İçeriğe geç

Kargalar Meclisi Kitap Alıntıları – Leigh Bardugo

Leigh Bardugo kitaplarından Kargalar Meclisi kitap alıntıları sizlerle…

Kargalar Meclisi Kitap Alıntıları

Onurlu bir insana rüşvet veremez ya da zorbalık edemezsin.
Eʀᴛᴇꜱɪ ꜱᴀʙᴀʜ, Nɪɴᴀ’ɴıɴ ᴜʏᴋᴜ ᴀʟışᴋᴀɴʟıᴋʟᴀʀıɴᴅᴀɴ ʙᴀʜꜱᴇᴅᴇʀᴇᴋ ᴠᴇ öʟüᴍᴄüʟ çᴜᴋᴜʀʟᴀʀıɴ ᴀʀᴀꜱıɴᴅᴀᴋɪ ꜱᴀğʟᴀᴍ ᴢᴇᴍɪɴᴅᴇɴ ᴀʏʀıʟᴍᴀʏᴀʀᴀᴋ ᴅᴇʀɪɴ ʏᴀʀıᴋʟᴀʀʟᴀ ᴅᴏʟᴜ ʙɪʀ ʙᴜᴢ ᴛᴀʀʟᴀꜱıɴᴅᴀɴ ɢᴇçᴍɪşʟᴇʀᴅɪ.

“Kᴇɴᴅɪɴᴇ ɴᴀꜱıʟ ᴏʟᴜʏᴏʀ ᴅᴀ ᴀꜱᴋᴇʀ ᴅɪʏᴇʙɪʟɪʏᴏʀꜱᴜɴ? Bıʀᴀᴋꜱᴀᴍ öğʟᴇɴᴇ ᴋᴀᴅᴀʀ ᴜʏᴜʏᴀᴄᴀᴋꜱıɴ.”

“Nᴇ ᴀʟᴀᴋᴀꜱı ᴠᴀʀ?”

“Dɪꜱɪᴘʟɪɴ. Rᴜᴛɪɴ. Bᴜɴʟᴀʀ ꜱᴇɴɪɴ ɪçɪɴ ʙɪʀ ᴀɴʟᴀᴍ ɪғᴀᴅᴇ ᴇᴅɪʏᴏʀ ᴍᴜ?
Dᴊᴇʟ, ᴛᴇᴋ ʙᴀşıᴍᴀ ʙɪʀ ʏᴀᴛᴀᴋᴛᴀ ᴜʏᴜᴍᴀᴋ ɪçɪɴ ꜱᴀʙıʀꜱıᴢʟᴀɴıʏᴏʀᴜᴍ.”

“Yᴀ, ɴᴇ ᴅᴇᴍᴇᴢꜱɪɴ,” ᴅᴇᴍɪşᴛɪ Nɪɴᴀ.
“Bᴇɴɪᴍʟᴇ ᴜʏᴜᴍᴀᴋᴛᴀɴ ɴᴇ ᴋᴀᴅᴀʀ ɴᴇғʀᴇᴛ ᴇᴛᴛɪğɪɴɪ ʜɪꜱꜱᴇᴅᴇʙɪʟɪʏᴏʀᴜᴍ. Hᴇʀ ꜱᴀʙᴀʜ ʜɪꜱꜱᴇᴅɪʏᴏʀᴜᴍ ᴏɴᴜ.”

Mᴀᴛᴛʜɪᴀꜱ ᴋıᴘᴋıʀᴍıᴢı ᴋᴇꜱɪʟᴍɪşᴛɪ.
“Nᴇᴅᴇɴ ʙöʏʟᴇ şᴇʏʟᴇʀ ꜱöʏʟüʏᴏʀꜱᴜɴ?”

“Çüɴᴋü ᴋıᴢᴀʀᴍᴀɴ ʜᴏşᴜᴍᴀ ɢɪᴅɪʏᴏʀ.”

Hırsızların kafalarından ne geçtiğini kim bilebilir ki?”
“Kibir, tehlikeli bir hastalıktır.
Sen normal değilsin, Brekker. Senin ne olduğunu bilmiyorum ama bir sorunun olduğu besbelli.”
Utanç paradan daha kıymetlidir.
Bir sır, paradan farklıdır. Elden çıkarıldığında değerini kaybeder.
.”Adamın cüzdanını çalmanın en kolay yolu ona saatini çalacağınıza söylemektir. Dikkatini çeker ve istediğiniz yere yöneltirsiniz.”
Acımasız olduğu için Kaz’a kızmak, sıcak ol­duğu için bir sobaya kızmaktan farksız.
Peki ya Kaz Brekker hakkında?”
“Vicdandan tamamen yoksun bir yalancı ve bir hırsızdır.
Fakat onunla yapacağın anlaşmaya sonuna kadar sadık kalır.”
Kaderimiz senin elinde, Bay Brekker. Başarısız olur­san bunun bedelini bütün dünya ödeyecek.”
“Ah, durum daha da vahim, Van Eck. Başarısız olursam pa­ramı alamam.
“İnsanoğlu ihtiyaç duyana kadar Tanrılarla alay eder, Kaz.”
“Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker.”
“Evet, ödeyeceğim,” dedi Kaz, “bu dünyada adalet diye bir
şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu
hepimiz biliyoruz.”
Öylesi daha kolayına geliyor; biliyorum, Geels. Fakat bana
aptal ayağına yatma.”
“Her insan bir kasadır; sırlar ve özlemlerin içinde saklandığı. Kimileri kaba kuvvet kullanırlar. Ben ise daha kibar bir yaklaşımı tercih ederim; doğru zamanda, doğru yere, doğru baskıyı uygulayacaksın. Hassas bir iş.”
“Ben bir iş adamıyım.” demişti Inej’e. “Ne eksik ne fazla.”
“Sen bir hırsızsın, Kaz.”
“Ben de öyle demedim mi zaten?”
Joost’un iki sorunu var: ay ve bıyığı
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Inej gülmüştü. Kaz o sesi bir şişeye kapatıp her gece onunla sarhoş olabilseydi yapardı.
Gitmek istediğin yere varmadan önce nereye gideceğine karar vermelisin.
Kalp bir oktur. Doğru yere gitmek için bir hedefe ihtiyacı vardır.
Bu gemideki herkesi, damarlarında akan kanı duyabiliyorum. Kaz’ın sana baktığında soluk alış verişlerinin değiştiğini duyabiliyorum.
İşin sırrı, yere serilmekte, demişti Kaz gülerek. Hayır, Kaz, demişti Inej, işin sırrı tekrar doğrulmakta.
Ona sayısız defalar hayatını emanet etmiş olmasına karşın bu utancı emanet etmek çok daha korkutucu geliyordu.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Duanı istemiyorum, dedi Kaz.
Ne istiyorsun öyleyse?
Eski yanıtlar hemen aklına geldi. Para. İntikam. Jordie’nin kafamın içindeki sesinin sonsuza dek susmasını. Fakat içinde farklı bir yanıt oluştu ; şiddetli, ısrarcı ve nahoş. Seni, Inej. Seni.
Kader ağlarını hepimiz için örer, Kaz.
Seni ailenden koparıp Ketterdam’da bir zevk evine düşüren de kader miydi? Yoksa kötü talih mi?
Henüz emin değilim. demişti soğuk bir tavırla. Böyle anlarda Kaz, Inej’in ondan nefret edebileceğini düşünürdü.
Kaderimiz senin elinde, Bay Brekker. Başarısız olursan bunun bedelini bütün dünya ödeyecek.
Ah, durum daha da vahim, Van Eck. Başarısız olursam paramı alamam.
Her insan bir kasadır; sırlar ve özlemlerin içinde sakladığı. Kimileri kaba kuvvet kullanırlar. Ben ise daha kibar bir yaklaşımı tercih ederim; doğru zamanda, doğru yere doğru baskıyı uygulayacaksın. Hassas bir iş.
Hep benzetmelerle mi konuşursun, Bay Brekker?
Kaz gülümsedi. Ben benzetme yapmadım.
Peki, sen hangi Tanrı’ya hizmet ediyorsun o zaman?
Hangisi bana talih bahşederse ona.
Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker
Evet, ödeyeceğim, dedi Kaz, bu dünyada adalet diye bir şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu hepimiz biliyoruz.
“Jer molle pe oonet. Enel mördje nej afva trohem verret.”
‘Ben seni korumak için varım. Buna ancak ölüm engel olabilir.’
Wanden olstrum end kendesorum.
Bir Fjerda deyişinin ilk kısmıydı: Su, işitir ve anlar. Kulağa oldukça kibar geliyordu ama Matthias, Nina’nın deyişin geri kalanıyla aşina olduğunu biliyordu.
İsen ne bejstrum, diye tamamladı Nina. ‘Su, işitir ve anlar. Buz affetmez.’
“Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker.”
“Evet, ödeyeceğim,” dedi Kaz, “bu dünyada adalet diye bir
şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu
hepimiz biliyoruz.”
“Gerçekler hayal gücü olmayanlar içindir.”
“… Kısacık hayatlarınız ve zavallı önyargılarınızla zayıf ve yumuşaksınız…”
“Çünkü bizim suçumuz var olmamız. Bizim suçumuz kendimiz olmamız.”
“Her insan bir kasadır; sırlar ve özlemlerin içinde saklandığı…”
“I will have you without armour, Kaz Brekker. Or I will not have you at all.”
O sesi bir şişeye kapatıp her gece onunla sarhoş olabilseydi yapardı.
Bir adamın cüzdanını çalmanın en kolay yolu nedir? dedi Kaz.
Boğazına bıçak dayamak? diye sordu İnej.
Sırtına silah dayamak? dedi Jesper.
İçkisine zehir katmak? diye önerdi Nina.
Kaz gözlerini devirdi. Bir adamın cüzdanın çalmanın en kolay yolu ona saatini çalacağınızı söylemektir. Dikkatini çeker ve istediğiniz yere yöneltirsiniz.
“Peki, sen hangi Tanrı’ya hizmet ediyorsun o zaman?”
“Hangisi bana talih bahşederse ona.
Yapılan hiçbir iyilik karşılıksız değildi.
Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker
Evet, ödeyeceğim, dedi Kaz, bu dünyada adalet diye bir şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu hepimiz biliyoruz.
Kalp bir oktur, doğru yere gitmek için hedefe ihtiyacı vardır
“Ne zamandır hiçliğe tutunuyorsun?”
İnsanoğlu ihtiyaç duyana kadar tanrılarla alay eder, Kaz.
Aşk
Bağrınıza bastığınız ama sonrasında başınızdan atamadığınız bir misafir gibiydi…
Bir adamın cüzdanını çalmanın en kolay yolu ona saatini çalacağınızı söylemektir.
Kendine güldü. Aşkın kimsenin başına gelmesini istemezdi. Bağrınıza bastığınız ama sonrasında başınızdan atamadığınız bir misafir gibiydi.
Pek çok çocuk sana çiçek verecek. Fakat bir gün, en sevdiğin çiçeği, en sevdiğin şarkıyı, en sevdiğin tatlıyı öğrenen bir çocukla tanışacaksın. Ve sana onların hiçbirini veremeyecek kadar fakir biri bile olsa bunun önemi kalmayacak; çünkü o, seni başka kimsenin tanımadığı gibi tanımak için emek vermiş olacak. Sadece o çocuk senin kalbini kazanacak.
Ben bir iş adamıyım, demişti Inej’e. Ne eksik ne fazla.
Sen bir hırsızsın, Kaz.
Ben de öyle demedim mi zaten?
“bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, brekker.”
“evet, ödeyeceğim,” dedi kaz, “bu dünyada adalet diye bir şey varsa elbette. fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu hepimiz biliyoruz.”
Kararlı ol, derdi. Gitmek istediğin yere varmadan önce nereye gideceğine kadar vermelisin.
Kalp bir oktur. Doğru yere gitmek için bir hedefe ihtiyacı vardır.
Nasıl yaşadıysak öyle ölürüz o zaman bizde Bir dava uğrunda.
Birini öldürdün mü?
Hayır.
Öldürmeyi düşündün mü?
Her gece.
“Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker.”
“Evet, ödeyeceğim, bu dünyada adalet diye bir şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu hepimiz biliyoruz.”
Bir sır, paradan farklıdır. Elden çıkarıldığında değerini kaybeder.
Pek çok çocuk sana çiçek verecek. Fakat bir gün, en sevdiğin çiçeği, en sevdiğin şarkıyı, en sevdiğin tatlıyı öğrenen bir çocukla tanışacaksın. Ve sana onların hiçbirini veremeyecek kadar fakir biri bile olsa bunun önemi olmayacak; çünkü o, seni başka kimsenin tanımadığı gibi tanımak için emek vermiş olacak. Sadece o çocuk senin kalbini kazanacak.
İnsanoğlu ihtiyaç duyana kadar Tanrılarla alay eder.
Masum insanları aldatmak gurur duyulacak bir meziyet değildir.
Bir gün bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, Brekker.
Evet, ödeyeceğim, dedi Kaz, bu dünyada adalet diye bir şey varsa elbette. Fakat bunun ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu hepimiz biliyoruz.
Kibir, tehlikeli bir hastalıktır.
Ben bir iş adamıyım demişti İnej’e. Ne eksik ne fazla.
Sen bir hırsızsın Kaz.
Ben de öyle demedim mi zaten ?
Yatağına uzanıp dua etmeye çalışmış ama sihirbazın bozuk parasından başka hiçbirşey düşünememişti; az önce orada olan para bir anda yok oluvermişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir