İçeriğe geç

Karanlığın İçinden Kitap Alıntıları – Alexandra Bracken

Alexandra Bracken kitaplarından Karanlığın İçinden kitap alıntıları sizlerle…

Karanlığın İçinden Kitap Alıntıları

Cehennem gidilen bir yer değil; cehennem şu an içinde yaşadığımız yer. Cehennem; en değer verdiğiniz insanları, kendilerinden korumakta çaresiz kalmanızdır.
Yuva, dört duvardan ibaret değil, birlikte olduğun insanlardır.
Ama sırf bir şeyi istiyorsunuz diye onu elde edemezsiniz.
Ne hayatta ne de ölümde merhamet vardı.
Burayı cehenneme çevirme işinde o kadar başarılı olmuşlardı ki gerçeği buradan daha güzel bir yer çıksa hiç şaşırmazdım.
Ve insan belaya doğmuştur, kıvılcımlar yükselirken.
Artık bir kalbim olduğunu biliyorum çünkü çok acıyor.
Bazen karanlık içimizde yaşar ve bazen o kazanır.
Korkunu göster, canını yaksınlar.
Ölümün, sizi bu dünyadan almak için karanlığın içimden uzanan sabit ve sıcak bir el gibi sessiz ve otoriter olacağını sanıyordum.
“Yani işte dünya böyle bir yer, risk almazsan hiçbir şey değişmez.”
“Çünkü o, içinde azıcık bir aydınlık olan kapkara bir dünyada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyor ”
Birinin anısı, hayatımızı nasıl yaşayacağımızı belirlemeli mi sence?
Kendi çaresizliğimde boğuluyor gibiyim. Öfkemi akıtacak hiçbir şey olmadığından kendi kendimi yiyorum.
Cehennem gidilen bir yer değil,cehennem şuan içinde yaşadığımız yer. Cehennem en değer verdiğiniz insanları, kendilerinden korumakta çaresiz kalmanızdır.
İnsan, elinde hiçbir şey yokken, herşeye sahip olduğu zamanları hatırlamak istemiyor elbette.
Sevgi sevgiyi çoğaltır sevginin sınırı yoktur.
Yuva dört duvardan ibaret değildir, yuva birlikte olduğun insanlardır.
Yaşamak istiyorum, Hayatım bana sunacağı her bir acıyı ve mutluluğu iliklerine kadar hissetmek istiyorum; çünkü bu, hayatta kalmayı başardım hala yaşıyor olduğum anlamına gelecek.
Artık bir kalbim olduğunu biliyorum.
Çünkü çok acıyor.
Ne hayatta ne de ölümde merhamet vardı.
Sahip olup olmadığını bile bilmediğin bir şeyi nasıl özleyebilir, kaybettiğin için kendini nasıl berbat hissedebilirsin ki ?
Artık neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmesem de burada kalmak istediğimden eminim.
Bazen kendini acıdan korumak, uzun vadede onunla yüzleşmeni daha da zorlaştırır.
Çünkü yuva dört duvardan ibaret değildir, diyor Ruby. Birlikte olduğun insanlardır.
Yaşam, bizi havaya fırlatıp sağa sola savurdu ama bir şekilde tekrar birbirimizi bulduk. Ve bunu yine yaparız.
Yaşamın bir yolculuk olduğunu ve amacının da sonundaki bir hazineye ulaşmak değil, hangi yollarda, kimlerle birlikte yürüyeceğine karar verme ve her şeyin olması gerektiği gibi gerçekleşmesine izin verme cesaretini bulmak olduğunu öğrendik.
Gördüğüm kadarıyla dünya gerçekten de boktan bir yer
Kalbimin bütün anahtarlarını sevdiklerime dağıttım ve onlardan birini -ya da Tanrı korusun ama ikisini birden- kaybedersem kalbim sonsuza dek kilitli kalacak.
Bazen onu bulana kadar ne aradığımızı bilemeyiz.
Ama sırf bir şeyi istiyorsunuz diye onu elde edemezsiniz.
Bazen boyun eğmemiz gerekiyor, diyor, hayatta kalabilmek için
İşler işler kötüleştiğinde büyümek, hayal kurmayı bırakmak zorunda kaldım.
Ne hayatta ne de ölümde merhamet vardı.
Cehennem gidilen bir yer değil; cehennem şu an içinde yaşadığımız yer. Cehennem, en değer verdiğiniz insanları, kendilerinden korumakta çaresiz kalmanızdır.
Onu, gölgede çok uzun süre kaldıktan sonra güneşi tenimde hissetmiştim gibi tanıyorum.
Kurtuluş teslimiyettedir.
Ve insan belaya doğmuştur, kıvılcımlar yükselirken.
Sanırım birinin hatırasını onurlandırabilirsin; ama o kişi için yaşayamazsın çünkü bu, geçmişte yaşamak anlamına gelir.
Geçmişe geri dönemezsin. Her tatlı esinti aynıymış gibi gelir ama yine de aynı değildir.
Yaşam, bizi havaya fırlatıp sağa sola savurdu ama bir şekilde tekrar birbirimizi bulduk.
Bu hayatta sınavlar da vardır, küçük lütuflar da.
Benim için kuralları öğrenmek yeterli değil; ben, onları koyan kişi olmak istiyorum.
Sanırım gururun bir öneminin kalmadığı; çaresizliğin bir zayıflık değil, son çare olduğu o noktaya vardı.
Cehennem, en değer verdiğiniz insanları, kendilerinden korumakta çaresiz kalmanızdır.
Cehennem gidilen bir yer değil; cehennem şu an içinde yaşadığımız yer.
Seni çoktan kaybettim.
Normal kurallar geçerli olsaydı durum elbette başka türlü olabilirdi ama şu anki hayatta normal diye bir şey yok.
Hayvanlara güvenme çünkü onların karnı her zaman açtır.
Şarkı söyleyerek onu eve çağıramam.
O, artık onu hiçbir zaman bulamayacağım bir yerde.
Ne kadar sürerse sürsün, bunu hatırlamak istiyorum.
Çünkü bunun, hayatımda gördüğüm son şey olacağını biliyorum.
Ne kadar imkansız görünse de uyuyakalıyorum.
Sığ bir uyku bu; hani bir dalıp bir uyanarak uyuduğunuz, en sonunda kendinizi çok daha yorgun hissettiğiniz türden bir uyku.
Hayatta kalabilmek için ne kadar bencil olmam gerektiğini görmekten nefret ediyorum.
Olaylar onu sadece üzmekle kalmaz, âdeta yerle bir ederdi; bu yüzden de onun canını sıkan her çocukla kavga etmek isterdim.
İçimin derinliklerinde, kimsenin erişemeyeceği bir yer var.
Kendi ateşimi, bildiğim tek yolla koruyorum.
Başına ne geleceğini gayet iyi bilse de bunu umursamıyor. En kötü şartlarda bile savaşan, kaybedeceğini bildiği hâlde pes etmeyen bir savaşçı o.
Böyle mi doğuyoruz, yoksa bir dizi seçim sonucu mu bulunduğumuz noktaya ulaşıyoruz?
Birini sevmediğinizde, onun söylediği ya da yaptığı hiçbir şeyin size doğru görünemeyeceğini anlamam biraz zamanımı aldı.
Zihnim, yüzleri unutmama izin vermiyor. Bazen bunun minik bir mucize, bir nimet olduğunu düşünüyorum. Bazen de bir lanet.
Sadece tek bir parçası kayıp olan bir yapbozun karşısında oturuyor gibiyim; ama o parça, resmi tamamlayan o parça kayboluvermiş. Kutuda yok.
Bir şekilde onu kaybettim.
Artık babamın başından beri haklı olduğunu düşünüyorum. Ne hayatta ne de ölümde merhamet vardı.
Ona ve bütün insanlara o kadar kızgındım ki şu anki hislerimle nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyorum.
Bazen onu bulana kadar ne aradığımızı bilmeyiz.
Bazen karanlık içinizde yaşar ve bazen o kazanır.
Bu yüzden mi sadece hayatta kalmayı düşünen hayvanlara dönüşüyorlar.
İhtiyaçları olan ama insan olmayan bir canlı o.
Burayı terk ettiğimi görmelerini istiyorum. Başka kimsenin yapamadığı şeyi yaptığımı bilmelerini istiyorum.
İnsanların asker olmayı ne kadar çok istediklerini biliyorlar, ne de olsa bütün ülkede, maaşı garanti olan tek iş bu.
Artık yalan söylemeyi bırakmamızı istiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir