İçeriğe geç

Kadın Krallığı Kitap Alıntıları – Ricardo Coler

Ricardo Coler kitaplarından Kadın Krallığı kitap alıntıları sizlerle…

Kadın Krallığı Kitap Alıntıları

bir erkekte hoşuna giden şey nedir?
Başarının anahtarı anahtarda değil, başarının ne olduğunu anlamakta. Bizler arasında, birisinin durumu iyi gidiyorsa, bu hemen çok para kazanması ile ilişkilendirilir. Birikim, sahip olma, nesnelerden büyülenme ve erkekliği veren iktidarın parlaklığı, anaerkilde donuklaşıyor
Erkek krallığında kadınların çalıştığı doğru ve kadınların krallığında erkekler dinleniyor.
Belki de bu feminen bir baskınlığın işareti olsa gerek: Kavga etmenin, en kötü aşağılık şeylerden birisi, utanç verici bir olay olarak değerlendirilmesi-. Hiçkimse bir başkasına hayvani bir şekilde sinirlenerek üstünlük sağlamıyor.
Bu aşk ilişkilerinde kıskançlıktan daha çok hoşgörülü olmak prim yapıyor. Birisi sevgilisi hakkında mülkiyet anlamında konuştuğunda, arkadaşları tarafından sanki budala, bencil ve sahiplenen birisiymiş gibi, alay konusu oluyor.
Bir kadınla açık yürüyen evlilik ilişkisi sürdürüyor olanlara “seks hırsızları” deniyor.
aşk ile evlilik bağı var onların arasında, kısa mesafeli
Açık bir ilişki biraz erken varmak ve biraz geç ayrılmak anlamına geliyor. Gizli olmalı ama artık o kadar değil
Faktörlerin birleşmesinden doğan cinsellik, dağları titreten cinselliktir; gölün içinde kaynama olmaksızın ve hiç kimseyi incitmeksizin.
Küfür de edemiyorlar; küfretmek, genel olarak, erojen bölgeyi ima etmek demek oluyor ya da cinsellikle ilgili bir şeye dokundurmak.
Kadınlar bekliyor, süsleniyor ve arzularını gösteriyorlar
Anaerkil toplumda, kadınların olaylı nesneler gibi kendini onlara bırakmak için erkekleri ayartma fantezisi, bir kez daha söylüyorum, erkeksi bir fantezi. Burada kadın bütün otoriteyi elinde tutuyor ama bir erkek arzusundan eksik, korunmasız ve nazik bir görünüşle sunabilmek için zevkle kendini bırakıyor.
Diğer cinsin hayali olan ideal erkek veya ideal kadın, bize benzer birisidir ve onunla karşılaşmak için azıcık iyi bir gönüllülük yeterlidir.
“hiçbir zaman” ve “her zaman” son derece istikrarsız olan iki tabirdir
Günlük hayat, ilişkiler, arkadaşlıklar, aşk, kıskançlık, duygular gibi konulardaki detayların ortaya çıkması amacıyla daha içsel bir sohbete varabilmek için, formaliteden ve etiketten uzak, kişisel konulardan konuşabilmelerine izin veren bir ortama ve önemli bir dozda güvene ihityaç vardır.
Sert özellikler göstermek yerine, hayatı daha hafife alan birisi.
Bir kadında hoşlarına giden şey nedir?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kadının ellerinde olmak en iyi ellerde olmak demektir
DÜNYANIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNDE, karar verme ve iktidar pozisyonları erkekler tarafından işgal ediliyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Aile içinde olduğu kadar aile dışında da
agresif olmak onursuzluk. Bu, anaerkil toplumun belirgin bir özelliği. Her türlü şiddet reddediliyor. Herhangi bir aşırı tepki, özellikle zor kullanma, kötü görülüyor. Bizim dünyamızda erkeklik, cesaret ya da sporun tuzu biberi olarak tanımlanabilen şey onlar için dayanılmaz olan.
“Aydınlığa ulaşmak için insan vücuduna ihtiyaç vardır.”
Çin’de doğum kontrolü oldukça sıkıdır. Yiyecek herkese yetmelidir ve eğer nüfus azalmazsa açlık kapıda hazır bekli­yordun Dikkatli olunmazsa açlığın bu korkunç ziyaretinden kaçılamayabilir. Hükümet sadece bir çocuğa izin verir. Çiftler ikinci bir çocuk yaparlarsa işten kovulmak, sosyal yardımlar­dan mahrum bırakılmak veya sokakta kalmak gibi bir cezalar­ la karşı karşıya kalabilirler.
“Zamana ve dikkate ihtiyacı olan, kadının zevk almasına önem vermeye çalışır. Bu yolla sevgililer, boşalan dişinin orgazmı ile daha fazla kendinden geçmeyi paylaşabilirler. Onlar, kadın cinselliğinin tinsellik ve mistik enerji ile birleştiğini düşünürler.”
“Seksüel enerji, enerjinin yönetimi önemlidir. Çünkü erotik zevk mistik bir deneyim olarak değerlendirilir. Mistik deneyim çok olduğunda, erotik zevk daha iyi olur.”
Anaerkil toplum, kadın haklarını ve kadının konumunu iyileştiren kanunlar sorunsalı değildir. Anaerkil toplum, basitçe, davranışlar sorunsalıdır. Geri kalan ise bibliyografik referanslardır. Kimin yönetimde olduğuna dikkat edilmelidir ve kadınla erkek arasındaki ilişkilerin eşit olması yeterli değildir. Toplum gerçekten anaerkil bir toplum olduğu zaman, günlük yaşamda kadının hiyerarşisinin ağırlığı hissedilir.
“Anaerkil toplumlarda Hristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık dinlerinde olduğu gibi çok güçlü bir erkek tanrı yok.”
DÜNYANIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNDE, karar verme ve iktidar pozisyonları erkekler tarafından işgal ediliyor.
Bana acıyla, “Sadece erkek çocukları var,” diyor. Bir bar­dak çay daha ikram ettikten sonra, konuşmaya devam ediyor ve kendisinin, soyunu devam ettirecek üç kadın doğurduğu için şanslı sayılacağını söylüyor.
Hint alt kıtasında, kafa avcıları parayla komşu kasabaların kadınlarını avlayıp dişi ruhun özünü bulmak için ganimetleri incelerken, aynı sırada, Avrupa’da doğan psikanalist, kanepe­ de yatan binlerce bireye, “Bir kadın ne ister?” diye soruyordu.
Az da olsa tanıma merakı, hareket hâlinde bir bilmece.
“Arzu yok edilirse arzunun koyduğu diğer talepleri de önlemek mümkündü. Onu yok ederek insanoğlu aydmlanabilirdi ve diğer bir gerçeğin bilincinde olurdu.”
“Gerçeklik, nereden geldiğimizin ve nereye gittiğimizin farkındalığının görüş açısını verebilen perspektifi kaybettirir.”
“Acı çekmenin nedeni arzudur. Öğretilerindeki temel gerçek bunu bilmek oldu. Eğer arzu duyulmaz ise beklemek için hiçbir şey olmayacaktır. Eğer hiçbir şey beklemiyorsak, elde etmediğimiz bir şey için acı da olmayacaktır.”
oturmuş kendi kendi­me “Beni buraya ne getirdi?” diye soruyorum.
“Onun cevabı, dikte edilen ortak bir duyguya benziyordu; orta yolu seçmek en iyisiydi.”
şimdi, medeniyet olarak de­ğerlendirilen noktalardan uzakta, yolumuza devam ediyoruz.
“arzuladıklarıyla kendilerinden beklenenler arasında bir tercih yapmalıdırlar.”
“Bir kadın için en iyisi nedir? Pek çok erkek tanımak mı yoksa bir tanesine adanmak mı?”
“bir kadının, âşık olduğu erkek onu bırakmak istediğinde dünyanın sonu gelmiş gibi hissetmesi zordur. Ona kayıtsız değildir ama o hayatının vazgeçilmezi de değildir. Sevgili, onun varoluş nedenini adamış olduğu birisi de değildir.”
“Peki evliliğin hangi yönü onlara korku veriyor?”
“Bir yabancı ile yaşamış olacaklar ve,” bana doğru açıklıyor, “her zaman aynı insanla.”
“Çekici bir kadın olmalıymış. Hiç şüphe yok ki öyleydi. Özellikle mütevazi kadınlardan hoşlanmayan erkekler için.”
“Onları yakınlaştıran şeyin ne olduğunu sorduğumda, “Konuşmak,” cevabını alıyorum.”
“Bazen görünüşlerin aldatıcı olduğunu biliyorum.”
“Kadınların ve erkeklerin, ne zaman isterlerse ve ne kadar isterlerse eş değiştirebileceğini düşünüyor. Dedikodular ve kıskançlıklar arkadaşlarını eğlendiren konular; onun için önemli olan bir eş bulmak değil, aşkı bulmak.”
“Eğer âşık olduğumu bilmiş olsaydım, o zaman âşık olamazdım.”
Nagovisilerde bir çift eğer tartışırsa, kadın erkeğe, ağaçlarından meyve
almasını yasaklayabilir.
“Bu, anaerkil toplumun belirgin bir özelliği. Her türlü şiddet reddediliyor. Herhangi bir aşırı tepki, özellikle zor kullanma, kötü görülüyor.”
Tarihsel olarak ataerkil bir toplumdan geliyorum. Anaerkil bir toplumun içinde olmak, beni, var olan konumlar tersine çevrildiğinde ve oyunun kuralları değiştiğinde neler olduğunu görmeye dair bir yöntem bulmaya götürecekti. Üstelik bizler arasındaki erkek rolünün zayıflıyor olduğu doğruysa, anaerkil toplumun nasıl
yürüyor olduğunu anlamak, gelecekte bunun nasıl sonuçlanabileceğini de bilmektir.
Loshui’de kadınlar, erkekler karşısında kesinlikle zayıf değildir.
Kadının boyunduruk altına alındığını düşünmek mi? Bu bölgede hayır.Evlenmek isteyen kadınlar? Yok. Babaya saygı duymak? Hangi babaya?
Asya’nın en büyük dağ göllerinden biri olan Lugu kıyısında bulunan Loshui’yu arıyorum. Orada, günümüzde ender ola­rak rastlanan anaerkil toplumların en bozulmamışı bulunu­yor: Kadın Krallığı.
Sa­ğımda yamaç, solumda uçurum, önümüzde ise taşlar var.
“gücün kadınların elinde olduğu bir toplum, erkek iktidarlığındaki bir toplumun tam tersi veya diğer yüzü de değildir.”
“Anaerkil toplumlarda kadınlar arasındaki arkadaşlık, varlığını, uzun zamanlar boyunca ve çok yaygın bir şekilde sürdürerek bugünlere kadar gelmiş gibi. Hiçbir zaman birinin diğeri hakkında kötü söz söylediğini duymadım. Bunun yanında erkekler konusunda aralarında rekabet bulunduğuna işaret edebilecek bir sohbetlerine de denk gelmedim.”
“kadınlar vücutlarına yapışan pantolonlarla ya da cömert dekolteleriyle kışkırtmaya hazırlardı.”
“Çin’de doğum kontrolü oldukça sıkıdır.”
“Dişilik erkek için anlaşılmaz olabiliyor”
“ayna ile gizli bir ortaklıkları varmış gibi, kadın onun karşısında sessizce, rituel bir ayinle, güzelleşmek için ısrar ediyor.”
“çekici olmak, baştan çıkartıcı olma kabiliyetini sürdürmek ve ataerkil toplumlarda olduğu gibi güzel olarak değerlendirilmek burada da önemli.”
Anaerkil toplumda şiddeti ve aptalca para biriktirmeyi küçümsemek, hayatı daha hoş ve dayanılabilir yapıyordu.
Eğer hiçbir şey beklemiyorsak, elde etmediğimiz bir şey için acı da olmayacaktır
Mosuolu bir kadının, âşık olduğu erkek onu bırakmak istediğinde dünyanın sonu gelmiş gibi hissetmesi zordur. Ona kayıtsız değildir ama o hayatının vazgeçilmezi de değildir. Sevgili, onun varoluş nedenini adamış olduğu birisi de değildir.
Aile kurmak için evleniyorlar. Ben ise tam tersini düşünüyorum ; aile olmanın en iyi yolunun kesinlikle evlenmemek olduğunu.
Eğer aşık olduğumu bilmiş olsaydım, o zaman aşık olamazdım.
Aile içinde olduğu kadar aile dışında da agresif olmak onursuzluk. Bu, anaerkil toplumun belirgin bir özelliği. Her türlü şiddet reddediliyor. Herhangi bir aşırı tepki, özellikle zor kullanma, kötü görülüyor.
Erkekler daha iyi vakit geçiriyorlar.” Erkek krallığında kadınların çalıştığı doğru ve kadınların krallığında erkekler dinleniyor.
“Tabii ki hissediyorum. Bütün kızlar evlenmek istiyor.”
Eğer bir ailenin, çocuklarının hepsini okula göndermek için yeterli kaynağı yoksa, okuma-yazma öğrenemeyecek olanlar erkek çocuklar olacaktır.
Bu toplumda bir kız çocuğu sahibi olana dek çocuk doğurmak âdettir. Soylarını devam ettirmenin yolu budur.
Nagovisilerde bir çift eğer tartışırsa, kadın erkeğe, ağaçlarından meyve almasını yasaklayabilir. Eğer bu durum uzarsa boşanmaktan başka bir yol kalmayabilir ya da erkek ölüm derecesinde açlık çeker. Buna karşılık, boşanma ya da erkeğin aç kalması gibi durumlar, aşırıya kaçan, çok uç noktalardaki örneklerdir
Kadının boyunduruk altına alındığını düşünmek mi? Bu bölgede hayır. Evlenmek isteyen kadınlar? Yok. Babaya saygı duymak? Hangi babaya?
Kadın çok etkili ve erkekten daha fazla yetenekli. Bu da sorumluluğu kadınların almasını açıklıyor.
Birisi sevgilisi hakkında mülkiyet anlamında konuştuğunda, arkadaşları tarafından sanki budala, bencil ve sahiplenen birisiymiş gibi, alay konusu oluyor. Can sıkıcı bir durum ama bir erkek sinirlilik gösteriyorsa, büyük bir ihtimalle bunun nedeni kadının ilişkiyi bitirmek istemesi. Bu olağan bir durum değil. Genellikle çok az agresifler ve herhangi bir şekilde şiddet göstermek onları utandırıyor.
Sinema bizi mutlu sona alıştırdı, aşk her şeyi çözüyor. Anlaşılmayan tek şey, mutlu sonla biten filmler yapan aktörlerin, kendi hayatlarını çoğu kez korkunç bir sonla bitiriyor olmaları.
Bana bir şey söyleyeceği zaman, durumu anlamasına rağmen ve hiçbir zaman bana bir emir veremeyeceğini bilmesine rağmen, emir kipinde konuşuyor. En azından benim umduğum, endişelendiğim şey bu; çünkü “hiçbir zaman” ve “her zaman” son derece istikrarsız olan iki tabirdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir