İçeriğe geç

Kafka Okur Dergisi – Sayı 48 Kitap Alıntıları – Kafka Okur

Kafka Okur kitaplarından Kafka Okur Dergisi – Sayı 48 kitap alıntıları sizlerle…

Kafka Okur Dergisi – Sayı 48 Kitap Alıntıları

&“&”

Işıkları sen kapattın, ama ben acmayacagim , karanlıktan korkuyorum..
Ama halledeceğim….
Anılar insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zaman da lime lime de edebilirler…
“Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen,” dedi, “hep güzelmiş gibi görünür. Gezegenler yaşamlar… Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın. Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor.”

Ursula K. Le Guın

Tüm erdemler tarih olmuş. Tek ölçüt “ para”.
Gidişiyle sözcüklerle anlatamadığım derin bir öğreti işledi benliğime.
Çünkü alışmak, barbarlıktı.
Hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa.
Kalbin “ne”den yanaysa ona döndür yüzünü.
İnsan görmediği şeye inanır, inanmak da ister. Bu bir dilek, umut, yaşama tutunma arzusu.
Ne de olsa hâlden anlamak herkese nasip olmayan bir meziyetti.
Anılar insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilir.
Anılar,insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilirler."
"eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen," dedi," hep güzelmiş gibi görünür. gezegenler yaşamlar… ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın. uzaklığı ararsın- ara vermeyi . dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu ,onu ay gibi görmekten geçiyor."
-ursula k. le guin
balıkların çoğu yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna geçirdiklerinden yakınırlar. sürekli sızlanır, lanet okur, her şeyden şikayet ederler. ben bilmek istiyorum ; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret; yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü?"
seninle benim aramda uzaklara kırılmış bir dümen var artık, yıkılmış bir dünya var. senle benden arta kalan yalnızca bir hikaye var."
hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa ."
yalnız değiliz. ilkbaharız, sonbaharız kışız en soğuğundan ve yazız biz. çözemiyorum. demek ki zamanı değil diye düşünüyorum . yaşam vahşileşti diye bizde mi vahşileşelim? bizde mi saldıralım teslimiyetimize savaş açanlara. dönüp arkanı çekip gitmek gerek bazen, savaşmadan."
anılar, insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilirler."
-haruki m.
insanların yürekleri arasındaki bağ yalnızca uyum üzerinden oluşmuyordu. aksine, bir yaradan diğerine daha derin bağlar oluşuyordu. acı acıyla, kırılganlık kırılganlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. elemli çığlıklar olmadan suskunluk, kan toprağa akmadan affediş , insanın içine lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. işte bu ,gerçek uyumun kökünde var olan şeydi."
Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret; yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü?
Hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa.
Anılar, insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilirler.
Varoluşuyla hiç bilmediğim bir ton kattı renk paletime gidişiyleyse sözcüklerle anlatamadığım derin bir öğreti işledi benliğime.
Ne de olsa hâlden anlamak herkese nasip olmayan bir meziyetti.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Anılar, insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir.
Fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilir.
Hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa."
İnsanlar neden eğleniyor onu da hiç anlamış değilim. Kara bulutlar habercisi değil mi? Yine kötülük galip gelecek. Yeni yılın daha karanlık olduğunu bir tek ben mi hissediyorum? Adalet yok, eşitlik yok… Zulüm ve acı geliyor. Sadece vicdansızlar mutlu, bir tek onlar memnun yeni yıldan. Cepleri dolu, elleri kirli.. Arabaları da burunları gibi büyük… Zaten kaybolan mütevazılık yeni yılla birlikte artık görünmez olacak. Tüm erdemler tarih olmuş. Tek ölçüt para". Bu ölçüte göre ben yılın en başarısızıyım. Sadece bu yılın değil bir öncekinin ve ondan öncekinin de…
hani bazı insanlar vardır, yanlarındayken her şey daha güzel gelir, an daha bir uzun, rüzgar daha bir tatlı ekmek daha bir lezzetli olur.
Varoluşuyla hiç bilmediğim kusursuz bir ton kattı renk paletime, gidişiyle ise sözcüklerle anlatamadığım derin bir öğreti işledi benliğime.
Tabii o zaman da para vardı ama insan paraya sahipti, para insana sahip değildi…
Binalar yükseldikçe sivriliyor, insan da yaşadıkça camlaşıyordu. Çevreye uyum sağlama becerisinden olsa gerek… Sevgi insana bir nebze de olsa esneklik kazandıran tek şey, diye düşündüm.
Hani bazı insanlar vardır, yanlarındayken her şey daha bir güzel gelir, an daha bir uzun, rüzgâr daha bir tatlı, ekmek daha bir lezzetli olur.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Varoluşuyla hiç bilmediğim kusursuz bir ton kattı renk paletime, gidişiyleyse sözcüklerle anlatamadığım derin bir öğreti işledi benliğime.
Hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Bir meşgale, biraz müzik, bir kitap yine geçiyorum pencerenin önüne.
Görmezden geldiklerini gör. Belki hayat daha cesur, daha şaşırtan bir yerinden değer sana bu kez. Daha yaşanılası olur.
Eğitim sisteminde ciddi bir devrime ihtiyacımız olduğu fikrindeyim.
Ne de olsa hâlden anlamak herkese nasip olmayan bir meziyetti.
Benim için okumak denen eylem, başlı başına bir okuldu ve ben orada çok sayıda önemli şeyi kendime mal ederek öğrendim. Orada son derece sıkıcı kurallar olmadığı gibi puanlara bağlı değerlendirme de yoktu, en başarılı öğrenciler sıralaması baskısı da. Kuşkusuz zorbalık görme gibi bir şey de yoktu. Ben büyük bir &‘sistemin’ içine dâhil olarak kendi farklı &‘sistemimi’ başarılı şekilde kurmuştum."
Bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum."
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Nasıl taş yürekli olabilir taşa yazı yazan, resimler çizen, taştan aletler ya da sanat eserleri yapan insan?
Hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Değer görmek için doğru bildiklerimden, kendimden taviz vermeyi reddediyorum. Değerli hissetmenin başkalarının bana yaptıkları ve hissettirdikleri ile ilgili olmadığını yeni öğrendim çünkü. Yeni öğrendim kedimi kıymetli bulmamın yalnızca kendimle ilgili olduğunu, iyiliğime, kötülüyüme, yanlışım ve doğruma değmediğini.
İnsan gördüklerimden şikayet edip, görmediklerinin varolması inancına takmıştır kafayı. Arzuyla, istekle yaşamak önemlidir. Gördükleri çoğu zaman hoşuna gitmemiştir çünkü.
değer görmek için doğru bildiklerimden, hissettiklerimden, kendimden taviz vermeyi reddediyorum. değerli hissetmenin başkalarının bana yaptıkları ve hissettirdikleri ile ilgili olmadığını yeni öğrendim çünkü. yeni öğrendim kendimi kıymetli bulmanın yalnızca kendimle ilgili olduğunu…
yaşam vahşileşti diye bizde mi vahşileşelim? biz de mi saldıralım temsiliyetimize savaş açanlara. dönüp arkanı çekip gitmek gerek bazen, savaşmadan.
son dönemin en favori terapi lafıyla kendimi erteliyorum: akışına bırakmak"
aklım kaçmak için uydurduğun kılıfın son kullanma süresi doldu" diyor.
kendi kendimizi teselli etme hâli tüketiyor hepimizi.
Ben ne bayramları ne doğum günlerini ne de yılbaşı gecelerini severim. Bu günleri sevmenin sırrının insanın ailesi olduğunu düşünüyorum. Benim için aile" çocukken en sevdiğim, gurur duyduğum ama büyüdükçe büyüsünü kaybeden bir kelime.
Çünkü alışmak, barbarlıktı.
Bir aynanın çatlaması gibi kalabalıktı yüzü.
Binalar yükseldikçe sivriliyor, insan da yaşadıkça camlaşıyordu.
Kendi kendimizi teselli etme hali tüketiyor hepimizi.
Mezar taşları neye dikilir? Anılara mı, unutuluşa mı, belleğine mi toprağın?
Ne güzel olurdu biliyor musun?
Kendini değerli bulan bir insan olarak, kendini değerli bulan insanlarla karşılaşmak. Bu güzel olurdu.
Değerli hissetmenin başkalarının bana yaptıkları ve hissettirdikleri ile ilgili olmadığını yeni öğrendim. Yeni öğrendim kendimi kıymetli bulmanın yalnızca kendimle ilgili olduğunu.
Bir şey gibi olmamak, asla kötü değildir.
Henüz bir çerçeveye sıkıştırılmadığın anlamına gelir…
—Haruki Murakami
Farklı insanları severim. Şu alemde, yüzlerindeki sıradanlığı bozmamaya çalışarak, düzenli bir hayat yaşıyor gibi görünenler daha güvenilmez olur çünkü.
“Benim için okumak denen eylem, başlı başına bir okuldu ve ben orada çok sayıda önemli şeyi kendime mal ederek öğrendim. Orada son derece sıkıcı kurallar olmadığı gibi puanlara bağlı değerlendirme de yoktu, en başarılı öğrenciler sıralaması baskısı da. Kuşkusuz zorbalık görme gibi bir şey de yoktu.
Ben büyük bir ‘sistemin’ içine dahil olarak kendi farklı ‘sistemimi’ başarılı şekilde kurmuştum.”
Anılar, insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilirler.
Haruki Murakami
Yazı yazmak ne iğrenç ve ne güzel şey."
Faik Baysal
Gerçek bazen daha büyük bir yalnızlık getirir."
Haruki Murakami
Hayat bir şeyi tekrarlayıp durmak için çok kısa…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir