkü bu sorunlar mevcut düşünce yapınızın ürünleridir.
Bildiğin gibi dua et. Allah’ın nazarında böylesi daha kıymetlidir.
Başkasına medih olan söz sana zemdir.
Din çoğunluk için dışarıda, din çoğunluk için sadece bir görüntüden ibaret ve şunu asla unutma, din içeridedir, şayet onu dışarıda yaşayacaksan din sadece vardır; ama hiçbir anlamı olmayacaktır. O olgunlaşmamıştır. O boş bir buzdolabından farksız kalacaktır, içindeki meyvelerden,sebzelerden, nice güzelliklerden faydalanamayacaksın!
Aşk yürek işidir, gönüle gönülle gidersen çiçekler açar, ona aklınla gidersen açan çiçekler bile solar!
Seni bir çiçek tohumu olarak ekmiştim şu toprağa ve geçen sürede heyecanla açmanı bekledim, sen geldin çiçek açtı
Sen içinden en güzel müzikleri çal, sorunlar seninle dans etmeye en baştan hazırdır!
Sen kâinata koşulsuz ve beklentisiz yüreğinin kapılarını sevgiyle açtığında, o da sana bütün güzellik kapılarını açacaktır!
Bir seferinde öğrencisi Konfüçyüs’e, nasıl mutlu olunacağını, nasıl saadete erişileceğini sormuştu. Konfüçyüs’e ona şöyle cevap verdi: Garip bir soru soruyorsun, bunlar doğal şeylerdir. Hiçbir gül, nasıl bir gül olunacağını sormaz!
Sevgi o kadar sıcaktır ki, en soğuk olumsuz düşünceni bile eriterek sevgiye dönüştürür.
Kendi yüreğine dokunamayan bir insan bir başkasının yüreğine de dokunamaz !
Ölüm dediğin senin sonsuza uyanışındır.
Mutsuzluk, zeki insanın bilgeliğe dönüşüm aracıdır.
Sen mutluluk olduğun zaman önüne çamur da çıksa onun içinde açan nilüfer çiçeklerini görmeye başlayacaksın. O zaman baktığın her şey mutluluğa dönüşecek.
Kendi hayatını yaşamıyorsan yaşadığın hayat senin değildir.
Mutsuz insan yoktur, mutlu olacağına inanmayan insanlar vardır ve insanları yorgun kılan yaşam değil, taşıdıkları maskeleridir.
Kendi yüreğine dokunamayan bir insan başkasının yüreğinede dokunamaz
Benim gözlemlerime göre özürlük bir güneş, kıskanclık güneşin önündeki kara bulut gibidir. Senin içindeki sevgi tohumunun filizlenmesi için özgürlüğün ışığına ihtiyaçın varken kıskanclık bir anda tüm içini karatabilir
Aşıklar hep bir mücadele içindedir;bu yüzden onlar aşkı kacırırlar. Onlar sürekli bir catışma içindedir onlar aşkın kokusunu hissedemezler
Yaşam üzerine fazla geldigi zaman onu zorlama biraz duraksa neler olup bittiğine anlam verme. Mutlaka yanlış bir şey oldu ve düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi varlığınla aynı yolda buluşmadı
Allahü teâlâ der ki, ben ne gökyüzüne, ne arşa ne kürsiye sığdım, sadece mümin kullarının kabine sığdım.
Sevginin içinde açan bir çiçek ol ki dünyan cennete dönsün
Korku senin sevgisizliğini gösterir.Sana çok küçük yaşlarda sevgi yerine korku aşıladılar. Baban, annen, dedelerin , din adamları sana hek yaratıcı dan korkmam için baskı kurdu .Sen sevgi yerine korkuyu tüm hücrelerine yerlestirdin .

Yaradan sevginin merkezidir, O sevginin kaynağıdır, şimdi O’ndan ne diye korkacaksın? O merhametin kaynağıdır, insan merhametin kaynağıdan korkar mı ?

Tam aksine O’nu sevmek gerekir . Korku varsa sevgi nasıl ortaya çıkacak? Korku ve sevgi Nefes almak ve nefes vermek gibidir. Biri içeri girdiğinde diğeri dışarı çıkar . İkisi birden bedenin içinde buluşamaz . Korku sevginin ışığını örten bir kara buluttur, korku varsa sevgi kaybolur.

O halde Yaradan’dan korkuyorsan onu nasıl sevebilirsin ?

Sen çocukken yaşamı seviyordun ve o da sana sımsıkı sarılmıştı; sonra sen büyüdün , yaşamda kusurlar bulmaya başladın , onu kucaklamayı bıraktın; şimdi sen yaşamın elinden tutmadığın için o da sana güzellik kapılarını kapalı tutuyor.

Sen yaşama sevgi dolu gözlerle bakarsan her şey sevgiye dönüşür, eğer sen yaşama kin, nefret , tepki ve ıstırapla bakarsan yaşam senin kâbusun olmaya başlayacaktır. Buna dikkat et!

Şimdi sen özündeki sevgiyi hissetmeden yola çıkıyorsun ve aynı şekilde sevgisiz başka bir insan da sevgiye ulaşmak için seninle ilişki kurmaya çalışıyor , siz birbirinizi sevgiye ulaşmaya çalışan araçlar olarak görüyorsunuz, bu yol sevgiye giden yol değil , bu yol bir ticaret yoludur; o halde gerçek sevgiye nasıl ulaşacaksınız ?
Başına ne gelirse gelsin her şeye rağmen nefes alamaya devam edersin ve şunu çok net anlamanı isterim: ” Nefes almak senin kontrolündeyse , nefes almana kimse engel olamiyorsa aynı şekilde kimse senin mutlu bir hayat sürmene de endgel olamaz. Çünkü nefes almanın basitliği ile mutluluğa dönüşmenin basitliği eşittir, onlar tek bir merkeze bağlıdır ve bunu idrak etmek tüm ıstırapların sonudur. O halde doğum ve ölüm de birdir, onları ayırt eden zihindir. Ve ölüm dediğin senin sonsuzluğa uyanışındir. ”
Niyet duadır, dua ise kaderin içindeki kazayı değiştirir.
Sevginin içinde açan bir çiçek ol ki dünyan cennete dönsün.
Huzurun yolu kalbindir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir