İçeriğe geç

Journey to the Centre of the Earth – Stage 2 Kitap Alıntıları – Jules Verne

Jules Verne kitaplarından Journey to the Centre of the Earth – Stage 2 kitap alıntıları sizlerle…

Journey to the Centre of the Earth – Stage 2 Kitap Alıntıları

&“&”

Bu bedende kalp attığı sürece her zaman ümidim olur.
İnsanin kalbi attıkça her zaman bir şans vardır.
iki kalbin anlaşması baharı yüz yıl uzatır.
Her an bir umut vardır. İnsan kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!
Gerçek bitmeyen bir can çekişmedir. Bu dünyanın gerçeği ölümdür. Seçim yapmak gerek; ya ölmek, ya yalan söylemek
Seni çok seviyorum."
Kendine has bir kişilikti.
Eğer bilim ağzını açmışsa gevezeler susmalı ve ona uymalı.
Yeryüzünde en karanlık gecede bile ortalıkta gene bir aydınlık vardır.
“Kuşlar yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir.
Her an bir umut vardır. İnsan kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan, yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır…"
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır…
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Bu durumda Allah’a yalvarsam, beni dinleyeceğini düşündüm. Allah’a bu yakarış, az da olsa beni rahatladı.
İradesi olan bir insanın kalbi çarptıkça, vücudu hareket ettikçe ümitsizliğe kapılacağını kabul edemem.
Her an bir umut vardır. İnsan, kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!"
Grauben, tüm güzelliğiyle ve gülümseyen yüzüyle sürekli belleğimdeydi. Ölmek neyse de onu bir daha göremeyecek olmak beni kahrediyordu.
Her an bir umut vardır. İnsan, kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!
Bilinmeyen her zaman heyecan vericidir, gizemlidir; ama bir o kadar da korkutucudur
Çünkü insan hata yapa yapa sonunda gerçeği bulabilir.
Kuşlar yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir.
İnsanın kalbi attıkça , her zaman bir şans vardır."
Et quacumque viam dederit fortuna sequamur.
(Kaderin bize açtığı yolu izleyeceğiz.)
Vergilius
Ah! Kadın kalbini anlamak ne kadar da zor!"
İnsanin kalbi attıkça her zaman bir şans vardır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır."
Yol boyunca gezmenin, dünyayı dolaşmanın ne kadar rahat olduğunu, insanı nasıl mutlu ettiğini düşündüm. Tabii, bu gezi dünyanın üstünde olursa… Yerin altı olunca, iş değişiyordu!
Her an bir umut vardır. İnsan, kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır. Bunu unutma!
Bu geziyi başarı ile sonuçlandırmalıydık. Mademki insandık, bizim başaramayacağımız hiçbir şey olamazdı.
Axel, bilim de kimi zaman yanılır. Aslında bu hataların bir bakıma yararı da vardır. Çünkü insan hata yapa yapa sonunda gerçeği bulabilir."
Yeryüzünde, en karanlık gecede bile ortalıkta yine de bir aydınlık vardır.
İyi iyi de, hangi güçle aşacağız o yolları?"
"Gücüne ne oldu?
"Yarın tek damla suyumuz kalmayacak amcacığım!"
"Cesaretimiz de mi kalmayacak?"
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Hey, galiba herkes akıllı, ben deliyim, ya da herkes deli bir ben akıllıyım.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır."
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır."
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır."
Ne..? Hala bir kurtuluş şansımız olduğuna mı inanıyorsunuz..?
Evet..! Elbette, evet..! Eğer kalbi çarpıyorsa, teni de soğumadıysa, irade sahibi bir insanın ümitsizliğe kapılmasını kabul etmiyorum…
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Her an bir umut vardır. İnsan kalbi çarptıkça umudunu yitirmemeli. Her insan, yaşadığı sürece yaşama dört elle sarılmak zorundadır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.
İki kalbin anlaşması,ilkbaharı yüz yıl uzatır.
iki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır."
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
Umudumu kaybetmiştim
Umudunu asla kaybetmemeyi öğrenmelisin.
İnsan ırkının hiç şimdiye denk hiç bilmediği bir dünyaya ilk kez adım atılacak. "
Yocul, İzlandaca dağ buzulu demek.
Ah! Bunca zamandır yüzüme bakıyormuş ve ben göremedim! "
Bilim konuştu mu, susmaktan başka çare yoktur.
Ah, kadın kalbini anlamak ne kadar da zor..
Bilimde her kuram bir başka kuramla çürütüle bilir.
Riski göze almayanlar, başarılara imza atamazlar.
Bir pazar günü, 24 Mayıs 1863’de, dayım Profesör Lidenbrock, eski Hamburg’un en eski sokaklarından biri olan König-Strasse 19 numaradaki küçük evine aceleyle dönmüştü.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır.
iki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır."
Hiçbir insanoğlu benim kadar yalnız kalmamıştır."
– Siz hiç ümitsiz kalmaz mısınız?
– Hayır. Bir kurtuluş şansı olacak. Bu bedende kalp attığı sürece her zaman ümidim olur.
Düştüğüm ümitsizliği anlatacak sözcük bulmak olanaksız"
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır"
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüzyıl uzatır..
iki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır."
Kuşlar yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir.
İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.
İki kalbin anlaşması baharı yüzyıl uzatır.
O anda gözlerinin önündekileri değil, neyi düşünüyorsa onu görüyordu.
Caddeler bana bunaltıcı göründüler. Buralarda nefes alabilmem için yeter derecede hava yok gibiydi. Kafamın içinde birbirine zıt faraziyeler dans ediyordu. Bunlardan hiçbirisine tam mânâsıyla bağlanamıyordum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir