İçeriğe geç

Kanatlar Kitap Alıntıları – Aprilynne Pike

Aprilynne Pike kitaplarından Kanatlar kitap alıntıları sizlerle…

Kanatlar Kitap Alıntıları

“Sana hiç kimsenin zarar vermesine izin vermem”
İnsanların büyük bir kısmı gerçekte düşündüklerini söylemiyor.
Herkes insanlara güvenilemeyeceğini bilir.
Eğer her şeyi böyle kendine saklamaya çalışırsan çok geçmeden çıldırırsın.
Genelde birçok şey kendiliğinden geçerdi.
Onun dışında hiç kimse kendini kaybolmuş ve korkmuş hissetmiyor gibiydi.
Böylesine mucizelerle dolu bir dünyaya gidip de iyileş­memek mümkün müydü?
Umut her zaman vardır.
ona gerçekçi olmasını söylemek isterdi, asla ola­mayacak bir şeyi umut etmemesini
Görev ve sorumluluğu senden öğrendim ben.
“Yeryüzünün hiçbir yerinde buradan daha güvende olabileceğimi sanmıyorum.
Ve sonra her şey, her şey birden anlam kazandı.
“Sen farklı değilsin. Sen olağanüstüsün, çok güzelsin.
Böylesine büyük bir öykünün neresinden başlanabilirdi ki?
Yolculuğa çıkıp da armağan getirmeden dönmek olmaz, değil mi?
Görünür bir yara yok en azından.
Son için ne zaman artık çok geç olacaktı?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bizim yardımımız senin en doğal hakkın, mirasın.
Her zaman ondan beklenenden çok daha güçlü olmuştu.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ama işler bazen planlandığı gibi yürümeyebi­liyor, değil mi?
Böylesine mucizelerle dolu bir dünyaya gidip de iyileş­memek mümkün müydü?
“Kayıp gitmek üzere.
“Bugün olmaz.
+Ben seni öldürdüğümü düşünüyordum.

-Bir dahaki sefere daha iyi düşün.

“Küçük peri numaralarının bana işleyeceğini mi sandın, sersem?”
Kim gönüllü olarak kendi ölümüne gider ki?
“Seni yeniden kaybedemem.”
”Ama evrim sizden vazgeçmişse, ölüm kaçınılmazdır. ”
“Çirkinlik yalnızca görüntü. Asıl sorun uyumsuzlukları.
On­lar evrimin kusurlu bir halkası sayılabilirler.
Kapılar çok güçlü ama aşılmaz değil.
Üzerimize bir insan ordusu gönderebilir.
“ Peki ama neden şimdi?
***

Eğer bir sır saklamak istiyorsan bunu insanların hikâyesi haline getir.Sadece yüz yıl içinde ku­laktan kulağa iletirken bunu öylesine altüst ederler ki artık hiç kimse gerçeği yalandan ayırt edemez olur.

***

Bence artık bazı şeylerin değişme zamanı geldi.”
“Her zaman da öyle oldu.
“Sana hiç kimsenin zarar vermesine izin vermem.
insan dışı yaratıklar.
Gece öylesine karanlıktı ki
“Onlar insan değil, David
İki adam bizi öldürmeye çalıştı. İnan bana, bu tam polislik olay.”
Sence bunlar ne? Ben bunların insan olduklarını düşünemiyorum.
Kargacık burgacık yüzü sanki tamamen rastgele yerleştirilmiş et parçalarından oluşmuştu.
Terk edilmiş gibi bir hali var. ”
“Sen aklını kaçırmışsın.
“İyi de önüne ne koyduysa imzaladın. Okumadın bile.
Her şey öyle hızlı gelişiyordu ki.
Ne yazık ki hayat o kadar kolay değil.
gözlerinde gizlemek istediği acıyı
Seni özledim.
Sabahın sekizinde kim kitap almak ister ki?”
Bana sorarsan, in­sanların büyük bir kısmı gerçekte düşündüklerini söylemiyor, o yüzden benimkiler tuhaf geliyor.
“Seni gerçekten çok seviyor Laurel.” Chelsea iç geçirdi. “Keşke beni seni sevdiğinin yarısı kadar sevseydi
İsteklerinden vazgeçen yalnızca sen değilsin.
sen ve David o evde çok uzun bir zaman yalnız kalıyorsunuz. Boş bir evde yalnızken bazı şeylerin kontrolden çıkması öyle kolay ki
-Birisine açılma ihtiyacını anlıyorum. Ama yine de bundan hoşlanmıyorum.

+Neden?

-Çünkü o bir insan. Herkes insanlara güvenilemeyeceğini bilir. Çok dikkatli olmalısın.

Herkesin bir rolü ve amacı vardır, bu rolü çok erken üstlenmesi gerekir.
Çaresiz yavruları büyütüp yetiştirmek hayvanlara özgü bir şeydir, bitkilere değil.
Sevdiğim ender şeylerden biri.
Bunu biraz önce sen de hissettin, biliyorum bunu. Bu toprak parçasını bu kadar sevmenin nedeni de bu.
Tüm bu çekicilik ve etkileyicilik doğal.
Çok yumuşak, barışçı bir yöntem, değil mi? Hiç kimse incinmiyor.
“Anlamıyorsun.
Yaşamındaki her şeyin sihirli olmasını bekleme­melisin.
+Ben neden bir sonbahar perisiyim?

– Çünkü sonbaharda doğdun. Bu yüzden de sonbaharda çiçek açıyorsun.

İnsanlar, öykülerinde yine insanları canlandırmaktan hoş­lanırlar.
“Neyse, her şeyin zamanı var.
normal onun yaşamı için söylenebilecek belki de en son sözcüktü.
Uzun, uzak geçmişte kalmış unutulmuş bir yara izi, belli belirsiz bir iz.
+ Bunu başıma vura vura bana öğrettiğin için mutluyum, yoksa asla senin gerçekte ne olduğunu göremezdim.

-Ben neysem oyum, David.

+İşin en iyi tarafı da o ya zaten.

Her zaman içten içe mit ve masalların gerçek ol­duklarına inananlar vardır, ya da hiç değilse bir kısmının. Bu kişiler görünenin ötesine bakabilen ve bu dünyanın olağanüstü bir yer olduğunu görebilen kişilerdir.
Artık saklayaca­ğım bir şey olmadığı için mutluyum.
“Ben gerçekten bir periyim, değil mi?”
Bu gerçek olamayacak kadar iyi bir şey.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir