İçeriğe geç

İslam’a Giriş Kitap Alıntıları – Muhammed Hamidullah

Muhammed Hamidullah kitaplarından İslam’a Giriş kitap alıntıları sizlerle…

İslam’a Giriş Kitap Alıntıları

ayrıca ilahi irade insan için bir sır olarak kalacağından insanın ilk başarısızlıklar da umudunu asla yitirmemesi asıl ödevidir. Gaye gerçekleşinceye ve imkânsız hale gelinceye kadar tekrar tekrar çaba göstermesi gerekir. İşte ancak o zaman başarmak için her şeyin yapılmış olduğu an, insanı ruhen yatıştırmak ve tam teselli etmek üzere İslam’ın kader kavramı araya girer: Demek Allah’ın iradesi böyleymiş!
Allah o ebedî kurtuluş âleminde gerçekleştirenlere ve başarılara göre değil niyet ve çabaya göre karar verecektir.
Hâkimler sana hak verseler de , sen kendi vicdanına danış.
Bazen bir şeyin etrafındaki gizem ve sır perdesi, onu hiç bilmeyen ve arayış içinde olan insanlar gözünde o şeyin ,değerini arttırmaktadır
Görüş noktaları ve bakış açıları farklı olabilir.Fakat bakılan şey her zaman aynıdır.
Peygamberlerin gösterdikleri mucizeler, sadece akıl edemeyenler ile aklını kullanıp düşünen insanları aynı seviyeye getirmek içindir.
Kur’ân, her ne kadar nesir olsa da ahenk, mûsikî, uslûp vs. bakımından şiirin bütün özelliklerine ve câzibesine sahiptir.
Mümkün olduğu kadar sade olması gereken kabirler için, aşırı masraflar yapılması yasaktır.
Adem ile Havva’nın torunlarının dörtte biri veya beşte biri, şunu ilân etmek için her gün Mekke’deki Kâbe’ye yönelmektedirler: Allah-u Ekber! (Allah en büyüktür!)
Arap. şiir denince kendini evinde bulur
Halife Me’mun döneminde, bugün bizi şaşırtacak derecede bir doğrulukla, yeryüzünün çevresi ölçülmüştür.
Halife Hz. Ömer zamanında, bazı müslümanlar bir yahudiye ait olan bir arazi parçasını gasbetmiş ve oraya bir cami inşa etmişlerdi. Haberi alan halife, caminin yıkılması ve arsasının yahudiye geri verilmesini emretti.
Yine Hz. Peygamber’in, ölüm döşeğinde iken verdiği şu emrini de hatırlatalım: Benim gayr-i müslimlere verdiğim himâyeye, (emana) titizlikle riayet ediniz (Bkz., Mâverdî). Bir başka hadiste Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: Eğer bir kimse, gayr-i müslim vatandaşa zulmederse; kıyamet günü onların avukatı (zülmeden müslümana karşı) ben olacağım.
İslâm, kadının makul bir varlık olarak kalmasını ister ve onun bir melek olmasını beklemekten ya da şeytana dönüşmesine izin vermekten kaçınır.
Her devirde hem fanatik ruhlu, hem de bağımsız düşünceli insanlara rastlanır. Bu, insanlık hâlidir! Bazıları eski bir üstâdın sözüne meselenin özünü feda etmek isteyecekler; diğer bazıları ise derin uyuşmazlık içinde mâceralarını sürdürecektir.
Hz. Peygamber’in sözleri, şahsî tutumu ve susarak onayları ile ilgili verilerin derlenmesine, -bunlara Hadîs denir- daha Hz. Peygamber’in sağlığında pekçok yazar tarafından başlanmış ve diğer yazarlar tarafından ise buna ölümünden sonra girişilmiştir. Hz. Peygamber’in yüzbinden fazla sahabesi, bize bu konuda bildikleriyle ilgili az veya çok zengin hadisler bıraktılar: Bazıları bunları yazılı olarak (en son araştırmalara göre elliden fazla) kaydetmiş; diğer bazıları ise sözlü olarak başkalarına nakletmiştir.
Müslümanlar, Yahudiler ve Putperest Arapların oturdukları, özerk köylerin bir konfederasyonu şeklinde kurulmuş olan bu ilk İslâm Devleti, Medine şehir-devleti olmuştu. Devletin yapısı bile, belgesi bize kadar ulaşan ve bu devletin anayasasında resmen kabul edilen bir dinî hoşgörüyü gerektiriyordu.
Hz. Peygamber, bir zaruret olmadan ağaçları kesmeyi dahi yasaklamıştır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.
Az konuşmak, anlamsız ve boş sözlerden kaçınmak, mümkünse bütün kötü konuşmaları terketmek demektir.
Kendisini insanlara derviş olarak sunan birisinin, sadece görünüşte böyle olup, aslında kuzu postuna bürünmüş bir kurt olması mümkündür.
Bilgi Müslümanın kaybolmuş malıdır, nerede bulursa onu alsın.
Hz. Muhammed (sav) Bir toplumun lideri, aslında onun hizmetçisidir. demiş, bu sözün doğruluğunu ve halkının dinî ve siyâsi liderliğini yaparken hiçbir kişisel çıkar gözetmediğini kanıtlamak için, İslâm devletinin müslümanların vergilerinden oluşan gelirlerinin, kendisi ve kabilesi için haram olduğunu açıkça belirtmiştir.
Mutasavvıflar, bedenlerinin egemenliği altındaki insanların ruhlarını olgunluğa erdiremeyeceklerini savunurlar.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsan Allah’a doğru sonsuz bir seyahat halindedir. Öyle ki Cennet ve Cehennem bile bu yolculuğun birer gölgesi olmaktan öte geçemezler.
Hakim sana hak vermiş olsa bile, kendi vicdanına danış.
İslâm, insanın bu iki cephesinin (ruh ve beden) ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmaz, bunların birbirinin tamamlayıcısı olduğunu ve biri için diğerinin feda edilemeyeceğini de ısrarla telkin eder.
Tarihin şahit olduğu yirmiye yakın medeniyeti -belki de şu anda bir yenisinin doğuşuna şahit oluyoruz- incelediğimizde, bir grubun yüksek bir uygarlığa erişmiş olmasının, diğerlerinin tamamen ilkel topluluklar olduğu anlamına gelmediğini görürüz.
Hz. Peygamber (sav) Müslümanlara namazlarında Arapçayı kullanmalarını emretmişti. İslâmiyeti kabul etmiş olan bazı İranlılar, namazda okunması gereken dua ve âyetlerin Arapçalarını ezberleyinceye kadar geçecek süre içinde bu ibadetlerini aksatmak istemiyorlardı. Hz. Peygamber’in (sav) izniyle, İran kökenli bir Müslüman olan Selman-i Farisî (ra.) Kur’an’ın ilk suresini Farsça’ya çevirdi ve İranlılar özel bir izinle, Arapçalarını ezberleyinceye kadar, namazlarında dua ve surelerin Farsça tercümelerini okudular (Serahsî, Mebsut, I, 37).
Allah’ın topluma bir peygamberi aracılığıyla ilettiği emir ve hükümler, dinin özünün oluşturmakla birlikte her zaman tek başlarına pratik sonuçlar doğurmayabilirler. Hadislerin önem ve işlevleri işte böyle durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Bütün diller, geçirdikleri evrim sonucu zaman içinde o dilleri konuşan halklar için bile anlaşılmaz hale gelirler. ( ) 1500 yıl boyunca Arapça’nın kelime hazinesi, ne grameri, ne yazılışı ve hatta ne de okunuşu herhangi bir değişikliğe uğramıştır. Nadiren bazı farklılaşmalar olmuşsa da, bunlar, iki eski kullanımdan bugün birinin daha çok tercih edilmesi veya yeni şeyler ifade edebilmek için bir kelimenin manasının genişletilmesi şeklinde gerçekleşmiştir -ki bunlara değişiklik bile denemez-. Allah’ın dünyanın sonuna kadar, her zaman için geçerli olacak bir ilahi mesajı iletmek için böylesine yerleşmiş ve dayanıklı bir dili seçmiş olması O’nun hikmetinden değil midir?
Hz. Osman’ın (ra.) ülkenin değişik bölgelerine gönderdiği Kur’an nüshaları yüzyıllar geçtikçe biri dışında teker teker ortadan kayboldular; Zamanımıza kadar gelebilmiş eksiksiz tek nüsha şu anda İstanbul’da Topkapı Müzesi’nde bulunmaktadır.
Kaynaklar sadece iki âyetten tek bir yazılı nüsha bulunduğunu, bunun dışında bütün Kur’an’ın, Hz. Peygamber’in (sav) doğrudan yazdırdığı birçok nüshayla doğrulandığını önemle vurgular.
33 ay senesinde 32 güneş yılı vardır.
İnsanları aldatmak için ortaya çıktığı zaman, yeryüzünde 40 gün kalacaklar. 1. Günü bir yıl, ikinci günü bir ay, 3 günü bir hafta gibi uzun olacak ve geri kalan günleri sizinkiler gibi olacak.
Mekke’ye giden yabancıların, hârem’e (Mekke çevresindeki kutsal mübarek topraklar)girmeden önce bu ihram üniformasını giymesi gerekir.
İmkanı olan hayatta bir defa haccetmek farzdır. 12.kameri ay olan Zilhicce ayının ikinci haftasında Mekke’de toplanılır ve şehre yakın çeşitli yerlerde yaklaşık bir hafta geçirilir.
Kâbe’yi seninim bir başka zamanında ziyaret etmeye de umre adı verilir.
Çocuğun sağ kulağına ezân,sol kulağına kâmet okunur.
Ezan normal olarak her namaz vaktinde minareden okunanur. Yalnız sabah namazı için haydi felaha dan sonra iki kere namaz uykudan hayırlıdır (Essalatü hayrun minennevm) ilavesi yapılır.
Vücudunu cehalet kirinden sembolik olarak arındırmak gayesiyle bir banyo yaptıktan veya tercihan bir duş aldıktan sonra yeni Müslüman olmuş kişi genellikle iki kişinin huzurunda şehadet kelimesini getirir.
Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur,yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir.
Hz Adem ve Hz. Havva’nın torunlarının dörtte biri ya da beşte biri arasındaki bir kesim Allahü Ekber diyerek her gün Kâbe’ye yönelmektedir.
Kindî, ibni Sina, Farabi, Biruni ve diğerleri Müslüman biliminin dünya tarihinde kimseden geri kalmayan temsilcileridir.
Amiral, kablo,muson, tarife ve benzeri Arap kökenli kelimeler modern Batı medeniyeti üzerindeki İslam etkisinin yeterli şahitleridir.
Suffe adıyla ünlenen bu okul ,gündüzleri sınıf ,geceleri ise öğrencilere yatakhane vazifesi görüyordu.
Hz Peygamber Medine’ye , Mekke’den ve Arabistan’ın diğer bölgelerinden hatta Etiyopya’nın değişik diğer bölgelerinden gelenler için Muhâcirûn(Hicret edenler) adı verilmiştir.
Medine’de zaten şehrin yerlisi Ensâr’ın kabileleri vardı.
Hukukçular hâl ve şartların gereğini yerine getirmek için ,fakat kesinlikle geçici bazı ek vergileri koymanın meşru olabileceğini kabul ettiler Bu vergilere Nevâib(=musibetler)adı verilir.
Sadakât Hz.Peygamber ve ilk dört halife döneminde tek hükümet vergileri idi.
Şafiî,Ebu Hanefi’nin öldüğü yıl dünyaya geldi.
İstanbul (Türk) ile Delhi(Moğol) halifelik iddiasında bulundular.Halifenin bir Kureyşli(Hz.Peygamber döneminin Mekkeli Araplarının soyundan) olması şartına riayet ediliyordu.
Hikmetin(Her türlü bilgeliğin ) başı Allah korkusudur,takvadır diye buyurmuştur peygamber efendimiz.
Davranışlar (ameller) yalnızca niyetlere göre (değerlendirilecek)dir.
AZ
Yemek
Uyumak
Konuşmak
Görüşmek
Harcamak
Bu 5 öğüt İslam ekonomisinin hem maddi hem manevi ilkeleridir.
Gazâlî’nin ifadesiyle böbürlenme bir insanın kendine tapmasıdır ve bu yüzden de bir tür putçuluktur.
Kur’an peygamber ile Allah arasında daima bir mesafe olduğunu açıklar :Derken araları iki yay aralığı kadar kısaldı veya daha az (Necm,53/9)
İnsanın dış cephesine yön veren kurallar fıkıh ,iç cephesine yön verenler ise tasavvufun alanıdır.
Kendini kontrol etme, samimiyet,gerek davranışlarımızda gerekse düşüncelerimizde sürekli Allah’ın gözetim ve denetimi altında bulunduğunu bilme, Allah’ı gittikçe daha fazla sevmek için çaba harcamak.
İnsanların en iyisi baskalarina iyilik yapandır.
Hâkimler sana hak verseler de sen kendi vicdanına danış.
Hz.Osman tarafından il merkezlerine gönderilmiş Kur’ân nüshaları ,sonraki yüzyıllarda birbiri ardına kayboldu. Günümüze kadar ulaşanlardan;
1.Topkapi sarayında
2.İngiltere’deki Hind dairesi Kitaplığında
3 Taşkent’tedir.
Günümüz İslam dünyasında karşılaştırmalı okuma işi mukabele olarak bilinmektedir.
Onüç sene Mekke’de on sene Medine’de olmak üzere ,Hz.Muhammed’in bütün peygamberlik hayatı boyunca Vahiyler devam etti.
Hz.ömer İslam’a girmiş olan 49.kişi olarak bilinir;o Hicret’ten 8 sene önce (peygamberliğe baslayisinin 5.yilinda )Müslüman oldu.
Allah’ın vahyi olan Kur’an,23 senede azar azar indirilmiş ve Hz.Peygamberin emriyle vahiy katipleri tarafından yazıya geçirilmiştir.
Hicretin 10. yılında Hz.Muhammed Mekke’ye Hac için gittiği zaman,orada Arabistan’ın dört bir bucağından bu dini görevde kendisine eşlik etmek üzere gelmiş 140 bin müminle buluştu.Onlara o ünlü Veda hutbesini okudu.
Medine’ye döndükten kısa bir süre sonra hastalandı ve birkaç hafta sonra son nefesini verdi.(632)
Mekkeliler Hicret’in ikinci yılında Hz Peygamber’e karşı güçlü bir ordu gönderdiler.Karsilasma Bedir’de oldu ve Hz.Peygamber tarafından komuta edilen Müslüman mucahidlerden 3 kat daha fazla olan putperestler hezimete uğradılar.
MEDİNE’YE HİCRETTEN HENUZ BİR YIL GECMİSTİ Kİ RUHİ DİSİPLİN ZORUNLU KILINDI. BU ORUCTU.
Hz.Muhammed emanetleri sahiplerine vermesi için yeğeni olan Hz.Ali’ye teslim etti.Ardindan sadık dostu Hz.Ebu Bekir ile birlikte 622 yılında Medine’ye ulaştı.Hicri yıl bu tarihte başlamaktadır.
İslam hukukunun kaynaklarına inmek istendiğinde, her şeyden önce Hz. Peygamber’in şahsi davranışını incelemek zorunludur.
İslam’a göre, yöneticinin vazifesi bir emaneti yüklenmek, bir hizmeti yerine getirmektir. Böylesi bir yönetimde devletin memurları halkın hizmetçileridir.
Allah o ebedi kurtuluş aleminde, gerçekleştirilenlere ve başarılara göre değil, niyet ve çabaya göre karar verecektir.
Allah kulunun üzerinde kendisine verdiği nimetin etkisini görmek ister.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir