İçeriğe geç

Kaybedilmiş Bir Bahistir Yaşamak-Charles Bukowski Kitap Alıntıları – Hikmet Aykan

Hikmet Aykan kitaplarından Kaybedilmiş Bir Bahistir Yaşamak-Charles Bukowski kitap alıntıları sizlerle…

Kaybedilmiş Bir Bahistir Yaşamak-Charles Bukowski Kitap Alıntıları

Hepinizin içtiği su miktarından fazla alkol tükettim.
Bir melek miydi, yoksa beni kıskançlıktan çıldırtmak isteyen bir şeytan mı?
Fakat bu kadın beni adam etmeye yemin etmişti.
Çevremde mutsuz kadın görmeye tahammül edemem.
Muhteşem düşünceler ve muhteşem kadınlar asla kalıcı değildir.
Yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan, hazırsın demektir.
Artık mutsuz olabilirsin.
Kadınlardan yana şanslı olmak lazım.
Çünkü onlarla tesadüfen tanışırsınız.
Ama yemin ettim, bir gün ben de mutlu olacaktım.
Ancak sarhoşken özgür olabiliyorum.
Serserilerin yanında rahatımdır.
Çünkü ben de serseriyim.
Eğer bir şey, içinizden gelmiyorsa, kafanıza yatmıyorsa, ya da ne bileyim mideniz almıyorsa yapmayın. Ben öyle yaptım
İnsanlardan nefret etmem Sadece etrafta olmamalarını tercih ederim.
Demokrasi ve diktatörlük arasındaki fark nedir bilir misiniz?

Demokraside önce oy verirsiniz, sonra emir alırsınız; ama diktatörlüklerde zamanınızı oy vermekle harcamnazsınız.

Şiir donuk ve sahte bir şeydir, baziları şairlerin çok özel ve kıymetli insanlar olduğunu söylüyor, hadi oradan.

Şairler genellikle hedefine ulaşamamış sakat dizeler yazan aptal ve bir boka yaramayan dallamalardır.

Ölümsüz olduklarını zannederler, hiçbir zaman olamayacakları bir ölümsüzlük peşindeler.

Çünkü zavallıdırlar ve bir bok yazamazlar. Tek iyi bir mısra bile yazamazlar.

Yazar dediğin herifin hiçbir sorumluluğu yoktur.

Tek istedikleri iyi bir sevişme ya da iyi bir mastürbasyon ve iyi bir iki satır yazmaktır.

On yıl boyunca sarhoş gezdim ama yine yazdım.İyi olduğumdan değil, onlar çok kötü oldukları için yazmaya devam ettim.

Hâlâ da iyi değilim

Ama onlar hâlâ çok kötü. Hâlâ iyi birinin çıkmasını bekliyoruz.

Şiir zorlama bir üretimdir.
Şairler narin tiplerdir Kavgadan hoşlanmayan yarı eşcinsellerdir.

Benim yazdıklarıma gelince:

Ben fabrika işçisine bağırıp çağıran kadını yazarım.

Dördüncü romanım Ekmek Arası 1982’de yayınlandı.

İstisnasız herkes bunun benim en güzel romanım olduğu söylenir.

Kendi çocukluğumu, babamı, asosyalliğimi, ergenliğimi, fakirliğimi, baskıyı anlattım.

Hayatın acımazlığını, kötülüğünü, eşitsizliğini anlattım.

Ama aslına bakarsanız çok eğlenceli bir kitaptır.

Özellikle hayatınızda işler ters gittiğinde okuyun, derim.

Yakında yetmiş yaşıma gireceğim.

Hepinizin içtiği su miktarından fazla alkol tükettim.

Artık barlara takılıp kavga çıkaracak yaşı geçtim.

Bir bar görsem kusacak gibi oluyorum.

Neyse, hadi şerefe

Yarın yine daktilomun başına geçeceğim, kâğıdı takacağım ve yine yazacağım. Tuşların tıkırtısı, radyoda klasik müzik, solumda bir şişe şarap.

Bundan daha iyi bir iş düşünemiyorum. Çok şanslıyım.

Fakat bu aralar kendimi çok iyi hissetmiyorum. İştahım yok. Kilo vermeye başladım. Uyuyamıyorum.

Bağışlayın beni, siz benim ruhumu aldınız, ben de sizin paranızı.

Kadınlardan yana sanşlı olmak lazım.
Çünkü onlarla tesadüfen tanişirsınız.
Sağa dönersin bir kadın,sola dönersin bir başkasıyla
Tümüyle rasrlantıdır doğru kadını bulmanız.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İhtiyacım olan her şey hayattadır. İçmek, yazmak ve seks
Yaşamak ölmekten daha çok cesaret gerektirir bazen .
İnsanlardan nefret etmem Sadece etrafta olmamalarını tercih ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir