İçeriğe geç

Kalbin Kaderin Olsun Kitap Alıntıları – Umut Güner

Umut Güner kitaplarından Kalbin Kaderin Olsun kitap alıntıları sizlerle…

Kalbin Kaderin Olsun Kitap Alıntıları

Saçıma düşen yağmura adını verdim
Ölümsüzlüğün kutlu olsun.
İnsan, en çok seviyorken insan ve en çok vicdanlıyken kendisidir.
Ölüm, doğum ile başlar. Milyonlarca okunması gereken kitap, birbirinden farklı ama güzel kokan çiçekler, keşfedilmesi gereken harika şehirler, başının okşanmasını bekleyen hayvanlar, sevmenin ve sevilmenin sıcak hırkası, hepsi sizin için var. Durmadan koşarak yetişmeye çalıştığınız şey, ölüm. Lütfen, birazcık durun ve birbirinize daha çok sarılın.
Dünya sevdiklerimizin gözleri kadar güzel. Annemizin elleri kadar merhametli. İhanet eden insanlarımız kadar kötü. Umutlarımız kadar beyaz ve aşık olduğumuz kadar pembe.
İlahi adalette zaman aşımı yoktur. O mutlaka tecelli edecektir. Siz cehennemsiniz.
Kendisiyle kalbi, hisleri, umutları, hayalleri, yalnızlığı ve mutluluğuyla hayata devam ederek konuşmalı insan.

Ardında bırakmalı ağrıyı. İnsan, arada dizlerini karnına kadar çekmiş yanıyla içinde yolculuğa çıkabilmeli.

Belki her şey daha iyi olur. Belki başka bir hayat mümkündür.

Seni sevmek ne güzel bir deniz. Bugün, yarın daima.
Güzellik zamanla yok olabilir ama anlamak ve anlaşılmak eskidikçe güzelleşiyor.
Dünya sevdiklerimizin gözleri kadar güzel. Annemizin elleri kadar merhametli. İhanet eden insanlarımız kadar kötü. Umutlarımız kadar beyaz ve âşık olduğumuz kadar pembe.
İlahi adalette zaman aşımı yoktur. O mutlaka tecelli edecektir. Siz cehennemsiniz.
İnsan kimdir? ‘Eşref-i mahluktur’. Yani yaratılmışların en kıymetlisi.
On yıllık evli eşini hala bahar tomurcuğu gibi seven kalptir önemli olan.
En kötü hapishane insanın beynidir.
İnsan kalmaz bir zanaat.
Birini gerçekten seviyorsan,onun adından daha değerli bir kelime bulamazsın.
Birine âşık olmak doğaüstü bir şey. Milyarlarca ihtimalin bir araya gelmesi O ihtimal ki iki insanın birbirini görüp kendine yuva yapması. Daha önceleri başka birinin bardağından su dahi içemezken onun dudağından nefes bulması İnsanın en güzel duygusudur umut. Günlerce onunla yaşanılacak anlar düşlemesi. O güldüğü için iyi hissetmenin keyfi Ailesini açması. Onunla uyanılacak sabahları düşlemenin heyecanı, ona sahip olmanın verdiği huzur Arkadaşlarına heyecanlı bir dilde onu anlatmak, boğulduğun anlarda keşke o olsa anlatan diye aramak. Kimseye benzememesi. Küçücük huylarının, diğerlerinden farklı birkaç kelimenin seni esir alması Can yetiyor da insana, en güzeli birinin canım deyip canına sarılması. Sinemalarda heyecanlanmak, ertesi gün telaşlarını paylaşmak, ne giyeceğim derdine düşmek Ona sarılmak, eve döndüğünde o kokmak.Ömür boyu beraber uyuyup uyanmak
Umut; dizindeki yaralara bakıp, nasıl geçtiğini hatırlamaktır.

Umut Güner

Öyle güzel bir ihtimal ki aşk
Birine âşık olmak doğaüstü bir şey. Milyarlarca ihtimalin bir araya gelmesi O ihtimal ki iki insanın birbirini görüp kendine yuva yapması. Daha önceleri başka birinin bardağından su dahi içemezken onun dudağından nefes bulması İnsanın en güzel duygusudur umut. Günlerce onunla yaşanılacak anlar düşlemesi. O güldüğü için iyi hissetmenin keyfi Çocukluğunun en güzel ve en kanayan yerlerini paylaşması. Ailesini açması. Onunla uyanılacak sabahları düşlemenin heyecanı, ona sahip olmanın verdiği huzur Arkadaşlarına heyecanlı bir dilde onu anlatmak, boğulduğun anlarda keşke o olsa anlatan diye aramak. Kimseye benzememesi. Küçücük huylarının, diğerlerinden farklı birkaç kelimenin seni esir alması Can yetiyor da insana, en güzeli birinin “canım” deyip canına sarılması. Sinemalarda heyecanlanmak, ertesi gün telaşlarını paylaşmak, ne giyeceğim derdine düşmek Ona sarılmak, eve döndüğünde o kokmak. Sen, ben diyebiliyor insan her yanındakine ama “biz”li konuşmak. Üç harfin sihri ne büyük. Ömür boyu beraber uyuyup uyanmak. Öyle güzel bir ihtimal ki aşk; bir kadına daha anne diyebilmenin öğrenilmesi. Bir ev daha ömrüne girmesi… “Aşk, milyarda birdir, kıymette bin.”
Öyle güzel bir ihtimal ki aşk; bir adama daha baba diyebilmenin öğrenilmesi. Bir evin daha ömrüne girmesi…
Biriyle çocukluğunun en güzel ve en kanayan yerlerinin paylaşılması ne güzel bir şey.
Ne zaman düşsen, canın yansa, dertler üstüne gelse yine de dik dur !. Seni güçlü oluşundan bilsinler.
Dedikodulara, yalanlara, kötü niyet taşıyanlara duvar olsun kalbin. Seni karakterinden bilsinler.✔
Ne zaman düşsen, canın yansa, dertler üstüne gelse yine de dik dur !. Seni güçlü oluşundan bilsinler.
Dedikodulara, yalanlara, kötü niyet taşıyanlara duvar olsun kalbin. Seni karakterinden bilsinler.✔
“Sen de bana beni sevdiğini söylemedin ama beni sevdiğini biliyorum.”
“Nereden biliyorsun?”
“Ben seninle el ele yürüyünce dünya arkamda kalıyor. İyi veya kötü biri olman umurumda değil. Korkma ama sakın! Ben de seni seviyorum. Daha da önemlisi, bazen insanlar sevdikleri şeyi sevmek istemezler ama ben seni sevmeyi de seviyorum.”
‘Gerçek sevgi rağmendir. Bazı kötü huylarına rağmen, anlaşmazlıklarınıza, farklılıklarınıza rağmen. Tüm çevrenin ve hayatındaki insanların onayına ihtiyaç duymadan, herkes için değil senin için güzel olması yeterli olarak. Biri seni rağmen seviyorsa, evin gibi kalbine girip kapıyı huzurla kitle.’
‘Geçmişinizi saklayabilirsiniz.
Acılarınızı kimseye göstermeden içinizde yaşayıp gülücük dağıtabilirsiniz.
Kötü huylarınızı, günahlarınızı kimse bilmeden hayata devam edersiniz.
Tek duygu örtülemez, gizlenemez., önü alınamaz: ‘SEVGİ.’ Sevgi parlar.’
‘Ben bu kulaklara göre ağız değilim.’
Ölüm, doğum ile başlar. Milyonlarca okunması gereken kitap, birbirinden farklı ama güzel kokan çiçekler, keşfedilmesi gereken harika şehirler, başının okşanmasını bekleyen hayvanlar, sevmenin ve sevilmenin sıcak hırkası, hepsi sizin için var. Durmadan koşarak yetişmeye çalıştığınız şey, ölüm. Lütfen birazcık durun ve birbirinize daha çok sarılın.
Sana bir şey olsa haberi olmayacak insanları taşıyorsun içinde , sana bir şey olmasın diye içi titreyenler varken . Başka evlerin ışıklarına dalmışsın, karanlığın bundan . Birilerine özenirken senin güzelliğin kırılıyor aynada , tüm ağrın ondan .
Hayata ve insanlara tahammül etmek için kitaplar içtim.
Bahçem benim. Bildiğim en renkli gözlerim.
Ölüm doğum ile başlar.
Milyonlarca okunması gereken kitap, birbirinden farklı ama güzel kokan çiçekler, keşfedilmesi gereken harika şehirler, başının okşamasını bekleyen hayvanlar, sevmenin ve sevilmenin sıcak hırkası, hepsi sizin için var.
Durmadan koşarak yetişmeye çalıştığınız şey, ölüm.
Lütfen, birazcık durun ve birbirinize daha çok sarılın..
Kim bize ne yaşatırsa yaşatsın,
Yine de ona karşı bembeyaz kalmaya inanıyorum..
Altını çizdiği kitapların sözleri gibi yaşayan insanlara .
Ben bu kulaklara göre ağız değilim .
Bir insanı tanımak için garsona nasıl davrandığına, eski hikayelerini anlatırken takındığı tavra, geçmişine duyduğu saygıya, elinde yokken ne kadar paylaştığına, başkası adına ne kadar sevinip mutlu olduğuna, kendinden güçsüz ve ihtiyacı olanlara yaptığı yardımlara, canınız yandığı vakit ne kadar candan yaklaştığına bakmak yeter.
İstediği kadar şiir okusun, serveti yığılı ya da en güzeli olsun. Sonu bellidir.
Sadece meyveler değil, bazen insanlar da olmaz. Ham kalır.
Kalabalığın içinde neşeyle yürü. En küçük şeylerin, en büyük değerler olduğunu öğren. Daima küçük kalsın acıların. Umutların ise en büyük.
Seni çocuk yanlarından bilsinler
Sen seversin diye topladım ben o kelimeleri hep.
Kendine daha çok, ‘nasılsın’, diye sor.
Kalbine nasılsın dediğinde üzgünse onu mutlu olduğu şeylerle doldur.
Sevdiği şarkıları fısılda. Ayaklarına ‘nasılsın’ de.Eğer yorgunsalar onları huzurlu olduğu yerlere götür.
Ellerin üzgünse onları mutlu eden şeyleri tut.
O zaman birinin sana nasıl olduğunu ya da kim olduğunu söylemesinin önemi kalmaz
Birinin beni beğenip beğenmemesini çok önce aştım. Tek istediğin anlaşılmak oldu.
Sevdiğimle ayrıldığımda içimde aralık vermeden sürekli onunla konuşmuştum. Deliriyorum zannetmiştim meğer unutuyormuşum.
“Onu sevdiğini biliyor mu peki?”
“Bilmese gözleri bana öyle gülümsemez. Her şeyi söylemek mi gerekiyor? Bazı şeyler hissedilir.”
Sen seversin diye topladım ben o kelimeleri hep. Sen seversin diye içimin camları denize baktı. Ellerim kitap koktu. Öp diye çiçeklendim ben hep.
Cahillik, istediği her şeye istediği kıyafeti giydirip sonra onu suçlamayı dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da sürdürüyordu.
Adının geçtiği yerde karakteri konuşulan ağaç ol.
Unutma! ‘ Ağaçlar, ayakta ölür. ‘
Soğumak, birine karşı beslediğimiz temiz duygunun onun kalbinde kirli olduğunu görmek. Bir kalbe karşı hissettiğimiz ‘ inanç ölmesine ‘ soğumak diyoruz.
Güzellik zamanla yok olabiliyor ama anlamak ve anlaşılmak eskidikçe güzelleşiyor.
Dünya sevdiklerimizin gözleri kadar güzel. Annemizin elleri kadar merhametli. İhanet eden insanlarımız kadar kötü. Umutlarımız kadar beyaz ve âşık olduğumuz kadar pembe.
En büyük yalnızlık, anlatsam bile anlamayacaklar, anlasalar dâhi çözüm bulamayacaklar noktasıdır. Gerçek iç kanama budur.
Sizce önemli nedir komutanım?
Sevdiği kadının adını söyleyince pişman olan ve Yazman gurban olayım, sevda sırrınan olur diyen Neşet Ertaş’tır. Sınırda memur olup tüm rüşvet yiyen arkadaşları en iyi araçlara, evlere ve nakte sahip iken helalinden dolmuşa binen bizim Kel Veli’dir. Kızının saçını ören baba, on yıllık eşini hala bahar tomurcuğu gibi seven kalptir. Affetmeyi, ahlak üstünlüğü sayanlardır. İnsan, en çok seviyorken insan ve en çok vicdanlıyken kendisidir. diyen dildir önemli. İnan markalar, egolar, hırs zihinleri ve kötülük çürüyecek.
Mutlaka üret. En çok insan için. Bir ağaç dik, bir küçük canlının kaderini değiştir, birisi için kahraman ol. Sen gittiğinde, seni bıraktığın izden bilsinler.
Kalabalığın içinde neşeyle yürü. En küçük şeylerin, en büyük değerler olduğunu öğren. Daima küçük kalsın acıların. Umutların ise en büyük. Seni çocuk yanlarından bilsinler.
Kırdıklarında affederek, yalan söylediklerinde duymayarak, üzmek istediklerinde karşılık vermeyerek geç hayatlarından. Seni sabrından bilsinler.
Öyle içten gülümseyerek konuş ki, yüzün çıksa kalplerinden, gülüşün silinmesin içlerinden. Seni mutluluğundan bilsinler.
Ne zaman düşsen,canın yansa,dertler üstüne gelse yine de dik dur !. Seni güçlü oluşundan bilsinler.
Dedikodulara,yalanlara,kötü niyet taşıyanlara duvar olsun kalbin.Seni karakterinden bilsinler.✔
O öyle biri değil.
O cümleye, o duyguya o kadar kuvvetli yaslanma, düşersin. Bak o cümle cehennemdir. Bir gün diri diri yakar seni. Kimse de yardım edemez.
Gerçek sevgi rağmendir. Bazı kötü huylarına rağmen, anlaşmazlıklarınıza, farklılıklarınıza rağmen. Tüm çevrenin ve hayatındaki insanların onayına ihtiyaç duymadan, herkes için değil senin için güzel olması yeterli olarak. Biri seni rağmen seviyorsa, evin gibi kalbine girip kapıyı huzurla kilitle.
Her ne yaşarsan yaşa,maviden,beyazdan,umuttan şaşma!
Düşsen dahi,hatta elin kan,sırtın geçilmese bile bıçaktan,adının geçtiği yerde karakteri konuşulan ağaç ol.
Unutma!
‘Ağaçlar,ayakta ölür.’
“Birine ait olmazsın.Biriyle paylaşırsın.Kalbini, anılarını, dostluğunu, mutluluğunu, kederini, zamanını.Bir insan ile beraber olmak bu demektir.Sevgi budur.”
“Sevdiğim,canım kızım,eğer çiçeğinle konuşmaz isen solar demişti annem.Sen ben de,annemin ellerisin.Kalbin,bunun altını çizsin.”
İnsan,en çok seviyorken insan ve en çok vicdanlı iken kendisidir
Her ne yaşarsan yaşa, maviden, beyazdan, umut’tan şaşma! Düşsen dahi, Hatta elin kan, sırtın geçilmese bile bıçaktan, adının geçtiği yerde karakteri konuşulan ağaç ol. Unutma! Ağaçlar, ayakta ölür.
Yorgunluk değil bu hissedip yaşadığımız. Tamamen bulanıklık. Artık kime güvenip güvenemeyeceğimizi bilemeyecek kadar kararsızız. Kalbimiz korkuyor. Ördüğümüz iç duvarların arasında sevgi, şefkat, güven arıyoruz. Yeni çağın hastalığı bu.
Severken iki avucunla, öperken tüm canınla, sarılırken tüm gücünle sarıl. Seni sevginden bilsinler. Kırdıklarında affederek, yalan söylediklerini duymayarak, üzmek istediklerinde karşılık vermeyerek geç hayatlarından. Seni sabrından bilsinler.
Güzel şeylerin iyi yanı, bittikçe yeniden başlamaları ve asla tükenmeden aynı haz ve aynı tat ile sevilmeleridir. Beni hep tekrar sev.
Her ne yaşarsan yaşa, Maviden, beyazdan, umuttan şaşma! Düşsen dahi, hatta elin kan, sırtın geçilmese bile bıçaktan, adının geçtiği yerde karakteri konuşulan ağaç ol.
Unutma!
‘Ağaçlar ayakta ölür. ‘
Birinin beni beğenip beğenmemesini çok önce aştım. Tek isteğim anlaşılmak oldu. Şu kesin ki, biri seni anlıyorsa ne durumda olursan ol, seni sevmenin yolunu da buluyor. Güzellik zamanla yok olabiliyor ama anlamak ve anlaşılmak eskidikçe güzelleşiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir