İçeriğe geç

İskandinav Mitolojisi Kitap Alıntıları – Neil Gaiman

Neil Gaiman kitaplarından İskandinav Mitolojisi kitap alıntıları sizlerle…

İskandinav Mitolojisi Kitap Alıntıları

Hiçbirimiz ihtiyarlığı yenemeyiz çünkü en nihayetinde o her birimizi alt eder ve gözümüz temelli kapanana dek günbegün bizi zayıflatır.
Eğer bana yalan söylemeseydin tanrıların dostu olabilirdim. Ancak korkun sana ihanet etti. Seni öldüreceğim, Tanrılar Tanrısı. Her şeyin sonu gelene kadar bekleyecek, ardından da Güneş ile Ay’ı yutacağım. Ama en büyük zevki seni öldürürken alacağım.
Bazıları ne kadar kolay nefes alıyorsa sen de öyle yalan söylüyorsun.
Ama ölüleri daha çok seviyorum. Alçakgönüllüler, konuşurken saygı gösteriyorlar bana. Canlılarsa tiksinerek yüzüme bakıyor.
Rüyalarının söylediği gibi yapmıştı ve rüyalar gösterdiklerinden daha fazla şey bilirdi, en bilge tanrıdan bile.
“…gülüşü güneşin doğması gibiydi.”
“Varolan hiçbir şey yoktur ki güneşi sevmesin.”
Sessiz kalan çok az insan hata yaparmış.
Varolan hiçbir şey yoktur ki güneşi sevmesin. Bize ısı ve yaşam bahşeder o; soğuk karı ve kış buzlarını eritir; bitkileri yeşertip çiçekleri açtırır. Uzun yaz akşamları sunar bize, hani o karanlığın asla uğramadığı. Karanlık yalnızca birkaç saatliğine ortadan kalktığında ve tıpkı bir cesedin soluk gözleri gibi soğuk ve mesafeliyken dahi güneş, kış ortasının tatsız günlerinden kurtarır bizi.
“Kafası nasıl eserse öyle davranıyordu sadece. […] en iyi yaptığı şey buydu.”
“Bana adını bahşet, yabancı, sonrada niye seni öldürmemem gerektiğini anlat.”
Bazıları ne kadar kolay nefes alıyorsa sen de öyle yalan söylüyorsun.
Şiirin kaynağının ne olduğunu merak ettiniz mi hiç? Söylediğimiz şarkıların ve anlattığımız ilhamın nereden geldiğini? Bazı insanların nasıl muazzam, mahir ve zarif düşler kurduğunu ve Güneş doğup batmaya, Ay büyüyüp küçülmeye devam ettiği sürece bu düşleri nasıl mırıldanılacak, dilden dile dolaşacak şiirler hâlinde dünyayla paylaştığını kendinize sordunuz mu? Bazılarının çok güzel şarkılar, şiirler ve öyküler yazmasına karşın bazılarımızın da bunu beceremiyor olmasına kafa yordunuz mu?
Her tanrı ve tanrıçanın kendine ait bir fikri vardı ve hepsi de aynı fikirdeydi: Freya, Güneş ve Ay bir yabancıya verilemeyecek kadar değerliydi, ihtiyaçları olan suru üç mevsimde bitirecek olsa dahi.
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Eğer bir şey ters giderse aklıma gelen ilk şey suçlunun Loki olduğudur. Böyle yapmak bana çok vakit kazandırıyor.
Gjallerhon’un üflendiği gün nerede olurlarsa olsunlar, uykuları ne kadar derin olursa olsun tüm tanrılar uyanacak. Heimdall, Gjallerhorn’a bir kez üfleyecek her şeyin sonunda, Ragnarök’te.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ağzını açmamış; sessiz kalan çok az insan hata yaparmış.
“Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, onda en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“…ölüm, tüm yaşamları mümkün kıldı.”
“…ölüm, tüm yaşamları mümkün kıldı.”
Heimdall, Gjallrthorn’a bir kez üfleyecek her şeyin sonunda, Ragnarök’te
Başlangıçtan önce hiçbir şey yoktu: Ne toprak vardı ne gökkubbe, ne yıldızlar vardı ne de gökyüzü. Şekilsiz ve şemalsiz, sisten bir âlem ile durmadan yanan ateşten bir âlemdi var olan.
“Loki, dünyayı hem daha ilginç hem de daha güvensiz bir yer kılar.”
İşte bu yüzdendir ki Odin’e Herkesin Babası denir. Çünkü o tanrıların babasıydı, çünkü o büyüklerimizin büyüklerine hayat üflemişti. Tanrı da olsak fani de, Odin hepimizin babasıydı.
Bir gözünü bilgelik uğruna feda etti. Dahası, bilgi rünleri ve kudrete ulaşmak için kendini, kendine kurban etti.
Ragnarök’ün eli kulağında. Gök yarılınca ve Muspell’in karanlık güçleri savaş seferine çıkınca,Frey kılıcını vermemiş olmayı dileyecek.
Cüceler Gleipnir’i yapmak için gereken malzemeleri topladı.Altı farklı maddeyi bir araya getirdiler:
Bir kedinin ayak izleriydi ilki.
Bir kadının sakalıydı ikincisi.
Bir dağın kökleriydi üçüncüsü.
Bir ayının kas teliydi dördüncüsü.
Bir balığın nefesiydi beşincisi.
Bir balığın tükürüğüydü altıncı ve sonuncusu.
Bunların hepsi bir araya gelecek ve Gleipnir’i oluşturacaktı. (Bunların hiçbirini görmediğinizi mi söylüyorsunuz? Tabii ki görmediniz. çünkü cüceler bunu zinciri yaparken kullandı.)
Ah dedi Loki. Suçu dağıtmak çok zor olacak.Kimin ne önerdiğini kim hatırlıyor ki?
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Loki kendiyle gurur duyuyor gibiydi. Görüyorsun ya, dedi, millet ettiği kelimenin kesinliğini enine boyuna tartsa zaten en bilge, en akıllı, en oyunbaz, en zeki, en yakışıklı Loki’yi hedef almaya cüret ede
Derinizin altındaki kızıl kanı görebiliyorum. Ölümün rengi değildir giydiğiniz – gri, yeşil, beyaz ve mavidir onların üzerindeki.
Ağzını açmamış; sessiz kalan çok az insan hata yaparmış.
Mjollnir’di Thor’un çekicinin ismi.
İskandinav mitleri, upuzun kış geceleri ve bitmek bilmeyen yaz günleriyle soğuk yerlerin mitleridir, tanrılarına saygı duysalar ve onlardan korksalar bile onlara tam manasıyla güvenmeyen ve hatta onları sevmeyen insanların mitleridir.
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Balder sevinçle güldü, gülüşü güneşin doğması gibiydi.
Tehlikeyi göze alamayan kahraman olamaz
Heimdall son nefesiyle. Surtr’un ateşi, dünya ağacına işlemez, ayrıca iki insan Yggdrasil’in gövdesinde kendilerini güvenli bir şekilde sakladı. Kadının adı Hayat, erkeğinki ise Hayata Özlem. Onların torunları dünyayı dolduracak. Bir son yok. Yalnızca eski zamanların sonu ve yeni zamanların başlangıcı bu, Loki. Ölümün ardından her zaman diriliş gelir. Başarısız oldun.
O Elli idi, yani ihtiyarlık. Hiçbirimiz ihtiyarlığı yenemeyiz çünkü en nihayetinde o her birimizi alt eder ve gözümüz temelli kapanana dek günbegün bizi zayıflatır.
İşler yolunda gitmediğinde Thor’un yaptığı şeyler vardı. Yaptığı ilk şey ise olanların Loki’nin suçu olup olmadığını kendine sormak olurdu. Thor düşünüp taşındı. Loki’nin dahi çekicini çalmaya cüret edeceğine inanmıyordu. İşler yolunda gitmediğinde yaptığı ikinci şeyi yaptı bu kez ve akıl danışmak için Loki’ye gitti.
Loki işini bilirdi. Ona ne yapması gerektiğini söylerdi.
Ufukta kaybolana kadar tek gözüyle baktı arkasından ve doğru karar verip vermediğini düşündü. Bilmiyordu. Rüyalarının söylediği gibi yapmıştı ve rüyalar gösterdiklerinden daha fazla şey bilirdi, en bilge tanrıdan bile.
Kurttan uzun bir hırıltı yükseldi. “Yalan söylüyorsun Herkesin Babası. Bazıları ne kadar kolay nefes alıyorsa sende öyle yalan söylüyorsun”.
Ne o dönemlerde ne de şimdi, hiç kimse Odin’in kıçından çıkan bal şarabını içmek istemez. Ancak her ne zaman kötü şairlerin aptalca teşbihler ve çirkin kafiyelerle dolu kötü şiirlerini duyarsanız, hangi bal şarabının tadına baktıklarını bilirsiniz.
Nihai ve utanç verici olan mesele şu ki; Tanrılar Tanrısı kartal şeklindeyken fıçılara ulaştığı ve Suttung’un da tam arkasında olduğu sırada, Odin arka tarafından bal şarabının bir kısmını püskürttü; bal şarabının kötü kokulu, cıvık osuruk hâli Suttung’un tam suratına geldi, devi kör etti ve onu Odin’in kuyruğundan uzaklaştırdı.
O Elli idi, yani ihtiyarlık. Hiçbirimiz ihtiyarlığı yenemeyiz çünkü en nihayetinde o her birimizi alt eder ve gözümüz temelli kapanana dek günbegün bizi zayıflatır.
Hiçbirimiz ihtiyarlığı yenemeyiz çünkü en nihayetinde o her birimizi alt eder ve gözümüz temelli kapanana dek günbegün bizi zayıflatır.
“Şiirin kaynağının ne olduğunu merak ettiniz mi hiç? Söylediğimiz şarkıların ve anlattığımız ilhamın nereden geldiğini? Bazı insanların nasıl muazzam, mahir ve zarif düşler kurduğunu ve Güneş doğup batmaya, Ay büyüyüp küçülmeye devam ettiği sürece bu düşleri nasıl mırıldanılacak, dilden dile dolaşacak şiirler hâlinde dünyayla paylaştığını kendinize sordunuz mu? Bazılarının çok güzel şarkılar, şiirler ve öyküler yazmasına karşın bazılarımızın da bunu beceremiyor olmasına kafa yordunuz mu? “
“Zira sen duyduğum her hikayeden veya bir ozanın yazabileceği en güzel şarkıdan bile daha güzelsin.”
Bazıları ne kadar kolay nefes alıyorsa sen de öyle yalan söylüyorsun.
Bilgi rûnleri ve kudrete ulaşmak için kendini, kendine kurban etti.
Loki’nin suçuydu hepsi. Thor’un çekici dahi Loki’nin suçuydu. Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Başlangıçtan önce hiçbir şey yoktu: Ne toprak vardı ne gökkubbe, ne yıldızlar vardı ne de gökyüzü. Şekilsiz ve şemalsiz, sisten bir âlem ile durmadan yanan ateşten bir âlemdi var olan.
ölümün ardından her Zaman diriliş gelir.
İskandinav mitleri , upuzun kış geceleri ve bitmek bilmeyen yaz günleriyle soğuk yerlerin mitleridir, tanrılarına saygı duysalar ve onlardan korksalar bile onlara tam manasıyla güvenmeyen ve hatta onları sevmeyen insanların mitleridir.
Varolan hiçbir şey yoktur ki güneşi sevmesin.
Çünkü eğer bir şey ters giderse aklıma gelen ilk şey suçlunun Loki olduğudur. Böyle yapmak bana çok vakit kazandırıyor.
Bu, zalim rüzgârların çağı olacak, kurt gibi yaşayanların, birbirlerini avlayanların, vahşi hayvanlardan farkı kalmayanların çağı olacak. Alacakaranlık çökecek dünyaya ve insanların yaşadığı yerler harap olacak, önce yanıp sonra çökecek ve küllere, yıkıma dönüşecek.
O Elli idi, yani ihtiyarlık. Hiçbirimiz ihtiyarlığı yenemeyiz çünkü en nihayetinde o her birimizi alt eder ve gözümüz temelli kapanana dek günbegün bizi zayıflatır.
Freya’nın gözyaşları, altın demenin şiirsel bir yoluydu
Sessiz kalan çok az insan hata yaparmış.
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Sessiz kalan çok az insan hata yaparmış.
Hemen öldür beni!
Zira saçının ve teninin, sesinin ve parmaklarının verdiği hissin kusursuzluğuyla ilgili bir şiir asla yazamayacağım.
Loki, dünyayı hem daha ilginç hem de daha güvensiz bir yer kılar.
Loki hep icatlar yapar. Onun olayı bu. Her zaman zekiydi. Bu yüzden onu yamacımızda tutuyorduk.
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Eğer bir şey ters giderse aklıma gelen ilk şey suçlunun Loki olduğudur.
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minettar kalırdınız.
Bu kitaptaki öyküleri okuyun, ardından sahiplenin ve karanlık, ayazlı bir kış akşamında ya da güneşin batmayacağı bir yaz gecesinde Thor’un çekici çalındığında neler olduğunu veya Odin’in, tanrıların bal şarabını nasıl geri aldığını arkadaşlarınıza anlatın.
..tek gözüyle baktı arkasından ve doğru karar verip vermediğini düşündü. Bilmiyordu.
Rüyalarının söylediği gibi yapmıştı ve rüyalar gösterdiklerinden daha fazla şeyi bilirdi, en bilge tanrıdan bile.
“Fakat burada başka bir sonbahar ziyafeti olmayacak. Alevler ele geçirecek bu salonu; alevler derinizi sırtınızdan ayıracak. Sevdiğin ne varsa alınacak elinden.
Andım olsun.”
Bir son yok. Yalnızca eski zamanların sonu ve yeni zamanların başlangıcı bu, Loki. Ölümün ardından her zaman diriliş gelir. Başarısız oldun.
Savaşacaklar ve ölecekler, Heimdall ile Loki yan yana düşecekler ölümcül yaralarla.
Bitti, diye fısıldayacak Loki, savaş alanında ölürken. Ben kazandım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir