Kolektif kitaplarından İslamofobi kitap alıntıları sizlerle…
İslamofobi Kitap Alıntıları
Hiç unutulmasın kadar, aklı karıştırılmış ve inanç sistematiği sarsılmış topluluklar baskın dinlere yenik düşerler. Örnek, bin yıllık geleneğe sahip olan Roma imparatorluğu sadece 14 yıl içinde, hemen hemen hiç bir kentte çoğunluğu olmadığı halde, kilisenin egemenliği altına girmiştir. Tüm İslam coğrafyası böyle bir tehlike ile karşı karşıyadır.
Abbasilere gelinceye kadar, neden Thales’ten Aristo’ya kadar Yunan filozoflarının kitapları bilimsel ve entellektüel büyük bir uyanışa ilham kaynağı olmadıkları sorusunun cevabı da önemlidir. Bu kitaplar gizli değildi, iyi bir hristiyan olan Justinyen (525-565) çoktan-rıcılığı ve paganizmi yayıyorlar diye Atina okulunu kapaymış, eflatun ve Aristonun kitaplarını yasaklatmıştı.
Marx ve Engels e göre Bizans/Yunan Batı Uygarlığın , Osmanlı/Türk ise Doğu Barbarlığı , ile özdeştir. Batı uygarlığı aynı güneş gibi, bu köprüden geçmeden dünya etrafından dönmez..
Doğu ve İslam’a ait düşünce de dahil hiçbir şeye tahammül edemeyen Hegel’e göre tin/düşün Dogu’dan doğar; ama Doğu’da dizginleşemez; çünkü Doğu’da irade ve bilinç özgür değildir. Öz bilinç ancak Batı’da özgürleşir. Doğu’da ışık dışı, Batı’da içi aydınlatır. Doğulular, insanın insan olduğu için özgür olduğunu bilmezler. Bu nedenle, Dogu’ya özgü şeyler felsefeden silinip atılmalıdır.
İslam’a ilişkin Batı karşıtı, hoşgörüsüz, gayri medeni, irrasyonel bir din olduğu algısı oluşturulmak isteniliyorsa, o zaman İslam’ın sıkça kadına bakış açısı gündeme getirilmektedir. Bunun da temel nedeni, batı dünyasında modernliğin veya geri kalmışlığın kadınlar sorunsalı üzerinden tanımlanmasıdır.
Alman medyasında İslam algısına yönelik yapılan çok sayıda araştırma, alman medyasının 11 Eylül öncesinde tüm haberlerin yüzde 50’inde İslam’ı şiddet ya da terör olayları ile ilişkili olarak gündeme getirdiği; 11 Eylül sonrası ise bu oranın yüzde 80’lerin üzerine çıktığı ortaya konmaktadır.
1945 #8242; ten sonra ideolojik olarak düşman öteki diye tanımlanan komünizmin ortadan kalkmasıyla dünyaya yeni bir düşman öteki arayışına itmiş ve bu arayış çok geçmeden komünizmin yerine İslam’ın ikame edilmesiyle son bulmuştur.
Hollanda İslamofobinin güçlü şekilde hissedildiği bir Avrupa ülkesidir. Hollanda’da göçmen ve Müslüman karşıtı sağ siyasetin güçlenip, merkez siyasetin konumlanması ve söylemi üzerinde de etki oluşturması kadar medyanın ve entellektüellerinde Müslüman karşıtlığını kuran ve derinleştiren ve bunlara bağlı olarak kamuoyunun değişen algısı bu sonuçta belirleyici olmuştur.
Avrupa’nın gerçekte dışarıya karşı pek dillendiremediği ama tüm eylem ve tutumlarının ana kaynağını oluşturan ve bu bağlamda Avrupa Birliğinin Türkiye’ye yaklaşımını belirleyen temel faktör, hristiyan dinidir.
Marx ve Engels e göre Bizans/Yunan Batı Uygarlığın , Osmanlı/Türk ise Doğu Barbarlığı , ile özdeştir. Batı uygarlığı aynı güneş gibi, bu köprüden geçmeden dünya etrafından dönmez..