Romain Gary (Emile Ajar) kitaplarından Kadının Işığı kitap alıntıları sizlerle…
Kadının Işığı Kitap Alıntıları
On dakikadır hiçbir şey içememiştim ve endişelenmeye başlıyordum: Her an ayılacağımı hissediyordum.
Ve ben size, ‘Sizi seviyorum,’ demiyorum. Deneyelim, diyorum. Mutsuzluğa saygılı olmak için hiçbir sebep yoktur. Hiçbir.
Sevmek, yalnızca sakınmanın yolunu şaşırdığı haritasız ve pergelsiz bir serüvendir.
Gülüyordu. Gözlerinin çevresinde kırışıklıklar oluşuyordu ve yıllar buralarda gelip yerlerini alıyordu.
Yaşamın yakamızı bıraktığı bir gerçekti ve buna da hep rastlantı adı verilir.
Kelimelerin işi de bizi sıkıntıdan kurtarmaktır. Kelimeler seni su yüzüne çıkartan toplardır.
Aramızda olanaksızlık var : Bunu paylaşabiliriz.
İnsan bir kez umutsuzluğa düşünce her hangi bir şeye inanmaya hazırdır.
İnsan yaşama sebebini kaybedince,ama gene de yaşamaya çalışırsa,suçlu hisseder kendisini .
Karşı koymak ,ölüme göz yummak ,hayatta tutmak için sevmek gerekiyordu.
Herkes yalnızlığı haykırıyor ve aşkı haykırdığını bilmiyor. Oysa insan yalnızlığı haykırdığında her zaman aşkı haykırır.
Yaşamın anlamının bir dudak tadı vardır.Orada hayat buluyorum ben.
Sevmek, aşırı bollukta büyüyen tek zenginliktir. Ne kadar çok verirseniz,size o kadar çok kalır.
‘Birlikte mutlu olmak için ayrı ayrı mutsuz olmak yeterli değildir. Rastlaşan iki umutsuzluktan bir umut çıkabilir, ama bu yalnızca umudun her şeyin üstesinden gelebileceğini kanıtlar.’
‘Her mutlu aşk bizim renklerimizi taşır.’
İnanmıyorum artık,
İnsan yalnızlığını haykırdığında her zaman aşkı haykırır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yitirmiş olduğum her şey bana bir yaşama sebebi veriyor.
İnsan ne düşündüğünü bilir, ama söylediğini bilmez artık. Yoldan çıkmış sözcükler keyiflerine göre bir şeyler yapmaya çalışırlar.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sabrım taşmıştı, çok pis bir gece geçireceğimi sanıyordum, ama böyle bir eğlenceye de ihtiyacım yoktu.
Mücadeleye ve bütün gücümüzle inanmaya devam etmeliyiz. Kendimizi umutsuzluğa koyverme hakkına sahip değiliz
Sıkılmış yumruklar yalnızca yumrukların güçsüzlüğünü belirtir ve cesaret denen şey de su götürür bir şeydir, çünkü yaşamaya yardım eder.
Yaşam hiçbir şeye ve hiç kimseye saygı göstermeyince yaşama saygı ne demek oluyor?
İnsan bir kez umutsuzluğa düşünce herhangi bir şeye inanmaya hazırdır
ama insan nerede yaşıyorsa orada umutlanır.
Bir tek kişiyi yitirirsiniz ve yaşamınız dopdolu olur.
Her şey geçer, her şey kırılır, her şey yorulur.
Birlikte mutlu olmak için ayrı ayrı mutsuz olmak yeterli değildir. Rastlaşan iki umutsuzluktan bir umut çıkabilir, ama bu yalnızca umudun her şeyin üstesinden gelebileceğini kanıtlar
Çok, hiç kimse demektir.
Mutsuzluğa saygılı olmak için hiçbir sebep yoktur .
Herkes yalnızlığı haykırıyor ve aşkı haykırdığını bilmiyor. İnsan yalnızlığını haykırdığında her zaman aşkı haykırır.
Hiç kimseye bağlı olmadığınızda, rahatça kaçabilirsiniz.
Yalnızca ölemeyecek olanla yaşanır ancak.
Michel, ağızdan yapay solunum insanı yaşama geri döndürebilir, ama bu bir yaşama biçimi olamaz.
Dağları yerinden oynatmakla başlamayacağız. Rahat olun, dağlar gelip bizi bulacaktır.
Yaşamın her zaman vereceği bir şeyler vardır.
Siz ve ben dayak yedik. Yenildik hiç kuşkusuz. Ama bütün zaferler buradan geçer.
Aşktan hiçbir şey anlamıyorum.
Çünkü aşk her şeyi anlar, her şeyi cevaplar, her şeyi çözümler ve her şeyi ona bırakmak gerekir.
Hepimiz yenilmek için doğduğumuzu biliriz, ama gene biliriz ki hiçbir şey hiçbir zaman bizi yenmeyi başaramamıştır ve başaramayacaktır.
Şunu da bilmeniz gerekir ki bütün zincirler biyolojik değildir, bazıları bizim eserimizdir ve kırılabilir.
Mücadeleye ve bütün gücümüzle inanmaya devam etmeliyiz. Kendimizi umutsuzluğa koyverme hakkına sahip değiliz
İnsan bir kez umutsuzluğa düşünce herhangi bir şeye inanmaya hazırdır
Yaşamalı insan! Mutlu olmalı!
Yaşamda otomatik pilot yoktur.
Çok iyi biliyorum ki inanç dağları yerinden
oynatır, ama bazen de yerinden oynatacak dağlardan başka bir şey vermez.
oynatır, ama bazen de yerinden oynatacak dağlardan başka bir şey vermez.
Öldürecek daha ne kadar zamanınız kaldı?
Ben doğuştan savaşçıyım. Evren gibi kendi kendimin efendisiyim
Kadınları hiçbir zaman anlayamayacağım.
Aptal aptal konuşma, bu dünyada anlaşılabilen ve bir anlamı olan tek şeydir o
Her şey geçer, her şey kırılır, her şey yorulur.
Birbirlerini ellerinden kaçıran birçok erkek ve kadın vardır! Ne oluyor onlar? Neyle yaşıyorlar? Müthiş bir adaletsizlik bu. Öyle sanıyorum ki seni tanımamış olsaydım, yaşamımı senden nefret etmekle geçirirdim.
İşte bunun için bu kadar kin ve nefret dolu insan görüyorsun. Rastlamadıkları her şeyden nefret eden bir sürü insan görüyorsun, halkların dostluğu dedikleri şey de budur.
Buradasınız, kadının ışığı var ve mutsuzluk yaşamın bir özelliği değil artık.
Gerçeklerin tümü, içinde yaşanılabilir türden değil. Çoğu zaman ısıtmaz ve insan orada soğuktan ölür.
Mutsuzluğa saygılı olmak için hiçbir sebep yoktur.
Dağları yerinden oynatmakla başlamayacağız. Rahat olun, dağlar gelip bizi bulacaktır.
Belki de yalnızca umuda gereksinimim vardı benim.
Dünya, güneşin çevresinde dönmeye başladığından beri çok yaşlı bir katildi.
Sizin yaşamınızı istemiyorum. Başka hiçbir bedel istemiyorum. Benimki bana yetiyor.
Kadın olarak kalacağım. Uyuduğum anda hangi havayı alacağımı, hangi yaşta olacağımı, nasıl giyineceğimi bilmek için çünkü kurtuluş böyle olur.
İnsan daha az sevdikçe daha çok sevmeyi deniyor.
Zaten doğa karşısında öyle zaferler kazandık ki havasızlıktan boğulmanın asıl nefes alma biçimi olduğunu ima ediyoruz.
İnsan her zaman sandığından daha pistir.
Birbirlerini ellerinden kaçıran birçok erkek ve kadın vardır.
Saçları benim için çocukluğumun gizlenme yerlerinden daha gizli, daha güvenli bir yerdi.
Yarınlarla ilgili hiçbir şey bilmiyorum, Michel. Bu tür lüks alışkanlıklarım yoktur. Küçük bugünlerden oluşuyorum ben.
Arabanın yanında bir gazete bayii vardı, ilk sayfada şöyle bir başlık okunuyordu: MARS’TA YAŞAM: YENİ UMUTLAR.
Mutlu olmaya çalışacağım.
Senin bununla hiçbir ilgin olmadığını da biliyorum. Sen sorumlu değilsin. Aptalca bir kaza denir buna.
olaylar hiç de rastlantısal değil.
Mutfağa gittim. Aradığım bir şeyi nerede unuttuğumu bilmiyordum ve bunun ne olduğunu da bilmiyordum. Mutfakta değildi ve salona döndüm.
Yaşamın anlamının bir dudak tadı vardır. Orada hayat buluyorum ben.
Oralıyım ben.
Oralıyım ben.
kalp neyle yaşadığını kana açıklamaz
Umutsuz bir insan haindir.
Eee?
Eesi, ne yazık ki gitar çalmayı bilmiyorum.
Eee?
Eesi, ne yazık ki gitar çalmayı bilmiyorum.