İçeriğe geç

Kelebeğin Kaderi Kitap Alıntıları – Başak Sayan

Başak Sayan kitaplarından Kelebeğin Kaderi kitap alıntıları sizlerle…

Kelebeğin Kaderi Kitap Alıntıları

Yanındaki ile aklındaki farklı olunca mutlu olamaz insan
İnsan zihni garipti. Çoğu kez kendi zihnimizin karanlıklarında ürettiğimiz korkulara dayanarak bakıyorduk her şey. Ve gördüğümüz şeyin ne olduğunu da sahip olduğumuz korkular ve endişeler belirliyordu ne yazık ki.
Acaba gerçek aşk diye bir şey var mıydı gerçekten? Hem zaten ne diye başına gerçek sıfatı eklenmişti ki? Sadece aşk demek kâfi gelmiyor muydu? Demek ki o kadar çok aşk olmayan aşk vardı ki günümüzde, kelimenin başına gerçek sıfatını eklemeye gerek duymuşlardı. Eğer gerçek aşk bu kadar bulunmayan bir şeyse bunca evlenen insan nasıl evlenmişti peki bu durumda?
Kendi varoluşunu herkesten gizleyerek, yalan bir hayat sürdürmenin ve isteklerini, arzularını bastırmanın ne kadar zor bir şey olduğunu tahmin edebiliyordu. Herkesin hayatı zordu aslında
Teşekkürler Tanrım! Verdiğin her şey için çok teşekkürler!
Hayat bizi hep en beklemediğimiz anda, en zayıf noktamızdan sınıyordu.
Her din kendinden olmayanı kâfir görüyor, anlayışla karşılayacağına düşmanlık güdüyordu. Tüm dünyada savaşların çoğu bu nedenle çıkmıştı ne yazık ki.
İnsan ailesini kendi seçemiyordu ama yıllar içinde kendi seçtiği dostlarından bir aile kurabiliyordu kendisine.
Yazar Başak Sayan’ın okuduğum ikinci kitabıydı. Nigahtardan sonra Kelebeğin Kaderinden de çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Kitapta 5 ayrı karekter,başlarına gelen olumsuz olaylar,kader,işaretlerden söz ediliyor. Galiba bende bu kitabı boş yere okumadım. Kitabın bazı bölümlerinde kendi hayatıma dair işaretler de bulduğumu söyleyebilirim. Keyifle okudum. Tavsiye ederim.
Hayatın anlamı bir kişiye yükleyemeyecek kadar derindir.
Bu hayatta en önemli şey taktığın maskelerden kurtulup, özgür olmak ve tutkunun peşinden gitmekti.
Duygular, vücudunun zihninden geçen düşüncelere verdiği tepkidir. Onların esiri olma!
Bağlılık ile bağımlılık arasındaki farka dikkat et. Biri salt sevgiden kaynaklanır diğeri ise değersizlik ve yetersizlik duygusundan. Hangi duygunun seni yönlendirdiğini iyi gözle.
Hepimiz bir başkasının sınavıyız bu dünyada. Hepimiz görünmez bağlarla birbirimize bağlıyız. Doğduğumuz andan sonsuza dek. Unutma, ölüm bir son değildir, başka bir gerçekliğe açılan kapıdır sadece.
Aşk, yakalanması kolay olmayan, kaçılması ise en zor şeydi.
Hayattaki en büyük pişmanlık yaptıklarımıza değil yapmadıklarımıza dair oluyor.
Güç, işte bu yüzden önemliydi bu devirde. Kendi gerçeklerini saklayabilecekleri bir maske.
Unutma,düşünceler kaderindir. Kaderini değiştirmekse senin elinde.
İnsan aslında ne zaman ölür biliyor musun?
İçindeki yaşam kıvılcımını kaybettiğinde.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Olasılıksız görünen bir olayın gerçekleşme ihtimali ile olasılıklı görünen bir olayın gerçekleşmeme ihtimali birbirine eşittir aslında.
İnsan ailesini kendi seçemiyordu ama yıllar içinde kendi seçtiği dostlarından bir aile kurabiliyordu kendisine.
İnsan zihni garipti. Çoğu kez kendi zihnimizin karanlıklarında ürettiğimiz korkulara dayanarak bakıyorduk herşeye.
Alaka-i şedit kalbi demekti aşk, yani kalpten duyulan şiddetli alaka.
Biz istediğimiz kadar plan yapıp duralım,bizden büyük bir sistem var işte hayatta.
Kim bilir, belki de kalp acısına en iyi gelen şey bir çift anlayışlı göz ile sıcak bir sohbettir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kimi seveceğini seçemiyor insan!
Aileler çocuklarını büyütürken matematik, kimya, fizik kadar kendine güvenmeyi öğretip, değerlilik duygularını geliştirecek şekilde davransalar her şey farklı olabilirdi elbette.
Hayatta en önemli şey, sizi olduğunuz gibi kabul eden ve seven insanlardır.
Bazen insan içinde bulunduğu yolun nereye gittiğini görse de o yoldan ayrılmayı göze almıyordu.
belkide aşk bir ihtimali sevmektir.
Senin kendinle ilgili düşüncelerin diğerlerinin düşüncelerini de belirler. Sen kendine saygı duymaya başlarsan diğerleri de sana saygı duymaya başlar. Senin düşüncelerinde ki değişimin yarattığı titreşim gôzle göremediğimiz elektrik dalgaları vasıtasıyla karşındaki insanlar tarafından alınır, tıpkı bir radyo gibi. Ne yayıyorsak onu alıyoruz. Ne yayınlıyorsak diğerleri onu görüyor sadece.
Neye inanıyorsan ya da her neyden korkuyorsan yaşayacağın senaryo odur. Bilinçli düşüncelerden ziyade bilinçsiz düşünceler yönetir sıradan bir insanın hayatını. Bunun için düşünce ve duygu durumunu kontrol altına almalısın. Duyguların düşüncelerini takip edecektir
Hayat bizi hep en beklemediğimiz anda, en zayıf noktamızdan sınıyordu.
Yanındaki ile aklındaki farklı olunca mutlu olamaz insan
Bilinçaltı tıpkı bir video gibidir. Ana rahmine düştüğümüz ilk andan gözlerimizi kapadığımız son ana kadar her saniyeyi daha sonra kullanmak üzere kaydeder. Kaderini değiştirmek istiyorsan bilinçaltındaki inançlarını fark et. Önce kendini bil!
Bir gün, küçük bir kozada minik bir delik açıldı. O an kozayı seyretmekte olan adam, bedenini o delikten dışarıya çıkarmak için çabalayan kelebeğe çok acıyıp yardım etmeye karar verdi. Kozadaki deliği genişleterek içinden çıkmasını sağladı. Ancak dışarı çıkan kelebeğin kanatları bedenine oranla daha küçük, kuru ve buruş buruştu. Şaşıran adam, zamanla kelebeğin kanatlarının gelişeceğini umut ederek beklemeye başladı. Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çünkü hayat suyu, kelebeğin bedeninden kanatlarına ancak kozadan çıkmak için çabaladıkça akabilirdi. Kelebek ömrünün geri kalanını, uçma hayalleri kurarak, kocaman bedeni ve küçücük kanatları ile sürünerek geçirdi. Hiç uçamadı.
belki de aşk, birini hiçbir karşılık beklemeden, savunmasızca ve tamamen teslim olmaktı.
Yanındaki ile aklındaki farklı olduğunda mutlu olamaz insan
İnsan umutlarını kaybedince yaşamaya dair isteği de yok oluyordu!!
İnsan umutlarını kaybedince yaşamaya dair isteği de yok oluyordu.
Hayattaki en zor anlardan biri insanın kendi gerçek kimliğiyle yüzleştiği o andı.
“Para kazanmak gibi bir gerçekle yaşarken idealistlik ancak genç şovenistlere yakışır.”
Eğer hayatının değişmesini istiyorsan kendini değiştirmelisin.
Hayatındaki her şey senin eserin. En kötüleri bile!
“Öyle ya, bu dünyaya gelen herkesin ille de bir aşk bulması gerekmiyordur herhalde! Her birimiz farklı bir nedenle bulunuyor olabiliriz bu dünyada ”
“Belki de aşk, birine hiçbir karşılık beklemeden, savunmasızca ve tamamen teslim olmaktı.”
“Haklısın. Kim bilir, belki de kalp acısına en iyi gelen şey bir çift anlayışlı göz ile sıcak bir sohbettir.”
Yanındaki ile aklındaki farklı olduğunda mutlu olamaz insan.
En acı olaylar bile senin gitmen gereken noktaya gidebilmen için oluyor, unutma!
Her olay bizi gitmemiz gereken noktaya götüren bir araçtır sadece.
Çoğu kez kendi zihnimizin karanlıklarında ürettiğimiz korkulara dayanarak bakıyorduk her şeye. Ve gördüğümüz şeyin ne olduğunu da sahip olduğumuz korkular ve endişeler belirliyordu ne yazık ki.
Bazen doğru insanlarla yanlış zamanda karşılaşıyoruz, bazen de yanlış insanlarla doğru zamanda.
Eğer bir şey senin kaderinse tüm evren bunun için işbirliği yapardı.
Yoksa siz başınıza gelen her şeyin tesadüf olduğunu mu zannediyorsunuz?
Şifa demişti rahip. Kişinin izni olmadan yapılamaz. İnsan ancak kendisi isterse iyileşebilir. Şifacı sadece dengeleyicidir.
Aşk yakalanması kolay olmayan, kaçılması ise en zor şeydi.
Unutma düşünceler kaderindir. Kaderini değiştirmek ise senin elinde.
Sen farkında olsan da olmasan da tüm hayatını senin düşüncelerin yönetir. Bu düşüncelere uygun tecrübeleri yaratırsın hayatında.
”Düşünceler ve duygular bizim kaderimizdir. Hayatında gördüğün iyi ya da kötü her olay, her insan, her durum senin ruhunun dışarıya yansımış halidir, ete kemiğe bürünmesidir. Tüm dünya senin yansımandır. Eğer hayatının değişmesini istiyorsan kendini değiştirmelisin.”
.hepimiz birbirimizin hayatlarındaki oyunculardan ibarettik sadece. Oynanan dev bir oyunun içinde, oyun oynadığımızdan habersiz her şeyi ciddiye alarak yaşayan Tanrı parçaları.
Belki de aşk, birine hiçbir karşılık beklemeden, savunmasızca ve tamamen teslim olmaktı.
Haklısın. Kim bilir, belki de kalp acısına en iyi gelen şey bir çift göz ile sıcak bir sohbettir.
Bazen..
Bir ruh bu dünyaya sadece tek bir kişiyi uyandırmak ve onun yapması gereken göreve başlamasına sebep olmak için bedenlenir bu dünyada..
‘Düşünceler kaderindir.’
Her şey olması gerektiği gibi gerçekleşir bu hayatta.
Karşına çıkan her insan aslında hep aynı insan. aynı maskeyi takan ancak farklı yüzlerle karşına çıkan kişinin gerçekte kim olduğunu fark etmeye çalış. İyice bak ona! O senin içindeki korkularının ve inançlarının vücut bulmuş hali! Sensin o! Hep kendinle karşılaşıyorsun aslında!
Ne garip ölüm sadece kalpte gerçekleşebiliyormuş meğerse. Hiçbir acı kalıcı değilmiş gerçekten.
Asla geçmeyeceğini düşündü o derin acıdan eser kalmamıştı içinde. Acı giderken kalan son duygu kırıntılarını da götürmüştü beraberinde.
Hayatın anlamı ne?
Canları yanan kadınlar ne kadar severlerse sevsinler, karşılarındakinin canını yakmadan duramazlar.
Hepimiz birbirimizin hayatlarında oynamamız gereken rolleri oynayan oyunculardan ibaretiz.
Biri sadece özlemle var olabilir, diğeri ise güven ve yakınlıkla .
Özlem bir noktada tükeniyordu. Çünkü insanın aslında yegane ihtiyacı güven ve yakınlıktı.
Tanrı onları bir araya getirmişti getirmesine ama araya öyle büyük engellerde koymuştu ki bunun nedenini anlayamıyordu.
Yanındaki ile aklındaki farklı olduğunda mutlu olamaz insan.
Eğer bir şey senin kaderinse tüm evren bunun için işbirliği yapar.
Kocaman evrende minicik bir toz zerresiyiz aslında.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir