İçeriğe geç

Kafasına Göre – Sayı 36 Kitap Alıntıları – Kafasına Göre Dergisi

Kafasına Göre Dergisi kitaplarından Kafasına Göre – Sayı 36 kitap alıntıları sizlerle…

Kafasına Göre – Sayı 36 Kitap Alıntıları

İnsanın kendini tanıyabilmesi bu dünyadaki varoluşun en büyük gerekçelerinden biri. Kendini tanıyamazsa, kendi dışında var olanların hiçbirine anlam yüklemez.
Sana kötülük edene saf sevgi ve huzur dile ve sadece yolunda ilerle.
İkinizide özgür kılacak bu.
Rupi Kaur
Seyreldikçe hâkikatı, vücut buluyordu ait olamadığı ne varsa.
O eksildikçe çoğalıyordu dışarının görültüsü.
Sana kötülük edene saf sevgi ve huzur dile ve sadece yolunda ilerle. Ikinizi de özgür kılacak bu
Hayat karmaşıklaştıkça, insanın kendisiyle arasındaki mesafe de artıyor.
Gelmeyecek bir
gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi
biliyorum çok büyük beklentileriniz var bu yıldan ama ben sadece okumaktan vazgeçemediğiniz bir yıl diliyorum.
Aslında okumaktan çok kitaplarla konuşuyordu. Deneyimden edindiğini okuduklarıyla çarpıştırırken her yeni buluşun tadını çıkarıyor, sanki ilk kendi keşfetmiş gibi tatmin oluyordu.
herkes aşk, yalnızlık, ölüm gibi durumları yaşadığında şiire sarılıyor ve bu sarıldığı şiirlerin Özdemir Asaf ‘ tan olması şaşırtıcı değil.
Bilmemek ona hep azap vermişti. Bilmemek, görmemek, eksik kalmak kendinin en büyük düşmanıymış.
Zamanın merkezinde bir ömür, sadece bir ândı. Orada ne geçmiş vardı ne de gelecek.
Ağırlaştı, adeta kat kat bedenlendi. Her katman bir kafes gibi ruhunu çevreleyip boğazlarken, geçiciliğin hükmüne kederle boyun eğdi.
Seyreldikçe hakikati, vücut buluyordu ait olamadığı ne varsa.
Şimdi giderse gerçek anlamda yaşamaktan vazgeçecekti. Varlığını kalp sandığına koyup geçici olanın krallığına diz çökecekti. O krallık ki, derin uykuda olanların diyarıydı. Yol bilmezlerin, yol tutmazların, yol almazların. Sınırlarının içinde kalmanın güvencesine müptela olanların. Düşmekten korkanların, hatalarına tahammül edemeyenlerin. Uykunun afyonuna tereddütsüz yüz sürenlerin. Oysa bilmezlerdi ki, en güzel rüyalar uyanıkken gördüklerimizdi.
Alışmak ne tehlikeliydi! Alışkanlıklarından kurtulmak için büyük bir savaş vermesi gerekiyordu insanın çoğu zaman.
” İnansaydım, bir ömür beklerdim gelmeni
Ve inan, saydım bir ömür geçti beni sevmeyeli ”
Özdemir Asaf
Hayat
karmaşıklaştıkça,
insanın kendisiyle
arasındaki
mesafe de artıyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Utanma duygusu insanın içine düşmeye görsün çıkarana kadar bütün çocukluk al al olmuş bir yanakla geçebilirdi.
Ben Arjantin’in çocuğuyum ve kahramanıyım aynen Che Guevera gibi ! Bu sözlerle tanımladı kendini. İdolü Che, dostu da Castro’ ydu tüm yaşamı boyunca.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Zamanın merkezinde bir ömür, sadece bir andı. Orada ne geçmiş vardı ne de gelecek.
Hayalindeki dünyada bir sıkıntı yoktu her şey yolundaydı, sıkıntı gerçek denilen şeyin tatsız tuzsuz ve acımasız olmasındaydı.
Hayat istediği gibi gitmiyor, hayalinde gelişen durumlara gerçekler cevap veremiyordu. Bazı insanlar için mutsuzluğun tanımı böyle bir şeydi
sana
kötülük
edene
saf sevgi
ve huzur
dile
ve sadece
yolunda
ilerle

– ikinizi de özgür kılacak bu
RUPİ KAUR

İnsan hep aynı; Kime sorsan evinde bir oda eksik,
YALNIZLIK HECELERİ 45.
Özdemir Asaf’ a

Kim diyor zamanın ağırlığını
Susmak da ister insan.
Yalnızlık paylaşılır
Paylaşılmazsa yalnızlık olmaz.

Insan ve aşk birbirini yok eder ve baştan var eder.
Sayıları sevmiyordum, saatleri sevmiyordum. İçinde kesinlik olan hiçbir şeyi sevmediğim gibi
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum
Özdemir Asaf, şiir tarihimizde daha önce benzerine rastlanmamış bir sestir. O ses bazen yaşamdan ve ölümden, bazen zamandan, hiçlikten, bazen aşktan, bazen ise ben den bahseder.
Çünkü insan,sevdiğinde sonsuzdu.
Sen bana bakma ben senin baktığın yönde olurum.
Inansaydim bir ömür beklerdim gelmeni
Ve inan, saydım bir ömür geçti beni sevmeyeli
Özdemır Asaf
Şimdi herkesin bir
sen ‘ i var.
Yalan söylediği.
Gelmeyecek bir
gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi
Dünya zamanının pençesinde koşturuyordu insanlar.
İnansaydım, bir ömür beklerdim gelmeni
Ve inan, saydım bir ömür geçti beni sevmeyeli

Özdemir Asaf

Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin ?
Birbirimizi anlamanın yeri ve zamanı yoktur.
Duymak istiyorum senin sesini de, duygunu da, bilmeni istiyorum yalnız değilsin, değilim,değiliz
Şimdi herkesin bir sen’i var. Yalan söylediği.
Gelmeyecek bir gideni, olmayacak bir nedeni beklediniz mi?
Sana gitme demeyeceğim ama gitme
Bir şeyin kesin bir biçimi olabilir miydi? Gördüğüm şeyler bile böylesine değişkenken bir yazıya şekil vermek mümkün müydü? Ya kelimelerde bu turuncu ışıklara maruz kalınca renklenirse? Ya onlar da bir büzüşüp kırılıp bu sıcak kumlar arasına düşerse?O zaman onları toparlayamam kaybederim.
‘Okumak cezalandırılamayan kötü bir alışkanlıktır.’ der bir düşünür. Çok okurum, fakat bu alışkanlığımla övünecek durumda değilim.
Sana kötülük edene saf sevgi ve huzur dile ve sadece yolunda ilerle.

-bu ikinizi de özgür kılacak

Ama aşk da sürmenajı kullanacak kadar inatçı ve zalimdir, genelde unutturur. Sevilmemek ihtimalindense unutmak daha iyileştiricidir daha cesur olan için.
Şiir unutmamaktır, insandan insana akmaktır.
Deniz kenarına gelince durdu. Kainâtın tüm perdeleri aralandı ruhunda.
Biliyordu ki; gönül kapısı kapandı mı bir kez, aynı anahtarla açılmazdı kilidi.
Çünkü insan, sevdiğinde sonsuzdu.
Umut kötülerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.
Biliyordu ki; Gönül kapısı kapandı mı bir kez, aynı anahtarla açılmazdı kilidi. Ta ki, içinden bir ses ona: “Bir kapı kapanır, bir kapı açılır.” diyene kadar.
Bilinçaltının farkında olmayan kişi, başına her geleni ‘kader’ zanneder.
Suçlama, çünkü suç ve ceza sadece bir kitap bir de hukukun konusu, aşkın değil.
Okumak cezalandırılmayan kötü bir alışkanlıktır.
Dünya zamanının pençesinde koşturuyor insanlar.
Biz şiirin, aşkın, avareliğin delileri, zamanın çok ötelerinde kaldık.
Aile her şeydi ama aslında bütün insanlık bir aile değil miydi?
‘Gelmeyecek bir gideni,Olmayacak bir nedeni, Beklediniz mi
İnansaydım, bir ömür beklerdim gelmeni
Ve inan, saydım bir ömür geçti beni sevmeyeli.
Minnet duyduğunuz şeylerin kendisi olduğunuz yeni bir yıl diliyorum hepinize.
Özdemir de ben de o eski deliliklerin içinde değiliz artık. Rüzgarlar esip o deliliklerini alıp götürdü. Kavak yelleriydi onlar. Biz şiirin, aşkın, avareliğin delileri, zamanın çok ötelerinde kaldık. O anlar içinde gene varız gibime geliyor. Kaybolmasına imkan olmadığını sandığım bir anlam var o zaman parçası içinde. Ama geçenden bir umut da aramak boşuna ya! Çünkü yalnız bugün var. Hep bugün ve bugünün içinde var olan kişiliğimiz.
eksik kalmak kendinin en büyük düşmanıydı
+ Görüyorsunuz kitaplar arasındayım. Okumak çocukluğumdan beri bende bir nevi hastalıktır.
– Okumak cezalandırılmayan kötü bir alışkanlıktır.
Hayat karmaşıklaştıkça, insanın kendisiyle arasındaki mesafe de artıyor.
İnansaydım, bir ömür beklerdim gelmeni
Ve inan, saydım bir ömür geçti beni sevmeyeli.
Siyah ya da beyazım. Asla gri olmayacağım.
Yaşamak değil,beni bu telaş öldürecek.
Anlamlarının hepsini o kapının ardında bırakmıştı. Artık içi bomboştu sözlerin ve de zifiri karanlık. Seyreldikçe hakikati, vücut buluyordu ait olamadığı ne varsa. O eksildikçe, çoğalıyordu dışarının gürültüsü. Daha ne kadar durabilirdi o kapının önünde? Berzahta mı asılı kalmıştı yine? Bu kaçıncı ayrılıştı, kaçıncı devri daim?
Gidenin arkasından uğurlamıştı kendini de. Tepeden tırnağa ölümlü ve baş başaydı uykuya teslim edeceği zannî sûretiyle.
Sevdim sevilmedim,
Seveni sevemedim
Derin derin sonbaharın kokusunu çekti ciğerlerine. Hasret vardı içinde, hırçın ve ayaz. Merdivenlerden usulca inerken trabzanlara değdi avuçlarındaki bulutlar. Çatır çatır şimşekler çaktı , muazzam bir gök gürültüsü duyuldu şehirden , semada tek bir bulut bile yokken
Dilek Türel
Oysa bilmezlerdi ki, en güzel rüyalar uyanıkken gördüklerimizdi
Dilek Türel
Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi?

-Özdemir Asaf-

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir