İçeriğe geç

İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara – Mevlana Kitap Alıntıları – Hakan Mengüç

Hakan Mengüç kitaplarından İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara – Mevlana kitap alıntıları sizlerle…

İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara – Mevlana Kitap Alıntıları

Dem, bir kitap okuyup üzerine de uyku uyumak değildir. Hikâyeyi yaşamaya devam etmektir, sonsuz olasılıkları üzerine derin muhakemeler yapmaktır, hikâyeyi anlamaktır Üstelik onaylasan da onaylamasan da hiç yargılamadan anlayabilmektir. Okuduğumuz kitapları çabuk unutuyor olmamızın sebebi de budur işte. O kitabın üzerine demlenilmemişse, düşünülmemişse, içsel muhakemesi yapılmamışsa, içeride fikir mesaisi harcanmamışsa, enine boyuna bir iç süzgeçten geçirilmemişse uçar gider. İçselleşmeyen bilgi bir işe yaramaz. Bu yüzden çok kitap okumak, Haftada iki tane üç tane bitirdim! diye övünmek sayı fetişizmine düşmekten başka bir şey değildir. Ayda bir kitap okuyup üzerine demlenmek, haftada beş kitabı okuyup unutmaktan daha evladır.
Okuyarak öğreneceksindir belki ama ancak aşkla anlayacaksın.
İlmin gayesi, Yaradan’a ulaşmaktır. Aşktır. Aşka ulaşmayan ilim, ilim değildir. İlim seni aşka götürmüyorsa, cehalet ondan daha hayırlıdır.
Dinlemeyenler öğrenemezler
Öğrenemeyenler bilemezler
Bilemeyenler olamazlar
Olmanın yolu bilmekten geçer
Bilmek ise dinlemekle başlar..
Ben ölünce bana öldü demeyin.
Çünkü ölüydüm ölümle dirildim.
Dost aldı, götürdü beni
Günümüzde her ne kadar sitem etmek amacıyla kullanıyor olsak da, sufiler birbirlerine aşk dilerler. Hayatında Aşk olsun derler. zamanla kısaca aşkolsun dönmüştür dilleri
Âşıkların sözlerini alıp satan aşık mıdır
içini görmez sarayın vasfeder duvarını
Yanmamış insana, ateşi nasıl tarif edersin?
Gözyaşının bile görevi varmış.
Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
Gözlerin ağlaması ruhun gülmesidir.
Suskunluğun gizlediği o kelimelere sığmayan hakikati dinlemek gerekiyordur herhalde…
“Dinle!” İnsanoğlu…
Sessizliğin içindeki hakikati dinle…
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor.Derin denizleri ise ancak derin sevdalar.Anladım ki,derin ve esrarengiz olan her şey susuyor.Anladım ki susan her şey derin ve heybetli…
Her şeyin bir zamanı olduğu gibi bilginin de bir anlaşılma zamanı vardır…
Bugün anlayamamış olan belki bir zaman sonra anlamış olacaktır ya da hayatı boyunca hiç anlayamayacaktır.
Çünkü cahille sohbet etmek zordur bilene,çünkü cahil ne gelirse söyler diline…
“Ne kadar bilirsen bil,bildiklerin karşındakinin anladığı kadardır.”
Anlaşılma çabası boşunadır.
Anlaşılmamak seninle ilgili bir mesele değildir,anlayamayanla ilgili bir meseledir.
Anlamaz olgun adam ham adamdan
Söz hem az hem öz gerekir vesselam.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Sessizlik en güzel sestir duyabilen için.
Her deneyim,her insanda başka bir sınava dönüşebilir.Kimi hayata yeniden başlar bir sınavla,kimi geciktirir kendini,içine kapanır.İkisi de başka ödevler almışlardır ama aynı durumdan…Ne iyi, ne kötü ,ne doğru ne yanlış…İkisinde ihtiyacı olanla buluşmuştur nihayetinde…
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Derdimizden Gün zamansız dolmada
Her yanlış bir günle yoldaş olmada
Kendine,ilahi düzene ve yaşama güven duymayan insan korkuyla benlik alanını korumaya yönelir.Kibre,hırsa,benlik savaşına,kıskançlığa kapılır.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımda severim.
Olur Ya…
Kalp durur…Akıl unutur…
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur ne unutur.
Gerçeği öğrendim bir gün…
Ve gerçeğin acı olduğunu…
Sonra dozunda acının,yemeğe olduğu kadar hayata da
Lezzet kattığını öğrendim.
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi…
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi…
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra…
Ve bir süre sonra yazı,kendimi öğretti bana…
Olanın içindeki hayrı anlar…Bu ona ne kadar acı ve hüzün de verse,yüreğindeki sevgi güçlü gelir ve yarım kaldığı yerde devam eder yaşam yolculuğuna.
Şu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol…Menzilin daima yokluk olsun.İnsanın bir çömlekten farkı olmamalı.Çömleği sağlam tutan dışındaki şekil değil, içindeki boşluktur.İşte tıpkı bunun gibi insanı da insan yapan şey,benlik zannı değil,hiçlik bilincidir.
Önce vazgeçmeyi bilmek gerekir.
“Dem”durup beklemek değildir sadece…Hiçbir şey yapmıyor gibi görünürken bile çok şey yapabiliyor olmak demektir ki bu da başka bir ustalık sanatıdır işte…
Herkesin ve her şeyin bir yedeği var.Sen değilsen başkası…
Dem, sessizliğin içindeki sesi duymaktır.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya
Kalp durur
Akıl unutur
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur ne de unutur
Mevlana’ya göre zorlukların en yoğun olduğu anlarda en güzel hediyeler gelir. Baharlar, sonbaharda saklıdır. Sonbahardan kaçma, yağmurlara küsme
“Allah seni özgür yaratmışken kimsenin kölesi olma”
Hz.Ali
Yürümediğiniz yolun seyyahı olamazsınız.İçinde boğulmadığınız deniz hakkında konuşamazsınız.Issızlığında kaybolmadığınız çölü kimseye anlatamazsınız.Hem zaten anlattığınıza da kimse inanmaz…
Aşk acısı taşımayan yürek ya deliye aittir ya ölüye.
En doğrusu buydu dersin ve daha doğrusunu almaya kapatırsın kendini. Aşk buydu işte dersin ve hakiki aşka kapatırsın kendini Oysa insan okyanus kadar genişletebilmeli, enginleşebilmeli ki dolup taşabilsin, ustalaşsın, büyüyüp gelişsin
Ey can ! Doğru insan mutluluk, yanlış insan tecrübe bırakır. Hiçbir şey boşa yaşanmaz.
Olur ya
Kalp durur
Akıl unutur
Ben dostlarımı ruhumla severim .
O ne durur ne de unutur
Şu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol. Menzilin daima hiçlik olsun. İnsanın bir çömlekten farkı olmamalı. Çömleği sağlam tutan dışındaki şekil değil, içindeki boşluktur. İşte tıpkı bunun gibi insanı da insan yapan şey, benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.
– Şems-i Tebrizi
Sonuç tek başına bir hedef olamaz. Süreç de sonuca dahildir çünkü insan zaten yoldayken büyür, final çizgisi birdenbire gelişmez. O final ipini göğüsleyip ustalıkla zirvelere çıkanlar da uzun yollar boyunca büyüyüp gelişerek geldiler. Zirvede birdenbire çiçek açmadılar.
Doğru insan mutluluk, yanlış insan tecrübe bırakır. Hiçbir şey boşa yaşanmaz.
Dinle insanoğlu…
Sessizliğin içindeki hakikatı dinle…
“ Bulmak için arama! Ama unutma ki bulanlar da arayanlar olmuştur hep “
Her ne olursa olsun, sevgiyle dolu bir yürek küllerinden doğar yeniden.
Bizi bizden başkası zaten ayıramazdı. Bize bunu bizden başkası yapamazdı.
Ah be sevgili hamdım belki ama piştim yandım. Zaten beni senden başkası yakamazdı.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya
Kalp durur
Akıl unutur
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur ne de unutur .
“ Güneş de her gece batıyor gibi gözükür ama aslında dönen dünyadır. Güneşin batıp çıktığı yoktur. “
Dili, dini, rengi , ırkı , yaşı , kültürü , eğitimi ne olursa olsun , insanın gözyaşı ortaktır.
“ İstediğin bi şey olursa bir hayır,
olmazsa bin hayır ara “
Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kıyl ü kaal imiş ancak
– Fuzuli
İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı.
Sen yola çık, yol sana görünür
Aradığın şeyi okuyarak bulamazsın. Onu ancak kalbinle bulursun.
Sonuç tek başına bir hedef olamaz Süreç de sonuca dahildir çünkü insan zaten yoldayken büyür, final çizgisinde birdenbire gelişmez.
Kaç adım yol gittiğinin bir önemi yok! Terlemekten ne anladığının bir önemi var.
Nasıl öleceğin bile yolu yürüyüş biçimine bağlı.
Gör zahidi kim sahib-i irşad olayım der
Dün mektebe gitti bugün üstat olayım der

-Bağdatlı Ruhi

Sen yola çık, yol sana görünür
“Aradığın şey o kitaplarda değil…” der Şems.
“Aradığın şeyi okuyarak bulamazsın. Onu ancak kalbinle bulursun. Dünyadaki bütün kitaplar, bütün hesaplar aklın bir oyunudur sadece. İnsan aklının oyunu… Bütün bu kelimeler, sözler, laflar sevginin yerini tutmaz. Okuyarak öğreneceksindir belki ama ancak aşkla anlayacaksın.”
Hamdım, piştim, yandım!
Her an mutlu olmak diye bir şey yok. Mutluluk kadar sıkıntı da var hayatta. Huzur kadar huzursuzluk da var. Hepsini hissedeceğiz. Gece olduğu için gündüz de var. Siyah var ki beyaz da görünüyor. Hayatın dengesini gör.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu.
Ağlamanın da , hüznün de , sarhoşluğun da temelinde hep sevgi vardır.
Beden sınırdır, nefes sınırsızlık
Beden gösteriştir, nefes tevazu
Beden korkudur, nefes güven
Beden koşuldur, nefes koşulsuzluk
Yaradan’ ın ruhundan üflediği ruhtur insanoğluna
Mevlana ‘ ya Aşk nedir ? diye sormuşlar. Nasıl anlatayım ki , ben ol ki bilesin demiş..
Aşıkların sözlerini alıp satan aşık mıdır
İçini görmez sarayın vasfeder duvarını
Yanmamış insana , ateşi nasıl tarif edersin ?
Ömründe deniz görmemiş birine suda boğulmayı nasıl anlatırsın ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir