Jose Eduardo Agualusa kitaplarından Kaş Unudaydım kitap alıntıları sizlerle…
Kaş Unudaydım Kitap Alıntıları
Güvercinin yolunu gözleyen kadını düşünüyorum.Postaya güvenmiyor mu ya da artık posta yok mu?Telefona güvenmiyor mu ya da artık telefonlar çalışmıyor mu?İnsanlara güvenmiyor orası kesin.İnsanlık hiçbir zaman iyi olmayı beceremedi.
Tanrı, fakir insanlar mutlu olabilsinler diye müziği yarattı.
“Konuşmak ölüleri sakinleştirir.”
“Bunu da mı annenden öğrendin?”
“Evet. Annem ben çocukken öldü. Terk edildim. Onunla konuşuyorum ama onun beni koruyan ellerinin yokluğunu hissediyorum hala.”
“Sen daha çocuksun.”
“Büyükanne, annemin kollarından uzakta nasıl çocuk olabilirim?”
“Bunu da mı annenden öğrendin?”
“Evet. Annem ben çocukken öldü. Terk edildim. Onunla konuşuyorum ama onun beni koruyan ellerinin yokluğunu hissediyorum hala.”
“Sen daha çocuksun.”
“Büyükanne, annemin kollarından uzakta nasıl çocuk olabilirim?”
“Bundan şüphem yok.
Burada ve her yerde.
Sonunda kadınlar tüm güce sahip olacaklar.”
Burada ve her yerde.
Sonunda kadınlar tüm güce sahip olacaklar.”
Daha önce defalarca okuduğum sayfaları okuyorum, ama artık aynı değiller. Okurken hata yapıyorum ve bazen bu hatalarda inanılmaz doğrular buluyorum.
Hatalarda sıklıkla kendimi buluyorum.
Bu hatalar bazı sayfaları daha da anlamlandırıyor.
Hatalarda sıklıkla kendimi buluyorum.
Bu hatalar bazı sayfaları daha da anlamlandırıyor.
İnsanlar bulutlara baktığında gerçek biçimlerini göremiyorlar.
İnsanlar, kalpleri neyin özlemini duyuyorsa onu görüyorlar.
İnsanlar, kalpleri neyin özlemini duyuyorsa onu görüyorlar.
“Geçecek hepsi yoldaş, kötülük bile dinlenmeye ihtiyaç duyar.”
Herkesin gördüğü, görünmez olur.
herkesin gördügü görünmez olur
“İnsanları sevmiyor musun? Ben de insanları sevmiyorum.”
İyi bir hikayesi olan insan neredeyse kraldır.
“Bu ülkenin içi dışına çıktı, dürüst insanlar günahkârların suçlarının bedelini ödüyorlar.”
“…birinin özgürlüğünden mahrum olduğu bir yerde kimse özgür değildir. “
Hayata hiçbir anlam atfetmese bile yaşamaya devam edeceğini bilmek onu köşeye sıkıştırmıştı.
Nasıl açıklasın ki canını acıtan şeyin kaybettiği çocukluğu olduğunu?
İnsanlar, kalpleri neyin özlemini duyuyorsa onu görüyorlar.
İnsanlık hiçbir zaman iyi olmayı beceremedi.
kendine daha fazla işkence etme. hatalarımız bize doğru yolu gösterir .Belki de unutma ihtiyacımız vardır. unutmayı denemeliyiz
Hatalarımız bize doğru yolu gösterir.
Aslında yeterince eğitimli insan var, eksik olan sağduyu
Işık bile onun gülüşüne eşlik ediyor gibiydi.
Kadın kaçmak istiyor. Bu parçalanan ülkeden, boğucu bir evlilikten, başkasının ayakkabısı gibi ayağını sıkan bir gelecekten.
Kendimi dışarıdaki insanlardan çok köpeğime yakın hissediyorum.
Aslında yeterince eğitimli insan var, eksik olan şey sağduyu.
Sen ve arkadaşların büyük kelimelerle ağzınızı dolduruyorsunuz: Sosyal adalet, özgürlük, devrim Ne var ki bu süreçte insanlar hapishanelerde çürüyor, hasta oluyor ve ölüyorlar. Söylemler karın doyurmuyor. İnsanların asıl ihtiyacı olan şey taze sebze ve lezzetli bir Muzonguê, en azından haftada bir kez. İnsanları yemek masasına oturtmakla başlayan devrimlere inanıyorum.
..deli taklidi yaptı. Ne var ki birinin delirmesi yalnızca, diğerlerinin onun deliliğine inanmasına ve bu süreçte kişinin de gerçekten biraz delirmesine bağlıdır.
“Kendimi güneşte açan çiçekler, rüzgarın taşıdığı polenler gibi hissettim. Uyandım ve yalnızdım. Uyurken rüyamızda uyuduğumuzu görüyorsak, görebiliyorsak, gözümüzü açtığımızda da daha bilincinde olduğumuz bir gerçekliğe uyanabilir miyiz?”
“Başkaları tarafından özlenen insanlar cennete giderler. Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir”
İnsanlar bulutlara baktığında gerçek biçimlerini göremiyorlar. İnsanlar, kalpleri neyin özlemini duyuyorsa onu görüyorlar.
Bir insanın yaşamak için hayatı boyunca biriktirdiği kitapları yakması ne tuhaf;ama yakınca unutuluyor mu.
İnsanlar bulutlara baktıklarında gerçek biçimlerini göremiyorlar
ya da zaten bir biçimleri yok,çünkü her an değişim halindeler.
ya da zaten bir biçimleri yok,çünkü her an değişim halindeler.
İnsanlar kalpleri neyin özlemini duyuyorsa onu görüyorlar..
Mutlu bir çocukluğa sahip insanların genellikle çözülmesi zordur.
Başkaları tarafından özlenen insanlar cennete giderler. Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir.
Sen ve arkadaşların büyük kelimelerle ağzınızı dolduruyorsunuz: Sosyal adalet, özgürlük, devrim. Ne var ki bu süreçte insanlar hapishanelerde çürüyor,
hasta oluyor ve ölüyorlar. Söylemler karın doyurmuyor insanların asıl ihtiyacı olan șey taze sebze ve lezzetli bir
Muzonguè, en azindan haftada bir kez. İnsanları yemek masasına oturtmakla başlayan devrimlere inanıyorum.
hasta oluyor ve ölüyorlar. Söylemler karın doyurmuyor insanların asıl ihtiyacı olan șey taze sebze ve lezzetli bir
Muzonguè, en azindan haftada bir kez. İnsanları yemek masasına oturtmakla başlayan devrimlere inanıyorum.
Tanrı, fakir insanlar mutlu olabilsinler diye müziği yarattı.
Bütün evi muazzam bir kitaba dönüştürdüğümü fark ettim. Kütüphane yandıktan sonra, ben öldükten sonra, artakalanlar benim sesim olacak. Bu ev, bütün duvarlar benim sesim.
Aslında yeterince eğitimli insan var, eksik olan şey sağduyu.
Bütün evi muazzam bir kitaba dönüştürdüğümü fark ettim. Kütüphane yandıktan sonra, ben öldükten sonra, artakalanlar benim sesim olacak. Bu ev, bütün duvarlar benim sesim.
İnsanları yemek masasına oturtmakla başlayan devrimlere inanıyorum.
Geçecek hepsi yoldaş,kötülük bile dinlenmeye ihtiyaç duyar.
Başkaları tarafından özlenen insanlar cennete giderler. Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir.
Başkaları tarafından özlenen insanlar cennete giderler. Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir.
Birinin özgürlüğünden mahrum olduğu bir yerde kimse özgür değildir.
Bundan şüphem yok. Burada ve her yerde. Sonunda
kadınlar tüm güce sahip olacaklar.
kadınlar tüm güce sahip olacaklar.
Daha önce defalarca okuduğum sayfaları okuyorum, ama artık aynı değiller. Okurken hata yapıyorum ve bazen bu hatalarda inanılmaz doğrular buluyorum. Hatalarda sıklıkla kendimi buluyorum.
Ben bir başına düşünceli istiridye
Burada incilerimle birlikte
Burada incilerimle birlikte
Parçaları, denizin derinliklerinde
Geçecek hepsi yoldaş, kötülük bile dinlenmeye ihtiyaç duyar.
”Nasıl açıklansın ki canını acıtan şeyin kaybettiği çocukluğu olduğunu? ”
”İnsanlar bulutlara baktığında gerçek biçimlerini göremiyorlar,-ya da zaten bir biçimleri yok, çünkü her an değişim halindedirler. İnsanlar, kalpleri neyin özlemini duyuyorsa onu görüyorlar. ”
”İyi bir hikayesi olan insan neredeyse kraldır. ”
”Büyükanne, annemin kollarından uzakta nasıl çocuk olabilirim? ”
”Doğruluk, yalan söylemeyi bilmeyenin tabansız ayakkabısıdır. ”
”Tabii bu göreceli bir özgürlüktü, Küçük Şef’in dediği gibi; birinin özgürlüğünden mahrum olduğu bir yerde kimse özgür değildir. ”
”Başkaları tarafından özlenen insanlar cennete giderler. Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir. ”
Aslında yeterince eğitimli insan var, eksik olan sağduyu.
Ben delinin tekiyim!
Yeterince değilsin, gerçek bir deli biraz daha temkinli görünmeye çalışırdı.’
Yeterince değilsin, gerçek bir deli biraz daha temkinli görünmeye çalışırdı.’
Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir.
Tanrı, fakir insanlar mutlu olabilsinler diye müziği yarattı.
Birinin özgürlüğünden mahrum olduğu bir yerde kimse özgür değildir.
Daima neşesizlikten ölürüz, ya da bu, ruhumuz bizi aldattığında gerçekleşir.
Birinin delirmesi yalnızca, diğerlerinin onun deliliğine inanmasına ve bu süreçte kişinin de gerçekten biraz delirmesine bağlıdır.
Herkesin gördüğü görünmez olur.
Kendine fazla işkence etme. Hatalarımız bize doğru yolu gösterir. Belki de unutmaya ihtiyacımız vardır. Unutmayı denemeliyiz.
Başkaları tarafından özlenen insanlar cennete giderler. Cennet, başkalarının kalbinde işgal ettiğimiz yerdir.
Birinin özgürlüğünden mahrum olduğu yerde kimse özgür değildir.
Şimdi,saçlarıma aklar düştükçe,biri kafamın içinde eski bir fotoğraf albümünün sayfalarını çeviriyormuşçasına canlılığını koruyan anıların hücumuna uğruyorum.
Hata yapıyorum ve bazen bu hatalarda inanılmaz doğrular buluyorum. Hatalarda sıklıkla kendimi buluyorum.
İnsanları yemek masasına oturtmakla başlayan devrimlere inanıyorum.