André Malraux kitaplarından İnsanlık Durumu kitap alıntıları sizlerle…
İnsanlık Durumu Kitap Alıntıları
Her insan çektiği acıya benzer, dedi kiyo.”
Bir erkekte güçle zaafın birleşmesinden daha çekici bir şey olamaz demişti .
Bir tek hayata sahip olan insanoğlunun, bir fikir uğrunda bunu kaybedebilmesini açıkça aptallık saymıyor musunuz siz?
Hangi politik inanç ölümü yok edebilir?
Her insan çektiği acıya benzer..
-Biliyorsun, hep aynı şey: Nikah tahtırevanında usturayla intihar etmeye çalışan on sekiz yaşında bir kızın yanından geliyorum. Kızcağızı saygıdeğer bir ayıyla evlenmeye zorlamışlar… Kan kızıl olmuş gelinliğiyle getirdiler. Arkasında da anası, haliyle hıçkırıp duran, sıska bir gölge… Kızın ölmeyeceğini haber verdiğimde şöyle dedi: “Zavallı küçüğüm! Ölme şansı avuçlarındaydı halbuki…” Şans… Buradaki kadınların durumu üzerine bizim verdiğimiz söylevlerden çok daha fazlasını anlatıyor bu olay.
-Evet, dedi Suan, insanlara işkence edersen, oğulları terörist olur tabii ki
Marksizm bir öğreti değil, bir iradedir
Niye çalıştığını bilmeden günde on iki saat çalışan bir insan için, ne saygınlık, ne de gerçek bir yaşam mümkün değildir.
İnsanlar benim benzerlerim değil, onlar bana bakıp beni yargılayanlar; benim benzerlerim ise, beni seven ve bana bakmayanlar, beni her şeye karşı sevenler, beni düşkünlüğe, alçaklığa, ihanete karşı da sevenler yaptıklarımı ya da yapacaklarımı değil, beni sevenler, ben kendimi sevdikçe beni sevecek olanlardır.
Yalnızlığa karşı aşkın yapıştırdığı varlıkların birbirine sokulmasının insana bir yararı yoktu; bu yakınlaşma ancak her varlığın içinde yaşattığı ve gönlünde üstüne titrediği deliye, tarifsiz canavara, o her şeye yeğlenen yaratığa yardım edebilirdi.
Milyonlarca küçük gündelik hayat didinmesi, başka bir hayatın altında kalıp yok oluyordu.
Her insan çektiği acıya benzer, dedi kiyo.
“Bir insanı yaratmak için dokuz ay gerekir ama onu öldürmek için bir tek gün yeter.”
“Temelinde acı olmayan hiçbir özsaygı yoktur.”
“Kimseye yardımı olmayan her acı saçmadır.”
“Beni unut demek bir başkasını sevmesini söylemek olur.”
“İnsanın, bir başkasının gözünde, kendisininkinden farklı bir hayatı yaşamasının ne denli tadına doyulmaz bir şey olduğunu kimse bilemez.”
“Aşk yüceltilmiş bir saplantıdır.”
“Bir tanrının ideali, gücüne yeniden kavuşacağını bilerek insan olmak; insanın düşü ise kişiliğini yitirmeden tanrı olmaktır.”
“Başkalarını avutmak, kendini avutmaktan daha kolaydır.”
“Derin bir aşkın açtığı yaralar, büyük bir kin yaratmaya yeter.”
“Bir başkasının özgürlüğünü tanımak, çektiğin acıya karşın ona hak vermektir ”
“Ben mutluluğun zaman ayırıp uğraştıklarından değilim ”
“Hayatım geçmişte değil önümde uzanıyor ”
“Hiçbir erkek, kadınlardan söz edemez; çünkü hiçbir erkek, her yeni makyajın, her yeni elbisenin, her yeni aşığın yeni bir ruh getirdiğini anlayamaz.”
Aslında savaşların hepsi saçmalıktı, hayattan başka var olan hiçbir şey yoktu.
“Yenme gücü var ama zaferiyle yaşayacak gücü yok; ölümden başka neyi özleyebilir halde?
“İnsanlar benim benzerlerim değil; onlar bana bakıp beni yargılayanlar; benim benzerlerim ise beni seven ve bana bakmayanlar ”
“Yalnızlığa karşı, aşkın yapıştırdığı varlıkların birbirine sokulmasının insana bir yararı yoktur ”
“Başkalarının seslerini kulağınla, kendi sesini gırtlağınla duyarsın.”
“Acı ancak ölüme yol açmazsa bir anlam kazanabilir.”
“Her insan acısına benzer ”
“Çünkü zenginlik yoksa, yoksulluk da yoktur ”
Her insan çektiği acıya benzer.
“Orada milyonlarca hayat vardı ve şimdi hepsi onunkini dışlıyordu ”
Her insan çektiği acıya benzer
Her insan çektiği acıya benzer, dedi Kiyo.
Her insan çektiği acıya benzer, dedi Kiyo.
Her insan çektiği acıya benzer.
Ben acıyı anlatmaktan çok azaltmayı yeğlerim.Sesiniz insanlık dolu.Acıyı huşu içinde seyretmekten ibaret insanlardan hoşlanmam. -Başka bir insanlık olduğundan emin misiniz Çen? -Açıklaması zor Başka,en azından sadece seyretmekten ibaret olmayan bir insanlık var
İnsanın kıskançlığının kaynağı acaba sadece ötekinin neler var saydığı hakkındaki varsayımlar mıdır? Ne zavallı bir insanlık
Her insan çektiği acıya benzer
İnsanın bir başkasının gözünde kendisininkinden farklı bir hayatı yaşamasının ne denli tadına doyulmaz bir şey olduğunu kimse bilemez. Özellikle bir kadının gözünde
Kimileri yazma, kimileri düş kurma, kimileri de konuşma gereksinimi duyar Hepsi aynı şeydir. Tiyatro ciddi değildir, ciddi olan boğa güreşidir; romanlar ciddi değildir, ciddi olan yalan söyleme hastalığıdır.
İnsan yönetmek istemez: Baskı yapmak ister. İnsanlar dünyasında insandan fazla bir şey olmak ister. İnsanlık durumundan kurtulmak diyordum. Güçsüzlük değildir bu: Tam tersine gücünün her şeye yetmesi isteğidir. Güç isteğinin entelektüel bir gerekçelendirmeden başka bir şey olmadığı hastalıklı kuruntu, tanrılık isteğidir: Her insan tanrı olmayı düşler.
En kötü acının, acıya eşlik eden yalnızlık olduğunu kendi tecrübelerinden biliyordu. Acıyı ifade etmek de kurtarıcıdır; ama insanların en az bildiği sözcükler, en derin acılarını anlatabilenlerdir.
İnsan sadece başkalarının yazgısını mı görür?
Babam, insanın özünde boğuntunun, kendi sonunun bilincinde olmanın yattığını düşünür.
İnsan kendini itaat adına ölüme atmaz. Öldürmez de. Sadece korkaklar böyle yapar.
Marksizmde hem bir kaçınılmaz kader duygusu, hem de bir irade yüceltimi var. Kader ne zaman iradenin önüne geçse, ben kuşkulanmaya başlarım.
Belki kadının da bir insan olduğunu fark edemeden öleceksiniz azizim
Onu sevdiğim ölçüde, onu sevdiğim yönde tanıyabiliyorum. İnsan bir varlıkta ancak kendi değiştirdiği şeylere sahip olabilir.
Acı ancak ölüme yol açmazsa bir anlam kazanabilir, ama hemen her zaman acı ölümle sonlanır.
Hiç kimse hayatı yadsıyarak yaşayamaz.
Aptal işçiler, kendileri için savaşanları öldürmek üzere kullanılacak silahları üretsinler, olacak iş değildi bu!
Ve insan kaderiyle yüzleşince [ ] kendi kendisine kavuşur.
Milyonlarca küçük gündelik hayat didinmesi, başka bir hayatın altında kalıp yok oluyordu.
Cinayet işlemek, sadece öldürmek değildir
Yaşamak istiyormusunuz? ”
– ” Nasıl yaşayacağıma bağlı bu ”
– ” Nasıl yaşayacağıma bağlı bu ”
Her insan çektiği acıya benzer,
Niye çalıştığını bilmeden günde on iki saat çalışan bir insan için, ne saygınlık, ne de gerçek bir yaşam mümkün değildir.
İnsan bir varlıkta ancak kendi değiştirdiği şeylere sahip olabilir
İnsan kendi sesini ilk duyduğunda kolay tanıyamaz.
Ölüleri değil yaşayanları sevmek gerek
Bir insan yaratmak için dokuz ay yetmez, altmış yıl gerekir, fedakarlıkla , iradeyle , daha birçok şeyle dolu altmış yıl
Fikrini yalnızca düşünmek yetmez, onları yaşamak da gerekir
“Her insan çektiği acıya benzer
Canlıların, yalnızlık karşısında birbirlerine sokulmalarını sağlayan aşk, bu aşkın doğurduğu yakınlaşma: bu, insanları kurtarmaya yetmiyordu.
Kimin için çalıştığını bilmeden günde on iki saat çalışan bir adam için gerçek hayat, onur diye bir şey söz konusu değildir