İçeriğe geç

İmam-ı Azam Ebu Hanife Kitap Alıntıları – Sinan Yağmur

Sinan Yağmur kitaplarından İmam-ı Azam Ebu Hanife kitap alıntıları sizlerle…

İmam-ı Azam Ebu Hanife Kitap Alıntıları

Kendi kulluğunuzdan sorumlu olduğunuz kadar başkalarının bu dine yaklaşımında etkili olacak davranışlarınızdan da sorumlusunuz.
Ben Rabb’ime doğru yürüyen bir muhacirim. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Ankebut/26)

İnsan sonsuza kadar muhacirdir. Değil midir ki, her yolun sonu Allah’a çıkıyor,
Bizim yükümüz merhamet olmalı!
Çok değil yeteri kadar merhamet
Fikirler gerek bize!
Huzurun ve insanca yaşamanın kandan geçmediğini öğretecek fikirler!
Eğer insanlar seni zorluklar içinde bırakıyorlarsa
ve katlanman zorlaşıyorsa bil ki,
Allah seni kendisi için kollayacak kolaylıklar hazırlıyordur.
İşte o vakit seslen kendine. Dayan ey yüreğim!
Senin sahibin seni istiyor!
Ey yüreğimdeki! Sana aşkla varmak yakışır.

Hz. Hüseyin

Hukuk; fakiri, zavallıyı, çaresizi ezen saltanat için işlemiyordu.
İnsanlar günah avcılığı yapıyor, başkalarının mutsuzluğu, iflası, hatası diğerlerinin mutluluk vesilesi oluyordu.
Adalet ancak güçlünün Ben haklıyım iddiasına yarıyordu.
Anlayışın yerini bağnazlık, hoşgörünün yerini yobazlık, nezaketin yerini de öfke dolu sözler almıştı.
Senin rızan için her türlü bedel ödemeye hazırım Rabbim!
Dünya geçicidir, ahiret ise sonsuz.
Ahiretini karartanlardan daha bahtsız kim olabilir?
Haklılar, haksızlar kadar inatçı olmadıkça hak yerini bulmaz,
Dualarında beni de unutma.
Ölümü çokça hatırla.
İnsanların hatalarının ardına düşme, aksine onların güzel yönlerini gör.
Bir öğrencin olur da hata yaparsa ve sen ona kızacak durma gelirsen ona baktığında onun yüzünde evdeki oğlunu gör.
Öğrencilerine, sanki onlar senin çocuklarınmış gibi muamele et ki, onların ilme olan arzuları artsın.
Ne gariptir ki Müslümanların kanlarının
köpek kanı gibi akıtılmasına aldırmayanlar,
böcek kanının abdestini bozup bozmayacağını
soruyorlar. Yazık!

Hasan el-Basri

Ben saray ve saltanat adamı değil Hakkın ve halkın adamı olmaya gayret edenlerdenim.
Bizi uyarmazsanız sizde,
sizi dinlemezsek bizde hayır yoktur.

Hz. Ömer

Seni neden seneler önce tanımamışım.
Bir âlim, adaleti tarif etmeye çalışıyor
Ancak karşıtı olan zulmü bilmiyorsa,
bu âlim adaletin de zulmün de cahili demektir.

Ebu Hanife

Ebediyen sürecek bir mahvoluştan sakın! Üç beş günlük bir dünya nimeti için ahiretini karartma
Zulüm ile abâd olanın, ahiri berbâd olur.
Allah ile aranızdaki yakınlığı bozmayınız.
Dört kimse Allah’ın salih kullarındandır:

Tövbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.
Günahkârların affı için Rabbine yalvaran.
Din kardeşine gıyabında dua eden.
Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.

Hz. Osman

Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü tutulduğu günler istiyoruz.
Âlemlerin Rabbine Hamd olsun. Âl-i İbrahim’e, Âl-i Muhammed efendilerimize salat ü selam olsun. Ehl-i Aba Ali Kerremellahü Veche’ye, Fatıma Annemize selam olsun.
Hükümdar adil olduğunda halkının kalbine hâkim olur.
Zulmettiğinde ise sadece riyakârlara
ve yalakalara hâkim olur.

Ebu Hanife

Bir mazlumun yüzünün gülmesi için gerekirse sevmediğim kişinin ayağına bin kez gitmem gerekiyorsa üşenmem giderim.
Sizler evet siz dindarlık taslayanlar bu mübarek topraklarda bir kişi açken, siz nasıl tok yaşayabiliyorsunuz?
Eğer doğru sözlü iseniz bana ilim getirin/ilimle gelin!
(En’am, 143)
Her Allah yolunda olanın yazgısında mutlaka hicret vardır.
Ey İmamlar, kadılar ve âlim geçinenler
cüppenizin altında kalbiniz olsun
servet, şehvet ve şöhret sevdanız değil!

Hasan El Basri

Günahla kararmış kalpler sabah saatlerinde gaflet uykusundan kurtulamazlar.
İmam, sırtına cübbeyi geçirip cemaatin önüne geçen değil, haksızlık karşısında kılıcını çekip halkın önünde yola çıkandır.

Zeyd b. Ali

Allah’tan cenneti talep etmek asi bir cesaret işidir.
Fıkıh ilmi bana şunu öğretti:
Helalde de, haramda da Allah’a cesurluk taslama!

Ebu Hanife

Suç işlenecek şartlar kaldırılmadan o suçun işleniş tarzı araştırılmalıdır.
Hz Ömer’i örnek alan Ebu Hanife nitekim halife Ömer’in huzuruna yargılanmak için iki ayrı diyardan getirilen hırsızlar hakkında, Niçin hırsızlık yaptıkları araştırılıp sorulsun! talimatıyla birinin çok fakir ve işsiz olduğu, hiç kimsenin ona ne iş verdiğini ne de karnını doyuracak bir imkân sağlamadıklarını öğrenmiş, açıldığından dolayı iki ekmek çalan hırsızın affedilmesi ve ona iş bulunması kararını verirken, diğer hırsızın varlıklı olduğu, ihtiras ve zevk için hırsızlık yaptığını öğrendiklerinde onun elinin kesilmesi kararını vermiştir.
Müslüman müslümanın kardeşidir, kimsenin günah avcılığını da cehennem pazarlığını da yapmayın!
Karşısındakini kâfir ilan etmek için bahane arayan, ondan önce kendisi kâfir olur.

Hz. Ali

Adamına, kabilesine, inancına, hevesine göre değil hakka göre hukuk.
Ahlakın kıymeti ahlaksızlığın en yaygın olduğu dönemde ortaya çıkar.
Ebu Hanife ‘nin yolu bir gün Basra’ya düşmüştü.
Büyük bir kalabalığın, itişip kakışarak mücadele ettiklerini görünce merak eder.
Burada ne oluyor? diye sorar.
Efendim, hafızlar yarışıyor. Sesi en güzel, hem de en gür çıkan hafızı, köyümüze imam yapacağız.
İslam’ın büyük âlimi, bu cevaba üzülür.
Yazıklar olsun sizlere, der. İslam’ın meşveretini hiç mi anlamadınız. Sesi, sedası, güzel çıkarak gökleri kaplayan değil de, bilgisinin ve bildiğiyle amel edenin faydası ile göklere çıkacak olanı seçmedikçe, yemin ederim ki yolunuzu bulamazsınız. İslam’da ilmin ve hakikatin değeri her şeyden yüksektir.
Bir insanın şöhretine görünüşüne aldanma, namazına niyazına bakma, aklına doğruluğuna bak.

Hz. Ömer

dünyalık için kimseye temenna etme
Bir insanın üstün kişilik sahibi olabilmesi için gerekli en büyük unsur, sabırdır.
Bütün mala şüphe karıştı benim şüpheli mala ihtiyacım yoktur.
Bir kadın onun dükkânına alışverişe gelmişti. Dükkândan kumaş alırken kumaşı raftan indiren tezgâhtar, kadının duyacağı şekilde,
‘Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed,’ diye kadının yüzüne doğru söyleyince, bunu gören Ebu Hanife, kadın çıktıktan sonra,
Evladım kumaş satarken Resulullah’ın mübarek ismini söyleyip ticaretini alet eder duruma düşmekten Allah’a sığınırım. Sen bize yaramazsın başka bir iş bulana kadar her gün evine yevmiyeni göndereceğim ancak senden bize fayda gelmez, diye onu işten çıkarmıştı.
Yuva kurmak biz olmaktır.
‘Rabbimiz biz kendimize zulmettik.’

(Araf/23)

Evlenmemizin sebebi birbirimizi tamamlamak içindir. Kusur aramak, bir kusurda hemen yolları ayırmak değil. Hatırla, Hz. Âdem cennette yalnızdı. Kendisini eksik, yalnız hissediyordu. Havva onu tamamlayandı. Gün geldi Hz. Havva Annemiz bir hata yaptı. Hz. Âdem hemen ‘Sen suç işledin, haydi şimdi temizle bakalım, ne halin varsa gör’ mü dedi? O ne yaptı, suça gönüllü ortak oldu, ortak tövbe ettiler.
Sevgi duygudur, ama saymak anlamaktır. Olumsuz olanı olumlu hale getirmek sevmekten çok saymakla mümkündür.
Bilakis kıyamet onlara vaat edilen asıl saattir. O saat cidden çok feci ve acıdır (Kamer 46)
İmam-ı Azam’ın fıkıhta dayandığı delilleri;

1-Kitap (Kur’an),
2‐Sünnet,
3-Sahabe fetvaları,
4-İcma,
5-Kıyas,
6-İstihsan,
7-Örf

Ebu Hanife’nin bilgiye ulaşma yolu akılcı, merak eden, soran, düşünen, istişareli ve akleden kalp ile tatmin olan bir yöntemdir

Din ilmini ancak ahlakına güvenip, yaşayışına şahid olduğunuz kişilerden öğreniniz.
Bazı insanlar vardır, hayatları boyunca bir tek şeyi bilirler ve bir ağaç yüzünden koca ormanı görmezler. Bazı insanlar vardır, her şeyden biraz anlarlar ama hiçbir şeyi tam bilmezler ve onlar da orman yüzünden ağacı görmezler.
Her ümmetin bir putu vardır; bu ümmetin putuda altın ve gümüştür.
Kendi ruhunuzu ve imanınızı kurtarmak için çalışın,
başka bir şey için değil. Şunu bilin ki
bu ümmetten ilahi emanet koruması kaldırılmıştır.
Ümmet artık hak da ve hayırda değil
azgınlıkla birbiriyle yarışır haldedir.

Enes b. Malik

Hüküm Allah’ındır.
Müşteri alışverişte diliyle de gönlüyle de hoşnut olmalı.
Alıcının hoşnutluğu, rızası yoksa satanın gözü malında kalıyorsa Allah o nimeti bereketlendirmez.
Ticaretin bereketi kârda değil rızadadır.
Bir erkeği para önce şımartır sonra da yoldan çıkarır.
Erkeğin açgözlüsü iflah olmayanı kendini alışverişte belli eder.
Edep ve erdemdir insanın güzelliği.
İnsanı insan yapan doğduğu coğrafya, memleketi, konuştuğu dil değil ahlakı ve meziyetidir.
Ruhuma yüreğime talip olan yok.
Bilge bir insan için mutluluk ile mutsuzluk arasında hiçbir fark yoktur. Sadece budala insanlar mutlu oldukları için şımarırlar.
Mümin, sorumluluk bilinci taşımalıdır. Attığı adımlarına, sarf ettiği cümlelerine ve davranışlarına dikkat etmelidir.
Şu üç konuda hassasiyet gösteriniz:

1-Günah ortamında bulunmamak.
2-Dindarların adını lekelemekten kaçınmak.
3-İnsanları İslam’dan soğutmamak.

İnsanların size ‘mümin’ gözüyle bakması sizi aldatmasın! Herkes kendini daha iyi bilir. ‘Ben inançlı biriyim’ diye de böbürlenmeyin sakın! İnançlı olmanın sorumlulukları vardır. Namaz ehliyseniz, namaz kılmayanlara; oruç ehliyseniz, oruç tutmayanlara; Müslümansanız, gayrimüslimlere karşı sorumluluk sahibisiniz.
Hoşgörü ve tahammül etmek imanlı insanın şanındandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir