İçeriğe geç

Kadının Gizli Dünyası Kitap Alıntıları – Hikmet Saim

Hikmet Saim kitaplarından Kadının Gizli Dünyası kitap alıntıları sizlerle…

Kadının Gizli Dünyası Kitap Alıntıları

Sabahları ıslaklığı daha çok farkediyordum nedense
Tıklım tıklım otobüste, elbise giyip ayakta yolculuk yapmak bazı günler hoşuma gidiyordu dedi..
Henüz 17 ydim Eliyle oynadıkça daha kötü olmuştum
Evlilik erkeklerin seks için ödedikleri bedeldir;seks kadınların evlilik için ödedikleri bedeldir.
İncecik belini uyanır uyanmaz sarmıştı..
Beyaz çoraplarıyla ayağıma basıp kısa boyunu bana yaklaştırdı
Başını kaldırdı ve devam et dedim..
Dilini ayak bileklerimde hissedince anlamıştı..
Her zaman daha derinlerde hissettim diyordu,,,
Gece olunca parmaklarım ıslanıyordu dedi
Gözlüğünü çıkarma dedi ve karşıma geçip, saçlarımdan beni kendine çekti
Eve gelen tamirci makinayı tamir ederken, gözleri adamın kaslarına takılıp kaldı..
Siyah ince çorabımın üstünde ellerini gezdirmeye başlamıştı
Kadehi elimden alıp dekoltemin arasından bir yudum döktü ve ıslak yerlerime bakmaya başladı ..
Dilini boynumda hissetmeye başlamıştım
O gece ten rengi çorabını giyerken olacakları biliyordu
Kadınlar bana yaşamak için örnek oldular, erkekler düşünmek için.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsan bedeni ile ruhunu bir arada eğitmeliydi..
Yaşam, senin yaşamın, karar da senin olmalı
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben daha iyi bir geleceğe inanıyorum ve ilkbahar bugün gelmezse, bir gün kesinlikle gelir.
Siz mükemmelsiniz ve başaracaksınız.
Yeni bir şey kurmak, eski bağları koparmaktan çok daha zor olacak.
Kadın olarak kendimizi tanımaya her zamankinden çok daha gereksinmemiz var.
Hayattaki en büyük kazancım, kendim olarak kalmamdır.
Kadınlar özgür olsalar, yasaları çiğnemek zorunda kalmazlardı.
Hiçbir şey düşünmeden, hiçbir şeyi umursamadan ve hiçbir şey istemeden yaşamaya çalışıyordum.
Fahişeliğin kadının cinsel açlığı olduğunu söyleyen Humeyni yönetiminde fahişeler idam edildi. Babasının ya da erkek kardeşinin sözünü dinlemeyen, fahişe olarak damgalanıyordu. On beş bin kadın, 8 Mart 1979 Uluslararası Kadın Gününde peçe takma zorunluluğuna karşı Tahran’da bir gösteri düzenlediklerinde, Müslüman erkekler, Peçe takmak istemiyorsunuz, demek fahişe olmak istiyorsunuz! Kamışımı istiyorsan, hadi gel, seni düzeyim! diye bağırıp cinsel organlarını tutarak kadınlara saldırdılar.
Bir fahişenin her zaman için aklından çıkarmadığı tek şey, kendisinin bir erkeğe değil, tüm erkeklere ait bir kadın olduğudur.
İnsan hangi şehre, dünyanın neresine giderse gitsin, kendisini de birlikte götürür, bu nedenle çevreden kaçmaya çalışmak boşunadır.
İstemeden yalnız kalmak sizi yıpratabilir, bu yıpranmışlık kısır bir döngüdür. Bu durumda dışarı çıkmak istemez, evde oturur, daha da yalnızlaşırsınız.
Erkeğin kalbine giden yolun mideden daha üstün bir geçide devredilmesinin artık zamanı gelmedi mi? Mide doğal işlevine bırakılmalı, değişik tutkular ve amaçlar için bir geçit olmamalıdır ve kalbe daha üstün düzeydeki yollarla yaklaşılmalıdır.
Yalnız yaşamak istiyorum. Ama şu var ki, bazı günler yalnızlık benim yaşımda bir kadını özgürlükten sarhoş eden keskin bir şarap oluyor; bazı günlerde insana kafasını duvardan duvara çarpmak arzusu veren bir zehir.
Bir kimseyi, her hatasını bile bile sevmek mümkünmüş.
İnsan aşık olunca kendini ya çok genç, ya da çok yaşlı hisseder.
Ben bir Cezayirli, bir Berberi, bir Akdenizli, bir Müslüman, bir mücadeleci olmadan önce bir kadınım.
Erkeklerden korkmayan kadın, erkekleri korkutur.
Bir erkeğe karşı ne zaman açık ve kendim gibi davransam, onunla yatmak istediğimi zannediyor. Reddettiğim zamansa, çelişkili davrandığımı söylüyor. Herhalde erkeklere göre ya her zaman soğuk ve mesafeli olmak, ya da gülümseyip konuştuğum her erkekle yatağa girmek zorundayım.
Moda, erkeklerin bakmaları, kadınların hissetmeleri içindir.
Bir musluktur kadın, çevresindekilerin istek ve duygularına göre açılıp kapanabilen bir musluktur.
Kadınlar duygusallığı, aşk oyunlarını, flörtü, güzel giyinmeyi ve kendilerine bakılmasını seviyorlar.
Kendini beğenmiş yaratık, sen kusurlarını kabul edecek bir kadın değil, sana kusursuzmuşsun gibi davranacak birini, ona vuran eli okşayacak ve ona yalan söyleyen dudakları öpecek bir kadın istiyorsun.
Aşk yalnızca bir ayıp gizleyicidir ve evlilik özetle iki kişilik yalnızlık biçimidir.
Eğer mutlaka evlenmek gerekiyorsa, o zaman bu sadece aşk evliliği olmalıdır.
Ve ne yazık ki, çok karılılığa katlanan kadınlara ne düşündükleri hiç sorulmaz. Sessizliğe mahkûm edildiklerine göre, nasıl sorulabilir ki.
Aşk yalnızca bir ayıp gizleyicidir ve evlilik özetle iki kişilik yalnızlık biçimidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir