İçeriğe geç

İşi Vaktinden Çok Olanlar 1 Kitap Alıntıları – Nureddin Yıldız

Nureddin Yıldız kitaplarından İşi Vaktinden Çok Olanlar 1 kitap alıntıları sizlerle…

İşi Vaktinden Çok Olanlar 1 Kitap Alıntıları

Vakti belirleyen en büyük saat olan güneş ile yarışanlar, güneşin altında gölgelenenlerle aynı olamazlar.
Önemli olan olaylardan etkilenmemek değil, benzerlerini yaşamamaya yetecek kadar ders almış olmaktır.
Artanı hemen infak ettiler. İnfak ettikleri için törenler yapmadılar.
Mescitlere kilitlendiler. Ezanı mescitlerde dinlemeye gayret ettiler. Oraları fani dünyanın cenneti bildiler. Eğer üzerine dövüşecekleri bir toprak parçası olsaydı o da mescitlerin birinci safı olurdu.
Toprağın üstünde iken altındaki heyecanı ve endişeyi hissettiler.
O adamlar fethedip şirkten temizledikleri topraklardaki düşüncelerden, yaşam tarzlarından etkilenmedikleri gibi bütün dil ve coğrafya engellerine rağmen kendi akidelerini o yerlerdeki insanların gönüllerine yerleştirdiler.
Allah’tan düşmanınıza karşı yardım dilediğiniz gibi nefsinize karşı da yardım dileyin.
Müslümanlar, düşmanlarının Allah’a isyanları nedeni ile Allah’tan yardım görüyorlar. Böyle olmasa idi biz onlara güç yetiremezdik. Ne onlar kadar sayımız var ne de gücümüz onların gücü kadardır.

Eğer günahta onlarla aynı noktada olursak, güçleri ile bizden üstün olmuş olurlar.

Bir grubun günahları onlara, düşmanlarından daha tehlikelidir.
Kadınları da Muhacir olabilen bir davanın kurabileceği çok Medineler vardır.
Geriden gelenler ibret alıp dinleri için çalışırsa kazanırlar. Onların binlerce güzelliği yerine, Allah’ın affı ile kapanmış şu bu işlerinin peşine takılırlarsa, onlar yine kazanır, geriden gelenler kaybeder.
Ömer bin Abdülaziz’e ashap arasında meydana gelen savaşlar sorulduğunda şu cevabı vermiştir:
O akan kanlara Allah elimizi bulaştırmadı. Biz neden dilimizi bulaştıralım?
Gemisini kurtaran kaptanlaşıyor
İşi vaktinden çok olmak,ahireti dünyaya ezdirmemek ama dünyayı da ihmal etmemektir.
İşi vaktinden çok olmak,yığınlar arasında sürünmeden yaşamaktır.
Muaz tek başına bir ümmetti. Allah için yaşardı. Biz onu İbrahim aleyhisselam’a benzetirdik.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dünyanın en zengin topraklarını fetheden komutan iken karnı zor doyacak bir halde idi. Ömer bin Hattab radıyallahu anh, evinde onu ziyaret etmiş ve evin bütün eşyasının bir keçe, bir kırba ve birkaç lokma yiyecekten ibaret olduğunu görünce ağlamış ve şöyle demişti: dünya herkesi değiştirdi, yalnız seni değiştiremedi. Allah’a hamd olsun ki Müslümanların içinde böyleleri vardır.
İşgal eden değil; yer dolduran, harcadığından çok üreten, liyakatli, ahlaklı, vefalı, sabırlı, zor zamanın adamı: Arandı, aranıyor.
Para ne kötü varlıktır; cebinden çıkmadan sana yararı olmaz!

Hasan Basri

Kalbe gelen vesvese şeytandandır. Bir deye karşı aşırı arzu varsa,o, nefisten geliyordur. Bu arzulardan kurtulmak için oruç ve namaza sarılmak gerekir.

Hasan Basri

“Sizin en iyileriniz, ahiret için dünyayı terk edenleriniz veya dünya için ahireti terk edenleriniz değildi.İyileriniz her ikisini de yürütenlerdir.”
‘Allah benimle beraberse gerisi önemli değil ‘ düşüncesi ile yollara düştüler. Hayal edilmesi zor işleri gerçekleştirdiler.
Kilometreleri adım kadar bile görmediler.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yürüyen Kur’an, yaşayan sünnet gibiydiler.
Muaz tek başına bir ümmetti . Allah için yaşardı.
Biz onu İbrahim aleyhisselama benzetirdik.
Allah’ın dini için ‘fedakâr, gecesi gündüzüne katılmış adam arandıkça aranacaktır.
Sakın, Allah yolunda iken Allah’a isyan olan günah işlemeyin!
Müslümanlar, düşmanlarının Allah’a isyanları nedeni ile Allah’tan yardım görüyorlar.

Eğer günahta onlarla aynı noktada olursak, güçleri ile bizden üstün olmuş olurlar.

Müslümanlığı fetih, hicreti zafer, liderliği rahmetti.
Toprak hicreti, gerektiği zaman; şuur hicreti ise her zamandır.
Önüne, ‘Allah için’ takısı geldikten sonra, ne hayat ne de çoluk çocuk gördüler.

Yaşar gibi öldüler. Ölümü soğuk su gibi içtiler. Ölüme tebessüm ettiler.

Kalpleri etten değil, çeliktenmiş gibi yüreklilik gösterdiler.

Onların hayatının özeti söz, amel, ihlas ve sadakatten ibaretti.

Çünkü herkes yaşadığı gibi ölmeye,
Öldüğü gibi dirilmeye,
Dirildiği gibi de Rabbinin huzuruna çıkmaya mahkumdur.
Biz öyle bir ümmetiz ki bizim inanç, anlayış ve iş olarak bu Islam’dan başka onurlu bir çıkışımız yoktur.
Kimlerden olduğun değil, ne yaptığın önemli idi.
Önce güçlü bedeni, sağlam ahlakı, derin tefekkürü olan, çalışmaya ve kazanmaya muktedir, akidesi pürüzsüz, ibadetine düşkün, nefsi ile mücahede edebilen, vaktine titiz, işleri düzenli, başkalarına, toplum ve devletine yararlı Müslüman yetiştireceğiz.
Allah gayemiz,
Peygamber Aleyhisselam’ı önderimiz,
Kur’an yaşamış,
Cihad yolumuz,
Allah yolunda ölüm en büyük hedefimiz.
İşlerimiz vaktimizden çoktur.
Asıl Muhacir, Allah’ın yasakladıklarını terk edendir.
Kadın

Kadın : Cihattır. İffettir. Hayadır. Saygıdır. İtaattir. Çocuktur. Erkektir. Kadın : Asiye’dir. Meryem ‘dir. Hadice’ dir. Aişe ‘dir. Hafsa’ dır. Esma ‘dır. Fatıma’ dır.

Vakti belirleyen en büyük saat olan güneş ile yarisanlar, güneşin altında golgelenenlerler aynı olamaz.
Kadın :
Cihattır. İffettir. Hayadır. Saygıdır. İtaattir. Çocuktur. Erkektir.
Kadın :
Asiye’dir. Meryem ‘dir. Hadice’ dir. Aişe ‘dir. Hafsa’ dır. Esma ‘dır. Fatıma’ dır.
Çünkü herkes yaşadığı gibi ölmeye, Öldüğü gibi dirilmeye, Dirildiği gibi de Rabb’inin huzuruna çıkmaya mahkumdur..
İslam;kulluk ve liderlik,din ve devlet,ruhanilik,iş ve namaz,cihat ve itaat,Mushaf ve kılıçtır.Bunlar birbirinden ayrılmaz.

Hasan El Benna

İnsanlar fıkıhta Ebu Hanife’nin evlatlarıdır.

İmam Şafii

Müceddid,yenileyen demektir.Yalnız bu yenilenme dinin yenilenmesi değil,Müslümanların dine bakışlarının yenilenmesi,zaman içinde oluşan külün savrulması anlamında kullanılmıştır.
Kalbe gelen vesvese şeytandandır.Bir şeye karşı aşırı arzu varsa, o,nefisten geliyordur.Bu arzulardan kurtulmak için oruç ve namaza sarılmak gerek.

Hasan Basri

Allah gayemiz,
Peygamber aleyhisselam önderimiz,
Kur’an yasamız,
Cihat yolumuz,
Allah yolunda ölüm en büyük hedefimiz
İşlerimiz vaktimizden çoktur!
Yer işgal eden değil, yer dolduran, harcadığından çok üreten, liyakatli, ahlaklı, vefalı, sabırlı, zor zamanın adamı: Arandı, aranıyor.
Hicret, toprağı terk etmeden önce, batılı ve Allah’ın haramlarını terk etmektir..
Hicret, toprağı terk etmeden önce, batılı ve Allah’ın haramlarını terk etmektir.
Hasan Basri’ye “Ebu Bekir ve Öner’i sevmek sünnetten midir ? “dedikler.O da:”Bilakis,farzdır.”diye cevap verdi.
Davalar ancak fedakâr mensuplarının omuzlarında yükselebilir.
“Bir insanı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ashabını ayıplarken gördün mü bil ki o zındıktır!

Çünkü Resûlullah haktır.Kur’an haktır..Kur’an’ı ve Sünnet’i bize Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ashabı taşıdı.
Bu ikisi ile aramızdaki dayakbaklarımızı ayıplayarak Kitab’ımızı ve Sünnet’imizi geçersiz hâle getirmek istiyorlar.Asıl onlar ayıpdırlar,zındıkdırlar!”

Çünkü herkes yaşadığı gibi ölmeye,
Öldüğü gibi dirilmeye,
Dirildiği gibi de Rabb’inin huzuruna çıkmaya mahkumdur.
Vakti belirleyen en büyük saat olan güneş ile yarışanlar, güneşin altında gölgelenenlerle aynı olamazlar..
Toprak hicreti, gerektiği zaman; şuur hicreti ise her zamandır.
Davalar ancak fedakar mensuplarının omuzlarında yükselebilir.
Asıl Muhacir, Allah’ın yasakladılarını terk edendir.
Vakti belirleyen en büyük saat olan güneş ile yarışanlar, güneşin altında gölgelenenlerle aynı olamazlar.
Vakti belirleyen en büyük saat olan güneş ile yarışanlar, güneşin altında gölgelenenlerle aynı olamazlar.
İşi vaktinden çok olup bu topraklarda yaşayanların bıraktığı izle, vakti işinden çok olduğu için hiçbir iz bırakamadan gidenler arasında ne büyük farklılıklar vardır. Biri ırkını ve coğrafyasını aşarak insanlığa mâl olmuş, gözleri ve gönülleri doldurarak gitmiş; diğeri ise kendi evinde dahi bir elin parmakları kadar yıl geçmeden unutulup gitmiştir.
Allah’ın, dağlara ağır gelen emanetini yüklenen insanın işinin vaktinden çok olmasıyla, vaktinin işinden çok olması arasında ne büyük uçurumlar vardır.
Allah onlara altlarından nehirler akan ve içlerinde ebedî olarak kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş büyük başarı budur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir