İçeriğe geç

Karaltı Kitap Alıntıları – Boris Koch

Boris Koch kitaplarından Karaltı kitap alıntıları sizlerle…

Karaltı Kitap Alıntıları

Mutluluk neden bir geceden uzun süremiyordu?
Herkes yalnızdır.
Herkes hata yapar. Önemli olan onu tekrarlamamak ve ortadan kaldırmaktır.
Büyüklük her şey demek değil!
çevrene bir bak, hayat, gerçekler, her şey karanlık ve üzgün.
Geceleri kaç kişi ahlak denen bağlarından kurtuluyor, haberin var mı?
sokakta karşılaştığı insanlardan kaçının gerçek, kaçının sahte olduğunu nasıl bilecekti?
Aslında gerçek anlamda insan olan kaç insan vardı?
Zincirlere bağlı yaşarken nasıl daha güvenli olunabilirdi ki?
Sadece yalnızlar olmayan aşk hayatlarına aşk hayatı der.
İnsanları yalan söylemeye zorluyorlar. Doğrusu sanki buymuş gibi.
İnsan genç ve aşık olunca, garip şeyler yapar.
insanlar neden hep yanlış anlarda cesaret gösterilerinde bulunurdu ki?
Aslında herkes tehlikedeydi.
Her şey çok saçma.
Çok şey yaşanmış, çok şey değişmişti ve bunlar çok hızlı olmuştu.
Hepimiz biriz.
Çok istediği takdirde rüya görmeden uyuyabiliyor muydu insan?
Tek başına yolunu bulamazsın!
geçmişini geride bırakması ve gölgelerin üzerinden yürümesi gerekiyordu.
yürümeye devam et.
Herkesin birbirini anladığı bir aile olmak ne güzel.
Cesaretini yitirme.
Aşkın nereye vuracağını kimse bilemez, insan bir şey yapamıyor.
Her ne olursa olsun, herkes yalnızdı.
Zaten kimse sadık değildi.
her şeyi zaman çözecek.
Uyumak insanı dinlendirir
Terk edilmek güzel bir şey değil.
Güzel rüyalar görmenin zamanıydı.
Dakiklik bir erdemdi.
Herkes mi kafayı yemeye başlamıştı?
Gerçek manyakların ne aradığını kimse bilemezdi.
Nefiller, Tanrı çocuklarının soyuydu, belki de insan kadınlarla birlikte olan meleklerdi. Uzun boylu ve güçlü, kadim çağların yaratıklarıydı.
ne de olsa siyah, siyahtı.
Konu adalet olmalı, ne koşulda olursa olsun kazanmak değil.
mahkeme oyun değildir.
Mutluluk neden bir geceden uzun süremiyordu?
Hep eksik olan bir şey vardı
Ayrılık, intihar, cinayet fark etmiyordu, geride hep ‘neden’ diye soran biri kalırdı.
Hayat kısa, giderek daha hızlı koşuyorum.
Hayatlarımızı savaş alanındaki askerler gibi yaşamalıyız.
En iyi dostunun olması ne kadar güzel.
Ne de olsa her insan sonunda dağılıp toprağa dönecekti.
Herkes yalnızdır.
Boşluk dolmamış ama geriye itilmişti.
İnsanın yaptığını yine insan bozar.
İki haftada bozulan bir şeyi kırk yıl boyunca ayakta tutmaya çalışmak gerekmiyor.
Sanki hayatta en önemli şey kimin suçlu olduğuydu.
Kendine dikkat et.
Ama ben sizden biri değilim, asla olmayacağım.
Birazcık güneş yanığı kimsenin canını yakmazdı.
Ve gerçek korku, acımasızdır.
Büyük şehirler büyük korkular besler.
Herkes yalnızdır.
Zincirlere bağlı yaşarken nasıl daha güvenli olunurdu ki?
Ayrılık, intihar, cinayet fark etmiyordu, geride hep neden diye soran biri kalırdı.
Müzik genelde hissettiği şeyleri, içinde kaynayanları dile getiriyordu ve bu yüzden müttefikiydi.
Suya atlayıp yüzeyine çarpmanın, ıslanan kıyafetleri yüzünden giderek dibe batmanın ve sonunda da nehrin bulanık zeminine gömülüp burada ölmenin ve nehir tabanıyla bir olmanın nasıl bir duygu olacağını merak etti. Ne de olsa her insan sonunda dağılıp toprağa dönecekti.
Herkes hata yapar.Önemli olan onu tekrarlamamak ve ortadan kaldırmaktır.
Belki de,hep dedikleri gibi, yazgımız böyledir.
Herkes yalnızdır.
Herkes hata yapar. Önemli olan onu tekrarlamamak ve ortadan kaldırmaktır.
Biz iki kişiyiz ve o tek başına.

Dedi bir fare öbürüne, kaplanın üzerine atlarken.

Haftalarca yanlızlık çekmesini, acı çekmesini, yataklara düşmesini, bitlenmesini falan istedim. Ama onun ölmesini hiç istemedim ki!
Sadece onunla birlikte olmak istedim. Aklımdaki sadece şuydu: Evet, budur işte. Onu tanımak, benim kim olduğumu, hayatta nelerden zevk aldığımı , beni neyin mutlu ettiğini göstermek istedim. Onu neyin mutlu ettiğini öğrenmek, onunla deniz kenarına gitmek ya da önümüze çıkan ilk trene binip bilinmeyen bir yere gitmek istedim.
Aslında gerçek anlamda insan olan kaç insan vardı?
Kesinlikle artık zincirlere bağlı değil, özgür bir şekilde yaşamak istiyordu.
Onun karşısında kendini zayıf ve çaresiz hissediyordu ve çaresiz kalmayı hiç sevmezdi.
Zincirlere bağlı yaşarken nasıl daha güvenli olunur ki?
Bugünlerde hep politik olarak doğru özgeçmişler arıyorlar. Ama kiminki öyle ki? İnsanları yalan söylemeye zorluyorlar. Doğrusu sanki buymuş gibi.
İlk gecemizden sonra sürekli aklımdaydın. Başka bir şey düşünemez oldum.
Canım sürekli seni çekti.
Bende de durum faklı değildi, diye
karşılık verdi Alex.
Belki de, hep dedikleri gibi, yazgımız böyledir. 212
Ama şimdi yeniden bir amacım var. Bana değer veren biri var artık.
Artık yalnız değilim.
Bu kadın gerçekten çok güzeldi ancak bir o kadar da kafayı sıyırmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir